hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Şeker Mi - Yapay Tatlandırıcılar Mı? İçerde

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Şeker Mi - Yapay Tatlandırıcılar Mı? İçerde 2duy3hj

Şeker Mi - Yapay Tatlandırıcılar Mı? İçerde Empty
MesajKonu: Şeker Mi - Yapay Tatlandırıcılar Mı? İçerde   Şeker Mi - Yapay Tatlandırıcılar Mı? İçerde EmptyC.tesi Ocak 30, 2010 9:19 pm

Hangisi Daha Kötü: Şeker Mi - Yapay Tatlandırıcılar Mı ?
Biz diyetisyenler, danışanlarımızdan kilo verme sürecinde harcadıkları
enerjiden daha düşük enerji almalarını sağlamaktayız. Bu bağlamda
diyetteki yağ ve şeker alımını biraz kısıtlarız. Genel olarak
danışanlar, yağlı yiyeceklerin ve kızartılmış ürünlerin tüketimini
sınırlandırabilse de; şekerin eksikliğini hissetmekte, doğal
karbonhidrat kaynağı olan (tahıllar, kurubaklagiller, peynir dışındaki
süt ürünleri, sebze ve meyve gibi) besinlerden aldıkları şeker ile
yetinememekte. Zaten çocukluk çağındaki ödüllendirici beslenme
alışkanlığında sürekli tatlı verilmesi, kişide yetişkinlik döneminde
tatlı yenildiğinde pişmanlık hissinin oluşmamasına, hatta "iyi bir şey
yapmış" gibi tatlıyı yerken mutluluk duymasına sebebiyet vermektedir.
Vücudumuzun Gerçekten Şekere İhtiyacı Var Mıdır?
Beyin, sinir sistemi ve alyuvarlar normal koşullarda enerji
ihtiyaçlarını mutlak surette karbonhidratlardan karşılamak
durumundadır. Bazı karbonhidratlar besinlerde doğal olarak bulunurlar
(meyvelerde fruktoz, sütte laktoz, tahıllarda nişasta gibi). Bazıları
ise sonradan ilave edilirler (sofra şekeri ve şeker içeren besinler).
Kaynağı ne olursa olsun, vücut gerçekte bu farkı anlamaz.
Karbonhidratlar büyük oranda bitkisel kaynaklı besinlerden
alınmaktadır. Bu karbonhidratlar vücudumuzda yapıtaşı olan glikoza
dönüşür ve kan şekerinin esas kaynağını oluştururlar. O nedenle Dünya
Sağlık Örgütü günlük enerjimizin %55-60'ının karbonhidratlardan
karşılanması gerektiğini vurgulamaktadır.
Fazla Karbonhidrat Tüketiminin Zararları Nelerdir?
Vücut, kan şekerinin tümünü aynı anda enerjiye çevirememektedir. Kan
şekeri düzeyi normalin üzerine çıktığında; pankreastan salınan insülin
hormonu fazla şekerin depolanması için karaciğer, kas ve diğer
hücreleri uyarır. Glikozun bir kısmı, kas ve karaciğerde glikojen
şeklinde depolanır. İhtiyacından fazla enerji tüketimi durumunda vücut,
bir kısım glikozu vücut yağına çevirir. Dolayısıyla obezite ve
beraberindeki 40'ı aşkın hastalık için davetiye çıkartılmış olmaktadır.
Bu nedenle karbonhidratları azı karar çoğu zarar mantığı ile
değerlendirmekte yarar vardır. Son zamanlarda şeker kullanımının hızla
artmasıyla birlikte kalp - damar hastalıkları, diyabet, kanser,
sindirim sistemi hastalıkları ve romatizmal hastalıkların görülme
sıklıklarında artışlar olmaktadır.
Hiç Şeker Tüketmemek Vücutta Bir Eksiklik Yaratmaz Mı?
Rafine edilmiş haliyle şeker 200 - 300 yıllık kısa bir geçmişe
sahiptir. Peki şekerin keşfinden önce insanlar bu ihtiyaçlarını nasıl
karşılıyordu, acaba vücutlarında bir eksiklik olmuyor muydu? Nasıl ki
arabanın hareket edebilmesi için deposunda benzin olması gerekiyorsa,
vücudumuz için de temel enerji kaynağı glikozun bulunması gerekir.
Ancak bu glikoz, çayın içerisine atılan ve tatlıların yapımında
kullanılan rafine haliyle sofra şekeri olarak görülmemelidir. Yukarıda
da belirtildiği gibi doğal besinlerden de bu şekerin elde edilmesi söz
konusu olmaktadır. Eğer ki sofra şekerinin eksikliği durumunda
metabolizmamız sıkıntı oluştursaydı; sağlık personeli diyabeti olan
bireylere de her gün tatlı yemelerini önerirdi. Yoğun olarak 1900'lü
yılların başından itibaren beslenmemizde yer alan şeker, daha öncesinde
saraylarda kullanılan lüks bir besin maddesi olarak tanımlanmaktadır.
Günümüzde şekerin girmediği bir yer yok gibi. O nedenle bebeklikten
itibaren şekerli besinlere alıştırılan bir insana sağlık
problemlerinden ötürü "artık şekeri hayatınızdan çıkarmalısınız" demek
çok zor.
Şeker Vücutta Nasıl Bir Sıkıntı Yaratmaktadır?
Hızla ve hemen kana karışan, saflaştırılmış ve rafine şeker içeren
besinler kan şekerinde ani bir dalgalanmaya neden olurlar. Çok kısa
sürede yükselen kan şekeri yaklaşık yarım saat sonra aynı hızda düşmeye
başlar. Her çıkışın bir inişi vardır. İşin kötü tarafı; tatlı
yenildikten bir süre sonra artan ve azalmaya başlayan kan şekeri
seviyesi eski seviyesinin de altına düşmektedir. Dolayısıyla kan
şekerinde aniden bir pik yaşanması tekrardan tatlı yeme isteği
doğurmaktadır. Bu nedenle kimse bir parça tatlı yiyerek "dur"
diyememektedir.
Peki Şekerin Yerini Nasıl Doldurabiliriz?
Her zaman için besinlerin doğalını tercih etmekte yarar vardır. Ama bu
demek değildir ki: Hiç tatlı yenilmemelidir. Elbette tatlı
yenilmemesini gerektiren şeker hastalığı gibi bir durum söz konusu
değilse bazen tatlı yenilebilir. Ancak tatlıların tüketim sıklığına ve
miktarına dikkat etmek, ayrıca lokma, tulumba gibi şerbetli tatlılar
yerine; sütlaç, muhallebi, puding, komposto, hoşaf, kabak tatlısı gibi
hafif tatlıları tercih etmek gerekir. İşte bu tatlıların yapımında -
enerji alımını azaltmak adına - toz tatlandırıcılardan yararlanılabilir.
Diyabetliler başta olmak üzere, şeker tadından vazgeçemeyen, iştahını
baskılamakta güçlük çeken, formuna önem veren bireyler ve aileleri için
çok iyi bir alternatif olarak yapay tatlandırıcıların şeker yerine
kullanılması daha uygun görülmektedir. Gerek içeceklerde tablet olarak,
gerekse tatlıların yapımı esnasında toz formları ile güvenle
kullanılabilen bu tatlandırıcıların enerji değeri yok veya göz ardı
edilecek kadar düşüktür. Kan şekeri üzerinde de olumsuz etki
yaratmamaları nedeniyle saflaştırılmış ve rafine şeker yerine tercih
edilmeleri daha sağlıklı olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken
nokta; bazı yapay tatlandırıcıların ocağı kapattıktan (besin
pişirildikten) sonra ilave edilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde
topaklanma ve metalik bir tat oluşturabilmektedir.
Yapay Tatlandırıcılara Geçiş
Yapay tatlandırıcılar ilk olarak 1900'lü yılların başında ortaya
çıkmış, 1940'lardan beri tüm dünyada hem şeker hastaları hem de
sağlığına özen gösterenler tarafından yoğun olarak kullanılmaktadırlar.
Günümüzde en fazla kullanılan yapay tatlandırıcılardan biri olan
aspartam üzerinde 200'ü aşkın bilimsel çalışma yapılmış, yüksek
dozlarda kullanımında dahi zararlı bir etkiye sahip olmadığı
görülmüştür. Aspartam kullanımı Dünya Sağlık Örgütü tarafından
onaylanmıştır.
Yapay Tatlandırıcılar Kanser Yapar Mı?
1939 yılında yapılan küçük çapta bir araştırmada sakarin içeren yapay
tatlandırıcıların sıçanlarda mesane kanserine yol açtığı saptanmıştır.
Ancak bunu izleyen çalışmaların hiçbirinde benzer bir etkiye
rastlanmamıştır. Zaten bilim dünyasında "hayvan modelinde karşılaşılan
bir durum insanlarda da aynen gerçekleşir" diye bir durum söz konusu
değildir. 69 yıldır yapılan çalışmalarda çok daha yüksek dozlarda
insanlara verilen bu yapay tatlandırıcılarda benzer bir yan etkinin
görülmemesi üzerine, bugün bizler danışanlarımıza Dünya Sağlık
Örgütü'nün onay verdiği bu yapay tatlandırıcıları önermekte ve
kullanımlarında bir sakınca görmemekteyiz. Bu şekilde bir kanının
oluşmasında 20. yüzyılın sonlarına doğru bulunan aspartamın rolü
büyüktür. Aspartam piyasada sakarinin önüne geçmiştir. Sonraları
sakarinin aspartama "çamur at izi kalsın" mantığı ile misilleme olarak
unutkanlık yaptığına dair demeçlerin verilmesi sonucu her 2 grup yapay
tatlandırıcı da "kötü" olarak hafızalara kazınmıştır. Ancak tüm
tatlandırıcılar gerek diyabetliler gerekse formuna dikkat edenler ve
aileleri tarafından rahatlıkla kullanılabilirler. Formda kalmak,
şekerin zararlı etkilerine maruz kalmamak ve ağız tadından vazgeçmemek
için yapay tatlandırıcılar güvenle kullanılabilir. Özetle; yapay
tatlandırıcılar iyi, rafine şeker kötü olarak tanımlanabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şeker Mi - Yapay Tatlandırıcılar Mı? İçerde
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Danışmanlık ve Yardımlaşma :: Sağlık Sorunları :: Sağlık Bilgileri-
Buraya geçin: