hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun 2duy3hj

Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun Empty
MesajKonu: Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun   Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun EmptyPaz Mayıs 16, 2010 8:45 am

DEĞERİNİ
HAYVANLAR ANLADI BİZ ANLAYAMADIK EFENDİM...
Bir kadir akşamı günü idi.Bu değerli geceyi
en iyi nerede değerlendirebiliriz düşüncesi ile yola çıktık.Yolumuz
Çarşamba'daki Yavuz Selim camii'ne düştü.Öğrendikki Efendi Hazretleri bu
gece Yavuz Selim Camiin'de vaaz edecek.
Gönül bahçemizde
güller açacağını hissederek camiye girdik.'Aman Ya Rabbi' bir
izdiham,bir kalabalık,muhteşem bir tablo!Arkadaşlarla bir kenara
oturduk.Sohbet başlamadan bizi bir feyiz,rahmet dalgası
kaplamıştı.Derken bir dalgalanma oldu.Dalgalnmadan Efendi Hazretlerinin
camiye girdiğini anladık.

O'nun gelişi ile heycan kat kat artmıştı.Vaaz edeceği kürsünün
önüne geldiğinde,sanki kürsü dile gelmiş onu davet ediyordu.Caminin
içini manevi bir hava kaplamıştı.

Camideki kalabalık bir an olsun gözünü ondan ayırmıyordu.Her
türlü zulüm,haksızlık ve zorbalıkla kirlenen dünyada gerçek bir
peygamber varisi görmek ne büyük bir nimetti.Beklediğimiz an gelmiş,
mübarek zat sohbetine başlamıştı.Hamd ve besmeleden ve ardından ayetleri
ve hadisleri okuduktan sonra şöyle buyurdu:

''Cemaati müslimin! Şu an aramız da Allah
dostları bulunmaktadır.Belki biz onların kim olduğunu bilemeyiz;ama şunu
biliniz ki,ya sağınız da, yada solunuzda ALLAH'ın dostları var ve bu
sohbette hazır ve nazırdırlar.Lakin Mevlamız onları bizden gizliyor.''

Efendi Hazretleri bunları anlatırken kürsünün önünde bir
hareketlenme oldu.Kürsüye çıkmak için dayanan merdiven tekrar dayandı.O
da ne merdivende takım elbiseli, kravatlı bir adam çıkmadı mı?Efendi
Hazretleri ise sohbeti kesmşti.Cemaatin şaşkınlık içindeki bakışları
altında bu adam konuşmaya başladı;


Ey cemaati müslimiin.Beni bir kaç dakika dinleyin.Ben
eski......bakanıyım.Az önce Efendi Hazretleri aramızda Allah'ın
dostlarının olduğunu söyledi.Sizlere bir olayı anlatıcam sonrada sizden
dua isteyeceğim.

Ben bir tarihte Efendi Hazretleri ile bir umre fırsatını
bulmuştum.Allah nasib etti,çok güzel bir umre yaptık.dönüş zamanı geldi
çattı.İstanbul Yeşilköy havaalanına indiğimizde sabahın erken saatleri
idi.Uçaktan iner inmez Efendi Hazretleri'ne bir teklifte bulunmak geldi
içimden:''Efendi hazretleri bu sabah kahvaltıyı bizim evde yapalım, bir
yorgunluk kahvesinden sonra sizi bırakırım''.dedim.Sağ olsun Efendi
Hazretleri bizi kırmadı ve teklifimi kabul etti.Birlikte bizim eve doğru
yola çıktık.Mevsim yaz olduğu için yazlık evime gidiyorduk.Bir yandan
yol alırken,bir yandanda ,aklıma evimin önünde bulunan ve son derece
saldırgan olan köpeğim geldi.Zira bu köpek sıradan bir köpek
değildi.Özel eğitim almış yabancı insana tahammülü olmayan bir
köpekti.Yabancıyı gördümü hemen saldırıyordu.Sonuç olarak iri,kıyım bir
köpek bizi bekliyordu.Bunları düşünerek yol alırken,Efendi Hazretleri'ni
rahatsız edecek diye endişeleniyordum.

''Efendi hazretlerini rahatsız eder mi? Huysuzluğu ve
havlaması...'' Ben bu düşünceler ile meşgul olurken, Efendi
Hazretleri'ne konuyu açamadım.Bu düşünceler içinde eve geldik.Kapıyı
açtılar, içeri girdik.Her an bir hareket bekliyordum;ama yazlığın içine
girene kadar beklediğim hareket olmadı.

Eve gelmiş kahvaltımızı yapmıştık.Efendi Hazretleri kahvaltıdan
sonra işrak namazını kıldı.Namazı bitirir bitirmez bana döndü:
''Senin şu köpeği merak ettim, haydi bir görelim.''dedi.Efendi
Hazretlerinin bu talebi beni son derece şaşırtmıştı.Çünkü ben ona
köpeğimden bahsetmemiştim.Ben telaşlı bir vaziyette:''

-Aman Efendi Hazretleri, o sizi rahatsız eder.
-Yok yok hiçbir şey olmaz, haydi bir görelim.
Israrı karşısında bir şey diyemedim.''Peki buyrun bahçeye
çıkalım''diyerek Efendi Hazretleri ile birlikte bahçeye çıktıkKulubeye
doğru ilerlerken, tedirginlğimi üzerimden atamamıştım.Her an kulubeden
sıçramasını bekliyordum.

Efendi Hazretleri'ne dikkatli olmasını, köpeğin her aan
kulubeden çıkacağını söyledim.Ha havladı, havlayacak derken, kulubenin
önüne gelmiştik.Ben şaşkındım;çünkü normalde şimdiye kadar çoktan bizi
fark edip ortaya çıkması lazımdı.AMA ODA NE!Köpek, kulubesinde sessizce
duruyordu.Birden başını dışarı çıkardı.Efendi Hazretleri'ne bakmaya
başladı.Tepeden tırnağa süzdü.Daha sonra başını iki ayağının arasına
indirerek, yerde sürüne, sürüne bize geldi.Ben dehşetle olayı
izliyordum.Şaşkın ve heyecan içindeydim, zira ortada çok garip bir
hadise vardı.Köpeğim Efendi Hzaretlerinin önüne kadar geldi.Efendi
Hazretleri'ne sevgiyle baktığını inaanın hissettim.Köpeğim başını yana
yatırdı.Efendi ye bakarken Vallahi ağlıyordu,gözlerinden süzülen yaşları
bir görmeli idiniz.Efendi Hazretleri köpeğime tebessüm edip başıyla
selam verdi.Bu ne muazzam bir manzara idi.Tüylerim diken diken
olmuştu.Köpeğimin bir zarar vermesinden korkarken o, Efendi
Hazretlerinin önünde saygıyla eğilmiş ağlıyordu.Efendi Hazretleri bana;

-Hadi gidelim...
Bir rüyadan uyanmıştım.Son derece hırçın olan köpeğimin bu
derece sessiz ve sakin olması beni şaşırtmıştı.Ayrılırken köpeği elimle
dürttüm.Dürtmemle bu sefer bana havlaması bir oldu.Sanki düşündüklerimi
anlamış ve''sen ne yapmaya çalışıyorsun''der gibiydi.

Eve dönerken Efendi Hazretleri bana şöyle buyurdu;
-''Gördün mü?Köpek sahibine mahçup olmamak
için, benim gibi birine havlamadı'''

Aman ALLAH'ım ne büyük bir tevazu......

Bunları anlatan zat,anlatmasını bitirmiş,yüzünü
cemaatten,kürsüde oturan Efendi Hazretlerine döndü ve yüksek bir ses
tonuyla adeta haykırdı

'''EFENDİ HAZRETLERİ..SİZLERİN KIYMETİNİ,
DEĞERİNİ HAYVANLAR BİLE ANLADI BİZLER ANLAYAMADIK'''
-------------------------------------------------------------------------------------------------------


BİR SEN ANLADIN!
Efendi Hazretlerimiz İsmailağa'ya ilk imam olduğu zaman kapı kapı
dolaşıyor.Çevredeki her evin kapısını tıklayan Efendi Hazretleri,''Ben
bu caminin yeni imamıyım, bir sıkıntı ve ihtiyacınız olursa benim kapım
her zaman açık.Sizi namaz da camimizde görmek bizi mutlu eder.'' diyerek
insanları namaza ve camiye çağırıyor.İnsanlarımız güzel muameleye güzel
karşılık verirler.İnsanların yapısında da bu vardır. ''Allah razı
olsun, ne demek hocam, inşallah hocam'' diyorlar.Herkesin aynı olması,
herkesten aynı muameleyi beklemek de yanlış tabii.bB öyle bir iş yapan
her türlü hakarete hazırlıklı olması lazım.

Efendi Hazretlerimizin kapısına tıkladığı bir evden de et ve
kemik yığını olarak tabir edilen iman ve akıldan nasibi olmayan dev gibi
boylu poslu, iri yarı bir adam çıkıyor.Efendi Hazretleri aynı şeyleri
ona da söylüyor.Adam Efendi Hazretlerine şöyle yukardan alaycı bir
şekilde bakıyor ve ''Şuna bak, sen bir hiçsin ya!'' diyor.Efendi
Hazretlerimiz adamın bu terbiyesiz tavrına ''Hiç olduğumu bir sen
anladın'' diyerek çok manalı bir cevap veriyor.Bu cevaptan sonra adamın
surat şeklini görmek isterdik doğrusu...

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

İMTİHAN
Efendi Hazretleri'nin kayınçosu Muhammed hoca devamlı yanında
bulunduğundan çok dikkat etmesi gerekiyor.Çünkü evliya, yanındakileri
her zaman imtihan eder.Muhammed Hoca;''Tabakta üzüm var, Efendi
Hazretleri bazen bir tane üzüm istiyor.Bende bir tane alıyorum ve
getiriyorum.Eğer üç tane veya daha fazla alsam söz dinlememiş olurum''
diyor.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

ÇİVİ GİBİ DUR
Efendi Hazretleri geçtiğimiz yıllarda yine Çavuşbaşın'da
dinlenmede iken hatme hace yapılıyor.Hatme haceden sonra İshak Hoca aşrı
şerif okuyor.Aşrı şerif okurken hafif sallanan İshak hoca'yı Efendi
Hazretleri'miz omuzundan tutuyor ve ''Bende bir keresinde aşrı şerif
okurken Üstadım Ali Haydar Efendi beni omuzumdan tutarak 'Böyle çivi
gibi ol' buyurdu.Sende öyle ol'' buyurmuş.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

SÜNNET İLE GELEN HİDAYET
O zamanlar cemaat bu günkü gibi kalabalık değil.Cami kısmı ya
doluyor, ya dolmuyor...İslamı bildiği kadar yaşamaya çalışan, siyah
fötür şapkası ile ticaret yapan bir iş adamının yolu Fatih Çarşam'dan
geçince İsmailağa'ya uğramaya karar veriyor.İsmailağa'ya girer girmez
çok tabii olarak kendisini başka bir dünyada buluyor.En ön safa kadar
ilerleyip oturuyor.Efendi Hazretleri ise o sırada sohbet ediyor.Efendi
Hazretleri bir kitabı, rafa koyması için bu iş adamına vermek
istiyor.Adam elini uzatınca Efendi Hazretleri kitabı geri çekiyor.Bu iki
üç kere tekrarlanınca yanındakiler adama ''Sağ elini uzat''
diyorlar.Sağ elini uzatınca Efendi Hazretleri kitabı veriyor.Efendi
Hazretleri bu hareketinin sebebini de kürsüden açıklıyor.Rasulullah
Efendimizin sünnetinde; işlerin sağ el ile yapılması, almanın vermenin,
yemek yemenin sağ el ile yapılması gerektiğini sol elin taharet eli
olduğunu ve bunlara dair hadisi şerifleri anlatıyor.

Bu zat, sohbet bitiminde Mevla'nın kalbine verdiği hidayet nuru
ile aydınlanıyor.Kendi anlatımı ile:''Böyle bir edep ve sünnet aşkı daha
ne olabilir ki...O gün sohbet çıkışı İsmailağa'nın altında bulunan
terziye indim, cübbe ve şalvar aldım.Eve gittiğimde hanım ve çocuklarda
beni böyle görünce sen madem böyle giyindin bizde çarşaf giyeriz dediler
ve Elhamdülillah giydiler, o günden bu güne böyleyiz işte''
diyor.İsmini burada vermeyi uyugn görmediğimiz bu zat şimdi büyük bir
hocamızdır ve sohbetleri ile insanları bu yola çağırıyor.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

YALAN
Efendi Hazretlerimiz'e sormuşlar:''Efendi
Hazretleri siz hiç yalan söylediniz mi?.''
Efendi
Hazretlerimizin verdiği cevap ''Bana hiç saatin kaç olduğunu soran
olmadı!''

Yani şu dikkate bakarmısınız!!!... Aman Ya Rabbi! Ne kadar ince
düşünüyor.Saat sorulduğunda verilen cevabın yanlış olmasını bile yalan
sayıyor Efendi Hazretlerimiz.Hani birisi saati sorsa ''saat kaç?''
diye.Eğer saat ekrep ve yelkovenlı ise saate bakarsın ve pek dikkat
etmeden 9 un üzerindeyse 8 dersin.Bu bile yanlış oluyor ve Efendi
Hazretlerimiz bunu yalandan kabul ediyorlar....

-------------------------------------------------------------------------------------------------------


ABDESTSİZ OLMAMAK
Abdestli bulunmak ve yatmak hakkında bir çok hadisi
şerif vardır.Efendi Hazretlerimiz'de abdestli bulunmaya çok önem
veriyorlar.Odalarında ve uzun yola çıktıklarında yanlarında bir tuğla
bulunduruyorlar. Neden? Abdestleri bozulduğu vakit abdest mahalline
varıncaya kadar ayaklarının yere abdestsiz basmasından korkuyorlar.O
tuğla ile teyemmüm alarak o anlık bu ihtiyaçlarını gidermiş oluyorlar.
Efendi Hazretlerimiz hastalandığı zaman uyuyor ve uyanıyor.Uyuyor ve
uyanıyor.Ancak uyandığı zaman (bizim gibi kıvrılıp daha bir iştahla
uyumaya çalışmıyor) abdest almak için sıcak yatağından kalkıyor.Yani
uyuyarak bozulan abdestini alıyor ve abdestli uyumuş oluyor.Bu hal yani
uyanmak kaç kere olursa olsun, bıkmadan ve usanmadan kalkıyor abdest
alıyorlar....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun 2duy3hj

Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun Empty
MesajKonu: Geri: Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun   Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun EmptyPaz Mayıs 16, 2010 8:45 am

Hikmet
Damlaları

*Namazı vaktinde kılacaksınız cemaatle.Ondan sonra tesbihinizi
çekeceksiniz.

*Dünya dolusu (altın) bir Lailaheillallah alamıyor.Dünyada bedava.
*Filimlerde ne gördülerse o var kalplerinde.Gazetelerde ne
okudularsa o var kalplaerinde.Göze yakın olan gönülede yakındır.
''benim kalbim temiz'' !.bir defa
kuran dinledimi acaba.Ne hayır var onların baktıkları şeylerde.

*Bu millet kimin elinde kaldı.Eyvah Eyvah!.Acımak lazım
*Cihadın en faziletlisi emri bil maruf(güzeli emretmek),nehyi
anilmünker(kötülükten men etmek)tir.

*Camiinin yanından geçerken yüz çevirirler,susuz kalınca alır
kovayı gelir camiye.Senin yanında bir kova su kadar değeri yokmu
ALLAH'ın.

*Çok cemaate gerek yok.Az olsun, öz olsun buğday unu olsun.
*Herşeyimiz, oturmamız, kalkmamız, yazmamız, okumamız, düğünümüz,
derneğimiz ALLAH için olmalıdır.

*Osmanlı devletini nerelere yükseltti kuran.kuran la oldu bu.Onlar
kendilerini Resulullah uğruna feda ettiler.

*Dünyaya meyl asla olmamalıdır.
*İnsanlara sabırla vaaz edilecek.
*Osmanlı devleti Kuran'la OSMANLI oldu.
*Elinde kuran olanın ve onunla amel edenin sırtı yere gelmez.
*Boyda arama,endamda arama.Güzelliği islamda ara.
*Yahudi, hıristiyanlar ALLAH'ı bilmez.bilseler oğlu var derlermi?
*Yazık etmeyelim kendimize.Kuran ne diyorsa ona uyalım.
*Dinimize sahip çıkalım.Ölüler mi bu dine sahip çıkacak.
*Hiç kimse üşenmesin,usanmasın vakit buldukça nafile kılınsın.
*Bir memlekette ilim olmazsa orda zulüm olur.
*Temizlenmek isteyen temizlensin yoksa ateş temizleyecek.
*Adama sarık tak deyince sanki ona vasıtasız göğe çık demiş gibi
geliyor.Bu Rasulullahın sünnetidir.

*İnsan ateşi görünce tövbenin kıymetini anlıyacak.
*Efendimiz ayakları şişinceye kadar namaz kılardı.Bizde öyle
olalım.

*Birbirimizi nurlandıralım.Nasıl?Birbirimize kuran öğretelim.
*Müslümanın sabunu istiğfardır.
*En büyük kurt nefislerimizdir.
*Derman ararsan derde rabbini zikret heryerde.
*Her kim dinle oynar,birgün cehennemde kaynar.
*TANDIR TAVA GELDİ HAMUR TÜKENDİ AKIL BAŞA
GELDİ ÖMÜR TÜKENDİ.

*Bela insanı düzeltmez.Ohalde bela değil hidayet ver diyeceğiz.
*Cenneti yarattı,cenneti kazanma yollarınıda yarattı.
*Bir insan insana ihtiyacı olunca ona yaklaşır.Mevlaya her an
muhtaçsın tarafına bakmıyorsun.

*Bilmemek özür olamaz.Herşeyi bildinde bunu(kuranı,islamı) niye
bilemedin

*Memleketi uçuruma getiriyor bu faiz.
*Cahillik hiç yakışmıyor insana.Sana yakışmıyandan kaç.
*Ağzı konuşur mevla ile,kalbi konuşur dünya ile.
*İnsan bir gemi,
akıl
yelkeni,

fikir dümeni,
yürüt gemini,
göreyim
seni.
*İnsan suretten hakikate zikrullah ile
çıkar,zikrullah her ilmin kapısıdır desek yeri vardır.

*Her bir haram insanı sarhoş eder.
*Salikin (dervişin) başına tembellikten büyük bela yoktur
*Sözümüz özümüze muhalif olmasın
*İstiyorum ki emsile, bina, avamil bilmeden ahirete gitmeyesiniz.
*Efendi babam dediki ''Adem (Aleyhisselam) bile tövbe ile yaşadı
oğlum'' Ya Rabbi sana sığındık, istiğfara ehil eyle bizi.

*Bol, geniş elbise (şalvar, cübbe) niye giymiyorsun, FATİH SULTAN
dan daha büyük adammısın İstanbulu'mu fethettin?

*Zikrullah öyle bir kaledirki hem zahir düşmandan,hemde batın
düşmandan korur.

*DÜNYAYI BIRAKMAK:çalışacağız ama onu sevmeyeceğiz, bizim
olmadığını bileceğiz.

*Karınca bacağı kadar ekmek atmayın,bu bizi helak eder.
*Ençok neden korkalım biliyormusunuz..!!
O, sevgili ALLAH'ımızı gücendirmekten korkalım.
*Bedeni hastalık belli olur ama ruhi hastalık gizlidir.
*Dünyanın hiçbirşeyine özenmeyelim,insanı küçük eder.
*Azmak iyi değildir.Azmak, kendine kuyu kazmaktır.
*Cehalet ala vezni rezalet
*Yalansız haber isteyen kuran'a gelsin
*KABRİNDE NE HASIR VAR NE KİLİM,
SEN OTURDUN SEYREDİYORSUN FİLİM.
*Gözler iki ırmak gibidir, ne görürse düşürür kalbe.


1. Derdini bilmeyenlere derman edilmez..
2. Cehalet,rezalet vezni üzeredir..
3. Eşek dokuz yüzme bilir,denize düştüğünde hepsini unutur..
4. Bazıları diyor benim kafam yatmıyor.Efendi böyle diyen birine
bir gün dedi;Senin kafan ancak yastığa yatar..

5. Şeytanı şeytan yapan onun inadıdır..
6. Sar sarık, Allah' yalvar yanık yanık!
7. İlah olmak gökten yağdırmakla, yerden bitirmekle olur..
8. Bir insan kuşluk namazını kılmayacak olursa,islamın aleyhine
çalışıyordur..

9. Allah kuluna vermek için bahane arar..
10. Bir insanın amelidir onu değerli kılan..
11. Onun kulağı sağır,sen ona istediğin kadar bağır..
12. Kanser hastalığına kötü demeyin, kanser kötü bir hastalık
değildir.Namaz kılmama hastalığı daha kötüdür..

13. Ehli irfan arasında aradım kıldım talep, her güner makbul imiş
illa edep, illa edep..

14. Giy şalvar, Allah'a yalvar!
15. Senin bir sünneti ihya etmen ile Allah Teala (celle celaluhu)
Rusya’nın Afganistan’a atmış olduğu bombayı etkisiz hale getirir..

16. Bir hoca yüz bin televizyondan daha tesirlidir..
17. Rabıta muhabbetle olur.Muhabbette ittiba ile olur.İttiba
edersen seversin ve sevilirsin..

18. Avrupa modasına uymak,namazı terk etmekten daha ağır geliyor
bana..

19. Sarıl bir hak dostuna, kurumuş yaprak gibi.Ezse de ses çıkarma,
sakin ol toprak gibi..

20. Cenab-ı Hak sana amel defterini oku dediği zaman yanında
kuran-ı kerimi koyacak..Soracak ’Bu günahı yaptın.Benim kitabımın
neresinde buldunda yaptın’ buyuracak..

21. Kuşluk namazını terk etmek bana ölümden daha ağır geliyor,
kılmamaktansa ölmek daha hayırlıdır..

22. İnsanlar et gibi,ulema tuz gibidir.Tuzsuz et koktuğu gibi,ulema
ve sohbetinden mahrum kalanda çürür ve kokar..

23. Sarığı kabul etmeyeni Peygamber s.a.v., Cebrail a.s. ve Allah
(c.c.) da kabul etmiyor..

24. Dünya içinde her şey mel’undur..Fakat zikrullah ile meşgul
olan,emri bil maruf nehyi anil münker yapan,okuyan ve okutan değildir..

25. Senin mektubunu annen,baban,hanımın aldığı anda birkaç gün
okumasalar,kenara koysalar gücenirsin.Rabbin seni gördüğü halde ondan
gelen mektubu hiç eline aldın mı?Utanman lazım.. 26. Ottan,samandan süt
yapan Allah (celle celaluhu) ‘a hayran kalmıyorsun da kafirin
elektriğine mi hayran kalıyorsun..

27. Annenizin karnındaki çocukları
okutun..Kendini,hanımını,çocuğunu seviyorsan Arapça oku ve okut..

28. Siz ilme ne kadar önerm verirseniz, bende size o kadar önerm
veririm..

29. Ya islamı yaşayacaksın, yada bu belayı çekeceksin!
33. Bir kimse asılacağından korktuğu gibi, imandan küfre
döneceğinden de öyle korkacak..

34. Boyda arama,endamda arama..Güzelliği islamda ara..
35. Bir memlekette ilim olmazsa,orda zulüm olur..
36. Davamız o kadar büyük ki,siyaset anca ayaklar altında kalıyor..

37. İyilik yapmayı bilmiyorsan,hiç olmazsa kötülük yapma..
38. Kibir bele bağlanmış taş gibidir..Onunla ne yüzülür ne de
uçulur..

39. Kimin düşündüğü ile söylediği bir olursa işte doğru insan
odur..

40. Mal cimride,silah korkaklarda,karar da zayıflarda olursa düzen
bozuktur..

41. Deryaya düştük,susuzluktan ölüyoruz..Bu olacak iş mi..??
42. Lisan zikrederken,kalbi başka yerdeyse,samimiyetinden söz
edilemez..

43. Erkekler hanımlarına kaba muamele yapıp,onları
dövmemeli,bilakis onlara ihsan ile güzel muamelede bulunmalı..

44. Bütün kainat onu tesbih ederken,insanların saz çalıp,oyun
oynayışta olmaları hangi akılla anlaşılabilir..

45. İnsanları çekiştiren kimsenin hali,bir mancınık kurarak güzel
amelleri doğuya,batıya,her yana atan kimsenin haline benzer..

46. İlimle birlikte Mevla’ya yönelmende artıyorsa,bil ki o zaman
gerçek alim olmaya doğru gidiyorsun..

47. Bir tokat atarsan,vurduğun adamı kaybedersin..Vurmak,kırmak
marifet değildir..Asıl marifet düzeltmek,ıslah etmektir..

48. Bilgisiz bir kimse savaş davuluna benzer,sesi çoktur,içi
boştur..

49. Sen nefsini hak ile meşgul etmezsen,nefis seni batıl ile meşgul
eder..

50. Devamlı iyilik yapınız,bir sineğe dahi olsa..
51. Talebe dövülmemeli,kötü söz ile rencide edilmemeli,hakaret hiç
edilmemeli..

52. Bir hoca talebesinin hem hocası,hem müdiresi hem ablası,hemde
annesi olmalıdır..

53. Giy cübbe olma züppe.Giy şalvar,Allah’a yalvar.Giyme
kot,olursun ot..

54. Kim ki sever maç,kalır ahirette aç..
55. Bir hayat ki sonu ‘cehennem’;bu hayatın sefasından ne çıkar!Bir
hayat ki sonu ‘cennet’; bu hayatın cefasından ne çıkar..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun 2duy3hj

Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun Empty
MesajKonu: Geri: Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun   Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun EmptyPaz Mayıs 16, 2010 8:45 am

Eserleri

Hatme Hace Sohbetleri

Mahmud Efendi Hazretlerimiz'in muhtelif tarihlerde Hatme Hace
adı verilen zikir halakalarından sonra okunan ayeti kerimelere verdiği
mana ve tefsirlerden oluşan yerine göre uzun ve kısa sohbetler Efendi
Hazretleri'nin damadı tarafından bir araya getirildi.

Yasin Yayınevi'nden çıkan eser ilk günden itibaren yoğun ilgi
görmeye başladı.Müridlerin ruhuna hitab eden eseri Yasin Yayınevin'den
temin edebilirsiniz.


Tasavvuf literatüründe zahir ve batın ilmine sahip olan şeyhlere
“zü’l-cenaheyn/çift kanatlı” denir. Halidi şeyhleri diğer tekkelerin
mürşitlerinden ayıran en temel özellikte bu yönleridir. Diğer
tekkelerde zaman zaman zü’l-cenaheyn mürşitler irşad makamına otururken
Halidi Şeyhlerin neredeyse tamamı “zü’l-cenaheyn”dir.Efendi
Hazretlerimiz bu geleneğin muasır örneğidir. Bu yüzden Onun irşat
faaliyetleri kadar tedris ve telif çalışmaları da dikkate alınmalıdır.
Telif ettiği eserlerin bir kısmı bizzat kendi kaleminden çıkarken bir
kısmı da öğrencilerinin Onun ders ve sohbetlerinden derledikleri
notlardan oluşmaktadır.


Ruhu’l-Furkan

Efendi Hazretleri’nin en hacimli eseri, Ruhu’l-Furkan adlı
natamam tefsirdir. Tefsir “rivayet” tarzına daha yakındır. Fakat eserde
yer yer “işari” manalara da rastlanmaktadır. Ruhu’l-Furkan, içerisinde
fıkhi meseleleri barındırması cihetiyle “ahkam tefsiri” özelliğini de
taşımaktadır.

Tefsirde önce ayetlerin kelime anlamları verilmekte, sonra
mealleri, ardından da tefsirleri yapılmaktadır.

Ruhu’l-Furkan’da fıkıh, kelam, tasavvuf gibi temel İslami
disiplinlerle alakalı meselelerin derinlemesine tahlil edilmesi, Efendi
Hazretleri’nin İslami ilimlerdeki derinliğini ortaya koyması açısından
ayrıca önemlidir.

Efendi Hazretleri tefsirinin mukaddimesinde niçin böyle bir
çalışmaya başladığını açıklarken şunları söylemektedir:
“Kur’an-ı Azimu’ş-şan’ın manasının kelime kelime
anlaşılmasına çok hevesli olduğumuz sohbetlerimize iştirak eden
kardeşlerimiz tarafından yakinen bilinmektedir.Nice büyük alimler,
Kur’an-ı Kerim’i Türkçe tefsir ederek, bu büyük kitabın manasını anlama
hususunda milletimizin ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Bu yüzden
ziyade aciz olan bu kardeşiniz böyle büyük bir işe girişmeyi bu zamana
kadar düşünmüş dahi değildi. Ancak hicri 1407 senesi şaban ayının
Beraat gecesinde Ravza-i Mutahhara’da bulunduğumuz sırada Efendimiz
sallallahu aleyhi vesellem tarafından vaki olan manevi bir işaretle, bu
mühim işe başladık ve yukarıda geçtiği gibi kelime-kelime mana
verilmesine ziyade ihtimam göstererek yola çıktık.”

Tefsirin en büyük özelliği ise tefsirinde Alusi'den nesefi
ye,Beyhaki'den Ruhul Beyan'a bir çok tefsir aliminin görüşüne yer
verilmesidir.İlahiyattan bazı hocalarımız bu tefsiri okuyanın başka
tefsire ihtiyacı olmayacağına da dikkat çekmişlerdir.

Tefsir yazımının tedris ve irşat faaliyetleri ile birlikte
yürütüleceğini, bu yüzden eserin tamamlanmasının uzun bir zaman
alacağını söyleyen müellif, okurlarından bu özrünün kabulünü istirham
eder.

Halen yazımı devam eden tefsirin 2009 yılı itibariyle 21. cildi
basılmıştır.


Risale-i Kudsiyye Şerh ve Tercümesi

Risale-i Kudsiyye, İsmet Efendi Tekkesi’nin kurucusu Mustafa
İsmet Efendi tarafından kaleme alınan,manevi bir işaret ile melekler
huzurunda yazılan manzum bir eserdir. Eserde Nakşibendiyye-Halidiyye
tarikatının zikir usulleri, prensip ve kaideleri anlatılmakta, İslam
Akaidi ile alakalı temel meseleler işlenmektedir. Sufi bir cemaatin
bilmesi gereken konuları hikmetli bir dille anlatan eser, İsmet
Efendi’den sonra gelen Tekke’nin şeyhleri tarafından müracaat kaynağı
olarak görülmüştür.

Efendi Hazretlerimiz, her sohbetinde Risale-i Kudsiyye’den bir
dörtlük okur ve şerh eder.Talebeleri O’nun bu açıklamalarını yazıya
aktarıp 3 cilt halinde Risale-i Kudsiyye Şerh ve Tercümesi başlığıyla
basmışlardır. Nakşibendiyye-Haliddiyye tarikatıyla alakalı temel
meselelerin ayrıntılı bir şekilde işlendiği bu eser farklı isimler
altında birkaç defa tab’ edilmiştir.


Sohbetler

Efendi Hazretleri, İmam-Hatip olarak görev yaptığı İsmailağa
Camii başta olmak üzere birçok camide vaaz etmiştir.Pazar günleri sabah
namazından sonra Sultan Selim Camii’nde yaptığı sohbetler ise irşad
tarihinde ayrı bir yere sahiptir. Sohbetler, sabah namazından sonra
olmasına rağmen cami erken saatlerde dolar geç kalanlar vaazı çevredeki
camilerden dinlerlerdi.

Misafir hocaefendilerin okuduğu aşırların tefsir edildiği
sohbetler işrak vaktine kadar devam ederdi. Sohbetlerde öğrencilerin
aldığı notlar 1995 yılından itibaren kitaplaştırılmaya başlandı. 3 yılda
hacimli 4 ciltlik bir eser ortaya çıktı. 1998 yılında sona eren
sohbetler Hocaefendi’nin rahatsızlığından dolayı bir daha başlayamadı.

Konuların vaaz üslubunda ve sade bir dille işlendiği “Sohbetler”
kitabı İslami disiplinlerin kompozisyonundan ibarettir


İrşadul Müridin

Efendi Hazretlerin'in muhtelif sohbetleri ve vaazlarından
tasavvuf ile ilgili her ayrıntı alınmış ve bir eserde
toplanmış,nihayetinde Efendi Hazretlerimizinde izni alınarak tarık-i
müridanın hizmetine sunulmuştur.Eserde tasavvufun gerekliliğinden
edeplerine kadar tüm konular şevk ve lezzet verici bir uslub ile
anlatılmakta,tasavvuf ehli için feyz kayanağı olmaktadır.


Tefsirli Kuran Meali

Efendi Hazretlerimizin denetiminde, Cübbeli hocamızın
önderliğinde hazırlanan bu eser büyük bir boşluğu dolduruyor ve bu eser
ile Kuran-ı Kerim meali arama derdine bir son verilmiş oluyor.Ayetlerin
Meal-i şerifi yanında küçük ve öz tefsirlerde yer alıyor.

Ruhul Furkan tefsirinin 13. cildine ara verilerek hazırlanan bu
eserden tüm islam aleminin faydalanmasını temenni ediyoruz.


Sırat-ul Muttakin-Sırat-ul Mühtedin

Bu kitapta üç bölüm vardır.
Birinci bölüm Sırac-ul Muttakın'dir.Bu bölümü Arapça hadisi
şerifler oluşturur.Yaklaşık 500 tane seçme hadis vardır.Hadis-i şerifler
arapça olup bazı kelimelerin açıklaması yapılmıştır.

İkinci bölümünde Tasavvuf dervişlerinin rehberi, yol ışığı;
Risale-i Halidyye vardır.Ancak Osmanlıca Türkçesi ile yazılmıştır.

Üçüncü bölüm de ise Efendi Hazretleri'nin her sohbet başında bir
beytini okuduğu Risale-i Kudsiyye bulunmaktadır.


Ayrıca Sırat-ul Muttekın'in Sırat-ul Mühtedin adlı izahatı
türkçeleştirilmiş ve müslümanların hizmetine sunulmuştur.


Sırad-ul Muhtedin eserinin Takrizinde Efendi Hazretlerimiz şöyle
buyurmaktadır:

''Talebelik devirlerimde, hadisi şerife olan merakım sebebiyle
Zübdet-ül Buhari adlı kitaptan epeyce hadis-i şerif
ezberlemiştim.Ezberlediğim bu hadisi şerifleri, hafızamda tutmama halen
yardımcı olan Molla Selim'in bu hadisi şerifleri açıklayıcı mahiyette
derlediği kitabın, evvelen; taleb-i ümeraya, saniyen; bütün okuyuculara
menfaatli olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim...''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» AY'a ilk ayak basan adam anlatıyor!!!(MUTLAKA OKUYUN)
» Icq'nun gİzlİ yÖnlerİ
» Vatandaş Nazım Efendi!
» Asker Hikayeleri
» Bilinmeyen Tarih

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: İslam ve İnsan :: Peygamberlerin, Evliyaların, Sahabelerin hayatları-
Buraya geçin: