Vitamin Nedir?
Vitaminler, birçok fizyolojik olayda anahtar rol üstlenen
moleküllerdir. Vitaminler insan vücudu tarafından sentezlenemedikleri
için besinlerden sağlanması gerekmektedir. Vitaminlerin isimleri
latincede hayat anlamına gelen 'vita' ve nitrojen içeren anlamına gelen
'amine' kelimelerinin kombinasyonundan türetilmiştir. Aslında günümüzde
bilinen bütün vitaminler nitrojen içermez fakat ilk bulunan vitaminler
içerdiği için isim bu şekilde kalmıştır. Sağlıklı bireylerde gıdalara
ek olarak vitamin almaya gerek yoktur. Ancak vitamin ihtiyacını
artıracak durumlar veya eksikliğinin saptandığı olgularda vitamin
verilmesi gerekir. Bilinçsiz vitamin kullanımı karaciğer bozukluğundan
böbrek rahatsızlıklarına kadar pek çok hastalığa neden olabilir
Vitaminin doktor kontrolünde kullanılması gerekir. Kişinin kafasına
göre ya da eş dost tavsiyesi ile vitamin alması kesinlikle yalnıştır.
Mutlaka doktor önerisiyle alınmalıdır. Bilinçsizce tüketilen A vitamini
karaciğer bozukluğuna, fazla C vitamini böbrek taşına ve mide
rahatsızlıklarına, D vitamini intoksikasyona sebep olabilir.
Çocuğa D Vitamini. Sigara içene C Vitamini. Vejetaryene B12 vitamini!
Büyüme ve gelişme çağında, hamilelikte, ileri yaşlarda, kronik
hastalığı olanlarda, alkolizmde eksikliği saptanan vitaminler
kullanılmalıdır. Gerekli olan vitamin miktarı genellikle tavsiye edilen
günlük miktar RDA olarak tanımlanmaktadır. Bu değerler ürünlerin etiket
bilgilerinde yer almaktadır. Ama yine de ihtiyaç duyulan miktar kişiden
kişiye farklılık gösterebilmektedir. Örneğin belirli hastalıklarda
kişiye daha yüksek oranda vitamin tavsiye edilir; ayrıca ilaçlar
vitaminlerin aktivitelerini engelleyebilmektedir. Belirli grupların
özel vitaminlere daha fazla ihtiyacı vardır. Örneğin çocuklar (D
vitamini), hamile bayanlar (folik asit), yaşlılar (D vitamini), Sigara
içenler (C vitamini), çok alkol tüketenler (B1 vitamini) veya
vejetaryenler (B12 vitamini) belirli vitaminlere daha fazla ihtiyaç
duyarlar. Antibiyotik tedavisinde vitamin kullanımı gerekebilir
Gerekmedikçe vitamin kullanmak vücuda yarar yerine zarar getirecektir.
Vitaminlerin bilinçli ve doğru kullanılması şarttır. Örneğin
antibiyotik tedavisinde bağırsaktaki yararlı bakteriler de etkilenir.
Buna bağlı olarak pamukçuk gibi mantar hastalıkları, ishal, hazımsızlık
ve gaz şikayetleri ortaya çıkar. Bu nedenle antibiyotik tedavisinde
özellikle B kompleks vitamini almak yararlıdır.
Sağlığın A B C' sini gelişigüzel kullanmayın!
A, D, E, K ve C vitaminlerine ait zarar ve yan etkiler iyi bilinmektedir.
Vitaminlerin Aşırı Kullanımında Oluşabilecek Zararlar!
A Vitamini
A vitamini vücutta birikip karaciğer toksisitesine yol açar. A vitamini
toksisitesi, onu bağlayan proteinlerin yok olması ve bu yüzden A
vitamininin hücrelere hücum etmesiyle belirir. Bu genellikle
vitaminlerin diyetten alınması durumunda ortaya çıkmaz; fakat kişinin
takviye kullanması durumunda belirebilir. Belirtileri mide bulantısı,
kusma, karın ağrısı, ishal ve kilo kaybıdır. Kas ve sinir sistemi de
iştahsızlık, sinirlilik, yorgunluk, uykusuzluk, bitkinlik, baş ağrısı
ve kaslarda zayıflık belirtileri göstererek etkilenir.
C Vitamini
C vitamini toksisitesi kusma, karın krampları uyku bozukluklarıdır. Böbrek taşına da yol açabilir.
"Soğuk algınlığından korunmak için Bol C vitamini kullanayım"
diyorsanız dikkat! Alınan C vitamininin fazlası böbrekler yoluyla
dışarı atılır. Ana metabolitlerinden birisi oksalattır. Bu nedenle
yüksek dozda uzun süre vitamin C alımında oksalat taşları oluşabildiği
bildirilmiştir. Ayrıca C vitamininin mide asidini artırdığı ve midenin
saldırgan faktörlerinden biri olduğu da bilinmektedir. Demir emilimini
artırır.
Anemik hastalarda demirle birlikte C vitamini alınması önerilir; ancak
demir birikimi olan hemokromatoz durumlarında ve hemolitik anemilerde C
vitamini önerilmez. Vitamin C nitratlardan "nitrosamin" oluşumunu
engeller. Bu nedenle nitrit, nitrat katkısı yapılmış besinlerden
sindirim sisteminde nitrozamin oluşumunu engellemek için C vitamininden
zengin bir besin alınması önerilir.
Böylece mide ve özefagus kanserlerine karşı koruyucu olduğu
belirtilmektedir. Uzun yıllardan beri C vitamininin soğuk algınlığından
koruyucu etkisi üzerinde durulmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalar
sonucunda C vitamininin profilaktik etkisi tespit edilmemiştir. Ancak
soğuk algınlığı geçiren kişilerde hastalık süresini kısalttığı ve
semptomların ciddiyetini azalttığı bildirilmektedir. Sigara içiminin C
vitamininin kandaki düzeyini düşürücü etkisi olduğundan, Sigara
içenlerin normallere göre 2 kat daha çok C vitamini almaları
gerekmektedir. C vitamin yetersizliğinde skorbüt ortaya çıkar. C
vitaminini günlük alınması gerekli miktar yetişkinler için günde 50-75
mg'dır
D vitamini
D vitamini uzun etkilidir ve birikir. D vitamininin fazlası kandaki
kalsiyumun yüksek konsantrasyonda olmasına neden olur. Kalsiyum böbrek
taşı oluşturabilir. Kandaki yüksek kalsiyum seviyesi ayrıca kan
damarlarının sertleşmesine neden olur ki; özellikle bu da kalp ve
akciğer arterleri için tehlikelidir ve ölümcül olabilir. D vitamini
toksisitesinin ek belirtileri ise; iştahsızlık, baş ağrısı, zayıflık,
halsizlik, aşırı susuzluk, sinirliliktir.
E vitamini
E vitamini ile zehirlenme çok fazla miktarda alınırsa olur; fakat A ve
D vitaminlerinde olduğu gibi kolay olmaz. Belirtileri baş ağrısı,
zayıflık, baş dönmesi, halsizlik ve görme bozukluklarıdır.
K Vitamini
K vitamini zehirlenmesi sadece K vitamini için suda çözünen kaynakları
tüketen insanlarda meydana gelir. Belirtileri ise kırmızı hücrelerin
hemolizi, sarılık ve beyinde hasarlanmadır.
Tiaminin (B1) Vitaminin
Tiaminin (B1)anormal bir şekilde çok alımı sinir sistemini etkiler.
Güçsüzlük, baş ağrısı, alınganlık ve uyku bozukluğuna yol açar. Ayrıca
taşikardi yapabilir.
Niasin (B3) Vitamini
Yüksek miktardaki niasin (B3) sinir sisteminde, kandaki glukoz ve yağda
uyuşturucu etkisi yaratabilir. Kusma, dilin şişmesi, bayılma gibi
belirtiler meydana gelebilir. Ilaveten, karaciğerin fonksiyonunu
etkileyebilir ve düşük kan basıncına neden olabilir.
B6 Vitamini
B6 vitamininin uzun süreli yüksek dozda alımı, kimi zaman geri dönüşümü
olmayan sinir hasarlarına neden olur. Ayaklarda uyuşmayla başlar, sonra
ellerde his kaybolabilir ve ağız uyuşabilir. Daha başka toksik
semptomlar ise yürümede zorluk, bitkinlik ve baş ağrısıdır. Alımı
azaltıldığı zaman bu semptomlar azalır; fakat her zaman tamamen
kaybolmaz.
Folik Asit
Folat'ın toksisite belirtileri ishal, uyku bozukluğu ve alınganlıktır.
B12 vitaminiyle olan yakın ilişkisinden dolayı, folatın yüksek miktarı
B12 vitamini eksikliğini kapatır.