Karaciğer tümörleri Vücudun çeşitli yerlerinde görülen tümörler
karaciğerdede görülmektedir. Kendini yenileme gücü bakımından dikkate
değer bir organ olmakla birlikte, karaciğerde gerek iyi, gerek kötü
huylu birincil tümörlere seyrek rastlanır. Buna karşılık başka
organlardan sıçrama yoluyla gelişen tümörler sık görülür. Bunun nedeni
kendi atardamarıyla gelen kana ek olarak, genellikle birincil ve
metastaz yoluyla gelişen tümörlerin sık yerleştiği bir yer olan mide,
bağırsak kanalından gelen bütün kanın da karaciğere akmasıdır.
Karaciğerin kendi hücrelerinden kaynaklanan kansere oldukça seyrek
rastlanması nedeniyle karaciğerde görülen bir tümörün karaciğer kanseri
olduğuna karar vermeden önce, sıçrama olasılığını dikkatle
değerlendirmek gerekir.
Görülme Sıklığı
Karaciğerde oluşan birincil kanserin çok sık görüldüğü ülkelerin yanı
sıra, bu olgunun orta sıklıkta rastlandığı coğrafi bölgeler de vardır.
Birinci gruba örnek olarak tümörlerin yüzde 50’sinin 45 yaşın
üzerindeki erkeklerde görüldüğü Bantular (bir Afrika halkı) verilebilir,
ikinci gruba İspanya. Yunanistan, İtalya, İsviçre gibi Avrupa ülkeleri
ve Hawaii gibi bazı Avrupa dışı ülkeler girer. Ayrıca Danimarka, İsveç,
ABD, Şili ve Kanada gibi ülkelerde görülme oranı düşük ya da çok
düşüktür.
Örneğin, Çin ve Mozambik gibi ülkelerde erkek nüfusta 100 bin kişide
100 olguya rastlanırken, bu oran Kanada’daki erkek nüfusta 100 binde
1,4′e geriler.
Tümörün yüksek oranda görüldüğü ülkelerden göç edenlerin ilk kuşağında
hastalığa yakalanma oranı aynı kalmakta, ama sonraki kuşaklarda bu
göçmenlerin yerleştikleri bölgedeki düzeye inmektedir.
Bu durum, bu tümöre yatkınlığın kalıtsal ve ırksal etmenlerden çok
çevresel etmenlere bağlı olduğunu göstermektedir. Bu çevresel
etmenlerin araştırılması çok önemlidir.
Son yıllarda, tümörün görülme sıklığının düşük olduğu ülkelerde artma,
yüksek olduğu ülkelerde ise azalma eğilimi görülmektedir. Bu durum, bazı
ülkelerde gerek sağlık gerek çevresel koşulların iyileşmesi sonucunda
tümörün görülme oranının azaldığını, öte yandan “uygar” olarak
nitelenen ülkelerde çevresel koşulların kötüleştiğini düşündürmektedir.
Coğrafi dağılımın yanı sıra, tümörün cinsiyete göre görülme sıklığı da
farklıdır. Erkeklerde ve özellikle 50 yaşın üzerindekilerde belirgin
ölçüde çok görülür. Erkekte görülme oranı yüzde 60-80 arasında değişir.
Olası patolojik etmenler arasında ilk sırayı karaciğer sirozu alır. Bu
nedenle uzun süre, sirozun bir preneoplastik (kanser öncesi) lezyonları
olduğu iddia edilmiştir.
Tümörün sirozla birlikte görülmesine Afrika’da seyrek rastlanır.
Karaciğer kanseri, çoğunlukla erkeklerde olmak üzere, çocukluk çağında
da görülür (tümörlerin yüzde 4′ü). Dölütsel tipte epitel (döşeyici)
hücrelerden oluşan “hepatoblastom” tümörü, genellikle yaşamın ilk üç
yılında gelişir. Çocukluk çağında tümör ve siroz arasındaki bağlantıya
erişkinlere oranla daha seyrek rastlanır.