Kemik tümörleri
Kemik tümörleri, vücudun herbölümünde görüldüğü gibi kemiklerdede
görülebilir, kemik dokusundan kaynaklanan birincil iskelet tümörleri
bütün tümörler gibi iyi ya da kötü huylu olabilir; ikincil tümörler ise
başka organ ve dokulardaki, tümörlerin yayılması sonucu gelişir.
Kötü huylu tümörün özellikleri şunlardır, büyüme ve gelişmesi
sınırsızdır, vücudun bir bölgesinden cerrahi girişimle çıkarılsa bile
yeniden ortaya çıkabilir, kan ve lenf dolaşımıyla başka organlara
yayılıp metastaz yapar, yerleştiği dokuyu yıkıma uğratır, hücreleri
normal vücut hücrelerinin hiçbirine benzemez, yerleştiği organın
işlevine engel olsa bile gelişimini sürdürür.
İyi huylu tümörler bu özelliklerin hiçbirine sahip olmadığından kolayca
ayırt edilebilir. Sağlıklı hücreleri andıran ve ait olduğu doku türüne
uygun olarak farklılaşmış hücrelerden oluşur, yerleştikleri organın
işlevini engelleyecek ölçüde büyümezler. Yineleme ve yayılma eğilimleri
az olmakla birlikte, anevrizmal kemik kisti gibi bazı iyi huylu
tümörlerin yineleme oranı yüksektir. Dev hücreli tümör gibi bazı iyi
huylu tümörler de, sınırlı da olsa çevre lokuya yayılırlar, ama uzak
dokulara sıçramazlar.
Birincil tümörlerİnsanda rastlanan tüm tümörlerin yüzde 5′ini oluşturan birincil kemik
tümörleri sıklık açısından sindirim sistemi ve üreme organı
tümörlerinden sonra gelir.
Tümörü oluşturan hücreler genellikle tümörün kaynaklandığı sağlıklı
dokunun yapısındadır. Bağdoku, kıkırdak ve kemikten türeyen kötü huylu
birincil tümörlerin hemen tümü sarkom olarak adlandırılır ve sıklıkla
40 yaşından önce ortaya çıkar. İyi huylu birincil tümörler kemik
yapısının bütünlüğünü bozduğunda ve mekanik direncini azalttığında bu
tümörler cerrahi girişimle çıkartılabilir, yerine aynı hastadan alman
ya da önceden başka bir canlıdan alınıp korunan kemik grefleri
yerleştirilebilir. Tedavide amaç kemiğin bütünlüğünün yeniden
kazandırılmasıdır. İyi huylu kemik tümörlerinin başlıcalan, genellikle
el ve ayaklardaki uzun kemiklere yerleşen kondrom ya da enkondromlardır.
Kemik duvarının incelmesi nedeniyle kolayca oluşan kırıklarla ortaya
çıkan kondromlar kiste benzese de, içinde sıvı yerine ekmek içine
benzer bir madde vardır. Cerrahi girişimle dikkatle alındıktan sonra
ortaya çıkan boşluk başka bir kemikten alınan gref ile kapatılır.
İyi huylu kemik tümörleri arasında, sıklıkla büyüme çağında, uzun
kemiklerin metafizlerinde (kemiğin uca doğru genişleyen bölümü) çıkan
ve kıkırdak yapısındaki bir kabukla kaplı olan egzostozlar önem taşır.
Bunlar tek başına ya da birden çok olabilir; sıklıkla erkeklerde
görülür. Birden çok olanların kalıtsal olduğu ileri sürülmektedir.
Vücutta yaygın olarak yer alan çok sayıdaki egzostozun öteki organları
sıkıştırması Önemli bozukluklara yol açabilir. Birden fazla eg-zostoz
genellikle küçük yaşlarda görülür ve tek kol ya da bacakta biçim
bozukluğuna ve kısalığa neden olabilir. Rahatsızlık veren bütün
egzostozlar, cerrahi girişimle çıkarılmalıdır. Kemik fıbromu kemiğin
korteks adı verilen en dış bölümünde ya da bunun hemen altında
bağdokudan kaynaklanan iyi huylu bir tümördür. Büyürken kemiğin
kalınlaşmasına neden olduğundan mutlaka çıkartılması gerekir. Diz
kemiklerinin metafizinde çıkanlar genellikle kendiliğinden geriler.
Kemik kisti gerçek bir tümör değildir ve 20 yaşından önce, özellikle
kol kemiği ve uyluk kemiğinde ortaya çıkar.
Büyürken kemiğin mekanik direncini azalttığından basit darbeler bile
kemik kı-nklanna neden olabilir. İçindeki kan ve serum içeren sıvı
boşaltıldıktan sonra ka-an boşluk aynı hastadan alman kemikle kapatılır.
Kimi zaman bu işlemin birkaç kez yinelenmesi gerekirse de, kesin
iyiline sağlanır. Devhücreli tümör yavaş [İerler; içerdiği hücrelerin
tipik görünümüyle ayırt edilir. Epifiz (kemik ucu) kıkırdağında,
eklemlerin yakınında çıkar; vakit kaybetmeden çıkarılıp yerine sağlıklı
bir kemik konması gerekir.
Kötü huylu birincil tümörler, bu tümörler şöyle sıralanabilir
Osteosarkom, kondrosarkom, fibrosarkom, dev hucreli sarkom, miksosarkom,
Ewing tümörü, retikülosarkom, anjiyosarkom, lenfosarkom, liposarkom,
plazmositom, kötü huylu lenfogranülom, kötü huylu nörinom.
Hastalığın ilerleyişi kaynaklandığı dokuya (bağdokusu, kıkırdak, kemik
vb) göre değiştiğinden, olguların tümünde farklı tedavi uygulanır. Bu
nedenle, başarılı tedavi için tümörün yapısının iyi belirlenmesi ve
doğru tam konması gerekir.
Tanı tek bir veriye dayanarak değil, aşağıdaki verilerin tümü birlikte
değerlendirildikten sonra konmalıdır:
- Muayeneyle elde edilen
veriler;
- laboratuvar bulgular;
- dıştan görünüm;
- tümörün mikroskopla incelenmesiyle elde edilen bulguları.
Bu verilerin tümü, olguların yüzde 100′ünde kesin tanı konmasını
sağlayabilir.
- Tanının doğru olması en az üç nedenle büyük önem
taşır:
- Tedavide kol ya da bacağın kesilmesi ya da kesilmemesi bu verilere
bağlıdır;
- Aile bireylerine hastalığın gidişine ilişkin bir görüş vermeye
yarar;
- Kötü huylu tümörlerdeki tek iyileşme olasılığı doğru ve erken tanı
ile bunu izleyen uygun ve hızlı bir tedavi sürecidir.
Tümör metastazlarıBaşka organlarda gelişen kötü huylu tümörlerin hemen hemen tümü,
iskelet sisteminde yayılarak ikincil tümörler oluşturabilir. İskelette
metastaz yapan tümörler genellikle epitel hücrelerinden oluşan
karsinomlardır; bunlar organları oluşturan hücrelerin (meme, prostat,
akciğer, bağırsak, dölyatağı, tiroit vb) yapı ve özelliklerini
korurlar. Kılcal damarlarda oluşan küçük embolıler halinde kan yoluyla
kemik dokusuna ulaşan tümör hücreleri gelişmeye başlar ve ikincil
tümörü oluşturur. Bu kütlenin varlığı ancak kemiğin yapısını zayıflatıp
patolojik kırıklara neden olduğunda fark edilir.
TedaviKötü huylu tümör tanısının konması her zaman idam fermam anlamına
gelmez. Tümörü olan hasta karşısında yapılabilecek en kötü şey, eldeki
tedavi yöntemlerinin etkisinden kuşkuya düşerek karamsarlığa
kapılmaktır. Daha önce de vurgulandığı gibi, erken tanı uygun tedaviye
olanak tanır; bu da bazen iyileşmeyi sağlayabilir. Kötü huylu tümör
tedavisinde var olan tüm yöntemler kullanıldığında yaşam süresi
uzatılır, hastanın genel durumu düzelir ve sıkıntısı hafifler; bütün
bunlar hastaya hastalığın tüm olanak ve araçlarla tedavi edildiği
duygusunu verir. Kötü huylu kemik tümörü tanısı konduktan sonra
uygulanan tedavi yöntemleri şunlardır:
Tümörün bulunduğu kemiğin blok halinde çıkartılmasından sonra anatomik
özelliklerine olabildiğince yakın akrilik ya da metal protezler ya da
hastanın kendisinden alman (otojen) sağlıklı kemik grefleri, başka bir
insanın kemiklerinden hazırlanan (homojen) ya da başka hayvan
türlerinin kemiklerinden hazırlanan (heterojen) grefler yerleştirilir.
Bu girişim genellikle yalnız kötü huylu tümörlerde uygulanır. Son
yıllarda tümör nedeniyle kemiğin çıkartıldığı olgularda, bu kemiğin
yanı sıra kıkırdakla kaplı eklem ucunu da içeren bir kemik grefi de
nakledilmektedir. Burada amaç alman kemiği yerine koymak ve yakındaki
eklemin işlevini olabildiğince sürdürmektir.
Tümör ileri derecede kötü huyluysa, çevredeki yumuşak dokulara
yayılmasını önlemek amacıyla bacak ya da kol zaman geçirmeden
kesilmelidir.
Y (gamma) ışınlarıyla tedavi (röntgen tedavisi, kobalt tedavisi) tek
başına ya da cerrahi tedaviyle birlikte, tümörün gelişimini durdurmak ve
vücuttaki tümör hücrelerini öldürmek için uygulanabilir.
Genellikle retikülosarkom Ewing tümörü dışındaki iskelet tümörleri,
ışın tedavisine pek duyarlı değildir. Cerrahi tedavi ya da ışın
tedavisi tümör öldürücü ilaçların kullanıldığı kemoterapiyle birlikte
uygulanabilir. Bu ilaçlar tümör hücrelerinin gelişimini ve üremesini
sağlayan metabolizma süreçlerini bozarak tümörün gelişimini yavaşlatır.
Son olarak, tümörlerin tanı ve tedavisinin çeşitli güçlüklerle dolu
olduğunu belirtelim. Bu nedenle tümör tedavisi de tıp alanında özel
bir uzmanlaşmayı gerektirmektedir.