hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Moliere 1622-1673 , Biyografisi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Moliere 1622-1673 , Biyografisi 2duy3hj

Moliere 1622-1673 , Biyografisi Empty
MesajKonu: Moliere 1622-1673 , Biyografisi   Moliere 1622-1673 , Biyografisi EmptyCuma Mayıs 07, 2010 10:02 am

Fransız oyun yazarı ve oyuncu. Moliere,
sarayın döşemelerini yapan bir mobilyacının
oğluydu. Paris'in en iyi okullarından College de
Clermont'da öğrenim gördü. 1643'te Illustre-
Theatre adlı bir tiyatro topluluğu kurdu, sahne
adı olarak Moliere'i seçti. Moliere'in bilinen
ilk yapıtları, 1655'te Lyon'da sahnelenen
L'Etourdi ou contretemps (oynanışı Savruk, 1876;
yayımlanışı Şaşkın yahut Beklenmedik Engeller, 1944).
Moliere ve topluluğunun ilk başarılı temsili ise 1658'de
Louvre Sarayı'nda Kral XIV. Louis önünde oynanan
Corneille'in Nicomede'iydi. Moliere, ertesi yıl ilk önemli
komedisi sayılan ve Paris'te sahnelenen ilk oyunu
olan Les Precieuses'ü (oynanışı Dudukuşları,
1876; yayımlanışı Gülünç Kibarlar, 1943) yazdı.
Sosyetenin kibar davranışlarına özenen iki
taşralı genç kızı konu alan bu oyun, Moliere'in
bütün yapıtlarında öne çıkan bir temanın ilk
işlenişiydi: Moliere burada, toplumsal kuralların
gerektirdiği yüzeysel kibarlıkla altta yatan içgüdüsel
davranış arasındaki uyumsuzluğun yarattığı gülünçlüğü ele
alıyordu. Moliere'in topluluğu 1661'de, Kardinal
Richelieu'nün bir tiyatro binası olarak yaptırdığı
Palais Royal'deki (Kraliyet Sarayı) bir salona
taşındı. Moliere'in bütün "Paris" oyunları burada
sahnelenecekti. 1662'de sahneye konan ünlü oyunu
L'Ecole des femmes (oynanışı Kadınlar Mektebi,
1876; yayımlanışı Kadınlar Mektebi, 1941) daha
ilk gecesinde skandal yarattı. Seyirciler ve
yetkililer, artık hiçbir değere saygısı kalmamış
bir komedyenle karşı karşıya olduklarını
düşünüyorlardı. Oyun, kadınlardan çekinen ve bu yüzden de
saf, gözü açılmamış bir genç kızla evlenerek onu kendi
ilkeleri doğrultusunda yönetmek isteyen bir erkeği konu
alıyordu. Oyunun sonunda adam genç eşine aşık
oluyor, ama aşkı dile getirmesini ve kadınlara
bir sevgili gibi yaklaşmasını bilmediği için
gülünç durumlara düşüyordu. Moliere oyuna gelen
eleştirilere 1663'te La Critique de L'Ecole des
femmes (Kadınlar Mektebinin Tenkidi, 1944) ve
L'Impromptu de Versailles (Versailles Tulûatı, 1944) adlı
tek perdelik oyunlarıyla karşılık verdi. Bunlardan ilkinde
komedi anlayışını yansıtıyor, ikincisinde ise
oyuncuların dinlenme odasını ve prova sırasında
sahne arkasındaki konuşmaları çok gerçekçi bir
bakışla anlatıyordu. Moliere 1662'de Armande
Bejart'la evlendi. Üç çocuğu oldu, ama bunlardan
yalnızca biri yaşadı. 1664'te sahnelenen Le
Tartuffe, ou I'imposteur (oynanışı Tartüf, 1876 ve Riyanın
Encamı, 1881; yayımlanışı Tartuffe, 1944) adlı oyunun
Kadınlar Mektebi'nden de daha büyük bir gürültünün
kopmasına yol açtı. Oyun kilisenin baskısıyla
yasaklandı ve ancak 1669'da yeniden oynanma
olanağı buldu. Tartuffe, bir tür danışmanlık ve
eğitmenlik rolüyle bir burjuvanın evine kapağı
atmış, dindar görünüşlü bir sahtekarın
serüvenleri üzerine kuruluydu. Moliere Tartuffe'ün
yasaklanmasına karşın, daha da kışkırtıcı bir oyun olan
Dom Juan, ou le festin de Pierre'i (oynanışı Don Civani,
1876; yayımlanışı Don Juan, 1943) sahneye koydu. Don
Juan, aristokratik bağımsızlık ilkesini hiçbir
borç ya da yükümlülük tanımamak ve Tanrı'yı da
hiçe saymak noktasına kadar vardıran, ama
herkesin kendisine karşı yükümlülüklerini yerine
getirmesini de istemekten geri kalmayan tipik bir
Moliere kahramanıydı. Uşağı Sganarelle ise
gerçekliği, dindarlığı ve ürkekliğiyle her bakımdan
efendisinin tersiydi. Bu iki kahraman, Cervantes'in Don
Quijote ile Sancho Panza'sının Fransız edebiyatındaki
karşılığı olarak da görülebilir. Ama Don Quijote'nin saf
hayalciliğinin yerini, Don Juan'da edepsizlik
almıştır. Sonunda Don Juan, tanrıtanımazlığından
ötürü cehenneme gönderilir; ama bu arada
seyirciyi eğlendirmeyi ve onların
ikiyüzlülüklerini de açığa çıkarmayı başarmıştır. Moliere,
1666'da da en başarılı oyunlarından sayılan Le
Misanthrope'u (oynanışı Adamcıl, 1876; yayımlanışı
İnsandan Kaçan, 1976) sahneye koydu. Komedinin kahramanı
Alceste, ilkelerine sımsıkı bağlı, hiç kimseyi
beğenmeyen, ama bu arada kendi kusurlarının hiç
farkına varamayan yeni tip bir budalaydı.
Moliere'in en ünlü oyunlarından biri olan L'Avare
(Cimri, 1938, 1991) ilk kez 1668'de sahnelendi.
Yapıt, şiiri andıran bir düzyazıyla yazılmıştı.
Geleneksel komedinin bütün kalıplarının dönüşüme
uğratılarak kullanıldığı bu oyun, kahramanının
çelişkisini fazla sert ve çıplak bir tarzda göz önüne
serdiği için önceleri pek tutulmamıştı. Cimrinin para
tutkusu, oyunun bazı sahnelerinde gaddarlık, patolojik bir
yalnızlık, hatta açıkça çılgınlık noktasına
varıyordu. Sonradan Goethe Cimri'nin bir komedi
değil, bir trajedi olduğunu öne sürmüşse de bu
yorum abartılı sayılabilir. Çünkü komediye özgü
olan temel çelişki, insanca olmayan amaçlarla
insani içgüdüler arasındaki karşıtlık, burada da
ortaya çıkar; ama Moliere seyirciye neşeli bir gülünçlüğü
değil, saçmalık ve sakinliği hissetirir. Moliere'in
1668'de sahnelenen öteki oyunu George Dandin (oynanışı
Kıskanç Herif, 1873; yayımlanışı George Dandin, 1943)
uzun süre bir fars olarak değerlendirilmiştir.
Günümüzdeki bazı eleştirmenlere göreyse,
Moliere'in belki de en özgün, en gözüpek
yapıtıdır. Komedinin kahramanı Dandin, kendi
budalalığını kabul eden, ama her şeyin ters gittiği bu
dünyada akıllı olmanın da işe yaramadığını öne süren
ironik bir tiptir. Haklı olduğu sezilmekte, ama kendisi
haklı olduğunu bir türlü açıkça kanıtlayamamaktadır.
Moliere'in sağlığı 1669'dan sonra giderek bozuldu.
Gene de 1670'te başyapıt sayılan Le Bourgeois
gentilhomme'u (oynanışı Köylü Asilzade ve Burjuva
Jantilom, 1927; yayımlanışı Kibarlık Budalası,
1937) sahnelemeyi başardı. Bu, Moliere'in en
sevinçli, en mutlu komedilerinden biriydi. Orta
sınıf içindeki yükselme ve sınıf atlama
çabalarını konu alan oyunun kahramanı Jourdain, boş ve
anlamsız sözleriyle sözlerin gerçekten boş olduğunu ister
istemez hissettiren, cömert yaradılışlı ama bundan da
utanç duyan, sevimli bir tipti. Hastalığına karşın,
ömrünün son yıllarında Moliere üç önemli oyun
daha sahneledi. 1671'de sahnelenen Les Fourberies
de Scapin (Scapin'in Dolapları, 1944), 1672'de
sahnelenen Les Femmes savantes (oynanışı Okumuş
Kadınlar, 1876; yayımlanışı Bilgiç Kadınlar,
1944) ve 1673'teki sahnelenen Le Malade
imaginaire (Hastalık Hastası, 1940, 1982). Bu son oyun,
ölümünden ve doktorlarından korkan bir hastalık hastasının
kuruntularıyla birlikte tıp mesleğini ve doktorların
bilgiçliğini de alaya alıyordu. Oyunun üçüncü
gecesinde Moliere sahnede fenalık geçirdi ve
evine götürüldükten hemen sonra öldü. Moliere'in
ayna zamanda bir oyuncu olması yazdıklarını da
etkilemiştir. Oyunlarının karakterleri, kendi
tiyatro topluluğunun oyuncularını andırır.
Kendisi de genellikle, çabuk kızan adam, uşak,
aldatılmış koca, dar kafalı burjuva ve "Moliere denen
herife" söven yobaz ihtiyar gibi rollere çıkmıştır. Gerçek
yaşamda, hatta provalarda yaşadığı durumları kolayca bir
oyun malzemesi haline getirmekte ustadır. Bu
yüzden çoğu oyunlarında bir doğaçlama havası
görülür; modeli önceden belirlenmiş bir oyun
yazmaz, o anda bulduğu, eline geçen konuyu ya da
insan tipini oyunlaştırır. Oyunlarının konuları
ve olay örgüleri, belli bir tartışmayı başlatmak
için çoğu zaman yalnızca bir araç işlevi görür. Bu
konuşmalar içinde, oyun kişileri, birbirlerinin görüş ve
sözlerindeki yanlışlık, anlamsızlık ya da çelişkiyi ortaya
çıkarırlar. Roller sık sık değişir, akıllı adam
aptal duruma düşer, budalanın da derinde yatan
bir mantığın sözcüsü düzeyine yükseldiği olur. Bu
nedenle, Moliere'in oyunlarını bir akılcılık
savunusu olarak görmek yanlış olur: Moliere de
akılla akılsızlık birbirine çok yakındır; bu
yakınlık, Moliere komedisinin çağı için çok yeni bir
kavramı, saçmalık kavramını öne çıkarmasını sağlar. Eğer
bir söz ya da olay, her türlü akılcılık sınırını aştığı
halde bizi güldürüyorsa, Moliere'e göre burada akılla
budalalık sürekli yer değiştiriyor demektir.
Moliere, klasik çağın ve günümüzün ölçülerine
göre, profesyonel bir yazar ya da edebiyatçı
değildi. Oyunlarının tümünü, yayımlamak amacıyla
değil, oynanmak amacıyla yazmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Moliere 1622-1673 , Biyografisi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Genç Osman (1604 - 1622)
» Musa EROĞLU Biyografisi - Hayatı - yaşamı
» Michael Jackson (1958 ) Biyografisi - Hayatı - yaşamı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Kültür & Sanat-
Buraya geçin: