Umur Bey
(Türk Kağanları ve Sultanları)
Aydınoğulları Beyliği hükümdarlarından. Babası Aydınoğlu Mehmed Beydir.
Lâkabı Bahâüddîn’dir. Genç yaşında babası tarafından İzmir Emiri tâyin
edildi. Bu sırada deniz seferlerinde gösterdiği cesâreti, kumandanlık
ve adâletiyle meşhur oldu. 1328-1329′da Bozcaada’ya kardeşi İbrâhim’le
birlikte bir akın harekâtında bulundu. Sakız Adasına da bir sefer
tertip etti. 1332 yılında Gelibolu, Semendire; 1333 yılında Yunanistan
ve Ege adalarına tertip ettiği sefer neticesinde, buraları haraca
bağladı. Umur Bey, bu deniz seferlerinden birçok ganîmet elde etti.
1334 yılında babasının vefâtı üzerine, yirmi beş yaşında Aydınoğulları
Beyi oldu. 1334-1335′te Yunanistan ve Mora’ya sefer düzenledi. 1335′te
Alaşehir’i kuşatarak aldı. Bu kuşatma sırasında üç yara aldığı rivâyet
edilir. 1336 yılında Bizans İmparatorunun Midilli ve Foça’daki
Cenevizliler üzerine yaptığı sefere, Umur Bey de yardım etti. Bu
yardıma karşılık Sakız Adasını aldı. 1338 yılında, Ege adalarına ve
1339 yılında da Yunanistan’a seferlerde bulundu. Ayrıca Karadeniz
seferine de çıkıp; Kili, Eflâk gibi sâhillere baskınlar yaptı. Umur
Bey, bu seferleriyle Lâtinleri, Rodos Şövalyelerini tesirsiz hâle
getirdi.
1341 yılında, Bizans İmparatoru Üçüncü Andronikos’un ölümü ve tahta
geçen İonnes’in yaşının küçük olması dolayısıyla, Bizansta saltanat
mücâdeleleri başladı. Umur Bey, bu mücâdeleler esnâsında kara orduları
komutanı Kantakuzen’i destekledi. Bu sırada Kantakuzen, Dimetoka’da
krallığını ilân etmişti. Umur Beyin deniz seferlerinden bunalan
Lâtinler ve Bizans İmparatorunun annesi, Papa’ya mürâcaat edip, yardım
istediler. Papa’nın teşvikiyle bir Haçlı donanması kuruldu. Bu
donanmada Papalık, Kıbrıs, Venedik, Ceneviz ve Rodos Şövalyeleri yer
alıyordu. Haçlı taarruzu başladığında, Umur Bey, daha yeni Kantakuzen’e
yardım etmekten dönmüştü. İlk hücum başarıyla püskürtüldü. Haçlılar,
Aralık 1344′te yaptıkları ikinci hücumda, Sâhil İzmir’i almayı
başardılar. Bu durum karşısında Umur Bey, Yukarı İzmir’e çekilmek
zorunda kaldı. Umur Bey müsâit zaman ve şartlar kollamak gâyesiyle,
anlaşma teklifinde bulundu. Böylece geçici bir süre için harp durdu.
Umur Bey, bu fırsattan istifâdeyle, Rumeli’ye Kantakuzen’e yardım
etmeye gitti. İstanbul üzerine yapılan harekât sırasında, yanında
bulunan Saruhan Beyin oğlu Süleyman vefât etti. Umur Bey, bunun üzerine
dönüp, Süleyman’ın cenâzesini babasına teslim etti.
Papa şiddetle, taarruzun devam etmesini istediğinden, tekrar
çarpışmalar başladı. Bütün bunlara rağmen, 1347 yılında anlaşma
yapıldı. Buna göre; İzmir, Aydınoğullarının olacak, buna mukâbil
Haçlılara bâzı ticârî imtiyazlar verilecekti. Haçlı rûhu kabarmış olan
Papa, bu antlaşmaya da muhalefette bulunup, anlaşmayı tasdik etmedi.
Umur Bey, bu olumsuz tutum üzerine ordusunu toplayıp, karşı hücuma
geçti. 1348′deki hücum sırasında, alnından okla vurularak şehit düştü.
Umur Bey, Birgi’de babasının yanına defnedildi. Yerine büyük ağabeyi,
Ayasuluğ Emiri Hızır Bey geçti.
Umur Bey, bilhassa yaptığı deniz seferleriyle meşhur oldu.
Aydınoğulları Beyliğine yükselme devrini yaşattı. Ege Adaları,
Yunanistan ve civar yerlere yaptığı seferlerle bol ganimet ele geçirip,
Haçlıların korkulu rüyâsı hâline geldi. Bütün bu harp faaliyetleri
yanında, beyliğin îmârına ve gelişmesine de önem verdi. Zamânında
birçok şehirde câmi, medrese, kervansaray, çeşme vs. gibi hayır
eserleri kuruldu. Umur Bey, yazar, şâir ve âlimleri koruyup, teşvik
ederdi. Kendi adına 5568 beyitli Süheyl-ü Nevbahar manzumesiyle,
Farsça’dan Türkçe‘ye çevrilmiş olan Kelile ve Dimne ve Tabiatnâme adlı
eserler vardır. Umur Bey adına, üzerinde ‘Umur bin Mehmed’ yazan bir
sikke bastırılmıştır.