hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 İstiklal Marşının Açıklaması

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
İstiklal Marşının Açıklaması 2duy3hj

İstiklal Marşının Açıklaması Empty
MesajKonu: İstiklal Marşının Açıklaması   İstiklal Marşının Açıklaması EmptyPerş. Tem. 29, 2010 10:58 am

İstiklal Marşının Açıklaması

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak

Mehmet Akif Türk milletine cesaret,ve
tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için
şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin bir milletin
geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi türk
milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan
kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk
bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek,
Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin
yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır.
Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.
Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!

Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki
kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı
parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız
indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak öfke halini
ifade eder. Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin
kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı
nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman türk milletini
üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.

Türk bayrağının gülmesi göklerde
dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi
bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan
gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü
türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir.
Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp
göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı ve
taptığı için özgürlük onun hakkıdır.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
Şair “ben” diyor.(Ancak kast ettiği mana
aslında bizdir türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden
beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak
isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır
bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne
çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için
dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor.
20. asrın başında avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça
uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor.
Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla,
tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce
topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı
kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle
karşılık vermektedir.

Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın

Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor.
Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini
öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani
olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca
akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaad ettiği
zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına
inanmaktadır.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını
hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı
vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin
varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama
vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır.
Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her
yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar
vatanımız üzerindedir.

Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit
olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider.
Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir
avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok
sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız
sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in
Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin
değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar türk yurdunun
üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.

O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım

Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe
şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara
değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir
anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden
fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.

Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı
bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü
kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına
kavuşmuştur. Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız
şehitleri mizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve
doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İstiklal Marşının Açıklaması
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İstiklal Marşının Kabulü
» İstiklal Marşı VE Açıklaması
» İstiklal Marşı Açıklaması
» İstiklal Marşımızın 10 Kıtası Açıklaması
» Eskiden İstiklal Caddesi...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Eğitim :: Ödevler Dersler Tezler-
Buraya geçin: