hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Besinler ve Suyun Canlılar için önemi(Fen ve Teknoloji Dersi)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Besinler ve Suyun Canlılar için önemi(Fen ve Teknoloji Dersi) 2duy3hj

Besinler ve Suyun Canlılar için önemi(Fen ve Teknoloji Dersi) Empty
MesajKonu: Besinler ve Suyun Canlılar için önemi(Fen ve Teknoloji Dersi)   Besinler ve Suyun Canlılar için önemi(Fen ve Teknoloji Dersi) EmptyPerş. Tem. 29, 2010 10:36 am

Fen ve Teknoloji dersi
Ünite:Canlılar Dünyasını Gezelim, Tanıyalım ve Vücudumuzun Bilmecesini Çözelim

Besinler ve Suyun Canlılar için Önemi

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ödevi ister indirin ister buradan kopyalayın, indireceğiniz dosyada resimlerde mevcuttur.
SU

Hayatta kalma mücadelesinde su kadar önemli başka bir şey yoktur.
Vücudumuzun % 70 sudur. Bir insan düzenli ve minimum miktarda su almaz
ise, o insanın hızlı ve verimli olmasını bekleyemezsiniz. Bir insanın
iklime, doğadaki aktivitesine ve ortam ısısına bağlı olarak minimum
hergün 2.5 lt su içmesi gerekmektedir. İçtiğimiz su dışkı, idrar,
vücuttan ve akciğerlerden çıkan nem sonucu kaybedilmektedir. Bu miktar
her gün tekrar tamamlanmak zorundadır. Yemek yemeden bitkin vaziyette 30
gün dayanabilirsiniz ama su içmeden (bu süre ortama bağlı olarak) 7- 10
gün dayanabilirsiniz. Bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır. Aşağıda
sıralanan önerileri su temin edinceye kadar (vücudumuzda mevcut suyu
korumak için) uygulamalısınız.

1- Su kaybını önlemek ve güneşten yanmamak için vücut derimizi örtmemiz gerekmektedir.
2- Günün en sıcak saatlerinde aşırı çalışmadan kaçının.Yürümeniz zorunlu ise bunu acele etmeden yapın.
3- Suyunuz yoksa yemek yemeyin. Konuşarak ağzınızın ve boğazınızın kurumasına neden olacağınızdan bundan sakının.
4- Mevcut suyunuzu akşam serinliğinde veya gece küçük yudumlarla için.
5- Çevrenizde deniz suyu veya içilmez su varsa elbiselerinizi ıslatın. Bu işlem sizi serin tutar ve terlemenizi engeller.
6- Alkol ve sigara içmeyiniz.


İÇME SUYUNUN NİTELİKLERİ
- Su; kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır.
- Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır.
- Su tortusuz ve renksiz olmalıdır.
- Su; hastalık yapan
mikroorganizma ihtiva ermemelidir.
- Suda bulunan vibrio cholera, salmonella typhi, hepatit virüsü gibi mikroorganizmalar sudan
geçerek hastalığa sebep olurlar. İçme sularının kesinlikle
bakteriyolojik kirlilik taşımaması gerekir.

- Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler
bulunmamalıdır. Bazı kimyasal maddeler zehirli etki yapabilir. Arsenik,
kadmiyum, krom, kurşun, civa gibi... Bunun yanında baryum, nitrat,
florür, radyoaktif maddeler, amonyum, klorür gibi maddeler sınır
değerlerinin üzerinde sağlığa olumsuz etkileri olan maddelerdir. Aynı
zamanda bazıları suya kirli suların karıştığının göstergesidir.

- Sular kullanma maksatlarına uygun
olmalıdır.
- İçme suyu ve sanayide, kullanma sularında demir, manganez ve sertlik
değerleri önemlilik arzeder.

- Sular agresif olmalıdır.
- Suların agresifliği, serbest karbondioksit ( CO2 ) ile bikarbonat ( HCO3-) iyonunun dengede
olmasından ileri gelir. Suların agresifliği boruların korozyonuna
sebebiyet verir. Ayrıca boruların aşınması halinde borudan ayrılan
elementler su kalitesinin bozulmasına sebep olur.
VÜCUTTA SUYUN ROLÜ

- Sıcaklığın düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar.
- Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir görev üstlenir.
- Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır.
- Çözücü rolüyle vitaminleri ve mineralleri hem taşır, hem de vücutta çözülmesini sağlar.
- Kayganlaştırıcı bir madde olması nedeniyle birçok organın gerektiği gibi çalışmasını sağlar


BESINLERIMIZ SINIFLANDIRILMASI
Beslenme,
insanın büyüyüp gelişmesi, sağlıklı yaşaması ve enerji üretebilmesi
için gerekli maddeleri alıp vücudunda kullanmasıdır. Beslenme sırasında
aldığımız yiyecek ve içeceklere besin denir.
A) Yapılarına Göre Besinlerimiz
- ORGANİK BESİNLER - İNORGANİK BESİNLER
Karbonhidratlar Madensel Tuzlar
Yağlar Su
Proteinler
Vitaminler
B) Görevlerine Göre Besinlerimiz
ENERJI VERENLER DUZENLEYICI YAPICI-ONARICI
Karbonhidratlar Vitamin Protein
Yağlar Su Madensel Tuzlar
Proteinler Madensel Tuzlar Su

KARBONHİDRATLAR
Karbonhidratlar
organizmada öncelikli olarak enerji elde etmede kullanılırlar. 1 gr
karbonhidrattan 4.1 kalorilik enerji elde edilir. Karbonhidratlar enerji
elde etmenin yanında hücre zarının, nükleik asitlerin, organik
moleküllerin de yapısına katılırlar.
Yapılarında karbon, hidrojen
ve oksijen atomu bulun-dururlar. Yeşil bitkiler atmosferdeki
karbondioksiti köklerinden aldıkları suyla birleştirerek glikozu
oluştururlar.
CO2+H2O--------------GLIKOZ +O2

Karbonhidratlar şeker ve şekerli yiyecekler ile ekmek, Makarna, patates ve tahıllarda bulunur.
Karbonhidratların en küçük
yapıtaşı glikozdur. Çok sayıda glikoz molekülü farklı şekillerde
biraraya gelerek nişasta, selüloz veya glikojeni oluştururlar.

KARBONHİDRAT ÇESİTLERI
Glikoz:En basit şeker
olarak bilinen glikoz bitkide fotosentez olayı sonucunda oluşur.
Glikozun fazlası bitkilerde nişasta, hayvanlarda glikojene
dönüştürülerek depolanır.
Nişasta:Yalnızca
bitkide depo besin maddesi olarak görülür. Çok sayıda glikoz molekülünün
bir araya gelerek oluşturduğu bir yapıdır. Arpa, buğday, patates gibi
besinlerde görülür. Suda erimezler. Hücre zarındaki porlardan
geçemeyecek kadar büyük moleküllerdir. Hayvanlar nişastayı sindirim
olayı ile glikoza dönüştürerek kullanırlar. Nişastanın ayıracı iyot
çözeltisidir. Nişasta iyot çözeltisi ile mavi-mor renge dönüşür.
Selüloz:Bitkı, mantar
ve bakteri hücrelerinde hücre zarının dışında bulunan hücre çeperi
selülozdan olu-şur. Selüloz hayvan hücrelerinde bulunmaz. Aynı zamanda
hayvanlarda selülozun sindirimi yapılamaz. Sadece geviş getiren
memelilerin bağırsaklarında bulunan bakteriler selülozu sindirebilirler.
Glikojen:Hayvan
hücrelerinde ve mantar hücrelerin-de fazla glikozun depo şekli
glikojendir. Bitkilerde glikojen bulunmaz. Hayvanlarda glikozun fazlası
kas ve karaciğerde glikojen şeklinde depolanır. Kandaki glikoz seviyesi
düştüğünde ise glikojen glikoza dönüşe-rek kana geçer.
YAĞLAR
Yapılarında
hidrojen, oksijen ve karbon atomu vardır. En küçük yapıtaşı yağ asidi
ve gliseroldur. Yağlar beyaz kağıt üzerinde saydam leke bırakmaları ile
tanınırlar. Canlılar yağları enerji elde etmede kullanırlar.
Görevleri:
1. Vücudun ısı yalıtımını sağlarlar.
2. Vücudu darbelere karşı korurlar.
3. Hücre zarının yapısına katılırlar.
4. Hormonların yapısına katılırlar.
5. Depo besin maddesi olarak görev yaparlar.
6. İç organların etrafını sararak onları korurlar.

Yağlar oda sıcaklığında katı ya da sıvı olmalarına göre ikiye ayrılırlar.
— Sıvı Yağlar: Oda sıcaklığında sıvıdırlar. Bitkisel yağlardır. Mısır özü, zeytin yağı, susam yaği gibi-
— Katı Yağlar: Oda sıcaklığında katıdırlar. Hayvansal yağlardır. Tereyağı, kuyruk yağı gibi.
PROTİNLER

Yapılarında karbon,
hidrojen, oksijen ve azot bulunur. En küçük yapıtaşı aminoasitlerdir.
Büyüme, gelişme, yaralanan dokuların onarılması için gerekli olan bir
yapı maddesidir. Hayvansal besinlerde daha fazla bulunur. (Et, balık,
tavuk, yumurta, süt ve peynirde bol miktarda bulunur.) Aynca tahıllar ve
baklagiller de proteince zengin besinlerdir.
Canlılar proteini yapı
maddesi olarak kullanırlar. Ancak çok zor durumda kalınırsa proteinler
enerji verici olarak da kullanılır. Enzimleri de proteinler oluşturur.
Örnek-1
Protein, yağ ve karbonhidratları enerji verme kabiliyetlerine göre en çok enerji verenden en az enerji verene doğru sıralayınız.
Çözüm:
En çok enerji verenden en az enerji verene doğru be-sinler;
Yağlar > Proteinler > Karbonhidratlar
(9,1 kalori) (4,3 kalori) (4,1 kalori)
Örnek - 2
Protein, yağ ve karbonhidratları sindirim kolaylığına göre sıralayınız.
Çözüm:
En kolay sindirilenden en zor sindirilene doğru besinler;
Karbonhidratlar - Proteinler - Yağlar
Örnek - 3
Besinlerin organizmadaki kullanım sırası nasıldır?
Çözüm:
Karbonhidratlar - Yağlar - Proteinler
Örnek - 4
Yağlar proteinlerden daha zor parçalandığı halde neden proteinlerden önce enerji verici olarak kullanırlar?
Çözüm:
Proteinler canlının temel
yapıtaşıdır. Canlı protein sindiriyorsa bir anlamda kendini sindiriyor
demektir. Bu olay uzun süren açlık durumunda görülür.


ENZİMLER
Bu moleküller vücut ve hücre
içerisinde hiç durmaksızın harıl harıl çalışırlar.Örnek verecek olursak
hücre içerisindeki enzimlerden bir tanesi, bir saniyede 40 ayrı
reaksiyona girebilmektedir.Bu bir kimyasal enzim için çok yüksek bir
hızdır.Fakat hücrelerinizde bu enzimlerden binlercesi vardır ve her bir
enzim birbirlerinden bağımsız olarak hiç durmadan reaksiyona girerler.
Enzimlerin 3 boyutlu
yapıları oldukça karmaşık bir düzene sahiptir.X ışını difraksiyonları
ile belirlenen bu şekiller arap saçı gibi görünsede aslında enzimler çok
hassas bir hesapla üretilmiş moleküllerdir.
Bu karmaşık yapılı enzim
aslında düz bir aminoasit zincirinden meydana gelmiştir.Fakat bu kadar
karmaşık olmasının nedeni zincirdeki bazı aminoasitlerin diğer bazı
aminoasitlerle bağ yapmasından dolayıdır.
Enzimlerin görevlerine gelince ;
Enimler bir
kimyasal tepkimeyi hızlandırmak için tepkimeye katılan fakat hiçbir
değişikliğe uğramadan tepkimeyi terk eden mükemmel moleküllerdir.Her
enzimin çok özel bir fonksiyonu vardır.Her biri protein yapıda olmasına
karşın hiçbirinin görevi aynı değildir.Bunun nedeni ise az önce
bahsettiğimiz 3 boyutlu yapısından dolayıdır.

Enzimlerin diğer önemli özelliği ise sabit bir sıcaklıkta ve sabit bir pH da maksimum hızla çalışmalarıdır.
Örneğin
ağızınızdan salgılanan tükürük sıvısı içerisindeki enzimler, yanlızca pH
ı yüksek olan ortamlarda, yani bazik ortamlarda çalışabilirler.Fakat
buna karşın midenizdeki enzimler ise pH ı yanlızca 2-3 arasında olan
ortamlarda çalışabilmektedir.İşte bu yüzdendir ki midenizdeki enzimlerin
çalışabilmesi için mide sürekli olarak asit salgılar.Bu sayede pH 1-2
seviyesine kadar düşürülür.
Hücre
içerisinde ise insan aklının kavrayamayacağı derecede karmaşık kimyasal
tepkimeler meydana gelir.Bir hücre içerisinde meydana gelen kimyasal
reaksiyonlar o kadar karmaşıktır ki bu işlemleri meydana getirecek bir
fabrika kurmaya kalksanız, bu fabrikayı İstanbul şehri kadar büyük bir
bir arazi üzerine kurmanız gerekecekti.
İnsan
vucüdunda 1 değil 60-70 trilyon tane hücre olduğunu düşünürseniz
karmaşıklığın boyutunun ne kadar büyük olduğunu hayal etmeye
başlarsınız.

Enzimlerin çalışma şekli:
Enzimler başardıkları
işler yanında çalışma şekilleride hayli ilginçtir.Bir enzim sahip olduğu
3 boyutlu yapısıyla yanlızca bir kimyasal tepkimeyi
katalizleyebilir.Bir kimyasal tepkimeye giren enzim başka hiçbir
kimyasal reaksiyona girmez.
Reaksiyona
giren enzimi bir "U" şekli olarak düşünürsek bu enzimin içine yerleşecek
madde (substrat) ancak çubuk şeklinde olmak zorundadır.Eğer kimyasal
maddeler daire, kare veya başka tip şekillerde olursa enzim tarafından
katalizlenemez.
Hücrede bulunan binlerce
enzimden bir kaç tanesinin eksikliği kimyasal reaksiyon faaliyetlerini
arap saçına döndürmektedir.Bu enzimler hücre için "olmazsa olmaz"
niteliktedir.
Hepimizin çok iyi
bildiği bir hastalık olan "Albinizm" hücredeki enzimlerden yanlızca bir
tanesinin eksikliği neticesinde meydana gelen bir hastalıktır.
Bu hastalığa neden olan problem ise şu şekilde meydana gelir.
Tirozin Tirozinaz Melanin
Bilindiği
gibi deriye renk veren pigmentin adı "Melanin" dir.Bu pigment gerekli
miktarlarda üretilerek deriye belli bir renk tonu kazandırılır.Fakat
"Albinizm" hastalığı mevcut olan kişilerde yukarıdaki denklemde görülen
"Tirozinaz" enzimini sentezleyen DNA hasar görmüştür.Dolayısıyla DNA
hatalı olduğu için Tirozinaz enzimini üreteceği yere şekli değişik başka
bir enzim üretmektedir.Bu enzim ise Tirozin maddesini tanıyamamakta, ve
Tirozin maddesini Melanin pigmentine çevirememektedir.
Hücredeki bu reaksiyon
Tirozin aşamasında duraklayınca, hasta kişide albino deri ve albino saç
meydana gelmektedir.Yani bembeyaz bir ten.
Bu örnekten anlaşılacağı gibi organizma içerisinde tek bir enzim eksikliği bile çok büyük tahribatlara neden olabilmektedir.
Bunun tam tersine güneşe
çıkan insanların ise deri rengi bir süre sonra kararmaya başlar.Bunun
nedeni hücredeki bazı enzimlerin eksikliğinden değil, yanlızca güneş
ışığının Tirozinaz enzimini aktive etmesinden dolayıdır.Tirozinaz enzimi
güneş ışığına maruz kaldığı zaman çok aktif bir hale geçer.Tabii enzim
canlanırken aynı zamanda DNA ile senkronize çalışmaya başlar.DNA
durmadan Tirozin üretir, Tirozinaz enzimi ise aktif konumda sürekli
olarak Tirozine saldırır.
Tabii sizin derinizde sürekli Melanin pigmenti birikir ve kararmaya başlarsınız.

Bazı ilginç enzimler
Vücudun vazgeçilmez
askerleri olan enzimlerden bazıları gerçekten oldukça ilginç görevler
üstlenmişlerdir.İlginç görevleri olan enzimlerden DNA ile birlikte
çalışanlar bunların başında gelir.
DNA, kendinin kopyasını
çıkarabilen bir moleküldür.Tabii bu işi kendi başına yapamaz.Bunun için
birçok enzim görev alır.Özellikle DNA replikasyonundan (kopyalama) sonra
bazı enzimler DNA ya tıpkı bir annenin yavrusuna baktığı gibi bakarlar.

Mesela DNA kendini
kopyalar kopyalamaz bazı enzimler DNA üzerine hücum ederek derhal tarama
yapmaya başlarlar.Yaptıkları bu taramalarla DNA üzerinde yanlış
kopyalanmış bir baz'a rastlarlarsa derhal bu baz'ı yerinden
sökerler.Daha sonra sökülen bu yanlış baz'ın yerine doğrusunu ekleyerek
hatayı giderirler.
Diğer bir enzim bu
enzimin ardından yenilenen bölgeye müdahele ederek yerleştiren doğru
baz'ın yerine sıkıca bağlanmasını sağlar.
Diğer bir ilginç enzim
ise DNA dan RNA sentezi sırasında görev alır.Bu enzim sentezlenen RNA da
yanlış ve gereksiz kopyalanmış bazları tek tek yerinden sökmek yerine,
yanlış bazların sıralandığı bölgeleri tespit ederek baz dizilerini bu
bölgelerden makas gibi keser.Fakat bu kesme işlemi tek bir bölgede değil
de birden fazla bölgede meydana gelince DNA parça parça ayrılmaya
başlar.
Ama hücre bununda
önlemini alarak olay yerine ikinci bir enzimi gönderir.Bu enzim ise
parça parça ayrılmış enzimleri kollarından tutarak yanyana getirir ve
birbirine bağlar.
Enzim adını verdiğimiz
kompleks molkeüller, aslında hücre içerisinde üstlendikleri görevleri
bakımından birer mucizedirler.Aminoasitlerden oluşan şuursuz birer
molekül yığını olmasına karşın oldukça iyi düşünülmüş fonksiyonarı
yerine getirirler.
Vücuttaki olağanüstü karmaşa
Vücutta vuku bulan karmaşalara değinmeden önce "Hormon" adı verilen maddelerin ne olduğunu öğrenmemizde fayda var.
Hormonlar, vücudun bazı
özel bölgelerinde üretilip kana verilen ve kan yoluyla vücudun başka
bölgelerine iletilen proteinlerdir.Bu proteinler tıpkı enzimler gibi
çalışarak, kan yoluyla ulaştıkları organı ya aktive eder yada inaktive
ederler.Hormonlar bundan başka terleme, suyun geri emilimi, üreme, hücre
çoğalması vs. daha birçok metabolik faaliyetlerde görev alır.
Hormonlar enzimlere çok
benzerler.Tek farkları enzimler gibi sürekli olarak kimyasal
reaksiyonlara girip çıkmazlar.Ayrıca kan yoluyla ulaştıkları organlar
üzerinde yaptıkları etkiler uzun sürelidir.
Şu an bilgisayar başında
susamış olabilirsiniz.Eğer susadıysanız veya acıktıysanız, duyduğunuz bu
hisler tamamen hormonal kaynaklıdır.Mesela acıktığınız vakit vucüdun
belirli bölgelerinden salgılanan hormonlar beyine ulaşarak beyinde bir
açlık hissi oluşturmaya başlarlar.Dolayısıyla sizde bir yemek yeme
isteği doğar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Besinler ve Suyun Canlılar için önemi(Fen ve Teknoloji Dersi)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Toplumsal Dayanışmanın Bizler ve Ülkemiz için Önemi (Türkçe Dersi)
» Suyun Üstünde Yürüyebilen Canlılar
» Kimyasal tepkime çeşitleri (Fen ve Teknoloji Dersi)
» ATP Nedir Nasıl Elde Edilir (Fen ve Teknoloji Dersi)
» Hareket ve Kuvvet: Sürtünmenin yararları, zararları(Fen ve Teknoloji Dersi)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Eğitim :: Ödevler Dersler Tezler-
Buraya geçin: