Esnemek şeytandan mıdır?Peygamber Efendimiz (s.a.v)hiç esnemiş midir?-
Değerli Kardeşimiz;
Peygamberimiz aleyhissalatü vesselamın iki yönü vardır. Allahın elçisi
olara Resül olması ve Onun kulu olarak abd olmasıdır. Resul olarak
Allahtan aldıklarını kullarına ukaştırır, kul olarak da bunu en güzel
şekilde önce kendisi yapardı. Bu nedenle esnemeyi uygun görmeyen ve
bundan ümmetini sakındıran bir Peygamberin bunu yapması düşünülemez.
Özellikle namazdayken esneme uygun görülmemiş ve esneme halinin uygun
bir şekilde geçiştirilmesi tavsiye edilmiştir.
Özellikle namaz kılan bir kişinin esnemesi veya gerinmesi, onun namazdan
bir şey anlamadığını ve ne yaptığını bilmediğini göstermeye yeter.
Böyle şuursuzca kılınan bir namaz, çevresindekileri rahatsız edeceği
gibi, insanı da Kuranda belirtilen, “fuhşiyat ve münkerattan” da
alıkoymaz. Yani insanın yapabileceği kötülüklerden ve çirkinliklerden
engellemez. Bu sebeple, hadisi şeriflerde belirtildiği gibi, vakti girer
girmez, ertelenip yorgunluk ve tembellik basmadan o vaktin namazı
kılınmalıdır. Nitekim, şeytanın insanı oylayıp namazı ertelettiği
hususunu daha önce belirtmiştik. Böyle, kendisine gaflet gelmiş ve
rehavet çökmüş olarak namaza duran bir kişinin, önce kimin huzuruna
çıktığını çok iyi bilmesi ve namazını da bir o kadar uyanık ve dinç
kılması gerekir.
Binaenaleyh, Peygamberimizi (s.a.v.), insanın böyle, gafilce namaz
kılmasını hoş görmediği için değişik şekillerde ikaz etmiş ve namazda
esnemenin şeytandan olduğunu belirtmiştir. Nitekim, Ebu Hureyre
(r.a.)’den rivayet edilen bir hadisi şerifte, normal zamanda bile
esnemenin şeytanından olduğunu belirterek şöyle buyurmuştur:
“Esnemek şeytandandır. Binaenaleyh sizden herhangi biriniz esneyeceği
zaman gücü yettiği kadar onu tutsun.”(1)
Ebu Saidi’l-Hudri kanalıyla gelen bir hadiste ise, Rasül-i Ekrem
(s.a.v)’in; “Biriniz namazda iken esneyeceği zaman gücü yettiği kadar
esnemeyi hapsedip tutsun, çünkü şeytan girer.”(2) buyurduğu rivayet
edilmektedir.
Hadisi şeriflere bakıldığı zaman, her iki halde de insanın esnemeyi
hapsetmesi, gerek namazda gerekse, içinde bulunduğu toplumda, ağzını
sonuna kadar açarak esnemekten kaçınması emredilmektedir. Müslüman her
yerde âdâbı muaşeret kurallarına uyan, nazik ve kibar bir insan olmak
durumundadır. Çünkü kişinin yaptığı iyi veya kötü (özellikle kötü olan)
bir davranışı, temsil ettiği din ile bağlantılı olarak
değerlendirilmektedir. Bu yüzden insanların en nazik davranışlı olanı
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), Müslüman’ın davranışlarına dikkat etmesi,
kendini daima kontrol altında tutmasını ve başkalarına tiksinti
verebilecek şekilde ağzının içini göstermemesi gerektiğini
vurgulamıştır. Bunun yanı sıra, ağzını alabildiğine açıp yayarak esneyen
bir insanın, o anda kısmen müdafaasız kaldığını bildiği için, içeri
girebilecek mikroplara ve diğer istenmeyen şeylere karşı da bu hadisi
şerifi ile uyarmıştır.
ALINTIDIR......................................... ..