hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Peygamber Efendimizin güzellerden güzel bir kaç Mucizesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Peygamber Efendimizin güzellerden güzel bir kaç Mucizesi 2duy3hj

Peygamber Efendimizin güzellerden güzel bir kaç Mucizesi Empty
MesajKonu: Peygamber Efendimizin güzellerden güzel bir kaç Mucizesi   Peygamber Efendimizin güzellerden güzel bir kaç Mucizesi EmptyPaz Haz. 06, 2010 8:18 am

Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimizin güzellerden
güzel bir kaç mucizesini sizlerle paylaşmak istedim. Sizinde bildiğiniz
Mucizeleri varsa bu KONUYA cevap olarak yazabilirsiniz arkadaşlar.
[Bekliyorum]



AY MUCİZESİ

Kureyşli müşrikler, Resûli Ekrem Efendimizin dâvasını tasdik eden birçok
mucizeye şâhid oldukları hâlde, yine de inat ve inkârlarından vazgeçip
ona sadâkat ellerini uzatmıyorlardı. Gördükleri her mucizeye bir kulp
takarak nazarlarda küçük ve basit bir hâdiseymiş gibi göstermek
isteyerek, hem kendilerini, hem de halkı aldatma yoluna gidiyorlardı.
Zaman zaman da akıllarınca Resûli Ekrem'i güç durumda bırakmak niyetiyle
kendilerince meydana gelmesini mümkün görmedikleri isteklerde
bulunuyorlardı. "Eğer, gerçekten Allah tarafından vazifelendirilmiş bir
peygamber isen, şunu şunu yap, şunu şunu göster de görelim!" diyorlardı.



Bu istelerde bulunurken maksatları îman etmek değildi; bilâkis, Kâinatın
Efendisini güç durumda bırakmaktı. Fakat, Cenâbı Hakk, müşriklere karşı
Sevgili Resulünü hiçbir zaman güç durumda bırakmıyor ve hiçbir zaman
muavenet ve muhafazasını üzerinden eksik etmiyordu!



Yine bir gün, ileri gelenlerinden Ebû Cehil, Velid b. Muğire gibilerin
de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Peygamber Efendimize gelerek, "Eğer
sen, gerçekten söylediğin gibi Allah tarafından vazifelendirilmiş bir
peygamber isen, bize Ay'ı ikiye ayır; öyle ki, yarısı Ebû Kubeys Dağı,
diğer yarısı Kuaykıan Dağı üzerinde görülsün!" dediler.



Resûli Ekrem Efendimiz, "Şayet bunu yaparsam îman eder misiniz?" diye
sordu.



Onlar, "Evet, îman ederiz." dediler.



Dâvasında haklı ve doğıru olduğunu göstermek için mucizeyi istemek,
peygamberin vazifesidir; istenilen mucizeyi yaratan ise Cenâbı Hakk'tır.



Ay'ın bedir hâliydi; yâni en güzel göründüğü 14. gecesiydi.



Kâinatın Efendisi, Allah'ın emir ve iradesi dairesinde hareket eden Ay'a
şehâdet parmağıyla işaret etti.



Bu işareti Nebevî kâfi geldi ve Ay ikiye ayrıldı; öyle ki, yarısı
müşriklerin istedikleri gibi Ebû Kubeys Dağı üzerinde, diğer yarısı ise
Kuaykıan Dağı üstünde iki parça hâlinde göründü!



Resûli Kibriya Efendimiz, orada bulunan halka, "Şâhid olunuz! Şâhid
olunuz!"306 diye seslendi.



Bu apaçık mucize karşısında da müşrikler, inat ve inkârlarından
vazgeçmediler; üstelik, "Bu da Ebû Kebşe'nin oğlunun bir sihridir."307
diyerek asılsız bir te'vilde bulunup kendi kendilerini aldatma ve
teselli etme yoluna saptılar. Gözleri önünde cereyan eden hâdiseyi
elbette inkâr edemezlerdi. İnkâr edemedikleri için de, çıkar yol olarak
"Sihirdir." demek zorunda kalıyorlardı!

O Mubarek Parmaklarından sular boşaldı.

Peygamber efendimiz bazı gazalarında, susuz kalındığı zaman, mübarek
elini bir kaptaki suya sokmuş, parmakları arasından su akarak, suyun
bulunduğu kap devamlı taşmıştır. Bazen seksen, bazen üçyüz, bazen
binbeşyüz, Tebük Gazasında ise, yetmiş bin kimsenin hepsi ve hayvanları,
bu sudan içmişler ve kullanmışlardır. Mübarek elini sudan çıkarınca
akması durmuştur.

Koyun dile gelmiş ve "Beni yeme Ya
Resulallah" Demiş.

Hayber gazasında, önüne zehirlenmiş koyun kebabı koyduklarında, (Ya
Resulallah, beni yeme, ben zehirliyim) sesi işitildi.

Hurma Kütüğü Ağlıyor
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Medine’de, mescid-i nebevide dikili bir hurma kütüğü vardı. Resulullah
hutbe okurken, bu direğe dayanırdı. Buna Hannane denirdi. Minber
yapılınca, Hannane’nin yanına gitmedi. Ondan ağlama seslerini, bütün
cemaat işittiler. Minberden inip, Hannane’ye sarıldı. Sesi kesildi.
(Eğer sarılmasaydım, benim ayrılığımdan kıyamete kadar ağlardı) buyurdu.

Köylüyü İmana davet etti ve
Olanlar oldu.


Bir gün, bir köylüyü imana davet etti. Müslüman bir komşumun vefat etmiş
kızını diriltirsen, iman ederim dedi. Mezarına gittiler. İsmini
söyleyerek kızı çağırdı. Kabir içinden ses işitildi ve dışarı çıktı.
(Dünyaya gelmek ister misin?) buyurdu. (Ya Resulallah! Dünyaya gelmek
istemem. Burada babamın evindekinden daha rahatım. Müslümanın ahireti,
dünyasından daha iyi) dedi. Köylü bunu görünce, hemen imana geldi.

Körün gözleri AÇILDI

Tirmizi ve Nesai’nin (Sünen) kitaplarında diyor ki, iki gözü a’ma bir
kimse gelip, ya Resulallah, Allahü teâlâya dua et, gözlerim açılsın
dedi. (Kusursuz bir abdest al! Sonra Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum.
Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden
istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni
vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini
istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçi eyle! Onun
hürmetine duamı kabul et!) duasını okumasını buyurdu. Adam, abdest alıp
dua etti. Hemen gözleri açıldı. Bu duayı müslümanlar, her zaman
okumuşlar ve maksatlarına kavuşmuşlardır.

Peygamber Efendimize getirilen BAL

Bir kadın, hediye olarak bal gönderdi. Balı kabul edip, boş kabı geri
gönderdi. Kap bal ile dolu olarak geri geldi. Kadın gelerek, (ya
Resulallah! Hediyemi niçin kabul etmediniz?Acaba günahım nedir?) dedi.
(Senin hediyeni kabul ettik. Gördüğün bal, Allahü teâlânın hediyene
verdiği berekettir) buyurdu. Kadın çocukları ile aylarca yediler. Hiç
eksilmedi. Bir gün yanılarak balı başka bir kaba koydular. Oradan
yiyerek bitirdiler. Bunu, Resulullaha haber verdiler. (Gönderdiğim kapta
kalsaydı, dünya durdukça yerlerdi, hiç eksilmezdi) buyurdu.

Bilmedikleri dili İman yüzü suyu Hurmetine
Öğrendiler !!!


Hicretin yedinci senesinde Resulullah efendimiz, Habeş padişahı
Necaşi’ye ve Rum imparatoru Herakliyus’a ve Acem padişahı Husrev’e ve
Bizansın Mısır’daki valisi Mukavkas’e ve Şam’daki valisi Haris’e ve
Umman Sultanı Semame’ye mektuplar göndererek, hepsini imana davet etti.
Mektupları götüren elçiler, gittikleri yerin dillerini bilmiyorlardı.
Ertesi sabah, o dilleri söylemeye başladılar.

Bildiklerinizi buraya yazın arkadaşlar.
İleride başka peygamberlerimizin mucizeleri ile beraber olucaz.
Ben büyük bir cilt var kitap, onların mucizelerine oradan bakıcam.
Aklımda bir kaç tane var fakat tam detaylı olarak bilmiyorum.
Yanıltmayım sizi.

Ek olarak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) 'in başka
mucizelerini merak eden arkadaşlarım var ise kaynak olarak;

Molla Abdurrahman Caminin (Şevahid-ün-nübüvve)
Yusuf-i Nebhani’nin (Huccetullahi alel-âlemin)
kitaplarında Peygamberimizin nice bizi şaşırtacak mucizesi mevcuttur.

Dilerim ki Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) bütün
müslümanların ve bütün insanlığın ahir zamanda şefaatçisi olur inşallah.
(AMİN)

ALINTIDIR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Peygamber Efendimizin güzellerden güzel bir kaç Mucizesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İblis' Ile Peygamber Efendimizin Konuşması
» Cennet hayatını merak edenler ve Peygamber efendimizin basından gecen bir olay.
» Efendimizin (Sav) 24 Saati
» EFENDİMİZİN (S.A.V) Hz. FATIMA ´ya öğrettiği dua
» Güzel Ne Güzel Olmuşsun

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Enteresan Olaylar-
Buraya geçin: