hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Osmanlı'da İmtiyazlı Eyaletler...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Osmanlı'da İmtiyazlı Eyaletler... 2duy3hj

Osmanlı'da İmtiyazlı Eyaletler... Empty
MesajKonu: Osmanlı'da İmtiyazlı Eyaletler...   Osmanlı'da İmtiyazlı Eyaletler... EmptySalı Tem. 13, 2010 9:58 am


Osmanlı'da
İmtiyazlı Eyaletler...



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Vâlini seç, vergini öde gerektiğinde asker ver!
Osmanlı döneminde; Kırım, Eflak-Boğdan ve Erdel gibi imtiyazlı eyâletler
neredeyse federe devlet gibiydi. Bu yapı, farklı ırk ve dinlere mensup
halkları barındıran imparatorluğun uzun müddet yaşamasına imkân verdi.
O­smanlı Devleti, Roma, Emevî ve Abbasî örneğine uygun merkeziyetçi bir
imparatorluk idi. İmparatorluk, farklı ırk, din ve mezhepte insanların
yaşadığı; hatta çeşitli devletçiklerin bir taç etrafında toplandığı
devletlerdir. Ancak merkeziyetçilik sıkı sıkıya tatbik olunmazdı.
Bunlara federal devlet demek mümkün değildir. Taşımacılıkta ve
haberleşmede insan ve hayvan gücünün kullanıldığı bir devirde
imparatorluklar malî bakımdan muhtar, bürokrasinin dar kadrolardan
oluştuğu ve ihtisaslaşmanın pek aranmadığı birimlerden teşekkül ederdi.

HAZRET-İ PEYGAMBER'DEN BERİ
Osmanlı ülkesi eyâletlere; eyâletler sancaklara, sancaklar da kazâlara
ayrılıyordu. Beylerbeyi ve sancakbeyiler, eyâlet ve sancakların hem
mülkî, hem de askerî âmiri iken; kazâların başındaki kâdılar hem kazâî,
hem mülkî, hem de askerî sıfatı hâizdi. Eyâlet ve sancaklarda ayrıca
eyâlet ve sancak idaresinden bağımsız birer kâdı bulunurdu. Bu sistemin
temelinde, mülkî, mâlî ve askerî unsurların birbiriyle sıkı irtibatı
yatar. Nitekim fetihle elde edildiği için devlete ait olan toprakların
gelirleri, sipâhi tarafından toplanıp, karşılığında asker beslenir.
Sipâhiler, sancakbeyi ve beylerbeyine bağlıdır.
Osmanlı Devleti'nde mülkî hiyerarşiden ayrı olarak kendilerine mahsus
şekilde idare olunan ve bazısının idarecisi doğrudan merkez tarafından
tayin edilen eyâletler vardı. Osmanlı himâyesini tanımış bu eyâletler,
bir bakıma iç işlerinde serbest (otonom) idi. Merkeze muayyen senelik
vergi verir; ayrıca sefer esnâsında orduya askerî birlikler gönderirdi.
Bunlara mümtaz (imtiyazlı) eyâletler denirdi. Hazret-i Peygamber
zamanında, Eyle, Umman ve Necran; Hazret-i Ömer zamanında Tağlib,
Hazret-i Osman zamanında Nubya ve Hazret-i Muaviye zamanında da Ermeniye
otonomi ile idare olunan vilâyetlerdi.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
-Kırım Hânı'nın Bahçesaray'daki Sarayı-

HÂNEDANLAR İŞ BAŞINDA...
Fetihten sonra Osmanlı hükûmeti doğrudan ilhak etmek yerine,
birtakım siyasî, tarihî, iktisadî, dinî ve sosyal sebeplerle bazı
topraklara muhtariyet tanıdı. Çoğunda eski hânedanları iş başında
bırakmayı tercih etti. Bunların bazısında Müslüman Türk nüfusu yok
gibiydi. İmparatorluktaki nüfus azlığı nazara alınırsa, buraya yeni
iskânlar yapılamayacağı da açıktır. Biraz da bu sebeple bu eyâletlere
imtiyaz tanındı. Klasik devirde Hicaz Şerifliği, Eflak-Boğdan
Voyvodalığı, Erdel Prensliği ve Kırım Hanlığı mümtaz eyâletlerdi.
Mümtaz eyâletlerin idarî hususiyetleri, tarihî ve siyasî sebeplerle
birbirinin aynı değildi. Memleketeyn (Eflâk-Boğdan) gibi idarecileri
bile İstanbul'dan tayin edilen ve âdetâ sıradan vilâyet gibi
yönetilenleri olduğu gibi, Dubrovenedik gibi merkeze gevşek bağlarla
bağlı olanları da vardı. Bazılarında idareciler ya Kırım gibi muayyen
bir hanedandan gelir; veya Dubrovenedik gibi halk tarafından seçilir;
yahud da Eflak-Boğdan gibi Bâbıâli tarafından tayin olunurdu. Ama
diğerlerinde de idarecilerin tayininin Bâbıâli'ce tasdiki söz konusu
idi. Hemen hepsinin merkezle bağlantısı öncelikle vergi ödemek ve harb
esnasında asker vermekti.
Çeşitli devirlerde sadece vergi ödeyerek veya başka bir şekilde Osmanlı
metbuluğunu tanıyan Bohemya, Lehistan (Polonya), Moskova, Umman, Açe,
Kaşgar, Gücerat, Fas ve Bornu gibi devletler, imtiyazlı eyâletlerden
sayılmaz. Bunlarla münasebetler siyasî himâye veya askerî ittifak
çerçevesinde cereyan ederdi. Osmanlıların ilk devirlerinde bir ara
Bizans İmparatorluğu, Rumeli fetihleri sırasında da Sırbistan, Bosna,
Hersek, Karadağ, Bulgaristan Osmanlı Devleti'ne tâbi olarak vergi ve
asker verdi. Kısa bir zaman sonra hepsi sıradan birer eyâlet olarak
Osmanlı ülkesine ilhak edildi.

ESKİ SİSTEM DAHA MI İYİYDİ?
Osmanlı Devleti eski gücünü kaybettikçe, Kırım, Erdel gibi mümtaz
eyâletlerin bir kısmı kaybedildi. Merkeziyetçi idareyi tekrar
sağlamlaştırıp geri kalanları koruma endişesini taşıyan Sultan II.
Mahmud'dan itibaren, Kaptan Paşa, Kürdistan gibi bazılarının imtiyazlı
statüsü kaldırıldı. Bunlar sıradan vilâyetlere dönüştürüldü. Hicaz gibi
bazılarının statüsü sınırlandırıldı. Öte yandan milliyetçi ayaklanmalara
sahne olan Bulgaristan, Sırbistan, Romanya gibi eski eyâletlerle
Lübnan, Mısır gibi problemli eyâletlere, hepten kaybetmemek için
imtiyazlı statü tanındı. Dolayısıyla devletin sonuna kadar mümtaz
eyâletler hep mevcut oldu. Nitekim 1876 tarihli Kanun-ı Esasî'nin ilk
maddesi şöyledir: "Devlet-i Osmaniyye, memâlik ve kıta'ât-ı hâzırayı ve
eyâlât-ı mümtâzeyi muhtevî ve yekvücûd olmakla hiçbir zamanda hiçbir
sebeple tefrik kabul etmez."
Adem-i merkeziyetçi tatbikat, geniş sınırlara sahip ve farklı ırk ve
dinlere mensup halkların yaşadığı imparatorluğun daha kolay idaresine
imkan vermiştir. Mümtaz eyâletler de bu sayede uzun müddet bağlılığını
devam ettirmiştir. 1893-1898 yılları arasında İstanbul'da bulunan
İngiliz diplomat Sir Charles Eliot, hatıralarında "Eski sistem daha
iyiydi. Şüphesiz beyler sertti ama hiç olmazsa bölge halkının
menfaatlerini daha çok düşünürdü" diyor.
İmtiyazlı eyâletler
1.Memleketeyn (Eflâk ve Boğdan) Beyliği (Romanya). XV. asırdan 1878'e
kadar.
2.Erdel (Transilvanya) Beyliği. XV. asırdan 1699'ya kadar.
3.Dubrovenedik (Ragusa, Dubrovnik) Beyliği. XIV. asırdan 1815'e kadar.
4.Karadağ Vladikalığı. 1478-1878 arası.
5.Kırım Hanlığı. 1475-1774.
6.Kaptan Paşa (Gelibolu ve Ege Adaları) Eyâleti. 1533-1876.
7.Nakşa (Naksos) Dükalığı. 1537-1830.
8.Hicaz Eyâleti. 1517-1918.
9.Arap Şeylikleri. 1918'e kadar.
10.Mısır Eyâleti. 1840-1914.
11.Garp Ocakları. Cezâyir 1681-1830, Tunus 1591-1881, Libya 1603-1912
arası.
12.Doğu Anadolu Beylikleri. 1514-1849.
13.Gürcü Beylikleri. XVI. asır sonu-XIX. asır başı.
14.Dağıstan. XVI. asır sonu-XVIII. asır sonu.
15.Aynaroz. 1374-1913.
16.Yunan Adaları (Yedi Ada Devleti). 1800-1863.
17.Sırbistan Emâreti. 1812-1878.
18.Yunanistan Emâreti. 1829-1830.
19.Sisam Emâreti. 1832-1913.
20.Lübnan Sancağı. 1861-1918.
21.Girit Vilâyeti. 1867-1913.
22.Bulgaristan Emâreti. 1878-1908.
23.Kıbrıs Sancağı. 1878-1914.
24.Yemen Vilâyeti. 1911-1918.
25.İstanbul. 1909'a kadar.

Kaynak: Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Osmanlı'da İmtiyazlı Eyaletler...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Osmanlıda Eyalet Askerleri
» Osmanlıda Aile Hayatı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Kültür & Sanat-
Buraya geçin: