hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Gizli Ateş

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Gizli Ateş 2duy3hj

Gizli Ateş Empty
MesajKonu: Gizli Ateş   Gizli Ateş EmptyPerş. Mayıs 20, 2010 5:59 pm

Gizli Ateş: Kundalini, Kabala ve Simya Arasındaki
İlişki
Yazan Mark Stavish



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Batı ezoterik geleneğinde, ezoterik
uygulamalar ve bu uygulayanların fizik ve suptil bedenler üzerindeki
etkisi konusunda bir bilgi boşluğu vardır. Doğuda, ister açıkça
belirtilsin veya belirtilmesin, bütün çalışmalar tüm yaratılışta ve
özellikle "canlılarda" varolan, yarı uyku halinde enerjiyi uyandırmaya
tasarlanmıştır. Bu enerji bağlı olduğu geleneğe göre "Kundalini",
"Yılan Ateşi" veya "Ejderha" olarak bilinir. sistemler arasındaki
farklara rağmen, bu potansiyel enerji üzerinde çalışmaların etkisi ve
fiziksel, duygusal ve psişik bedenlerden bu enerjinin "akışını"
denetlemek için çok özen gösterilmiştir. Modern Batı Ezoterizm böyle
ayrıntılı bir analizden yoksundur.

Modern Kabalistlerin seremonyal majiye en yaygın
girişleri Küçük Defetme Pentagram Ritüeli ve Orta Sütun
Çalışmasıyladır. Bu yazının iki amacı vardır: bu ve benzeri çalışmaların
Gizli Ateşi nasıl uyandırabileceğini göstermek, ve bu ateşin
uyarılmasını yaşayıp denetimini sağlayacak basit ve direkt çalışmalara
ihtiyaçları olan Hermetik yoluna koyulmuş ezoterik öğrencilere ateşin
denetimi için alıştırmalar önermektir.



Teorik Alt Yapı

Ezoterik öğrencilerin çoğu Orta Sütun
çalışmasına aşinadır. Bu çalışma yazımızın çoğuna esas temel
oluşturacaktır. Ayrıca Yaratılış Kitabı, Sefer Yetzirah ve
birkaç simya eserine atıfta bulunacaktır.

Kabala'nın temel fikir insanın mevcut fiziksel
enkarnasyonuna ve psişik evrimine giderek yoğunlaşan tabaklardan
geçerek indiğidir. Ritüeller, alıştırmalar ve meditasyonlarla
yaratılışta ve uygulayanın bedeninde potansiyel olarak mevcut olan
enerji "uyanabilir", arınabilir ve yönlendirilebilir. Böylece bu
enerji ruhsal tekamül, psişik genişleme ve fiziksel sağlık ve
iyileştirme için kullanılabilir.




Yaratılış - “İlk
başta..."


Batı Kabalistik ve simyasal görüşünde
yaratılışın, aşağıda belirtilen süreçle ortaya çıktığı düşünülmektedir:

Tanrının Aklı, Mutlak veya İbrani Ain Sof
Aur
(Sonsuz Işık) bir dizi genişleme ve odaklaşma ile Yaratılışın
sınırını çizer. İlk alem en suptil öz ortam ve hiçlik haline en yakın
alem Arketipler Alemi Atzilut'tur. Bu alem, ateşin canlı,
belirsiz ve kontrol dışı özelliğinden dolayı Ateş Alemi olarak
bilinir. Bundan sonraki alem beşeri zihnin kavrayabileceği kadar Briah,
Oluşum Alemidir. Hava Alemi olarak simgelenir. Bundan sonraki alem, Yetzirah
Alemi veya Su Alemidir. Bu alem maddi varlığın peçesi Assiah
Aleminin arkasındaki son derece psişik ve duygu yüklü alemdir. Assiah
Alemi maddi yaşamın somut ve yoğun durumundan dolayı ayrıca yeryüzü
veya dünya olarak da bilinir.

O halde, yaratılış suptilden yoğuna veya
ateşten toprağa doğru giderek yoğunlaşan enerji-madde seviyeleri
içermektedir. Giderek artan yoğunlukların içinde ayrıca enerji-madde
ile karışan Sefirot veya varoluş küreleri diye bilinen on seri düzlem
veya şuur hali doğdu. Onlar birlik, yansıma, kutuplaşma, yansıma,
kutuplaşma, birlik, yansıma, kutuplaşma, birlik ve nihai olarak
tezahürat (oluşum) motifinde oluştu. Bu birlik-kutuplaşma ve tekrar
ahenkleşme Kabalistik ve Simyasal uygulamaların bazıdır ve doğayı
incelemenin bir sonucudur.

Her alem bir öncekinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve bir
sonrakinin daha yoğun ve daha suptil yansımasıdır. Her Sefira da kısmen
bir öncekinin ve bir sonrakinin yansımasıdır. Ancak her yansıma kısmi
olduğu için veya kısmen saptırılmış olduğu için her Küre kendine özgün
özellikleri taşır. Sadece "Ortadaki Dört Sefirot" bir seviyede
Yaratılışın bütün enerjilerini ahenkleştirme veya yansıtma özelliğine
sahiptir.

Yaratılışın bu "zikzağı"na "Yıldırım Çarpışı"
denilir. Enerjinin yoğun maddeden çeşitli evrelerden, Sefirot ve
Yaratılış Alemlerinden Hayat Ağacı denilen şemadan tekrar kaynağına
dönüşüne de çizdiği ters zikzak yoldan dolayı "Yılanın Yolu" denilir.

Simyager için, üçüncü ve dördüncü seviye veya
yaratılış küresi arasında bir yerde, enerji, maddenin gelecekteki bir
koşulda veya onuncu seviyede, yaratılışına meydan verecek özellikleri
üstlenmektedir. Bu enerjinin adı Prima Materia, Kaos ve
kitabi Mukaddes'te Spiritus Mundi olarak söz edilir, ayrıca
başka adları da vardır. Burada ikilem tam oluşur ve daha önceden var
olan kutuplaşmanın potansiyeli veya fikri yerine gerçek anlamda
kutuplaşma varolmaktadır. Enerji aktif ve pasif tarzlara bölünür.
Aktif enerji can veya yaşam enerjilerini oluşturur ve pasif enerji
de maddeyi oluşturur. "Homer'in Altın Zincirinde", aktif enerji Niter
ve pasif enerji Tuz olarak geçer.

Can enerjileri iki şekilde tezahür eder, Ateş
ve Hava. Her ikisi de esasen aktiftir. Ateş biraz daha aktiftir, Hava
ise, kısmen Su elementi içerdiği için biraz daha pasiftir. Potansiyel
madde enerjisini Su ve Toprak olarak tezahür eder. Bu elementlerin aynı
adı taşıyan maddi oluşumlarla herhangi bir ilgileri yoktur ve bundan
dolayı baş harfleri büyük gösterilmiştir ve üzerinde yürüdüğümüz
toprak, içtiğimiz su, solduğumuz hava ve yemek pişirdiğimiz ateşten
ayırt etmek için "Elemental" denilmektedir. Onlar aslında her biri
kendine özgün özellikler ve ayrıca önceden söz ettiğimiz on şuur
seviyelerini taşıyan enerji durumlarıdır. Elementlerin ayrıca
birbirleriyle belirli karşılıklı etkileşimleri olup simyanın Üç
Prensibini
oluştururlar. Bundan dolayı aslında enerji-maddenin
dünyamızda tezahür edebileceği kırk yön vardır.

Simyanın Üç Prensibi Kükürt, Cıva ve Tuzdur.
Aynı "Elementler" gibi bu prensipler kimyadaki elementler veya
bileşimler gibi somut ifadeler değil "Felsefi" olarak düşünülmelidir.
Simyasal kükürt veya şeylerin Ruhu enerjinin canlandırıcı
prensiplerinde (Ateş) ve zihinsel prensiplerinde (Hava) hakimdir;
Simyasal Tuz veya şeylerin fiziksel bedeni bilinçaltı güçlerde, psişik
ve içgüdüsel zihinde (Su) ve somut maddede (Toprak) hakimdir;
Simyasal Cıva veya genel olarak yaşam gücü zihinde (Hava) ve içgüdüsel
ve psişik enerjide (Su) hakimdir, bu bağlamda Kükürt'ün yüksek güçleri
ve maddesel beden arasında bir köprü
görevini görür.

Mineral alemde hakim enerji Toprak, az Su ve
çok az Hava veya Ateştir. Bitkisel alemde hakim enerji Su ve Hava olup
az Ateş ve az Toprak vardır. Hayvan aleminde hakim element Ateştir,
sonra Hava ama az Topraktır. Bu özellikleri idrak etmek gerekir, çünkü
çabalayan uygulamalı Hermetist için aşağıdaki bilgileri anlamakta
açıklık getirir. Örneğin, yukarıdaki tanımları kullanarak diyebiliriz
ki bitkisel alemin bol miktarda içgüdüsel enerjisi (Su) ve zihni
(Hava) var, ama az direkt enerji (Ateş), çünkü bu pasif olarak
güneşten alınmaktadır. Ayrıca az fiziksel maddesi var (Toprak). [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Doğuda esas Elementleri ve Felsefi Prensipleri
az çok aynı Batıdaki gibi tanımlanmaktadır. Esas ayırtısız yaratıcı
enerji gerek Hint felsefesinde, modern okültizmde ve Yeni Çağ çevrelerde
akaşa veya Ruh olarak bilinir. Ancak, akaşa'nın iki yönü
vardır, biri Niter diyeceğimiz aktif yönü, diğeri Tuz diyeceğimiz
pasif yön. Niter enerjileri aynı zamanda Kundalini gücü, veya
ruhsal güçler olarak bilinir. Simyada buna Gizli Ateş denilir. Tuz,
aynı zamanda Can Enerjisi veya prana olarak bilinir.

Can enerjisinin işlevi fiziksel yaşam
biçimleri ve varlığı sürdürmektir. Tamamıyla içgüdüsel ve bilinçaltıdır,
yoğun bir şekilde kozmik devinimler, astrolojik titreşimler ve diğer
doğal olaylar tarafından etkilenir. Gizli Ateşin işlevi insanlıkta
"benlik" hissini geliştirmek, bu onun tek barındığı ortamı yaratır. En
düşük çalışma seviyede bu egodur, en yükseğinde ise Tanrısallıktır,
her ikisi aynı sikkenin değişik yüzüdür. Biri "benin" fiziksel dünya
ve diğer insanlara karşı ilişkileriyle ilgili yüzüdür, diğeri ise
"benin" bütün Yaratılışa ilişkisiyle ve yaratıcı paydaşı ile ilgili
yüzüdür.

İnsanlığın büyük çoğunluğunda bu Gizli Ateş
veya benlik şuurunu özgür bir şekilde açığa çıkaran enerji, omuriliğin
dibinde bir yılan gibi kıvrılmış uykuda beklemektedir. Bu enerjinin
sadece küçük bir kısmı sızarak Sefirot veya çakra seviyesine
ulaşmaktadır. Böylece insanda bir şuur odaklanması yaratır. Eğer
kafatasın tepesine veya ötesine çıkarsa ruhsal bir uyanış veya
aydınlanma yaşanabilir ve enerji inip tekrar çıkabilir, böylece psişik
merkezler açılıp psişik güçler ve benzeri şeyler ortaya çıkabilir.

Gizli Ateş fiziksel bedende geçici bir Can
Enerjisi zayıflaması sonucunda yükselir. Bundan dolayı birçok ruhsal
uyanışlar büyük fiziksel stresler, hastalıklar veya ölüme yakın
deneyimler yaşandığında ortaya çıkar. Gizli Ateş çeşitli psişik-fiziksel
akımların içinden yükselip parlak bir ışık küresiyle çevrilir.

Bedenin fiziksel Can Enerjisinin baskı altında
tutulmasından sonuçlanan Gizli Ateş, çeşitli şekillerde oluşan
etkiler ortaya çıkarır:

- Bazı kişiler parlak ışığı bir melek, Yüksek
benlik veya "Kutsal Koruyucu Melek" olarak görür, başkaları bir ruhsal
öğretmen olarak görür.

- Astral seyahat gerçekleşebilir ve bu durumda yakın ortam algılanabilir.
- Kontrol dışı fiziksel hareketler
yaşanabilir, bunlar tipik "kundalini belirtileridir": sallanma, hızlı
nefes, gövdede ritmik hareketler, baş dönme, Firavun gibi dimdik
oturma gibi.

Bir süre sonra, enerji inecek ve omuriliğin
dibine geri dönecektir.

Kişi bu uyanmanın şuuru üzerinde sadece fizik
ötesiyle ilgili olmayan etkilerine uyum sağlaması biraz zaman
sürecektir. Nispeten daha da az olsa da fizik bedeni de değişecek,
işlevleri iyileşecektir, böylece gerçek anlamda birkaç seviyede
"yeniden doğma" yaşanacaktır. Yine de, daha kalıcı şuur değişiklikleri
yapılacaksa bu güç aktarımıyla işbirlik yapmak bireyin aklına veya
"benliğine" kalmıştır.

Anlaşıldığı gibi, kundalini kavramı veya Gizli
Ateş iki kutuplaşma kavramıyla ilintilidir: birincisi ayrıntısız
yaratıcı enerjidir; ikincisi de bu enerjinin maddi yaratılışın her
zerresinde kilitlenmiş olması ve insanlıkta omuriliğin dibinde
odaklanmasıdır.

Bu enerji fiziksel zayıflık yerine psişik
deneyimlerden dolayı yükseldiğinde, bu Can Enerjisinin bedenin belirli
yerlerinde toplanmasına neden olabilir ve fiziksel ve psişik
rahatsızlıklara neden olabilir. Enerji kafada yoğunlaşmışsa ruhsal bir
uyanış yanılsamasını ve ayrıca gelip giden omuriliğinden aşağı ve
yukarıya inip çıkan "sıcak ve soğuk" hisleri verebilir. Ancak Gizli
Ateşin Can Enerjisini dağıtma etkileri değil de, direkt etkileri
aşağıdaki etkileri yaratabilir.



  • Hastalık ima eden yoğun ağrılar.
  • Karıncalanma ve ani enerji
    "sıçrama" hissi

  • Merkezden merkeze başın tepesine
    dek yükselen berrak sakinlik ve huzur hissi

  • Ünlü "zikzak" veya "Yükselen
    Yılan" yolunda yükselme

  • Enerji bir iki merkezi atlayabilir
  • Enerji başın tepesine aniden bir
    ışık parlamasında çıkabilir

  • Pozitif ve negatif özellikleri
    abartılır ve cinsel güç çoğalır

Enerji başın üstüne çıkarsa, o zaman
bedendeki Can Enerjisi üzerinde direkt çalışmak ve onu psişik deneyim
ve ruhsal uyanma için kullanma olasılığı doğar.

Kısacası, fiziksel bedenin enerjisi üzerinde
yoğunlaşmadan daha önce psişik merkezler Gizli Ateş tarafından
uyandırılmalı ve arındırılmalıdır.

Böylece psişik alıştırmalarımız ve ezoterik
meditasyonlarımız, zihin, beden ve şuurumuzu içimizde derin bir
şekilde gömülü Gizli Ateşin açığa çıkmasına hazırlamaktır. Kan, sinir
sistemi ve salgı bezlerinin adım adım temizlenmesiyle Can Enerjisinin
Gizli Ateş üzerindeki "zincirleri" azalır ve yok olur, böylece
boşalmaya bekleyen bir basınç gibi sürekli mevcut güç ve enerji aniden
bırakılan gergin bir yay gibi harekete geçer. Böylece, aslında Yılan
hiç uyumamaktadır, onun varlığına ve potansiyel yararına karşı uyuyan
biziz.




Gizli Ateş ve Sefirot

"Ve adamı kovdu; ve hayat ağacının yolunu
korumak için, Aden bahçesinin doğusuna Kerubiler, ve her tarafa dönen
kılıcın alevini koydu." Tekvin 3:24, Kitabi Mukaddes

"Hayat Ağacı"nın kullanımı modern ezoterizm
için bir yandan bir armağan, diğer yandan da bir lanet
olmuştur.Anlaşıldığı zaman "Hayat Ağacı" hem mikrokozmik (küçük evren,
insan), hem de makrokozmik (büyük evren) seviyelerde Yaratılışın
çalışan bir modelini sunmaktadır. Ancak, birçok kişi kişisel
seviyede başaramamaktadır. Hayat Ağacı konusunda genelde çok yetersiz
bulunan bilgiyi inisiyelerin fizyolojik olaylarla ilgili kişisel
sorunlarına uyarlama yeteneği konusunda modern ezoterik çevreler son
derece yetersizdirler. Bunun birkaç sebebi vardır: Birincisi,
birçok modern ezoterist öğrendiklerini kişisel seviyede
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğru olup olmadığını yaşamadan sadece tekrarlamakla
yetinirler; İkincisi, Kabalanın dili çok seviyelidir ve aynı
kelimenin birkaç anlamı vardır, böylece kelimeleri kullanan birçok
kişi onların tam anlamını bilmemekte veya hangi seviyede
yorumlanacağını bilmemektedir; Üçüncüsü, Hayat Ağacı şeması
aşırı titiz ve bölmelidir. Birçok Kabalist içsel realitenin Hayat
Ağacının iki boyutlu resmi izin verebileceğinden çok daha esnek
olduğuna uyum sağlayamamaktadır.

Bu sorunlar "Tek Ağaç" ama "Dört Alem" fikri
tarafından daha da karmaşık bir hale getirilmektedir, çünkü ruhsal
aydınlanma ve kundalini'yi uyarmanın yarattığı krizin kabalistik
uygulamalara ilişkisi konusunda manalı, pratik bilgi bulmak neredeyse
imkansız bir duruma getirmektedir. Daha berrak ve açık Taoist ve
Tantrik sistemlerle karşılaştırıldığında, bu kadar çok Amerikalı ve
Avrupalının neden bu sistemleri, kültür ve tarih bakımdan kendilerine
daha yakın olanların yerine tercih ettikleri ortadadır.

Bilgi aktarımında mevcut bu sorunları çözmeye
yardımcı olmak üzere, sadece edindiğim veya konuları tartıştığım diğer
kişilerin deneyimleri burada içerilecektir. Teori teori olarak geçecek
ve deneyim deneyim olarak geçecektir. İletişimi açık ve direkt tutmak
için basit Kabalistik kelimelerin anlamı açıklanacak ve tekrar
tanımlanacaktır. Kişisel deneyime ilgisi olmayan kafa karıştırıcı ve
ilgisiz tanrı formları, mitolojiye ve kozmolojiye atıflara yer
verilmeyecektir.




Uyuyan Yılanı Uyarmak

"Ve Musa'nın çölde yılanı yukarı kaldırdığı
gibi, böylece İnsanoğlunu da yukarı kaldırmak gerekir, ta ki, iman
eden her adamın onda ebedi hayatı olsun." Yuhanna 3:14-15, Kitabi
Mukaddes

Küçük Defetme Pentagram Ritüeli çoğu zaman
majisiyen olmaya heveslenenlerin başladıkları ilk ritüeldir. İşlevi
tek kişilik solo ritüellerin temel mekanizmasını öğretmek ve yıkıcı
enerjilerin uygulayıcının çevresinden uzaklaştırılacağı veya bertaraf
edileceği temel teknikleri vermektedir. Ritüelde kullanılan semboller
daha karmaşık ritüellere esastır. Ancak Küçük Ritüeli daha etkili diye
göz ardı etmek bir hata olur. Ne kadar basit veya karmaşık olursa
olsun, uygulayıcının yeteneği kadar etkilidir. Küçük Defetme
Pentagramı Ritüelinin düzenli kullanımı düzensiz veya özensiz
uygulanan daha sofistike ritüellerden daha etkin olabilir.

Toplam olarak Batı Majide yaklaşık altı temel
ritüel vardır ki Altın Şafak Hermetik Cemiyetinin etkisini yansırlar:
1) Küçük Defetme Pentagram Ritüeli 2) Büyük Pentagram Ritüeli 3) Küçük
Heksagram Ritüeli 4) Büyük Heksagram Ritüeli 5) Gül + Haç Ritüeli.
Yıldırım Kılıcı düzensiz gözükmekte, ama o da eş çalışma Yükselen
Yılan alıştırmasıyla birlikte ele alınacaktır.

Bunların arasında Orta Sütun Çalışması isteğe
bağlıdır. Ancak Orta Sütun Çalışması beden enerjileri veya Can
Enerjisini arındırıp Gizli Ateşe kanal açmak için en çok işi yarayandır.



Orta Sütun Çalışması

"Galip olanı Allahımın makdisinde sütun
edeceğim, ve artık dışarı çıkmayacak; ve onun üzerine Allahımın
ismini, ve Allahımın şehrinin, Allahın gökten inen yeni Yeruşalimin
ismini ve benim yeni ismimi yazacağım." Vahiy 3:12, Kitabi Mukaddes

Orta Sütun Çalışmasının birkaç çeşidi vardır,
ama temelde hepsi aynıdır. Israel Regardie tarafından "[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]" kitabında önerilen Elementler
ister kullanılsın veya kullanılmasın, veya ister (daha yaygın
kullanılan) Regardie'nin "Orta Sütun" kitabında daha sonra önerdiği
Sefirot/gezegen tekabülleri kullanılsın veya kullanılmasın önemli
değildir. Aurum Solis cemiyetinin kullandığı yöntemler de bir
alternatif alıştırma olarak ele alınacaktır.

Orta Sütun Çalışmasının teorik bazına göre
imgeleme, nefes ve konsantrasyon ile, genelde Yetzirah olarak
tanımlanan yaratışın psişik enerjisi yönlendirilebilir ve Gizli Ateşi
frenleyen Can Enerjisini arındırabilir. Psişik merkezlerimiz duygusal,
ahlaki ve maddi tortulardan temizlendikçe, onların aracılığı ile
çalışan kozmik enerjiyi daha iyi yansıtabilir. Enerji dolaşımı sağlayan
Orta Sütun auramızın dış yüzeyini düzlemekte, her yönde enerji akımı
artırmakta, böylece küçük ve büyük enerji kanalları daha çok Can
Enerjisiyle arınabilir ve güçlenebilir.

Orta Sütun tarafından tanımlanan kanallar
daireseldir. Genelde yansıma özelliğine sahip büyük, temiz ve
parlaktırlar. Regardie diyor ki psişik merkezlerin renkleri bilinmiyorsa
onları büyük parlak elmaslar olarak düşünmek gerekir. Sonunda
uygulamacının bütün aurası ısı ve ışık yayan parlak genişlemiş bir
elmas olarak hayal edilmelidir.

Orta Sütunun güzelliği birçok ezoterik
uygulama gibi katmanlı bir çalışma olması ve sonsuz miktarda esneklik
ve gelişme potansiyeli taşımasıdır. Uygulamacı imaj yönlendirme
becerisini geliştirdiği yeni olasılıklar artmaktadır.

Orta Sütunun ana hareketlerinden biri de "Işık
Pınarı
"dır. Burada uygulayıcı ayak tabanlarından yukarı doğru
parlak bir enerjinin hareket ettiğini be başının tepesinden dışa
fışkırıp aurayı kapsayıp güçlendirdiği, kaba titreşimleri berrak ve
parlak bir hale getirdiğini ve sonunda da ışığın tekrar ayaklara
geldiğini hayal eder. Bu devresel imajlar birkaç kez tekrarlanır. Bu
alıştırmanın kilit kısmı, Gizli Ateşin açığa çıkmasını hazırlayan
bedenden geçen orta kanaldır. Bu Doğu yöntemlerde: Çin Çi Kung,
Hint Tantra ve Tibetli Vajrayana yogadaki uygulamalara
benzerdir.

Bu kadarını söyledikten sonra Gizli Ateşin
açığa çıkarılmasında Doğu ve Batı yöntemler arasında bazı farklar
vardır. Psişik merkezler üzerinde direkt çalışma ve omuriliğinden
yukarı tırmanma, Orta Sütun Çalışmasına kıyasla daha travmalıdır.
Bundan dolayı, birkaçı hariç, Gizli Ateşin direkt uyarılmasına yönelik
yoga teknikleri bir gurunun denetimini gerektirir. Uygulayıcının
hareketlerinde gerekli kısıtlamalar yakın denetim ister ayrıca Amerikan
ve Avrupalı kültürde günlük yaşam için pratik olmayan sistemlerdir.

Aşağıda inceleyeceğimiz bazı benzerlikler
mevcutken, önemli farkları şöyledir:

1) Hint yoga esas olarak en hızlı şekilde
fiziksel alemden kurtulmaya yöneliktir. Batı yöntemleri maddi dünyayı
terk etmeden, madde ve psişik varlığının mükemmelleşmesini amaçlar.

2) Çin yogası veya Çi Kung, maddi
dünyanın mükemmelleştirilmesine, hatta bedeni bir "Işık Bedeni" olarak
ruhsallaştırmaya yönelik olması açısından Batı yöntemlere daha
yakındır. Ancak eterik (esiri) seviyesinde (nadi'ler veya
akupunktur noktaları) başlaması açısından Hint yogasına daha yakındır.
Bu "alttan yukarı, içten dışa" yaklaşım Orta Sütun'un "yukarıdan
aşağı, dıştan içe" yönteminden farklıdır. Eterik beden erken safhada
etkilendiği için etkiler daha dramatik ve hazırlıksız olanlara
potansiyel olarak daha travmalıdır. Orta Sütun Çalışmasında eterik
beden çoğu zaman en son etkilenen şeydir. Bunun sebebi gerek
kullanılan sembolizm, gerekse de konsantrasyon, imgeleme ve meditasyon
yeteneklerinin geliştirme gereği esas itibarıyla uygulayıcının
zihinsel görüşünü uzun bir süre etkilemektedir. Sadece uzun bir süre,
yaklaşık olarak bir yıl günlük bazında uygulandıktan sonra Orta Sütun
Çalışmasının etkileri astral bedene yerleşmeye başlıyor ve bir süre
sonra uygulayıcının eterik ve fiziksel bedenlerine de süzülür. Bir
kaynağa göre en ileri yoga uygulayıcısının Kundalini'yi özel
çalışmalarla açığa çıkarması için en az üç yıl gerekir. Söz ettiğimiz
bu "açığa çıkarma" basit anlamda değil, doğal ifadesinin önündeki
engellerin çıkarılmasıdır. Bu önemli bir noktadır, çünkü genelde
denilir ki kundalini'yi yaşamak için çoğu kez yirmi yıllık ezoterik
uygulamalar, veya Hatha yoga bile gerekir. Nicholos Flamel Felsefe
Taşın
ı aynı sürede yarattı. Yakın tarihte simyager Jean Dubuis bir
workshop'ta son derece tehlikeli Flamel Metodunun üç yılda
tamamlanabileceğini söyledi. Belki de simyager için, Felsefe Taşının içsel
yaratılışı kundalini deneyimden farklı bir şey değildir ve Felsefe
taşının dışsal yaratılışı Kozmik yaratıcı enerjiyi iradeyle
yönlendirebilmektir.

3) Tibet sistemleri Çin ve Hint sistemlerinin
arasında bir yerde işlerler. Çünkü hem ruhsal kurtuluşla ilgilidirler,
hem de bedensel özlerinden inşa edilmiş bir eterik bedenin
yaratılışıyla ilgilenmektedirler. Elmas Beden veya Gök Kuşağı
Bedeni
saf ışıktır ve üstadın iradesi doğrultusunda oluşabilir.
aynı Çin ve Hint sistemeleri gibi, Tibetliler uygulayıcıların akıl
ve duyguları arındırmak için ritüeller ve ayrıca antropomorfik ve
geometrik görsel imajlar kullanırlar. Orta Sütun Çalışması yapıldığında
Pentagram ve Heksagram ritüelleri bu işi görmektedir.

Böylece Doğu ve Batı uygulamaların arasında
esas farkı işlev ve başlangıç noktası olarak özetleyebiliriz. Doğu,
insanoğlunun fiziksel enkarnasyona bağlayan cehalet bağlarını bir bir
çözerek kurtuluşu sağlamaya çalışır. Batı maddi realitede ruhsal
realiteyi yansıtmaya çalışarak maddi dünyayı mükemmelleştirmeye çalışır.
Bu başarıldıktan sonra üstat iradeye bağlı olarak dezenkarne
olabilir. Batı yaklaşım dünyada daha aktif olmayı ve onu dönüştürmek
ister, diğer yandan Doğu yaklaşım dünyayı geçici bir yanılsama olarak
görür, bundan dolayı daha pasiftir. Bu tür felsefeler, bütün inanç ve
kültürler gibi en erken kaynaklarının fiziksel çevrelerini
yansımaktadır. Tropik ve tropik altı bölgelerde zaman anlayışı, gıda
stoku yapılmayan bir kışın topluma ölüm getireceği kuzey küreye
nazaran daha az önemlidir. Arktik bölgelerin soğuk ve acımasız
realiteleri değişik bir teori ve teknik yaratırlar ve tarımsal
alanlara nazaran farklı ideal (tanrılar) getirirler. Birisinin avcı
göçmen olması veya tarım ağrılıklı bir toplumda yaşaması yaşadığı
fiziksel ortama bağlıdır, bu da değerler, ihtiyaçlar ve ayrıca ruhsal
felsefe ve tekniği etkiler.

Başka bir ülkenin veya kültürün ezoterik
uygulamalarını seçerken bunların üzerinde önemle durmakta fayda
vardır: O sistem nasıl gelişti ve hangi şartlarda? Bu şartlar günümüzde
ve potansiyel uygulayıcının yaşamında halen geçerli midir? Mevcut
şartlar itibarıyla uygulamalar ilerici mi, yoksa zamanı geçmiş mi?
diğer bir deyişle ileriyle doğru yönelik mi, yoksa efsanevi bir "altın
çağı"n idealleştirilmiş şekilleri midir?



Tuz, Satürn, Cinsel
Vecit ve Ruhsal Saadet


"Kalbin etrafında dolanmış yılan Adımdır!"
Keldani kehanetler
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Tuz bilgelik ve öğrenim sembollüdür ve
kuyruğunu ısıran, sınırlılık sembolü Büyük Yılan Ouroboros ile
ilgilidir. Bu bağlamda dünyayla yakın bir ilişkisi olduğu gibi aynı
zamanda bütün maddi yaratılışla ve hiçlik veya Sonsuzluğun sınırında
olan şeylerle de ilgilidir. Bir 15. asır elyazmasında yılan iki renkten
oluşmuştur, kırmızı ve yeşil. Kırmızı dışta ve yeşil içtedir. Yeşil,
Doğanın ve Venüs'ün sembolü Çalışmanın başlangıcıdır. Kırmızı,
Felsefe Taşın ve Marsın rengi Çalışmanın sonudur.

“Sapiens dominabitur astris” (Bilgeli
olanlar yıldızlara hakim olacaktır). İçimizdeki astrolojik
dengesizlikleri düzelttikçe (psişik merkezler veya çakralar),
dışımızdaki astrolojik şartların bize karşı daha az negatif etkileri
olur. "Yıldız" güçleri üzerinde hakimiyet kurarız ve "istediğimiz
zaman mabedimizde güneşin parlamasını sağlayabiliriz".

17. yüzyılda Jakob Boehme'nin öğrencisi
Gichtel kozmik spiral veya "Doğa Tekerliği" insan bedenine koydu. J.G
Gichtel'in 1898 yılında yayınlanan
Theosophica
Practica'
da Satürn taç, jüpiter alın, Mars boyun, etrafında yılan
dolanmış Güneş de kalp, karaciğer venüs, Merkür dalak ve Ay cinsel
organlardır. Dikkatimizi çeken yılanlı kalptir. Buraya ayrıca Ateş
Elementini yerleştirir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mısırlı inisiyelerine ayrıca skarab (***
böceği) denilirdi çünkü kendi yenilemelerinin yumurtalarını iterek
yuvarlıyorlardı.

Dennings ve Philip'in Majikal Felsefe'nin 3.
cildinde alın bölgesi Orta Sütun Çalışmasında (Bu eserde ona verilen
ad "Kalelerin Uyarılması" (1. Formül) ve her merkezde imgelenen
renkler değişmektedir. En sonunda da Kadüs'ün yükselen çift yılanı da
verilmiştir. Alın Satürn'e addedilmiştir ve Yesod merkezini dengelediği
ve Aurum Solis ve Altın Şafak Cemiyetlerinin verdiği diğer merkezlere
güç kattığı da yazılmaktadır.

Simyasal olarak Tuz, Elemental Toprak ve
Elemental Suyun (Assiah ve Yetzirah) birleşiminden meydana gelir, Gizli
Ateş Tuz'da (maddi beden) "saklıdır" ve açığa çıkmak isteyen
bilinçaltı, içgüdüsel güçleri simgeler. Bazen kontrolsüz ve zayıf bir
şekilde açığa çıktığında "Cehennem Ateşi" de denilir, arındırıcı
etkileriyle öğrencinin bedeni be psişik yapısında önemli yıkım
gerçekleştirebilir. Bu bazen ölümden sonra içsel yenilenme yaşamış
insanlar tarafından yanlışlıkla "Araf veya Cehennem" sanılan 31. Yol
veya Ateş yolunda açıkça görülür. Bu Yol ayrıca ruhsal rehberlik ve
evrim sembolleri Şin harfi ve Merkür'ün yönetimi altındadır. Notarikon
ile ilgilenenler için Şin'in sayısal değeri 300 aynı zamanda İbrani
deyim "Canlı Tanrı'nın Ruhu" ile aynıdır.

"Gerçi tövbe için su ile ben sizi vaftiz
ediyorum; fakat benden sonra gelen, benden daha kudretlidir; onun
çarıklarını taşımağa ben layık değilim; o sizi Ruhülkudüs ile ve ateş
ile vaftiz edecektir." Matta 3:11

Şin harfi sık sık meditasyonda bir İlahi Işık,
Yaşam, Aşk veya varlık sembolü olarak kullanılır. Başın üzerinde tam
taca değdiği imgelenir sonradan başın içinde imgelenir (çünkü
Yaratılış Kitabı Sefer Yetzirah'ta akıl ve sinir sistemiyle
ilgilidir), sonra da kalbe inip oradan uzanarak meditatörü bir alev
denizinde sarar. Üç alev şeklinde Yod harfi veya diller içerdiği için,
bazen kutsal ruhun inişindeki alevli diller ve çeşitli üçlem
kavramlarına bağdaştırılır.

Bu konuda birkaç dini yorum yapmak mümkündür:
Örneğin Vaftizci Yuhanna'nın tövbe ve Yetzirah'ın Su dünyasına giriş
inisiyasyonu verirken, İsa'nın Ruhun Ateşine veya tam üstatlık
mertebesine inisiyasyon verdiği görüşü savunulmuştur. Diğer bir
yoruma göre, Vaftizci Yuhanna Su Yolu olan 29. Yoluna dek inisiyasyon
veriyordu ve diğer yandan İsa havarilerine daha zor ve engebeli Ateş
Yolu veya 31. Yolun inisiyasyonunu veriyordu. Bunlardan hiçbiri kesin
bir yanıt değildir, sadece kutsal metinleri inisiyatik uygulamalar
çerçevesinde anlamanın Kabalistik bir çabasıdır. Ama Kutsal Ruh veya
Ruhülkudüs kavramı daha bilgilendiricidir. Bu terim Yahudiler
tarafından Babil esareti sırasından uyarlandı ve Yahudi mistik
inançlara Farisî (İranlı) ve Keldani etkileri göstermektedir.

Kutsal Ruh (Ruach
Elohim
) terimin kökeni Zend Avesta'dandır ve aslı
Spenta Mainyu
, veya “Kutsal (Yaratıcı) Ruh”tur. Esas kaynakta
yaratıcı güç açıkça belirtilmemişse de ima edilir, ancak Yahudi ve
Hıristiyan geleneklerden modern dillere çevrildiğinde bu anlamın
kaybolduğu görülür. Spenta Mainyu arındırıcı ve yenileyici bir
enerji ve zekadır ve kozmik topluluk olarak emrinde altı veya yedi
zeka vardır.

Spenta Mainyu, Ahura Mazda'nın (Ulvi
Zeka, Tanrı) kendini gerçekleştirme kalitesi veya faaliyetidir;
Evrenin yaratılış ve evrimine yol açan kendiliğinden üreten enerjidir.
Spenta Mainyu dinamiktir ve yaratılış devamlı
bir süreçtir. Zerdüşt için kutsallık aynı zamanda bolluk, bereket ve
sağlık anlamına gelir.
Spenta Mainyu
evrende bereket ve gelişme prensibini temsil eder." (F. Mehr,
sayfa29)

Bu güç ve varlıklar, anlamı "kutsal güç
kelimesi" olan
Mathrem, veya
Mathra'
yı içerir. Bu da Hintistan'da mantra ve Orta Doğu
ve Mısır'da "Güç Kelimesi" uygulamalarının temelidir. Aynı YHVH'in
bütün İbrani Kutsal İsimlerin kaynağı olduğu gibi, Mathrem,
veya Mathra'yı bütün diğer mantraların kaynaklandığı mutlak bir
mantra olduğu inanılır. Bundan söz ettik çünkü İran ve Babil'de
sonradan yarı bağımsız olarak gelişecek olan Doğu ve Batı ezoterik
uygulamaları bir bütün şeklinde görmek mümkündür. Bir bakıma bugün
bildiğimiz şekilde yoga, kabala, simya ve majinin esas ortak menşei
olduğu söylenebilir. O zamanki sanat ve mimari Yahudi ve Mısır
geleneklerdekini yakın kanatlı varlıklar, gezegensel şemalar ve Hayat
Ağacının ve dolanmış iki yılan motifinin erken varyasyonlarını
gösterir.




Kozmik Ateş Üçgeni

"Başarılı üstat, Büyük Çalışmanın malzeme
bilgisiyle donanmış olmalı; ayrıca inanç, sessizlik, kalp saflığı ve
dua şevkiyle dolu olmalıdır. Tepesinde Felsefi Civanın hiyeroglifi
bulunan kapıdan geçtikten sonra Büyük Çalışma'nın esas operasyonlarını
- kalsinleme, çözündürme, arındırma, Hermes'in kapalı şişesine koyma,
şişeyi Athanor'a (fırın) aktarma, pıhtılaşmak, çürüme, kapatma,
çoğaltma ve projeksiyon; ve Felsefe taşı Petra Philosophalis'e ulaştığında
bile onun görkemli bir ejderhanın rehinde olduğunu görür."

Amphitheatrum sapientiae aeternae,
Heinrich Khunrath
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Simya yazmalarında Satürn, Cıvaya ilintilidir
ve onunla aynı belirsiz cinsiyet veya adrojenliğe sahip olup ‘Mercurius
senex’
adını alır.

Tifaret'te geometrik sembol su ve ateşin içi
içe üçgenleri veya Davud Yıldızıdır. Hayat Ağacının gezegensel
Sefirot(lar)'a (Satürn'i boyundaki Daat'a kaydırıp) bağlanmak için bu
yıldızı genişlettiğimizde (ucu aşağı bakan) Su Üçgeni Mars, Jüpiter
ve Ay kürelerini birleştirir. Ateş Üçgeni Satürn, Venüs ve Merkürü
birleştirir.

Orobouros kendisini kısıtlayan (Satürn) kozmik
enerji olduğu gibi, Venüs de bir prizmanın güneşin ışığını böldüğü
gibi kendisini yaşamda (bitkisel özelliği) çoğaltan yaratıcı güçtür.
Merkür birçok açıdan aynen Satürn gibi androjendir (çift cinsiyetli) ve
yaratılışın ateşini kontrol edip Felsefe Taşının yaratılışında
yönlendirir. Merkür Kadüs veya iki yılanın dolandığı kanatlı asayı
tutar. Kanatlar yüceltmeyi ve yılanlar yaratılışın temel güçlerini
simgeler. genelde yedi olarak gösterilen birbirlerini kesiştiği
noktalarda renk tayfın renklerini ve beyazı (Venüs) gösteren psişik
merkezler vardır. Şemanın ortasında irtibat kurmaya umabileceğimiz
yaratılışı birleştiren, canlandıran ve ahenkleştiren kozmik yaratıcı
güç güneş vardır. O merkezidir ve bütün diğer gezegenler, psişik
merkezler veya Kozmik enerji türlerini denetler ve kontrol eder.

Güneşin ateşiyle irtibat kurmakla, diğer
psişik merkezlerinin ateşlerini (Venüs aracılıyla) açabiliriz ve
Satürn'ün kısıtlayıcı ve aydınlatıcı enerjisini Aklı veya Merkür
güçleriyle daha kolay yönetebiliriz.

Özellikle Venüs ve Merkür olmak üzere,
gezegenlerin bu çok yönlü özelliklerini anlamak için Tiparete dek Yol
Çalışmaları yapmak önemlidir. Aşağıda vereceğimiz teknikleri uygulamak
için bunlar şart değilse de, teorik tarafı anlamak için yararlıdır.

Ancak, yine de Kürelerin birbirlerine
ilişkilerini anlamak için aşağıdaki fikri temel alarak bir dizi
meditasyona başlayabiliriz:

Venüs bitkisel ve bilinçaltı tarzında
yenileyici, duyusal ve aktif yaşam gücüdür. Isı, ışık ve duyguya tepki
verir. İniş yolunda Venüs Güneş'in ışınlarını renk tayfının birçok
farklı yönüne bölmektedir, bu şekilde elle alsak çoğulluk ve birlik
arasındaki ilişkiyi, psişik merkezleri ve gezegenleri ve özgün
doğalarını daha iyi anlayabiliriz. Yükseliş yolunda Venüs gerek
gezegensel, gerekse de kişisel (psişik merkezleri) halen çok renkli
olsa da farklı enerjileri tekrar birleştirir ve onları tek bir güce
ahenkleştirip Güneşe saf ışık olarak geri dönmesini sağlar.

"Bu Felsefe Taşı büyüyen yeşil şeylerde
gelişir. Şeylerin yeşerip büyüdüğü Yeşil'in tekrar eski doğasına
indirgendiğinde, gizli bilimimizin yolunda çürütülmelidir."
Splendor solis, Trismosin
Felsefe Taşı doğanın yeşermesiyle (Netzah)
yapılır ve kaynağına (Tifaret) çürüme yoluyla dönmektedir (Tarot'ta
Ölüm Kartı ve bağlı olduğu Netzah-Tiparet yolu, Nun).

Merkür Venüs'ün ayrışma hareketinin yaydığı
değişik enerjilere şekil ve anlam verir ve onları Kadüs'ün (Hermes'in
çift yılanlı asası, ayrıca tıp sembolünde kullanılır) simgelediği
temel güçler olarak yeniden birleştirir. Merkür Ruhun
Psychopomp'u veya Rehberidir ve Venüs'ün temsil
ettiği güçleri yönlendirir. Hem venüs ve Merkür Kabalistik Ağacının
iki Sütunun dibinde bulundukları için fiziksel, astral ve mental
alemlere erişip değerlendirirler ve bir dereceye kadar üçünü de
etkileyebiliriler. İniş yolunda Merkür beden, akıl veya ruh için form ve
yapılar yaratır. Yükseliş yolunda Merkür derslerini unutturmadan
formun sınırlarından kurtulmamızı sağlar.

Yılan ilkel güç veya enerjidir. Ateş ve su
yaratılışın iki prensibidir ve hava ve toprak onları takip eder. Yılan
derisini bırakıp değiştirdiği için yeni hayat ve yenilemenin sembolü
olarak görülür. Aynı zamanda tehlikeli ve öldürücüdür ve su
kaynaklarında ve çöllerde "koruyucu" bekçi rolünde de görülür.
Üzerinde kontrol ve hakimiyet sağlandığında güçlü ve öldürücü, ama
aynı zamanda yaratılışa temel ve belki de yaratılışın geldiği
yenileyici bir güce hakim olunmuş sayılır.

Gizli Ateş direkt olarak insanlıkta
cinsellikle ilintilidir (temel yaratıcı güçler). Burada "vecit",
"esrime" ve erotik dürtü arasındaki ilişki açıkça görülür ve
yaşanabilir. Bir sürü "seks yoga" ve seks maji uygulamalarının
türemesi bunu bir yerde doğruluyor. Ancak insanlıkta cinsel arzu, onun
temel dürtüsü ve evrimsel gücü olarak hareket eder. Ayrıca, mistik
deneyimin biyolojik kökenleri olduğu da önerilmiştir. En temel zevk
olan cinselliği göz ardı etmekle bir seviyede vecitsel birleşimi de
reddetmiş oluyoruz. Bu "küçük ölüm" veya petite morte,
kendimizi bırakıp ilahi hiçlik halini yaşayacağımız "büyük ölüm"ün bir
öncüsüdür.

Mistik deneyimlere karşı doğuştan gelen
dürtümüze bağlı cinsel güç, ayrıca beşeri tekamül ve yönlendirildiğimiz
önceden belirlenmiş bir nokta veya hal ile ilgilidir. [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Bu önemli bir noktadır, çünkü neredeyse bütün
Batı toplumlarda psikolojik rahatsızlıklar cinsel baskı ve obsesyon
etrafında odaklanmıştır.

Fiziksel bedende Can Enerjisinin uygun
arındırılması yapılmadan Gizli Ateşin özgür bir şekilde veya öncekinden
daha fazla güçle akışı sağlanırsa, psişik beceriler, dahilik ve diğer
ben ötesi haller veya sadece farklı şuur halleri yerine, aşırı
fiziksel rahatsızlık gibi gözüken ama olası olarak şizofreni veya
psikoz şeklinde psikolojik hastalıklarla sonuçlanabilir.

Orgon Terapi'nin ortaya çıkaran
Wilhelm Reich'a göre, bütün zihinsel-duygusal rahatsızlıklarımız
fiziksel bedenlerimizde çapalanmıştır, ve bu çapalar pranayama'ya
biraz benzer nefes alıştırmaları ile açığa çıkarılabilir. Beden
simyanın Tuzu olduğuna göre ve "Su Elementi" aracılıyla erişebilir
bilinçaltı unsurlardan kısmen meydana geldiği için, bütün duygusal ve
fiziksel deneyimlerimiz fiziksel bedende silinmeyecek bir şekilde
depolanır, iliştirilir veya kayıt edilir. Eğer bu bloklar veya
duygusal ve fiziksel travma enerji odaklanmaları (Can Enerjisi ile
yapılı) Gizli Ateş daha yoğun bir şekilde akmadan önce açığa çıkarılıp
bertaraf edilmezse, o zaman "Kundalini fenomenin" o sözde negatif yan
etkileri ortaya çıkar.

Uyuşturucu ve alkol suistimalleri ve cinsel
aşırılıklar durumu daha da kötüleştirirler, çünkü fiziksel bedeni ve
astrala bağlantısını zayıf düşürerek Gizli Ateşi açığa çıkarırlar ve
eterik altyapıya hasar vererek sonunda enerji blokları azaltacağına,
akıl ve beden tamir etmeye çalışırken enerji bloklarını yaratırlar.

Uyuşturucu suistimal tarafından hasar gören
bir sinir sistemi Gizli Ateşin berrak, temiz ve güçlü ifadesi için
dengesiz bir araç yapmaktadır. Sinir sistemimizle (Yesod-ay altında)
hem fiziksel dünya, hem de iç dünyamızla irtibat kurarız. Bedeni
(Malkut) Akıl-entelekt (Hod) ve içgüdüsel, yaratıcı ve duyusal
dürtüler (Netzah) ile ilişkilendirir. Eğer hasar görürse benliğimizin
bu psiko-fiziksel-ruhsal taraflarına tam, yaratıcı ve verimli ilişki
kurması tehlikeye düşer. Eğer hasar görürse bu enkarnasyonda Kutsal
Koruyucu Meleğimize (Yüksek Benlik) en direkt ve en önemli bağımız ve
Gizli Ateşi (Tifaret aracılıyla) açığa çıkarma olasılığımız tehdit
altındadır.

"Bu harikalar yaratan aynı zamanda bir taş
olmayan, her insanda var olan ve yerinde her zaman bulabilen bu
Felsefe Taşının Büyük Sırrını (
Grand
Arcanum) açıkladığımda dinleyin... Ona bir taşa benzediği için değil,
sadece sabit özelliğinden dolayı
taş
denilir, ateşin etkisine karşı koymada herhangi bir taş kadar
başarılıdır... Eğer özelliği ruhsaldır desek, doğru olur. Eğer onu
somut olarak ifade etsek, bu da doğru olur, çünkü ince, nüfuz eden,
yüceltilmiş ruhsal altındır. Yaratılmış şeylerin en asilidir... o bir
ruh veya mükemmellik timsalidir.

A Short Guide to the Celestial Ruby,
(Semavi Yakut'a Kısa bir Kılavuz) Philethes.



Ejderhayı Azat Etme

Gizli Ateşin tam ve ahenkli işlevi psişik
anatomimizi bloklardan arındırmak için gerekli süre belli değildir.
Denilir ki bunun için en ileri yogiler bile en az üç yıl özel
çalışmaları gerekir. Bu tür talim çok özel ve denetimli şartlar
altında olduğu için, tahmin edilebilir ki modern bir Batılı için bu
sürenin daha da uzun olması ve daha çok iç analiz ve danışım gerekir,
çünkü genelde Batı okültist, ister Kabalist veya simyager olsun, veya
her ikisi, zamanının çoğunu yalnız veya en fazlası arada bir küçük
gruplarda çalışır.

Bazı yoga ve Kabala ekolleri ve bazı Sufi
çalışmaları kalbi bireysel evrenin merkezi olarak ve psişik
merkezlerinin en önemlisi olarak görürler. Kalbi açarak güçlü bir
sezgisellik oluşumuyla birlikte İçsel Üstadımızla veya diğer bir
deyişle Kutsal Koruyucu meleğimiz (haberci) ile irtibat kurarız.
Bu başın ötesine yılanın yükselişinden sonra, Yılan Dili'nin en son
konaklama yeridir. Boehme ve Hermetik tasvirlerin gösterdiği gibi
"Yılanla Sarılı Kalp" mistiklerin erişmeye çalıştıkları idealdir.

Bir yoginin söylediği gibi önce "Büyük Kral"a
yanaşırız ve sonra onun (Hermetistlere hiç de yabancı olmayan) yılan -
dili (aynı zamanda konuşulan dil, lehçe) hareketlerini
yönlendirmesine izin veririz.



Adam Kadmon: Gizli
Ateş ve YHVH


"Çünkü Allahımız yitip bitiren bir Ateştir"
İbranilere 12:29

Modern ezoterik uygulamalarda simya, kabala ve
astroloji neredeyse kusursuz bir sentez yaratmak iç[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]in homojen bir
hale getirilmişken, bu önceki dönemler için geçerli değildi. Geleneksel
olarak simya ve astroloji Yahudi Kabalasında neredeyse hiç rolü yoktu[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.], ve bir yandan birçok Yahudi'nin simyager
oldukları ortaya atılırken [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.],
çok sayıda İbranice yazılmış simya eserleri pek bulunmamaktadır. Ünlü
Aşh M’saref veya "Kuyumcunun Ateşi" bile genelde
gematria/ebced üzeride odaklanmış, az miktarda kimya çalışmaları içeren
bir derlemedir.

Erken Kabalistler yaratılışın birkaç evrede
geliştiğini ve içinden "Bidayeti Adam" veya Adam Kadmon'un
antropomorf şekli belirlendiğini ve bu ilk adamın İlahi İsmin dört
harfinin üst üste konulmasıyla yaratıldığını düşündüler. Yod kafa, Heh
omuz ve kollar, Vau omuriliği ve cinsel organlar ve son Heh, kalça ve
bacaklardı. Her bir harfle ilgili bir sürü özellik atfedildi ve bu
başlı başına bir kabalistik meditasyon ekolünü oluşturuyordu. Başka
harfler ekleyerek, farklı şekilde bir araya getirerek ve sayısal
değerleri eş olan harfler ile yer değiştirerek ek İlahi İsimler,
başmelekler, melekler ve diğer ruhsal varlıklar çıkarıldı.

Adam Kadmon'un sözlü geleneği Mısır tanrısı
Osiris'e benzerdir, çünkü Osiris parçalanıp yeniden inşa edildi, diğer
yandan Adem "Düştü", parçalandı ve orijinal Ademi tekrar bir araya
getirmek Kabalistin işiydi. Her birimizin onun orijinal ruhunun bir
parçası olduğu söylenir ve amacımız Kabalistik yöntemlerle Yaratılışta
yerimizi bulmaktır.



Saint-Germain ve Yüce
Kutsal Üçlü Bilgelik


"The Most
Holy Trinsophia"
(Yüce Kutsal Üçlü Bilgelik)[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
gibi inisiyatik psiko-simya kitaplarında Gizli Ateş fikri volkanik
güçle ilgili ve Venüs'ün etkisi altında gizli ateş fikrini açıklar.
Bunun gibi eserler simyasal-kabalistik metinlere güçlü bir benzerlik
arz eder ve ya bu ezoterik okulların mistik sembolizmi kullanırlar, ya
da bu tür semboller metindeki anlamları çözmek için kullanılır.

Bu eserde, Saint-Germain Kozmik Şuurluluğun on
iki derecesinden geçen inisiyasonunun ayrıntılarını anlatmaktadır.
Volkanik patlamalar, lava ve alev denizleri şeklinde dünyasal ateşin
tasvir edilmesi maddi ve madde ötesi yaratılışın altında yatan ve onu
sürekli birleştiren ve yenileyen canlı enerji ağını simgelemektedir.

La Tres Sainte Trinsophie on iki
bölümden oluşmuştur ve her biri resmedilmiştir. Bunun en bariz
benzetmesi zodyak'ın on iki bölümü ve simyanın on iki evresidir. Ayrıca
yedi esas ve beş tali psişik merkez de düşünülebilir.

Hikaye Saint-Germain'in Vesuvius yanardağının
lava yataklarında bulunmasıyla başlıyor, daha sonra üzerinde bir kupa
olan bir sunağa gelir. Kupanın etrafında kanatlı bir yılanın on iki
kez dolanmıştır. Sonra Saint-Germain muazzam bir ateş diyarına girer,
ortasında yakut gözlü yeşilimtırak altın bir yılan vardır ve
aydınlanmış iradenin sembolü bir kılıçla ona hakim olması gerekir. Bu
davranışla öfke, nefret ve kibir şuurundan boşalır ve duyuları kontrol
altına girer.

Gösterilen bir resimde de Saint-Germain bir
üçgen sunağın önündedir, üzerinde karmaşık bir şamdan vardır. Temeli
iki dolanmış yılandan oluşmuştur, ucunda bir lotus çiçeği ve ortasında
mum vardır. Resim iki yazılı panel vardır. Birincisinde şöyle yazar:
"Yük güçlü olana verilir" ve ikincisi: "Yüksek yerde ateş yak ki adak
yükselip Arzu Edilene Ulaşsın." Son resim göklerin ışıkla parladığını
ve bir kare ve daireyle çevrilmiş bir üçgen göstermekte. İnisiye - bu
durumda Saint-Germain hayat ve Doğa Tanrıçası Aşikar Edilmiş İsis
tarafından kılavuzluk edilmektedir.

Bu resimler gösteriyor ki Aydınlık çağının
sonunda bile, klasik simya ve kabalistik semboller halen ezoteristler
tarafından geniş çapta kullanılmaktaydı. Ancak, yönü klasik veya
laboratuar simyadan felsefi veya ruhsal simyaya değişmişti. Nasıl
kabala simyagerler ve Hıristiyan mistiklerin elinde radikal bir değişim
yaşamışsa, simya da değişmişti. Bazı el yazmaların pratik laboratuar
çalışmalar için şüpheli değerleri varken, yine de iyi ki onların içsel
ruhsal inisiyasyon için halen değerleri vardır.




Uygulamalar

Orta Sütun
Orta Sütun hemen hemen bütün maji öğrencileri
tarafından bilinen bir çalışmadır. Bu alıştırmanın ayrıntıları Israel
Regardie tarafından "Orta Sütun" kitabında açıkça verildiği için,
burada üzerinde durmayacağız. Onun yerine, Gizli Ateşle ilgili
aşağıdaki noktalar üzerine değinilecektir:


  1. Malkut'un
    kurulması

  2. Işığın dolaştırılması
  3. Işık Pınarı
  4. Malkut Keter olarak
  5. Tifaret'in Malkut ve Keter'e ilişkileri
Değinilecek ikincil hususlar da:

  1. Pentagram
    Ritüeli

  2. Heksagram Ritüeli





DEVAMI AŞŞAĞIDA
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Gizli Ateş 2duy3hj

Gizli Ateş Empty
MesajKonu: Geri: Gizli Ateş   Gizli Ateş EmptyPerş. Mayıs 20, 2010 6:00 pm

Malkut'un Kurulması
Malkut veya Krallık aynı anda birkaç kavramı
temsil eden karmaşık bir küredir. Hayat Ağacı bedenimiz üzerine
uyarlandığında Malkut ayaklarımızdır (oturduğumuz zaman dizlerimiz ve
yere bağdaş kurduğumuz zaman da omuriliğimizin dibidir); aynı zamanda
somut madde, yeryüzü ve tüm maddi yaratılış. Kemiklerimiz ve
iliklerimizdir, bunlar Gizli Ateşin özel bir yönünü içerirler. Dünya ve
Malkut konusunda söz ettiğimiz zaman önemli bir temel anlayışı içermesi
önemlidir, böylece meditasyon da topraklanmış ve güvenli oluruz. Dünya
ve bedenlerimize ne denli güçlü bağımız varsa, o kadar fazla enerji
üretebiliriz ve yönlendirebiliriz. Bu sağlam ve derin bir temelin
üzerine bir gökdelen inşa etmeye benzer. Altı yapı ne denli sağlamsa üst
yapı o denli güçlü olur.

Gizli Ateş dünyada saklı olduğu için, Pentagram
ritüelinin ayrıntılarıyla bir süre, hatta birkaç yıl çalışmakta fayda
vardır. Temizleme, ahenkleştirme ve orada temsil edilen enerjiyi kendine
ve civara dağıtma. Kuzey üzerinde tefekkür edilmesi gereken bir yön,
zira Topraktır ve Gizli Ateşe gizli kapımızdır. Maddenin doğası içinde
gömülü form ve yaşam veren sürekli nabız atan canlı ve diri bir enerji
yatar, maddeyi enerjiye, enerjiyi maddeye çevirir. Bu gömülü özellik
sabit burç olarak kuzey tarafa verilen boğa burcunun astrolojik sembolü [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tarafından temsil
edilir. Burada güneşi simgeleyen bir dairenin üstünde ayı temsil eden
bir hilal görürüz. Toprak özellikli bu karmaşık ay-güneş sembolü
maddenin yoğunlaşmış ışık veya gizli ateş olduğu teorisini akla
getiriyor.

Dünyanın ağırlığını ve içinde barındırdığı
ısıyla (lav ve magma eriyiği, volkanik merkez) ayak, diz ve omuriliğin
dibiyle tefekkürle ilişkilendirerek, yaratılışın ilk iç ağını
hissedebiliriz. Bu imajlar Malkut ve Keter birdir kavramıyla
desteklenir. Ain Sof Aur'daki Keter'den sınırsız enerjinin yaratılıştan
girip çıktığını düşünmek ve aynı şeyi maddi yaratılış için Malkut'ta
imgelenebilir. Çoğu kez Sefirot küreleri statik varlıklar veya haller
olarak düşünülür, oysa bu doğru değildir. Onlar canlı, dinamik ve
sürekli birbirleriyle karşılıklı etkileşim halindeler. Bu karşılıklı
iletişim Orta Sütun ve merkezi kürelerde görülür.


Keter-Tifaret-Malkut Üçlüsü
Batıda ve bazı Doğu uygulamalarda, bütün
çalışmalar başın üzerindeki Keter veya Taçtan enerji indirmekle başlar.
Bunun sebebi, Keter'in hiçliğin veya "negatif varoluşun" sınırında
olmasına ve mutlaktan enerji alıp vermesine dayanır. Bu enerji sonra
kullanabilir şekle girmesi için Hesed civarında olduğu söylenen insan
şuuru tarafından işlenir.

Kişisel bir açıdan, Keter veya kişisel Tacımız,
bedenimize girip çıkan enerji akımını düzenlemektedir. Biz sonradan bu
enerjiyi beyin ve sinir sistemi aracılıyla şuurumuz tarafından
kullanılır bir duruma gelinceye dek yönlendiriyoruz. Nasıl Kozmik açıdan
Kether, Varoluş ve Negatif Varoluş arasında bir köprüyse, kişisel Kether'imiz enerji ve madde arasında
bir köprüdür. Kişisel
varlığımızda bu epifiz salgı bezidir.

Malkut bu Kozmik güçlerin en son yoğunlaşmasıdır
ve Kozmik açıdan maddi yaratılışın tamamıdır. Kişisel seviyemizde,
fiziksel bedenlerimizdir ve ayrıca içinde bulunduğumuz ve dolaştığımız
çevredir. Malkut hem bir Alem (Assiah Alemi), hem de bir Küre olduğu
için, kendi "Kether yönü" vardır veya en yoğundan en inceye dek maddeyi
yaratma yeteneği vardır. Maddenin bu daha suptil şekillerinin kendi
"Negatif Varlık" sınırları veya saf maddeden psişik alana geçeni vardır.
Bedenlerimizde bu prostat, cinsel salgı bezleri, perineyum (cinsel
organlar ve anüs arasındaki yer) ve omuriliğin tabanı olur.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Bu iki kutup yönlerin kavuşma yerleri Kalp
Merkezi veya Tifaret'tir. Burada bütün yaratılış ahenkleşir ve zeki bir
merkez etrafında bir dinamik gerilim ve dirilik durumuna getirilir. Bu
zeka, diğer yaratılış yönlerini [merkezleri] idare edip birbirleriyle
ahenkli bir şekilde ortak iyilik için çalışmalarını sağlar. Bu bütün
organlarımıza kan pompalayan kalbimizdir; bütün diğer salgı bezlere emir
dağıtan epifiz ve "Amir Bez", genelde sinir enerjisini düzenleyen Güneş
Sinir Ağımızdır (solar pleksüs); ve ayrıca her bir atoma
çekirdeği, güneş sisteme güneş, vs.

Güçlerin esas düzenleyici ve aracısı rolünde
Tifaret sürekli olarak yaratılışın her yanına can enerjisi gönderir ve
ayrıca Malkut veya maddenin en yoğun seviyesine Taç veya en yüksek soyut
diyardan enerji aktarır. Birçok açıdan o denli enerjinin
düzenleyicisidir ki, maddenin Tifaret tarafından yaratıldığı
söylenebilir. Fiziksel ifadede bütün maddenin sadece yoğunlaşmış ışık
olduğu söylenir. Kişisel açıdan, beden ve çevremizin en derin
düşüncelerimiz tarafından yaratıldığı anlamına gelir.

Bu üç enerji-madde-şuur merkezleri arasında daha
şuurlu ve işlevsel ilişkiler geliştirmek için aşağıdaki alıştırma
önerilir:

Tam başınızın üstünde veya değecek şekilde göz
kamaştırıcı parlaklıkta bir Işık topunu düşününüz. İçinize nefes alınız
ve bu ışık topundan bir ışını Kalbinize çekiniz. Nefes veriniz ve ışını
bedenin kalan kısmından aşağı ayak tabanlarınıza ve oradan dünyanın
merkezine gönderiniz. Tekrar nefes alınız, dünya merkezinin ateşli
enerjisini kırmızımtırak atın bir buhar olarak tekrar Kalbiniz geldiğini
imgeleyiniz. Orada tutunuz ve kalbi parlak ışıkla enerjilendiriniz.
Nefes veriniz ve ışığı ısı, can enerjisi ve güç olarak genişlediğini
görünüz.

Bu noktada enerjinin nefes alışına koşut olması
önemli olduğu gibi, zorlanmadan topraktan yukarı solunması gerekir.
Bunun için güçlü, esnek ve içi boş bir hortum veya kanalın dünya
merkezinden veya ayaklardan kalbe çıktığını imgeleyebilirisiniz. Enerji
ayrıca ardı ardına ayaklardan yukarı omuriliğine ve oradan kalbe giren
enerji topları olarak imgelenebilir.

Bir süre sonra madde ve enerjinin karşılaştığı
ve yaratıldığı yerin evrenin ve üstadın kalbi olduğunu düşününüz.

Nasıl kalbimizdeki duygular Kether'in sınırsız
enerjisini oluşuma yönlendiriyorsa, aynı zamanda istesek oluşumu tekrar
Kether'e veya başka bir yere yönlendirebiliriz.

Kalbimizi fazla ısıtmamamızgerekir ve
biriktirilen enerjiyi dolaştırması veya bir şekilde boşaltması
önemlidir. Bunu bir tılsıma, şifa tedavisi veya sonradan içilen bir
bardak suyu aktararak yapabilirsiniz. Ayrıca güneş sinir ağı merkezinden
boşaltılıp aurada genel bir enerji dolaşımı sağlanabilir.

Ek olarak, temel tekniklerde beceri elde
edildikten sonra
Rose+Cross ritüeli, veya
A.I.O [AAAA-İİİİİ-OOOO] ile ilgili sesli harfleri titreşimsel olarak
söyleyerek eşlik edilebilir. İlk başta sesleri tek bir nefes olarak
kalbinizin merkezinden rezonanslı çıktığını imgeleyerek çalışınız. Daha
sonra sesleri ayırmaya başlayınız, "A" başla, "İ" kalple ve "O" güneş
sinir ağıyla rezonanslı (rabıtalı) söylensin. Bir süre sonra O sesini
perineyum bölgesine indiriniz, Malkut küresi/küreleri üzerinde garip bir
etkisi olacaktır.[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Perineyum'de uzun süre sesleri titreştirmekle
omuriliği bacaklara, dize ve ayaklara bağlayan 12 farklı kanal açılır ve
bu işlevsel Malkutları birleştirir. Bu ayrıca erkeklerde prostat bezini
etkiler.


Yesod - Benler Arasındaki Bağ
Yesod görünmeyene açılan kapının başında durur
ve oluşumda bu iniş ve çıkışların deposudur. Sinir sistemimiz ve
beynimiz; psişik merkezler; bilinçaltı arzu ve istekler ve hafıza dahi,
varlığımızın birkaç kilit unsurunu temsil eder. Onun bazen de karanlık
ve çalkantılı, ama her zaman güçlü sularından geçerek Tifaret'teki
Kutsal Koruyucu Meleğimizle irtibat kurabiliriz. Yesod'u hem aşağı, hem
de yukarıya yansıtan bir kapı olarak düşünürsek, psişik enerjimizi her
iki yönde yönetmeyi öğrenebiliriz. Bu şekilde Yesod sadece vurup da bize
bir şeylerin verileceğini umduğumuz bir kapının ötesinde şuurlu bir
şekilde içinden geçebileceğimiz bir geçittir. Bu yönde ilk gelişmeler
genelde lüsid rüyalar, ani astral projeksiyon gibi rüya hallerinde
gerçekleşir, ama zamanla daha çok kontrol edilir ve şuur bilinçli olarak
seyahat edip deneyimlerini eksiksiz hatırlar.

Yesod'un Malkut'a (hafıza için) ve Tifaret'te
(şuurlu irade) olan bağını güçlendirerek bu hale daha çabuk girilebilir.
Aşağıdaki alıştırmalar bu amaçla tasarlanmıştır.

Orta Sütun çalışmasını yaptıktan sonra,
dikkatinizi Yesod'a odaklayınız. Onun genişleyerek auranızın sonuna dek
uzananı mor renkte bir küre olarak düşününüz. Onu tekrar normal ebadına
ve yerine küçültünüz ve sonra Malkut'ta ve bedeninizde mevcut bütün
fiziksel gücünüzün Yesod'a doğru yükseldiğini imgeleyeniz. Bu sizin
fiziksel dünyada hareket etme, oluşturma ve yaratma yetinizdir.
Kürelerin ahenkli bir şekilde kaynaştığını imgeleyiniz. Şimdi bunları da
yukarıya çekerek Tifaret'te getiriniz ve Yesod'un karışmış maddi ve
psişik enerjisini Tifaret'in altın ışıklarıyla sarıldığını ve üç
merkezin tek bir merkeze kaynaştığını imgeleyiniz. Bir kaç dakika sonra
onları tekrar esas konularına gönderiniz.

Yesod'ın ışığını çift yönlü olduğu ve hem
Tifaret'e, hem de Malkut'a ışın gönderdiğini imgeleyiniz.

Tifaret'te aynısını düşününüz ve hem Yesod'a,
hem de bütün enerjilerin kaynağı Keter'e ışın gönderdiğini
imgeleyiniz.

Elementleri Tifaret'ten yayılan saf ve mükemmel
fikirler olarak düşününüz aşağı inip Yesod'un berrak alanından
geçtiklerini ve Malkut'ta madde şeklinde yoğunlaştıklarını imgeleyiniz.
Düşüncelerinizi kalbinizden yayılan saf ve mükemmel fikirler olarak
düşününüz ve Yesod'un cinsel yaratıcı enerjisi ile karışarak Malkut'ta
oluştuklarını imgeleyiniz.

Başınızın üzerindeki Keter'in saf ışık ve
enerjisini kalbinize, Tifaret'e indiğini ve ayaklarınızın altında
Malkut'ta saf yaratımlar olarak tezahür ettiğini imgeleyiniz. Enerjinin
sert, soğuk ve yoğun maddeden soyut enerji formlara, oradan da saf
ayrışılmamış enerjiye dönüşüp, bu işlemin tersine çevrildiğini hissedip
imgeleyiniz. Ek olarak, Clavis Rea Formülü bunun iyi bir örneği
olabilir.

Işığın Dolaştırılması: Işık küreleri
bedende belirginleştikten ışığın beden ve çevresinde dairesel şekillerde
dolaştığını belirgin, canlı ve derin bir şekilde imgelenmelidir. Bu
evrelerde yapılabilir ve ilk evrede beden dışında geniş ışık bantlar
çevrilebilir ve derinin altına ve sonradan kemiklere indikçe yoğunluğu
ve gücü artırılabilir. Bu bir yandan aurayı genişletip temizlerken gücü
bedende tesis etmeye yarar. Enerji her zaman hissedilir olmalıdır.

Işık Pınarı, ilk başta omuriliğinden
yavaş yavaş, ama deneyim artıkça giderek daha hızlı ve yoğum bir şekilde
çıkmalıdır. Açık sıvımsı bir alev ile auranın ucunu tarayan havai
fişeği andıran ışık patlaması canlı ve parlak olmalıdır ve yarı çapı
yaklaşık olarak her yöne doğru bir, bir buçuk metre olmalıdır.
Bendenizden geçip başınızdan çıktığında; ayaklarınızdan girdiğinde,
bacaklarınızdan yükseldikçe, girdiği yerleri arındırdıkça ve enerjiyle
doldurdukça, kendinizi enerji akışı içinde kaybediniz.

Alıştırmanın sonunda, enerjiyi deri altı
tabakaya çekerek dokuları güçlendirip enerjilendirdiğini
hissedebilirsiniz. Enerjiyi kemiklere indirerek uzun ömür ve güçlü kemik
yapısı için önemli olan ilikleri arındırabilirsiniz. Bu ayrıca
omuriliği boyunca da yapılmalıdır ve omurgalar arasındaki yumuşak
dokuların enerjiyle dolup taştığı ve sinir bağlantıların güçlü ve diri
olduğu imgelenmelidir.


Pentagram ve Heksagram Ritüelleri
Pentagram ritüeller şuurumuza en yakın
madde-enerji alanı maddi dünyanın (Assiah) esas Elementlerine ve bu
enkarnasyonun dış kişiliğine hakim olmak için kullanılır. Bu Elementlere
hakim olup arındırmakla, dikkatimizi içimize çevirip Keter'de varolan,
Tifaret'te iletişim kurulan ve Yesod'da bilinçaltı ve rüyalarla bizimle
iletişim kuran yüksek benliğimiz veya Kutsal Koruyucu Meleğimizin
vizyonuna erişebiliriz.

Ego veya maddi dünya ile ilişkileri açısından
benin yarattığı kendi imajı bu ritüellerin egemenliği altındadır ve
onların aracılıyla benlik anlayışımızı düzenleyerek enerjilerimizi Ben'e
yöneltiriz. Bu yapıldığı zaman, sadece Kutsal Koruyucu Meleği ile
sadece irtibat kurmuyoruz, ama onunla aynı kişi olduğumuzu fark
ediyoruz.

Pentagram Ritüeller ayrıca bu aynı bağlamda
avantajımıza olan maddi şartları yaratmak ve ayrıca ruhsal tekamülümüz
için kullanılır. Ayrıca gezegensel güçler için uygun maddi çevreyi
sağlamak için kullanılabilir, bunun için birkaç ritüel karıştırılır.

Gezegensel güçlere yönelik olan Heksagram
Ritüelleri psişik merkezlerimiz aracılıyla içsel ve dışsal gezegensel
güçlerin yönlendirilmesini temsil ederler. Onlar direkt olarak beden
veya çevrede fiziksel tezahüratlarla, veya inisiyatik özellikli içsel
deneyimlerle sonuçlanabilirler. Şuur gelişmesi ve ilgili psişik
merkezlerin faaliyet artışı bu tür inisiyasyonların belirtileri
arasındadır, ayrıca olası olarak başka merkezlere de genel bir etki
vardır. Örneğin bir güneş ritüeli psişik kalp merkezine faaliyet artışı
getirir, ama ayrıca beyindeki epifiz bezine de faaliyet artışı getirir,
çünkü onun da güneşsel özelliği vardır. Bir ay ritüeli hafıza açar ve
zihinsel berraklık getirir, ama aynı zamanda sinir sistemi, genel olarak
psişik merkezleri ve devimsel cinsel istekleri harekete geçirir. Bir
venüs ritüeli böbrekleri, cinsel dürtüleri, güzellik, ahenklik ve
sanatsal anlayışı uyarır. Ama aynı zamanda doğru bir şekilde
yönlendirildiğinde psişik enerji üzerinde "Venüs Prizma Etkisi"nden
dolayı bütün psişik merkezlere güç katar ve kalbe aşkın akışını artırır.

Böylece her gezegenin belirli ve genel etkileri
olduğu gibi, zihinsel, duygusal ve maddi planlarda tezahüratları vardır.
Farkındalık ve bilinç seviyemiz artıkça ve içimizdeki çeşitli
gezegensel kürelerle daha şuurlu bir şekilde irtibatlar kurdukça,
karşımızda neredeyse somut bir şekle bürünürler. Bu yarı objektif
hallerde benzeri bir titreşimi paylaşan başka varlıklarla irtibat
kurabiliriz, veya görünmeyen alemlerin varlıklarıyla iletişim
kurabiliriz. Bu alemlerin de yoğunluk dereceleri vardır, bunlar
Elemental özelliklerin dikey ifadesinde görülür. Her bir gezegenin bir
yönde konaklandığı alemlerin en yoğunu Malkut/Assiah'tır. Yetzirah daha
suptildir ve gezegenlere özgün ilişkisiyle Su özelliğini taşır. Bundan
sonraki alem gezegenlere özgün ilişkisiyle Briah, Havanın genişleme
özelliğini taşır ve son olarak önceki alemlerin daha yoğun ve istikrarlı
birer yansımaları olduğu Atzilut, Ateş özelliğini taşır. Şuurumuz nasıl
astral alemden fiziksel aleme geçtiği zaman şeylere olan ilişkisi de
değişirse, aynı şekilde güneşsel astraldan aysal astrala geçtiği zaman
da değişir, aynı şey zihinselden ruhsala geçişte de geçerlidir.

Bu geçişleri en iyi şekilde cisim
ilişkilerinden
(maddi) konu ilişkilerine (Ben-Sen), sonradan
da direkt ilişkilere ve nihai olarak kimlik ilişkilerine
geçiş olarak ifade edilir. Dünyadayken şeyleri cisim, obje olarak,
bizden ayrı şeyler olarak görürüz. Aysal astral aleminde onları cisim
olarak görürüz, ama onları ilişkilendiririz. Güneş astral aleminde bir
şeyi direkt deneyimleriz, onu biliriz. Ruhsal aleminde ise biz oyuz.

Bu yogada kundalini deneyimler konusunda
söylenen bazı şeyleri ve ayrıca diğer ezoteristlerin mistik
deneyimlerini açıklar. Kundalini ve Gizli Ateş deneyimleri yaşayan
kişiler birçok kez "evrenle bir" olmaktan veya şeylerin iç doğasını
görebilmekten söz ederler. Bu gösterir ki, açığa çıkan enerji Birah
seviyesinde bilinci genişletmektedir. Son seviye Atzilut'e erişildiğinde
aynen Enok (Hz. İdris) gibi olacağız, zira onun için kutsal metinlerde
şöyle denmişti: "Tanrı ile yürüdü ve yeryüzünden ayrıldı."

Bu kavramlar neden o denli fazla majisyenlerin
başarılı veya başarısız olduklarını açıklar. Başkasının bizim için işi
yapması düşüncesi majiye karşı çok materyalist bir yaklaşımdır. Daha
sonra astral alemlerin realitesini ve yanılsamalarını yaşadıktan sonra,
direkt veya kişisel ilişki gelişir. Burada majisyen yönlendirilen
güçleri kendisinin dışında olarak değil, ama kendisinin birer yönü
olarak görmektedir. Bu ifade şekli üstadın seviyesine daha yakın olmakla
beraber, çakraları Batı Yol çalışmalardaki gibi, dışsal alemler olarak
değil, bedenin içinde merkezler olarak gören mistik ve yogi için de
geçerlidir. Ancak bir noktada bütün bu farklı görüşler kaynaşır ve
sistemler müridin deneyimlerinde ve gelişen psişik varlığında karışır.
farlar daha çok başlangıç noktası itibarıyladır, varılan hedef ise
aynıdır.
Uyarı Notu!! Aşağıda
verileni bütün çalışmalardan önce, bir sürenin Kozmik Varlığa dua
edilmesi ve elde edilecek faydanın yaratıcığa sunulması son derece
önemlidir. Ayrıca her birinde enerjiyi yukarıdan çağırarak başlamalı,
kullanılan yöntem Kabalistik Haç, Orta Sütun veya Clavis Rei olabilir,
veya basit bir şekilde yukarıdan gelen bir ışının başın tepesinden
girdiğini ve bedensel duruş veya oturuşunuza göre omuriliğin tabanına
veya ayaklarda bittiği imgelenebilir. Herhangi bir yan etkiyi önlemek
veya asgariye indirgemek açısından bu çok önemlidir, çünkü ancak
Keter'den yayılan enerji ile, sistemimizde bir dengesizlik yaratmadan
irtibat kurulabilir. Burada bu enerjiyi dengesizlikleri tamir etmek için
kullanmaya çalışırız, bilinmeden yenilerini yaratmak için değil. Ayrıca
her meditasyonun sonunda, ya imgeleme ile, ya da çalışmalarınızın
semeresini Tanrıya sunarak enerjiyi Kozmik Varlığa geri gönderiniz.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ateş Üçgeni
Ateş Üçgeni Tifaret'in özel bir yönünü temsil
eder ve Orta Sütun ile ilişkisi açısından değerlendirilmelidir, ama
onunla ayrı bir şekilde de uygulanabilir, veya göreceğimiz gibi bu
alıştırmanın etkilerini artırmak için yan alıştırmalar olarak
uygulanabilir.

Çalışma alanınızı kurduktan sonra, dikkatini
kalbinizin üzerinde odaklayınız. Altı köşeli yıldız Davud'un Yıldızı
veya Kalkanını altın renginde ve bu merkeze bağlantılı olarak
imgeleyiniz. Üst üçgenin ısı yaydığını ve alt üçgenin serin olduğunu
düşününüz. Onların karmaşık iki üçgen olarak düşününüz, bir yukarı bakan
alevi bir Ateş üçgeni, diğeri de aşağı bakan bir Su üçgeni. Ortasında
parlak bir nokta olarak, tercihinize göre Yod veya Şin vardır.

Alt Su üçgeni psişik ve maddi dünyalara karşı
ilişkimizdir. Üst Ateş üçgeni üstatlık, ruhsal aydınlanma ve iç gelişme
küreleriyle ilişkilerimizdir.

Kendinizi bu iki canlı üçgen ortasında, merkezi
nokta olarak düşünün. Dikkatinizi Ateş üçgene çeviriniz. Su üçgeninin
şuurdan silinmesine izin veriniz. Kendinizi küçük bir Ateş piramidin
ortasında düşününüz. Eğer ayağa kalkacak olursunuz başınız üst köşeye
değecektir. Oturarak veya bağdaş kurmuş bir şekilde, etrafınızda büyük
ateşi hissediyorsunuz. Piramidin tabanını saran kuyruğunu yutan bir
yılan vardır. Gözlerinizi kapatınız ve her soluğu ve kalp atışını
hissediniz ve ateşin kalp atışıyla birlikte yoğunlaşıp parladığını
imgeleyiniz. Ateş hem piramidin dışına, hem de içine, bulunduğunuz yere
ısı yayar. Kendinizi atış yapan, canlı alevde kaybediniz. İlahi İsim
IAO'yu titreşimsel bir sesle zikrediniz, kalbinizin merkezinden dışa,
evrenin uçlarına doğru rezonanslı bir şekilde sesin gönderildiğini
imgeleyiniz. Ateşin her bir titreşimle parladığını ve yılanın
kıpırdadığını hissediniz.

Belirli bir noktada, yılanın yükseldiğini
hissedebilirsiniz veya imgeleyebilirisiniz. Onunla birlikte gidiniz ve
gözleriyle görünüz. Bittiğin zaman geri dön ve yılanın geri sarıldığını
ve kuyruğunu tekrar ağzına koyduğunu, ateşin dindiğini, ateş üçgenin
tekrar su üçgeniyle birleştiğini ve her ikisinin tekrar altın renge
dönüştüğünü imgeleyiniz.

Satürn ve Gizli Ateş
Aşağıda verilen bir dizi çalışmalar, konu
itibarıyla Satürn, diğer gezegenlere ilişkisi ve ayrıca Yaratılışı
oluşturan küre bağlamındadır. Bu çalışma daha önceki Ateş Üçgeniyle
direkt olarak ilgilidir. Hayat Ağacına konulduğunda, Heksagram Yetzirah
ve Briah küreleri bir araya getirir ve Daat'ta konuklanan Satürn
Atzilut'a yol verir.

Ateş Üçgeni tepesi Satürn ve tabanındaki iki
köşesi, Merkür ve Venüs'tür, ortada Güneş vardır. Bu gezegenlerin
özellikleri ve bu şemada gözüken aralarındaki ilişki üzerinde tefekkür
ettiğimizde görürüz ki, Satürn bizi enerji-madde-şuur sürecine erişim
sağlayan gizli küredir. Kendiniz Ateş Üçgenin ortasında hayal ediniz.
Yukarıda Satürn'ün astrolojik simgesini veya tanrı formunu imgeleyiniz
alt sağ köşede Merkür ve alt sol kösede Venüs küreleri vardır. Onları
canlı olarak ve ince bir ateş, ışık ve aşk şeridi onları birbirine
bağladığını hayal et.

Unutma ki, Satürn çoğu zaman maddeyi simgeler ve
Venüs'ün sembolünün içe katlanmış şekli Antimuan'ın ve aynı zamanda
dünyanın sembolüdür. Bu meditasyonu bir kaç hafta sürdürünüz veya
haftada bir birkaç ay süreyle sürdürünüz. 15 - 20 dakika yeterlidir.


YHVH
Aşağıdaki meditasyon, her Kabbalah öğrencisinin
bildiği temel kavramalara dayanmaktadır. hem deneyimli, hem de
deneyimsiz öğrenciler tarafından uygulanabilir, ama yeni başlayanlar
başarıyı temin etmek üzere önceden temel çalışmalar üzerinde
durmalıdırlar.

Bu dizi çalışmalar Yaratılış Elementlerinin
evreleri ve Bidayeti veya arketipsel şuur ifadeleri ile ilgilidir. Daha
önce temel majikal uygularlarda verilen İbrani Harfler ve/veya
Elementler üzerinde çalışma deneyimleri olanlarınız bu alıştırmalarda
daha hızlı yol alabilir. Maji konusunda az veya hiç deneyimi olmayanlar,
basit kişisel bir seviyede bu kavramlara uygun ve güçlü bir giriş
bulacaktır.

İbrani Yaratılış doktrini, Bidayeti İnsan
kavramını ortaya atar. Bu Tanrı YHVH'in (Yahweh) dört harfinin dikey
olarak üst üste konulduğunda Adem'e atfedilen insan şekli ortaya çıkar.
Ayrıca, bütün yaratılışın bu Kutsal İsimde kökü bulunduğu da söylenir.
Esas Telaffuzu o denli korunan bir sırdır ki günümüzde kaybolmuştur.
onun uygun zikredilişini keşfedenlere mutlak güç sağlandığı söylenir,
hatta sadece bu İsimin değişik tertipleri üzerinde çalışan Kabala
ekolları vardır.

Bizim için dört harfli İsim veya Tetragammaton
Yaratılıştaki Gizli Ateşi açığa çıkarmak için meditasyon ve
alıştırmalarımızı yönlendirmek için görsel ve zihinsel bir şifre
olacaktır.

Standart Elemental uygulamalar kullanılacaktır:
Yod (kafa, salgı bezler/endokrin sistemi) Ateşle ilintilidir; Heh
(omuzlar/göğüs, kan dolaşımı ve solunum/kardiyo-pulmonari sistemi)
Havayla ilintilidir; Vau (Omuriliği/Sinir sisteme) Suyla ilintilidir; ve
son Heh (kalçalar, bacaklar ve ayaklar, iskelet sistemi) Toprakla
ilintilidir.

Son Heh'deki nokta maddede gizli, tüm
yaratılışta ışık, hayat ve aşk noktasıdır [Not: İngilizce ve Almanca'da
üç "L", light, life, and love K.M.]. Bu gizli güç açığa çıkarıldığı
zaman, bizi Yod'un Ateşinde ilahi vecit ve şuurun doruklarına getirir.[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Bütün alıştırmalarda olduğu gibi, bir şekilde
Keter'den Dünyaya enerji çekerek başlayınız. Bu Kabalistik Haç, Orta
Sütün ve önceden açıklanan Psişik Pompa ile olabilir. Ya Pentagram
Ritüeli veya etrafınızı büyük (2-3 metre çaplı) bir ışık küresinin
sardığını imgeleyerek huzurlu bir merkez ve enerjiyi tutacak kutsal bir
alan kurulduktan sonra başlayabilirsiniz.

Bidayeti Adamın önünüzde devasal bir şekilde
imgeleyiniz. Bu imajla kaynaşınız, onunla birlikte büyüyünüz. Alevli
Yod'u başınız olarak görünüz ve onun veya ondan gelen bir ışının aşağı
Hava alemine indiğini ve Heh harfini oluşturduğunu ve yoğunluk ve
ağırlık kazanarak oradan devam ederek Su alemine indiğini ve Vau harfini
oluşturduğunu ve nihai olarak somut madde alemine inerek Son Heh
harfini oluşturduğunu imgeleyiniz. Burada ilk baştaki parlaklığa kıyasla
alev küçülür ve görünürde hapsedildiği bu karanlık, soğuk maddi alemin
içinde mekan edinir.

Somut dünya ile kendinizi özdeşleştiriniz.
Ayaklarınız içinde kök saldığını hissediniz. Kalça, bacak, diz ve
ayaklarınızın somut, hareketsiz, sağlam ve yoğun olduğunu düşününüz.
Bunun size sağladığı büyük güç ve istikrarı hissedip imgeleyiniz ve
taktir ediniz, zira o varlığınızın temelidir. Bu imajlarla devam ediniz
ve bu karanlık somut maddenin ortasında yoğun, parlak, sıcak ve aydın
bir nokta hissediniz. Onun dünyanın merkeziymiş gibi daha parlak ve
güçlü bir şekle girdiğini, tabaka tabaka taş ve topraktan geçerek
ayaklarınızın tabanına ulaştığını ve büyük bir ısı ve ışık küresi
oluşturduğunu imgeleyiniz.

Birkaç gün sonra enerjiyi dizlerinize dek
çekiniz. Birkaç gün daha geçtikten sonra, kalçanıza getiriniz. Yaklaşık
olarak bir ay sonra onu omuriliğin tabanına çekip orada odaklayınız.

Somut toprak imajı iskelet yapısını içerecek
şekilde uzatınız. Ateşi dünyanın merkezinden yukarıya soluyunuz, onun
omuriliğiniz etrafında odaklandığını ve başınızın tepesine doğru hareket
ettiğini hissediniz. Başınızı aşağıdan gelecek enerjiyi bekleyen boş
bir küre olarak imgeleyiniz. Enerjinin bedeninizden geçtiğini ve
kemiklerde odaklandığını imgeleyerek içlerine soluyunuz ve zaaf ve
hastalıkları temizlediğini düşünüz. İçlerinde iliklerin kırmızı bir
güçle parladığını imgeleyiniz. Kafatasına, çene kemiğe ve dişlere
uzandığını hayal ediniz. Daha önce yaptığınız gibi, meditasyonu
tamamlandıktan sonra mümkün olduğu kadar fazla enerji özümseyiniz ve
kalanları dünyanın merkezine geri göndererek, irtibatı kesiniz.

Bu çalışmayla yaklaşık olarak bir ay uğraştıktan
sonra, Vau harfine geçiniz. Enerjinin ayaklarınızdan geçtiğini ve
oradan omuriliğinden beyninize geçtiğini imgeleyiniz. Her bir nefesle
omuriliğinizden geçerken oradaki sıvının beyninize boşalıp dokuları
beslediğini ve tekrar aşağı indiğini imgeleyiniz. Duyularınızın giderek
daha güçlü, net ve keskin bir hal aldığını düşününüz. Dünya merkezinden
gelen ateşli enerjinin psişik duyarlılığınızı artırdığını ve psişik
merkezlerinizi açtığını imgeleyiniz. Bunu sinir sistemi parlak ve
sağlıklı olarak imgeleyerek yapabilirsiniz.

Sonrada bir sonraki Heh'e geçiniz. Burada
enerjinin ayaklarınızdan ve omuriliğinizden geçerek üst gövde ve kafanın
arkasına geçtiğini imgeleyiniz. Ayrıca akciğerlere daha fazla güç ve
genişlik sağlamaktadır. sanki vizyonunuzun daha berrak, amacınız ve
hedefinizin daha belirgin olduğunu hissederek havalandığınız ve
genişlediğinizi düşününüz. Ciğerlerinizin parlak, sıcak şifa enerjisiyle
dolup nefes ve kanınızı dirileştirdiğini imgeleyiniz.

Birkaç gün sonra, dirilik gücünün omuzların
ortasından kollara ve oradan ellere indiğini imgeleyiniz.

Bu sürede elleriniz aracılıyla enerjiyi
ellerinizden gönderme, dolaştırma ve almayı deneyiniz. Genel olarak sağ
el pozitif, genişlemeye uygun elektriksel enerji göndermelidir; sol el
ise manyetik, pasif ve alıcı enerji göndermelidir. Ellerinizi bir arada
klasik dua konumunda göğüsün önünde ve başparmaklar sternuma deyecek
şekilde tutmakla kalp merkezi enerjilendirilebilir. Ayrıca, dolaşan
enerji kafa ve omuzların üzerinde bir hale, kuşak veya kubbe yaratır.
Sol elinizle güneş, ay, gezegenler ve Kozmostan enerji indirmeyi
deneyiniz. Sağ elinizle enerjiyi toprağa veya bir tılsımı şarj etmek
için gönderebilirsiniz.

[Altın Şafak] Philosophus İşaretini (eller
başın üzerinde, bir üçgen oluşturacak şekilde başparmaklar birbirine ve
diğer parmakların birbirine değmesi) enerjiyi elinize çekip
ayaklarınızdan vermek için kullanınız. Enerjiyi güneş sinirağınızda
(solar pleksüs) depolayınız (bunun için Practicus işaretini
kullanmak isteyebilirsiniz [Not: Bu Altın Şafak işaretinde eller aynı
Philosophus İşretindeki gibi üçgen şeklinde ama güneş sinirağı üzerinde
terse dönmüştür]) ve daha önce anlatıldığı gibi gönderebilirsiniz.[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Sonrada Yod harfine geçiniz. Burada enerji
beyine girdikten sonra, kafanın parlak ve aydın bir görüntü aldığını
imgeleyiniz. Onun alttan gelen bu ateşi özümsediğini ve kaynağına
dönüşünden mutlu olduğunu hissediniz. Başınızın merkezinde güç, ısı ve
parlaklığın arttığını hayal ediniz .Bu parlak nokta üzerinde odaklanınız
ve sonra onunla evrenin dört bir köşesine uzanırken tekrar toprağa
gönderiniz. Kendinizi ateşin bu bidayeti kudret, bilgelik ve aşk dünyası
içinde kaybediniz. Kendinizi devasal boyutta güneş sistemini
kapsadığınızı hissediniz. Gezegenlerin bizzat psişik merkezleriniz,
güneş kalbiniz, dünya ayak altı sehpanız ve esas yaratılış noktası
başınızın tepesi olduğunu imgeleyiniz. İşiniz bitince tekrar küçülün ve
meditasyonu kapatıp bitiriniz.

Bu enerji yaşandığında muazzam şifa
potansiyeline sahiptir. Negatif ve yıkıcı düşüncelerimizi arınmaları ve
yenilenmeleri için yerin merkezine göndererek psikolojik blokların
kaldırılması sağlanır ve kendimizi daha çok enerjiye ve şuur
genişlemesine açmaktayız. Dünyanın ateşli şifa gücünü çekip düzgün ve
sistemli bir şekilde hücrelerimize, kemiklerimize ve iliklerimize
depolamakla tellurik (gaia veya dünyanın özgün küresel enerjisi)
akımlara, iklimsel eğilimlere ve manyetik şartlara karşı psişik
duyarlılığımızı artırabiliriz. Ayrıca, fiziksel varlığımıza güç, enerji
ve dirilik ilave etmekteyiz.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Yıldırım Kılıcı ve Yükselen Yılan
Gizli Ateşte Yesod, Hod ve Netzah
Bu bölüm Kabalistik Hayat Ağacının Sefirot'un
Gizli Ateşe ilişkisini incelemektedir, özellikle sinir sistemini yöneten
iki kürenin etkileri ve erken psişik uyanma ve cinsel güç konuları ele
alınacaktır.

Malkut'tan yükselen psişik güç sadece ayak ve
perineyumu etkilemez, ama aynı zamanda böbreklerin üzerinde bulunan
adrenalin salgı bezlerinden bir etki tetikler. Bu genelde bir enerji
salgınıyla sonuçlanır, çünkü bu bezler "dövüş veya kaç" tepkinin
mekanıdır. Onlar ayrıca ikincil cinsel organlardır ve enerji
omuriliğinden yükselip tüm bedeni enerjilendirmeden önce düşüp
omuriliğin dibine (aynı zamanda Malkut merkezi) girmeye başladığında
Yesod ve Netzah ile ilgili sinir ve psişik kümeleri uyarmaktadır.
Şizofreni ve psikozun sınırlarını zorlayan imajlar, fanteziler, cinsel
güç ve saldırganlık, psişik farkındalık işte bu uyarlamalardan ortaya
doğmaktadır. Yoğun ısı ve arınma da bir sonuç olarak hissedilebilir.

Enerji, genelde Netzah'tan önce Hod veya Merkür
bölgesine ulaştığında , Yılanın Yolunu takip ettiği söylenir. Bu yol bir
ağacı tırmanan bir yılan şeklinde resmedilir ve Yıldırım Düşüşünün
yoluna zıttır. Burada, Gizli Ateş güç vermeden, zihni majikal
olasılıklar ve yapılara açmaktadır. Beyni enerjilendirebilir ve düşünce
işlevini, ön görüyü ve iç görüyü hızlandırabilir, ancak bu çoğu kez
aşırı konuşma ve laf kalabalığı şeklinde kendini gösterir, veya diğer
deyişle enerjinin boğaz merkezinden boşaltılmasıyla.

Eğer enerji harcanmaz da yukarıya doğru Dönüş
Yoluna yönlendirilirse, içinden enerjinin akışını sağlamak için irade
tarafından bir yol yaratma gereği şeklinde ciddi bir sorun ortaya çıkar.
Bu yol veya patikalar zihinsel ve astral yapılanmalardır, veya diğer
bir deyişle da majikal, dini ve ezoterik ritüellerde kullanılan
sembollerdir.

Gizli Ateşi yönlendirmek için kullanılan esas
yol ve harita Merkür Kadüsüdür. Burada ikiz yılanlar merkezi bir sütun
etrafından dolanırlar ve kendileri kanatlı bir tepe, taç, kozalak veya
epifize çıkan iki yan unsur veya destek sütunu yaratırlar.

Bu noktaya ulaştığı vakit, aydınlanma, Kozmik
Şuur bağışlarlar ve buradan daha da yüksek ruhsal faaliyete doğru daha
da yükselebilirler veya psişik tezahürata yönlendirilebilirler. Bu
enerji veya ışık, güneşin (Tifaret) ışınları optik filtrelerin
kullanımıyla (Hod) birçok farklı ışına (Netzah) bölünmesine
benzetebiliriz.

Hod'da sadece zihinsel filtreleri yaratmıyoruz,
ama aynı zamanda mevcut olanları temizliyoruz. Böylece kaynağına geri
dönen enerjiler, Netzah tarafından ahenkli bir şekilde tek bir ışına
birleştirilmeden uygun bir şekilde oldukları gibi tanımlanır ve yaşanır.
Ahenkleştirmeden sonra bile enerjinin Tifaret'e geri gönderilmesi
gerekmeyebilir. Eğer kendi haline bırakılırsa muhtemelen böyle yapar,
çünkü bu doğal meyillidir. Ani bir güç ve enerji yoğunluğu Netzah'in
temsil ettiği astral alemlerin ani canlanmasını yaratabilir.

Netzah ve Tifaret arasındaki Ölüm Tarot Kartı,
inisiyenin yolculuğun bu evresinde görevlerini ve önünde duran
özverilerini temsil etmektedir. Sadece kişiliği feda etmekle veya
"ölümle", Netzah altında ayrı güçler birleşerek inisiyeyi üstatlık
mertebesine yönlendirebilir. Bir bakıma bunun tersi de geçerlidir,
örneğin topluluğu terk ederek birey doğar, bu da Tifaret'in gerçek
bireyidir. Bunun ima ettiği şey, gerçek inisiyasyon ancak kitlesel bir
güce korunma, amaç belirleme veya aydınlanma için bağımlı olmadığımız
sürede mümkündür. Malkut alemin maddi yaşamı veya da Tifaret'in ruhsal
yenilenmesi için Yetzirah'ın sulu dünyasını arkamızda bırakmamız
gerekir.

Kadüs'ün dolanmış yılanlarıyla birlikte Gizli
Ateşin içinden yolculuğunda yaptığı çakra ve ya psişik merkezler
sembolizmi buluruz. Bu merkezler şuur hallerini ifade ederler ve
fiziksel ve psişik güç mekanlarıdır. Ayrıca önceden belirttiğimiz gibi
çeşitli şekillerde sinir sistemi ve endokrin sistemi ile bağlantılıdır.

Batı ezoterizmde bu psişik merkezleri ifade
etmenin birkaç yolu var. Sefirot'un gezegensel adları veya bazen
denildiği gibi dünyevi çakralar (mundane chakras). Burada
gezegenler mezla veya İlahi Enerjinin Hayat Ağacından düşüşünü
takip ederler ve bedende tekabül ettikleri yerlere konulmaktadırlar.
Keter, Hokmah ve Binah başta; Kesed, Geburah ve Tiparet üst göğüste ve
omuzlarda; Netzah, Hod ve Yesod kalça ve cinsel organlarda, Malkut'ta
ayaklarda gözükmektedir. Bu, Yıldırım Kılıcı ve Yükselen Yılan olarak
bilinen alıştırmalar için iyi bir zihinsel harita oluşturmaktadır, ancak
simyadaki gibi gezegensel güçleri belirli organlara atfetmek açısından o
denli kullanışlı değildir.

Diğer bir vasıflar dizisinde basitçe Orta
Sütun elle alınır ve ya Israel Regardie'nin "Gerçek
Şifa Sanatı
"
kitabında belirttiği Elemental tekabüller, veya "Orta
Sütun
" (The Middle Pillar) kitabında verdiği daha iyi bilinen
gezegensel tekabüller kullanılır. Aynı paralelde Hayat Ağacında yükselen
alttan kürelere ve yol kesişme noktalarına Hint tatva veya Elelemtal
Sembollerin kullanımı da sanıldığı kadar ender değildir.

Her ne kadar bu psişik merkezler dizileri
mükemmel değilse de, her biri kendine özgün alanında çalışmaktadır. Bu
açıdan teoride güzel gözüken, ama pratikte karmaşık ve kullanışsız bir
"büyük sentez" kurmak yerine, her bir alıştırmanın sembollerini yerine
göre kabul etmekte fayda vardır.

Enerjinin yükselişini daha çok Batıya yönelik
bir görüş açısından bakıldığında, psişik merkezleri tek ve belirli
organlar olarak değil ama birlikte çalışan bir grup organ olarak görmek
mümkündür. Doğu ezoterik uygulamaların öğrencileri, hemen fark eder ki
Yeni Çağı (New Age) görüşün benimsediği sırasına göre renk tayfını veren
muntazam şekilde dizili yedi çakra şeması yoga veya tantra'da kolay
kolay bulunmaz.

Onun yerine bulduğumuz şey, en az modern yapay
Batı ezoterik sistemleri kadar çelişki ve karışıklıktır. Beş, altı veya
yedi psişik merkezli bir sistem kullanmanız hangi sistemi uygulandığına
bağlıdır. Ayrıca, bir merkezin ilavesi veya çıkarılması sadece
uygulamanın ayrıntıları ve amaçları açısından önemlidir. Bu açıdan
psişik merkezleri objektif realite olarak kabul ettiğimiz anda tehlikeye
girmekteyiz. Bunun yerine merkezleri işlev ve aralarındaki ilişki
açısından değerlendirmemiz gerekir. Eğer bir çalışmada bir merkezin
faaliyetleri ayaklar, göğüs, cinsel organlar veya başla sınırlı
olmadığını fark edersek, o zaman o enerji konumu üzerinde daha derin bir
anlayışa vardık demektir. Eğer belirli bir çalışmada başka organların
da ayrıca etkilendiğini fark edersek, o zaman psişik merkezlerle salt
sembolik ve zihinsel bir ilişkiden kişisel ve deneyimsel bir ilişkiye
girdik demektir. İşte gelişmenin özü budur, sonsuz tertipli tablolarda
verilen okült malumatlar değil, kişisel deneyime olan bu geçişin bizzat
kendisidir.

Yakın tarihte yayınlanan bir Altın Şafak
eserinde
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
dört esas psişik merkez için kerubik özelliklere dayalı bir dizi
tekabül verilmişti. Kök merkezi Vahiy kitabındaki Buzağına, cinsel
merkez Meleğe, Güneş sinirağı Aslana ve kalbe Kartal atfediliyordu.
Kalan merkezler için hiç tekabül verilmemişti. Bu tertibi bir tartışma
ve deneme temeli olarak ele alarak, aşağıdaki listeyi daha etkin bir
alternatif olarak önermek isterim:

1. Boğa veya Satürn [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
veya ay [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.],
Kalpte Ateş

2. Kartal veya Jüpiter veya Merkür,
Karaciğerde Su

3. Aslan veya Mars veya Venüs, Akciğerlerde
Toprak

4. Melek veya Venüs veya Güneş, Mesanede Hava
5. Ruh veya Merkür veya Jüpiter
6. Luna veya Ay veya Jüpiter
7. Sol veya Güneş veya Satürn

Burada, gezegenlerin kürelerdeki düzeni şuur
halleri ile ilişkili olduğu, ve maddi şuura inişimizdeki tekabüllerin,
maddi şuurdan yukarıya doğru tırmanışımız kıyasla farklı olduğu fikri
ima edilmektedir.

Simyagerlerin Satürn için Çalışmanın başı ve
sonu olduğu dediklerini düşünürsek, o zaman bu yeni düzenleme doğru
olabilir.

"Islah Edilmiş Yeni Ahit" [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.],
adlı bir makalede cinsel organ, göbek, kalp ve başın oluşturduğu dört
merkez Yuhanna'nın Vahiy'sinde bulunan unvanlarla birlikte
kullanılmaktadır.

Cinsel Organlar 1. ve 2. merkez Sahte Kahin
Göbek 3. merkez Kızıl Ejderha
Kalp 4. merkez Canavar
Baş 5., 6. ve 7. merkez Haç, Kuzu, Ruhsal
Bilgin, Aydınlanma, Fatih


İlişik bir şemada, temelde Satürn'den Taç'ta
Ay'a dek gezegenlerin düzeni düz Kabalistik bir sıralamada
verilmektedir. Ayrıca bilinenin biraz farklı bir renk skalası
verilmektedir: Sarı ve gümüşi beyaz (Satürn), açık mavi (Jüpiter),
kırmızı (Mars), yeşil (Güneş), koyu mavi/indigo (çivit) (Venüs),
turuncu-sarı (Merkür), mor, gümüşi opal (ay). Her merkeze ayrıca bir
Zodyak karşılığı, büyük yazıttan bir mühür, ve Mahşerin Dört
Atlısından biri de tekabül olarak verilir. Zodyak'ın kalan beş burcu ise
Dört Element ve Ruha atfedilmektedir.

Vahiy Kitabının sunduğu sorun şudur, eğer
nihai deneyim olarak Gizli Ateşi hedefleyen bir içsel inisiyasyon
sürecini temsil ediyorsa, son derece sembolik bir şekilde yazılmıştır.
Bu sembollerin birçok anahtarları köken olarak son derece yerel ve
bulunduğu çağa alakalı olabilir ve çözmek için birinci asır Gnostik,
Hıristiyan, Merkavah ve Greko-Roma inisiyatik uygulamalara kapsamlı
araştırma gerektirebilir.

Bu kırılması imkansız bir ceviz kabuğu olduğu
anlamına gelmez, ama sonuçta elde edilen ödülü karşılığında verilen
çabayla tartmak gerekir. Eğer bu konuda halen ısrar edecek olursak
yukarıdaki anahtarlar verilmiştir. Ancak kanaatimize göre yanıtları
kolayca verilemeyecek "Canavar"ın başındaki boynuzlardan fazla soru
doğurmaktadır. Yanıtlar belki de Roma'nın değil de, Doğu Ortodokslukta
daha eski ve az erişilebilir Hıristiyan Kabala ekollerinde bulunur.
Zira onlar Yuhanna'nın İncili üzerinde daha fazla odaklanmıştır ve
mistik kanatlarını veya Aydınlanma sembollerini tamamen sökmemişlerdir.

Uygulamalar
Çalışma mekanınız hazırladıktan sonra,
omuriliğinizin Kadüsün orta sütunu olduğunu imgeleyiniz. Kanatları [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]boyunda, üsteki
parlak küre, güneş diski veya kozalağı başın tepesinde de olarak
imgeleyiniz. Küreyi beyaz veya kırmızımtırak altın, sol yılanı mavi
veya siyah ve sağ yılanı kırmızı olarak imgeleyiniz. Kuyrukları
omuriliğinizin tabanında kesişmelidir ve iki yılan beş kez daha
kesişecek şekilde dilleri dışarıda yüzleri birbirine bakarak boyun
hizasına açılmış, bir çift kanatla birlikte gelmelidirler. İmajın
tepesi başın hizasında bir güneş diski ile tamamlanıp, ucunda bir çam
kozalığı bulunmalıdır.

Bu imaja birkaç hafta sürdürdükten sonra, ek
imajlar ilave edilebilir. Yılanların arasında oluşan her bir dairenin
içinde yukarıda listelenen Kerubik hayvanlar bulunmalıdır. Boyun
hizasında akaşa veya ruh vardır ve aya ait özellikler başın arkasına ve
güneşe ait özellikler hakim olmalıdır. Her iki evrensel prensibinin
başın üstünde birleştiği ve tepedeki parlak küreye veya çam kozalağına
(epifiz) düşünülmelidir.

Eğer mümkünse, sol yılanın aysal, sulu, pasif,
manyetik özellikler taşıdığı ve sağ yılanın güneşsel, elektrik,
ateşli, genişleyici özellikler taşıdığı imgelenmelidir. Orta sütun her
iki unsuru dengeler ve düzenler.

Yukarıdaki imajlar başarılı bir şekilde
imgelendikten sonra, sembollerin üzerinde sırayla meditasyon
yapılabilir. Üstten aşağı doğru çalışılması önemlidir. Eğer bir psişik
blokaja rastlarsanız, zorlamayınız. Sadece semboller dizisinde
ilerlerken, sadece hafifçe düzeltiniz. Herhangi bir sembol üzeinde
yedi veya on günden fazla durmayınız. Unutmayınız ki, yeni ezoterik
dönemleri en iyi psişik günlerin haftanın doruk noktasında olduğu
cumartesi günleri başlamak en iyidir. Bu demektir ki, orta sütunda
yedi esas sembolden geçmek yedi hafta sürecektir ve temel şema ve iki
yılan için ayrıca ek üç hafta gerekecektir.

Bu güçlü bir çalışmadır, onun için
zorlamayınız. Eğer rahatsızlık hissedilirse, meditasyon süreleri
kısaltınız. Bunlar başlangıçta 15 dakikadan fazla olmamalıdır.

Ateş Yılanı ve Mızrak [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bu yazıda bütün çalışmalar arasında
uygulayıcının deneyimi ne seviyede olursa olsun, aşağıdaki en
kolaylarıdır. Temel kavramlarına çoğu öğrenciler aşina olacaktır ve
batıda mevcut Gizli Ateşin temel anlayışına kullanışlı kılavuz
olacaklardır.

Başınızın üzerinde çok yoğun ve parlak bir
ışık noktasını düşününüz. Başınızın tepesine indiriniz, beden ve
psişik varlığınıza girmesini ve şuurunuzu doldurmasına izin veriniz.
Genişleyip etrafınızı tamamen saran yaklaşık iki metre çapında altın
ışık ve ateşten bir küre oluşturunuz. Bu ışık yoğunluk ve güç
açısından büyüsün ve çağıracağınız Kozmik kuvvetlerin güçlü bir
taşıyıcısı olduğunu düşününüz.

Mızrağa benzeyen bir ateş ışınının
üzerinizdeki ışık noktasından inerek, kafatasınızdan geçtiği ve
bedeninizden geçerek dünya merkezine indiğini düşününüz. Ayağınızın
altındaki yerin titrediğini, ve kırmızımtırak altın renkli bir yılana
andıran canlı bir ateş buharının ışına ters yönde hareket ettiği ve
omuriliğinizden girdiğini ve orada kafatasınıza girdiğini düşününüz.
Kafatasınızın için oyuk, yaratıcı dönüştürücü enerjinin büyük bir
alıcısı olduğunu düşünüz. Bu devinimlerin birkaç kez tekrarlanmasından
sonra, dikkatinizi kalbinize veriniz ve orada kupa, taş veya diğer
Yüksek benliğinizin diğer bir alıcı kapı olduğunu düşününüz. Bir yanıt
bekleyiniz ve sonrada her şeyin muazzam canlı altın ışık, ateş ve aşk
denizinde erimesini bekleyiniz. Bu çalışmanın sonunda enerjiyi
içinize özümseyiniz ve Kozmik Varlığa bir bağış olarak sununuz.



Düzenleme için Temel
Alıştırmalar


Bedendeki esas enerji düzenleyicisi
olarak Güneş Sinirağı (Solar Peksüs)

Eğer bir çalışmadan sonra kalp ve baş
bölgesinde aşırı enerji varsa, onu Güneş Sinirağına indiriniz ve
enerjinin bedenin dışına ve etrafına bu merkezden dolaştırıldığını
düşünüz. Bu birkaç dakika içinde işler ve özellikler bu çalışmalardan
doğacak cinsel uyarma için iyidir.


Topraklama
Bu çalışmalarda sağlam Keter ve Malkut
noktaları tesis etmek önemlidir. Eğer Malkut iyi tesis edilmemişse,
günlük yaşamdan uzaklaşma ve "uçukluk" riski olasıdır. Daha da
önemlisi, Malkut ile güçlü bir bağı kurulmazsa, enerjinin çoğunun
gideceği yeri olmaz ve ziyan olur. Eğer fazla enerji üretilmişse ve
Güneş Sinirağından dışarıya dolaştırmak çözüm getirmiyorsa, aşağıdaki
yöntemlere başvurabilirisiniz:

1. Enerjinin el ve ayaklarınızdan yere
aktığını imgeleyiniz.

2. Elleriniz soğuk sulu bir tasın için koyunuz
ve içine aktığını imgeleyiniz.

3. Ayaklarınızla direkt çimen ve toprak
üzerinde yürüyünüz

4. Soğuk bir bardak su içiniz.
Bunlar rahatsız edici enerji birikintilerin
deşarjı için önerilerdir. Bir nevi psişik ilk yardım olarak
düşünülebilir. Bu alıştırmaların özellikleri kullanabileceğimiz
enerjiyi artırmak ve psişik varlığımız ve bedenimizin arınması için
bilgeli ve yavaş bir şekilde yönlendirilmesi içindir. Sürekli olarak onu
deşarj etmek süreci yavaşlatacaktır, ama yine de diğer yandan,
ezoterik çalışmalardan dolayı tahriş olma, tatminsizlik ve endişe
hallerini sürdürmek de sakıncalıdır.


Işığı Dolaştırmak
Basitçe, her zaman bir çalışmayı tamamladıktan
sonra enerjiyi dolaştırınız. Uzanmış auranın uçlarında Orta Sütun
veya Güneş Sinirağı çalışmalarında verilen öneriler iyi sonuç
vermektedir.

####

Üzerinde Fikir
Edinmek için Ek Notlar


Crowley'nin "777" eserinde 24. Yol Tanrıça
Kundalini'ye atfedilmiştir. Knight'in 13. Tarot kartında Akrep burcun
simgesi Kadüs ile birlikte gözükmektedir. Akrep 24. Yolun burcudur.

Mümkün olduğu kadar çalışmalarla birlikte kare
nefesi alınmalıdır. Nefes alırken, enerjiyi başın tepesinden
indiriniz, ayaklarda, yerde ve/veya omuriliğin tabanında nefesi
tutunuz; nefes verirken başa getiriniz, nefesi tutunuz. Tekrarlayınız.
Bu alıştırmalara çok enerji ilave eder ve her bir çalışmanın süresini
düşürmektedir.

Ağacın içindeki her bir kürenin içinde ayrıca
küçük "küre içinde küreleri" birleştiren bir Tifaret'i veya başka
değişle Büyük Yıldızı vardır. Böylece Tifaret'in ahenkleştirici
etkilerini yönlendirirken dokunduğu bütün gezegenleri etkiliyoruz.
Dikkatimizi Tifaret'in Ateş Üçgenine verirken Tifaret'e bağlı bütün
Kürelerin Ateş yönünü etkiyoruz. Ancak Satürn, Merkür ve Venüs'ün daha
güçlü tepkileri olabilir. Bu tabii karma (Satürn), yaratıcı enerji
(Venüs) ve entelekt/enerji kanalları anlamına gelir.

Bu şekilde, gezegensel enerjileri heksagram'da
düzenlemek, septagram'a kıyasla daha kolaydır. Heksagram enerji
Tifaret aracılıyla düzenler, septagram ise Netzah aracılığı kullanır.

Simyada, Ateş ve Hava Enerjinin
düzenleyicisidir; Su ve Toprak ise Maddenin düzenleyicisidir. Toprak
enerjisi sağlığı korumak için; Su inisiyasyonu sağlamak için; Ateş
inisiyasyon'un kendisi ve Hava Ateş erişebilir sağlamak için
hayatidir.

Tuz alt Yetzirah ve Assiahtır; Merkür daha
Yüksek Yetzirah ve Alt Briahtır; Kükürt Yüksek Briah ve Alt
Atzilut'tur.

Tuz aysal, Merkür güneşsel ve Kükürt Zodyaksal
ve Kozmik etkilere meyillidirler.


Önerilen Kaynaklar

Kundalini, Evrim ve Aydınlanma (Kundalini,
Evolution and Enlightenment)
, Derleyen John White, Anchor
Books/Doubleday, Garden City, New York. 1979.

Ateş Yılanı: Kundalini'ye Modern bir Bakış
(Serpent of Fire: A Modern View of Kundalini)
Yazan Darrel
Irving. Samuel Weiser, Inc., York Beach, Maine. 1995.

Dönüşüm Enerjileri, Kundalini Sürecine Bir
Rehber (Energies of Transformation, A Guide to the Kundalini Process)

Yazan Bonnie Greenwell, Ph.D. Shakti River Press, Saratoga, Ca.
1990.

Batı Tradisyonunda: Süptil Beden Doktrini
(The Doctrine of the Subtle Body in the Western Tradition)
Yazan
GRS Mead. Solos Press, Shaftesbury, Dorset. No date. First published,
1919.

Orta Sütun (The Middle Pillar) Yazan
Israel Regardie. Llewellyn Publications, St. Paul, MN. 1991.

Altın Şafak Kabalası (Kabbalah of the Golden
Dawn)
Yazan Pat Zalewski. Llewellyn Publications, St. Paul, MN.
1993.

İçsel Dünyaların Deneyimi (Experience of the
Inner Worlds)
Yazan Gareth Knight. Samuel Weiser, Inc., York
Beach, Maine. 1993.

Comte de St. Germain'in Üçlü Kutsal
Bilgeliği (The Most Holy Trinosophia of the Comte de St. Germain
)
Giriş Bölümü ve Yorumları yazan Manly P. Hall. The Philosophical
Research Society, Inc., Los Angeles. 1983.

Doğa Filozofları (The Philosophers of
Nature)
, 125 West Front Street, Suite 263, Wheaton, Ill. 60187.

Kabala Dersleri:
Simya Dersleri: .
Psişik Enerji,
Kaynağı ve Dönüşümleri (Psychic Energy, It’s Source and It’s
Transformation)
Yazan M. Esther Harding, Princeton University
Press, Princeton, N.J. 1963.

Zerdüst'ün Zend Avesta'dab Gathaları (The
Gathas of Zarathustra from the Zend-Avesta)
, derleyen Raghavan Iyer.

Zerdüst: Yüce Vizyon (Zarathustra, The
Transcendental Vision)
Yazan P.D. Mehta

Zerdüst Tradisyonu (The Zoroastrian
Tradition)
Yazan Farhang Mehr

Doğu Büyüsü (Oriental Magic) Yazan Idries
Shah
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Gizli Ateş
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kar ve Ateş Fontları
» Ateş nasıl düşürülür ?
» KaLBe aTeŞ DüŞüNCe
» Ateş Düşüren 7 Besin
» Gizli Semboller

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Enteresan Olaylar-
Buraya geçin: