Damarlarımız elastik bir yapıdadırlar. Damrların içinde dolaşan kanın
değişen hacmine karşılık kan basıncı değişiklik göstermez. Biraz tuzlu
yediğimizde vücudumuzda tutulan fazla su miktarı tansiyon yüksekliği
şeklinde bize yansımaz ve bizi rahatsız etmez. Bu konfor damarlarımızın
esnekliği sayesindedir. Aksi takdirde şiddetli baş ağrıları ve
zonklamalar bizi oldukça rahatsız ederdi.
Ancak bunlar ilerleyen yaşla beraber ortaya çıkan şikayetlerdir. 50 yıl
sorunsuz geçen bir ömür daha sonra yavaş yavaş yerini bu şikayetlere
bırakabilmektedir. Artık kan basıncı yani tansiyonumuz artabilmekte ve
hayatı zorlaştırabilmektedir.
Peki bu yüksek tansiyon un sebebi ne olabilir? Kalbimiz daha mı fazla kan basıncı oluşturmaktadır?
Hayır sorun kalpte değil damarların yapısındadır. Sorun çocukluğumuzdan beri sürdürdüğümüz beslenme alışkanlığındadır.
40-50 yıl boyunca yediğimiz besinlerin yan maddeleri vücudumuzu dolaşan
damarların duvarında birikmiş ve artık damarların esnekliğini sağlayan
duvar kaslarının çalışmasını engellemiştir.
Bu tablo Damar Sertliği diye bilinen durumdur.
Geri dönüşü olmayan bu durumun sebebi ise yediğimiz yemekler ve içeriğindeki Kolesteroldür.