Cemaat Almanya'nın Münih kentinde 9 Şubat’ta uluslararası bir sempozyumda "İslami Hareket" başlığı altında Gülen Hareketi’ni batıda diyalog ortağı olarak tanıtmaya hazırlanıyor.
Sempozyumu Cemaat’in Münih öğrenci derneği IDIZEM Münih Belediyesi,
Almanya'da önde gelen Münih Ludwig-Maximilians Üniversitesi, Halk
Yüksek Okulu, Hazreti İbrahim (Freunde Abrahams) Dostları adında bir
örgüt, Protestan Kilisesi ve Katolik Kilisesi'ni temsil eden "Pax
Christi" hareketi ortaklaşa düzenliyor.
Konuşmacılar arasında Washington'dan Gülen ve Said-i Nursi araştırmalarıyla bilinen Prof. Dr. Thomas Michel, Berlin'den Ercan Karakoyun, Moskova'dan Prof. Dr. Leonid R. Sykiainen bulunuyor. Ayrıca Türkiye'den İstanbul Fatih Üniversitesi'nden Dr. Savaş Genç ve Patrikhane sözcüsü Dr. Peder Dositheos Anagnostopoulos katılacak.
Sempozyum'da Gülen Hareketi dinler ve kültürler arası barış ve diyalog çabası için çalışan bir örgüt olarak tanıtılacak.
Sempozyumu düzenleyen kurum ve örgütler Ortodoks Kilisesi'nin öncülüğünde gecen yıl sözde "Ermeni Soykırımı“nı anma töreni düzenlemişlerdi.
Özellikle kiliseler ve Yahudi Cemaatiyle yoğun diyalog kurma cabası
içinde olan Gülen Hareketi, Almanya'da faaliyetlerini ağırlıklı olarak
eğitim, diyalog, uyum konuları üzerinde sürdürüyor.
Milli Görüş ve alt kuruluşları yıllardır Alman Anayasayı Koruma
Dairesi’nin takibi altındayken, Gülen Hareketi görmezlikten geliniyor.
Anayasayı Koruma Dairesi'nin periyodik olarak çıkardığı raporlarda
Gülen ve hareketinin adi bile geçmiyor; zira, Gülen Hareketi inandırıcı
olmak ve güvenirliğini kanıtlamak için kiliselerle ve Yahudi Cemaatiyle
işbirliği yaparak faaliyetlerini bilinçli olarak Alman Anayasası’na ve
kanunlara göre sürdürüyor. Bu şekilde yıllardır basarîli olarak gerçek
amaçlarını saklamayı basarmış durumdalar.
Bu faaliyetlerin amacı Türkiye ve tarihini çarpıtarak Alman
kurumlarının ve hükümetinin de desteğiyle Türkiye'yi
istikrarsızlaştırmaktır ve Türkiye hakkında yanlış bir imaj
yaratmaktır. En büyük hedefleri ise dış ülkelerin desteğiyle
Genelkurmay ve Laik Türkiye’yi zedelemek, Türkiye’nin AB’ye girmesini
engellemektir.
Gülen’in “barış felsefecisi“ gibi
gösteren Alman medyası, onun ABD’de yasadığına değinirken, neden orada
yasadığına dair bilgi vermemekte ısrarlı tavrını yıllardır
sürdürmektedir. Diğer yandan ise Alman Eğitim Bakanlığı’nın gün
geçtikçe çoğalan Gülen okullarına izin vermesi, Türk göçmenlere yönelik
uyum politikalarına ters düşmektedir.
Görülüyor ki Türkiye karşıtı Alman siyasetçiler ve Alman medyası bu
konuda Gülen’i stratejik ortak olarak görmekte ve onun faaliyetlerini
desteklemektedir.