Osmanlı döneminde savaşa gidilirken, ülkede ne kadar deli ya da görünüş
bakımından eli-ayağı bozuk, gulyabani tipli insan varsa hepsi toplanır
ve ordunun en ön sırasında, düşmanın üzerine yürütülürmüş. Amaç,
düşmanın psikolojisini bozmakmış.
Bi sonraki sırada ise, (affınıza sığınarak söylüyorum, ama anlatanlar
hep böyle söylüyo) "dal******" denen adamlar bulunurmuş. Bunlar ise,
saraya ufak yaşta alınan gayrı müslüm çocuklarıymış. Küçüklüklerinden
itibaren sadece pirinç ve hamur işleriyle beslenip izbandut gibi
olmaları sağlanırmış. Bi yandan da, her gün yağlı elleri ile mermer
tokatlayıp idman yaparlarmış. Böylelikle elleri sağlamlaşır, beton gibi
olurmuş. Zaten mermeri tokatlayarak kıramayanı da savaşa götürmezlermiş.
Bu dal******lar savaşta gürz-kılıç filan kullanmayıp, düşman
askerlerinin beyinlerini tek tokatla, (herhalde "Osmanlı tokadı" lafı
da burdan geliyo) dışarı çıkartırlarmış. Düşünün, adamın kafasında
miğfer var ve bi vuruşta kafa miğferle birlikte dağılıyo. Bu hikayeden
de, Osmanlının bunca yeri nasıl fethettiği anlaşılıyo zaten. Hey
gidinin koca ecdadı be!