Klasik Psikolojide Çağrışım Düşüncesinin Evrimi
Rosenthal ve Yudin (1980[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]s.84)[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
çağrışım kavramını “psyche’nin unsurları arasındaki bağlantı” olarak
tanımlamaktadırlar. Onlara göre “bu unsurlardan birinin ortaya çıkması[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] belirli şartlar altında[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ona bağlı öteki unsurların ortaya çıkmasına yol açar.”
Çağrışım düşüncesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] modern psikolojinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öğrenme ve hafıza gibi alanlarının temel kavramlarından biridir. Bu yönüyle çağrışım düşüncesi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] düşünce tarihi boyunca gelişimi[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] psikolojinin gerek felsefe içinde[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] gerekse ondan bağımsız bir bilim dalı olarak gelişmesi açısından yadsınamaz bir önem taşımaktadır. Bu çalışma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağrışım düşüncesinin modern psikoloji öncesindeki evrimini ele almaktadır.
Çağrışım düşüncesinin evrimine geçmeden önce[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
başlıkta kullanılan “klasik psikoloji” ifadesinin açıklanması yararlı
olacaktır. Her ne kadar psikolojinin kuruluşu Leipzig laboratuvarının
kuruluş yılı olan 1879 olarak kabul edilse de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] şüphesiz bu dönüm noktası[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] psikolojinin[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Homeros ve Orfeus söylencelerinden bu yana süregelen macerasının niteliksel bir dönüşüme uğradığı tarihtir. Bu tarih[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] modern psikolojinin kuruluşunu yansıtır. Bununla birlikte “klasik psikoloji” terimiyle kastedilen[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sullivan’ın (1977[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]s.160) da belirttiği gibi “ açık bir felsefi gelenek içinde gelişmiş olan psikolojidir.” Sullivan’a göre[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] “bu klasik psikoloji deneysel olmayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] fizyolojik olmayan[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
içebakışçı verilere ya da anekdotal tipte nedensel gözlemlere dayalı ve
bir felsefi sistemin tutarlı bir parçası olarak kurulmuş olan
psikolojiydi.”
1879 sonrası modern psikoloji ise[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] klasik olanından çok daha sistematik[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] deneysel ve fizyolojik bir çizgide ilerledi. Bu tarihle birlikte psikoloji[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] felsefe içindeki gelişiminin son evresine ulaşarak[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kozasının içinden[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sık kullanılan tabirle “bağımsız bir bilim dalı” olarak çıktı.
Bu farklılıklardan dolayı[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] psikoloji tarihini[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] klasik psikoloji ve modern psikoloji tarihi olarak ayırmak bu çalışmanın yazarınca uygun görülmüştür.
Bu çalışma[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağrışım düşüncesinin yalnız klasik psikoloji içindeki evrimini kapsamaktadır.
PLATON VE ARİSTOTELES
Düşünce tarihi içinde çağrışım kavramına atıfta bulunan ilk kişi olarak karşımıza Platon çıkmaktadır.
Platon
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olgunluk dönemi yapıtlarından Phaidon’da
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Sokrates’in dilinden çağrışımla ilgili düşüncesini şöyle aktarıyor :
“Birşey gören ya da işiten ya da onu başka bir duyuyla algılayan bir adam
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o şeyden başka bir şeyi bilme durumuna gelebilir
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o şeyin yanında başka birşeyi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] farklı bir bilginin nesnesi olan bir şeyi daha düşünebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o adamın düşündüğü yeni nesneyi anımsadığını ya da bu yeni nesnenin ona anımsatıldığını söylerken
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] herhalde haksız sayılmayız.“ (Platon
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1995
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] s. 34)
Platon’a göre
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir maddeyi gördüğümüzde yalnızca maddeyi görmeyiz
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] maddenin içinde bulunduğu yeri de görürüz. Böylece maddenin tekrar zihne getirilmesi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]onunla bir arada bulunan diğer şeylerin de zihne gelmesine yol açar
(bir aradalık vasıtasıyla çağrışım). Ayrıca bir portre gördüğümüzde
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] o portrenin orijinalini aklımıza getiririz (benzerlik vasıtasıyla çağrışım). Böylece benzer olan ve benzer olmayan vasıtasıyla
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yeniden zihne getirme süreci başarılabilmektedir (Taylor
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1960
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] s. 187).
Çağrışımların varlığının kabulunden sonra Platon
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu çağrışımların kökeni üzerine tartışmaya girmektedir. Platon der ki :
“Bir nesneyi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görme ya da işitme ya da ona ilişkin bir başka duyu-algısına sahip olma yoluyla
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] duyumlama temeli üzerinde
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] unutulmuş olan -o nesneye benzeyen ya da benzemeyen
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ancak her durumda onunla ilişkili olan- bu başka şeyi düşünmek olanaklı göründüğü için
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]şu iki almaşıktan birinin doğru olduğunu söyleyebilirim: ya hepimiz bu
şeyleri bilerek doğuyor ve onları yaşamımız boyunca biliyoruz
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ya da kendilerinden (birşeyler) ‘öğreniyor’ diye sözettiğimiz kişiler yalnızca daha sonra anımsıyor olup
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] öğrenme anımsamadan oluşacaktır.” (Platon
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1995
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] s. 40-41)
Platon bu sorunu insan bedenine
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] idealar dünyasından “düşmüş” olan ruhun
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] idealar dünyasındaki yaşantısının yansımalarıyla ve ruhun ölümsüzlüğü yolundaki kabulüyle çözme yoluna girmektedir.
Platon
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağrışım düşüncesine ilk temas eden kişi olmasına karşın
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağrışımla ilgili ilk temel ilkelerin belirlenmesi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kendi gözlemleri ve kognitif süreçlerini değerlendiren Aristoteles tarafından başarılmıştır. Aristoteles
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] De memoria et Reminiscentia (Hafıza ve hatırlama) adlı çalışmasında
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağrışımın
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] benzer
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] karşıt ya da komşu olan birşeyden doğan kendi düşüncelerimizin içinde başladığını belirtir (Sorabji
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1972
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] s. 54-55).
Burada
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üç çağrışımsal süreç belirlenmiştir. Nesneler
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] olaylar ve insanlar
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] zihinde
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] birbirleriyle benzerlik ilişkisi içinde
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]zıtlık ilişkisi içinde ya da zaman ve mekan birlikteliği içinde
oldukları zaman çağrışımlanırlar. Aristoteles’e göre bu üç çağrışım
ilkesi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] özel bir çağrışımın gücü üzerine iki diğer önemli etkiye eklemlenirler. Bunlarda biri sıklıktır. Aristoteles’e göre
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha büyük bir sıklıkta tekrarlanan özel bir deneyim
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatırlamak için daha elverişlidir. Bir diğer etki ise
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kolaylıktır. Aristoteles’e göre kimi çağrışımlar diğerlerine göre
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] daha kolaylıkla biçimlenir. Böylece kimi olaylar diğerlerinden daha kolay hatırlanabilir (Hothersall
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] 1995
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] s. 27).
Böylece Aristoteles
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağrışımla ilgili
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yüzyıllar boyunca kabul görecek olan tespitleri yapmış bulunuyordu. Onun koymuş olduğu bu ilkeler
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] modern araştırmalara da kaynaklık yapmıştır. Aristoteles’in teorisi için
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hafıza ve öğrenme üzerine kurulmuş ilk sistematik açıklama denemesidir.
Aristoteles’i izleyen yıllarda
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağrışım düşüncesi üzerine kayda değer bir çalışmaya rastlanmamaktadır. Aristoteles’ten yüzyıllar sonra
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağrışım düşüncesi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Aydınlanma sonrası süreçte özellikle
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Britanya felsefecileri tarafından tekrar klasik psikolojinin ilgi sahasına dahil edilmiştir.