hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Boşanma Davası ile ilgili merak ettikleriniz

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Boşanma Davası ile ilgili merak ettikleriniz 2duy3hj

Boşanma Davası ile ilgili merak ettikleriniz Empty
MesajKonu: Boşanma Davası ile ilgili merak ettikleriniz   Boşanma Davası ile ilgili merak ettikleriniz EmptyPerş. Ara. 10, 2009 11:20 am

1. Boşanma davası hangi mahkemede açılır?

Boşanma davası, eşlerden herhangi birinin ikametgahının bulunduğu yer
Aile Mahkemesinde, müstakil aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır.


2. Boşanma davasını hangi tarafın açtığı önemli midir?

Hayır önemli değildir, davanın seyrine olumlu ya da olumsuz hiçbir etkisi olmaz. Önemli olan iddiaların ispatıdır.


3. Anlaşmalı boşanma ile çekişmeli boşanmanın farkı nedir? Anlaşmalı boşanma hangi hallerde mümkündür?
Anlaşmalı boşanma, adından da anlaşılacağı üzere eşlerin boşanma ve
boşanmanın mali sonuçları hakkında (Tazminat, nafaka, velayet, eşya
paylaşımı vs.) anlaşmaya varmaları, bu doğrultuda bir protokol
hazırlamaları ve yine bu doğrultudaki iradelerini hakim huzurunda
bizzat beyan etmeleri ile mümkündür. 1 yılını doldurmamış evliliklerde
anlaşmalı boşanma mümkün değildir.

Çekişmeli boşanma ise, tarafların boşanma ya da boşanmanın mali
sonuçlarında anlaşmaya varamamaları halinde ya da 1 yılını doldurmayan
evliliklerde söz konusu olmaktadır. Taraflar iddialarını ispat etmekle
yükümlüdür. Boşanma davalarında en önemli delil tanık/şahit delilidir.
Tanıkların yakın akraba olması, yaşının küçük olması tanıklıklarının
kabul edilmeyeceği anlamına gelmez. Önemli olan tanık beyanlarını
değerlendirecek olan hakimin kanaatidir.


4. Boşanma davaları ne kadar sürede biter?

Bu sorunun tek ve kesin bir yanıtı olmamakla, süreç mahkemelerin iş
yoğunluğuna ve dosyadaki delil durumuna göre değişmekle birlikte, genel
olarak anlaşmalı boşanma tek celsede; çekişmeli boşanma ise en iyi
ihtimalle 5-6 celsede tamamlanabilmektedir.


5. Boşanma davasında vekilimin/avukatımın olması zorunlu mudur, olmasının sonuca etkisi var mıdır?

Hiçbir davada vekil tayin etme zorunluluğu yoktur, kişiler avukatları
olmaksızın dava ve işlerini takip edebilirler. Ancak elbette davayı
avukat ile takip etmenin -özellikle yargılama usulü açısından- önemi
büyüktür.


ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK NEDENİNE DAYALI BOŞANMA DAVALARIMK.166/1)
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

VI. Evlilik birliğinin sarsılması
Madde 166.- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden
beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri
boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise,
davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz,
hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin
devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar
kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir
eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği
temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi
için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe
açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile
çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun
bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz
önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir.
Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur.
Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.


Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine
karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl
geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden
kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden
birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.

- Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça akrabalık ve
arkadaşlık tanık beyanını değerden düşürecek bir sebeb kabul edilemez.
Asıl olan tanığın doğru söylediğinin kabulü gerekir. (HUMK 254)

- Evlilik birliği müşterek hayatı sürdürmeleri kendilerinden
beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa eşlerden birisi
boşanma davası açabilir.

- Tamamıyla kusurlu olan eşin dava açma hakkı yoktur. Ancak az kusurlu olan eşin bu hakkı vardır.

- Uygulama da sık sık maalesef kocasına karşı vefalı ve sadık olan eş
Şu trajik olaylarla karşılaşmaktadır : Örneğin zengin olan koca
(özellikle orta ve üzeri yaşta olanlar) malvarlığına güvenerek karısını
aldatmaya başlamış ve kendisine bir sevgili bulmakta ve bir fırsatını
bulup karısını boşamak istemektedir.Karısı ise evine ve kocasına karşı
üzerine düşen görevi yapmaktadır . Bu durumda karısından en kısa sürede
kurtulmak ! isteyen vefasız koca tam kusurlu olduğu için açmış olduğu
-ki genellikle vekil aracılığı ile açılır-dava bu durum öğrenildiği
takdirde hemen reddedilmelidir.(Örneğimiz biraz Türk filmi gibi oldu J)

- "Temelinden Sarsılma" Kavramını dar olarak anlamamak gerekir. Takdir
hakkı kullanılırken eşlerin sosyal ve ekonomik durumları, yetişme
koşulları,eğitim düzeyleri v.b. nedenleri gözönüne almak gerekir.

-Davacı iddiasını her türlü deli ile ispat edebilir. Ancak Davacı tanık
deliline dayanmış ise Tanık anlatımlarının olabildiğince somut, görgüye
dayalı ,inandırıcı ve açık olmalıdır. Örneğin tanık, davacı eşin
yüzünde ki yada vücudunda ki morarma yada darp izini bizzat görmeli,
ağır küfür ve hakaret ifade eden sözleri bizzat duymalıdır.


Hangi sözler yada davranışlar evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına (E.B.T.S.) kanıt olabilir ?

*Eşlerin birbirine karşı söyledikleri Ağır küfür ve hakaretler (Kavat ,
Pezevenk , ibne , ağzına sı....m,pislik ,sümüklü herif,
puşt,hırsız,sahtekar,sapık vb). sözler evlilik birliğinin temelinden
sarsıldığına kanıt olabilir. Kocanın sorumsuz olması karıya yukarıda ki
sözleri söyleme hakkı vermez.

* Karı yada kocanın uzun süreli cinsel yetersizlikleri (Kocanın , eşinin kızlığını bozamamış olması E.B.T.S. karinedir.)

* Karı-kocanın aşırı sorumsuzluğu,(içki ve kumar düşkünü olmak ,evin
zorunlu ihtiyacını almamak,iş imkanı varken tembellikten dolayı
çalışmamak, Karının ise aşırı pis ve pasaklı olması,düzenli yemek
yapmaması,eşinin yada çocuklarının çamaşırlarını yıkamaması vb.)

* Kocanın eşini sürekli olarak dövmesi ,sık sık tartışıp adliye yada karakola başvurmaları.

* Fiili ayrılık tek başına boşanma nedeni olamaz.

* Barışmadan önceki olaylar affedilmiş sayılır, eğer eşler tekrar bir
araya gelmiş ve daha sonra da yine anlaşamayarak dava açılmış ise bir
araya gelindikten önceki söz ve eylemler kanıt olarak değerlendirilmez.

* Dava şiddetli geçimsizlikten açılmış ise daha sonra zina yada terk nedeniyle boşanma kararı verilemez.

* Tanıkların üçüncü kişilerden aktardıkları sözler boşanmaya esas alınamaz.

* Tanıkların davacıdan naklen aktardığı sözler de delil olarak davaya esas alınamaz.

* İhtar çekmekle koca önceki olayları affetmiş sayılır. Bu nedenle
MK.164/1 maddesine dayanarak dava açıldığında ihtardan önceki eylem ve
sözler aleyhe delil olamaz.

* Dava açıldıktan sonra gelişen olaylar bu davaya esas alınmaz.

* Eşlerden birisinin hasta olması,(sara,verem,kanser,Kan uyuşmazlığı,
kısırlık, aşırı göz hastalığı v.b.) boşanma nedeni değildir. Akıl
hastalığı ve cinsel yetersizlik hariç. Ancak hormon bozukluğu nedeni
ile karının aşırı kıllı olması uzman hekim raporu ile belgelenmiş ise
boşanma nedeni olabilir. Bu konu önemli olmakla birlikte kesin bir
çizgi ile hastalığın boşanma nedeni sayılması için sosyal ve çevresel
faktörler göz önüne alınıp belirlenmelidir.

* Kadının ,habersizce kocasının cebinden para alması boşanma nedenidir.

* Dövme ve dayak ile ilgili ceza davası sonucu beklenilmelidir.
Takipsizlik kararı verilmiş ise bu dosya celbedilip mutlaka incelenmeli
ve doktor raporu var ve koca tarafından dövüldüğü sabit ise boşanmaya
karar verilmelidir.

* Soyut olarak kadının çalışmak istemesi başlı başına boşanma nedeni olamaz.

* İradi olmayan davranış ( Kloptamani) boşanma nedeni olamaz.

*Davacının(kocanın) ayrı evde oturan ve arasıra ziyaretine gelen ve
bakıma muhtaç olan hasta annesine davalının (karı) yardımda bulunmaması
boşanma sebebidir.

* Eşlerden birisi aşırı cimri ise boşanma nedenidir.

ANLAŞMALI BOŞANMA (M.K.166/3)

Şartları:
1- Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalı,
2- Eşlerin bizzat başvurması yada eşlerden birisinin başvurması halinde duruşmada diğer eşin kabul etmesi,
3- Eşlerin bizzat dinlenmesi
4- Eşlerin boşanma irade ve taleplerini hiç bir baskı ve etki altında
kalmadan serbest iradeleri ile verdikleri konusunda hakim üzerinde
kesin bir kanaatını oluşması,
5- Mali konularda ve çocukların velayeti konusunda eksiksiz ve
tereddütsüz olarak eşlerin anlaşması halinde anlaşmalı boşanma
hükümlerine göre karar verilmelidir.
Mali konular nelerdir?
1- Eş için Yoksulluk nafakası 2- Çocuk var ise iştirak nafakası 3-
Tedbir nafakası 4- Maddi ve Manevi Tazminat ,bu şartlardan birisi yada
ödeme şekli ve taksit miktarı üzerinde uyuşmazlık var ise dava
reddedilecektir. Yada MK.166/ 1-2 maddesine göre deliller toplanıp
sonucuna göre karar verilecektir.

Taraflar mahkemeye anlaşma metnini gösterir protokol sunmuş iseler bu
protokolün bizzat hakim tarafından tasdik edilip hüküm fıkrasında
gösterilmesi gerekir. Hakim anlaşma metninde özellikle çocuklar yada
eşlerin açık ve muhtemel mağduriyetini görebiliyor ise değiştirebilir.
Ancak tamamen reddine karar veremez.

Bir yılın altında ki evliliklerde dava hemen reddedilmelidir. Zira Bu sürenin hiç bir istisnası yoktur.

Eşler davayı birlikte açabilecekleri gibi birisi açarak daha sonra diğer eş duruşmada boşanmak istediğini söyleyebilir.

Davalı eş başka bir şehirde ise ikamet ettiği yer mahkemesine talimat
yazılıp hakim davalı eşi bizzat dinler ise yine MK.166/3 maddesinde ki
şartlar oluşmuş sayılır.

Önemli 1:Anlaşmalı boşanma hükümleri davasında çoğu zaman eşlerden
birisi yurt dışında olup Türkiye de bir avukata vekalet vermekte ve
dava vekili tarafından açılmakta ,davalı eşte duruşmada davayı kabul
etmektedir ki bu durumda vekalete dayanarak hakimin MK.166/3 maddesi
gereğince boşanma kararı vermesi mümkün değildir. Zira yasa maddesi
incelendiğinde hakimin bizzat tarafları dinlemesi emredici hüküm olarak
istenilmektedir.

Önemli 2: Yine uygulamada sık sık karşımıza şu olaylar çıkmaktadır:
Ülkemizde ki yoğun işsizlik nedeniyle vatandaşlarımız yurt dışına gidip
çalışmak amacıyla Türkiye de eşinden boşanmak ve gitmek istediği ülke
vatandaşı olan bayanla 5 yıl süre ile evlenmek , daha sonra da tekrar
bu yabancı uyruklu eşinden de boşanıp oturma izni aldıktan sonra eski
eşiyle yeniden evlenmek istediklerini beyan ederek anlaşmalı boşanma
hükümlerine göre bir anlamda formalite gereği boşanma talep
etmektedirler. Ben bu tür boşanmalara " Anlaşmalı anlaşmalı boşanma"
diyorum. Bu konuda Hakimin son derece dikkatli ve hassas olması
gerekir. Bu durumlarda çoğu zaman kadın, kocasının geleceğe yönelik
hayal ve pembe rüyalara ilişkin telkin ve sözlerinin etkisinde kalmakta
ve mevcut çocukların da velayetini kendi üzerine almakta ,ayrıca nafaka
ve tazminat gibi hiç bir talebi de olmamaktadır. Maalesef koca eşinden
ayrıldıktan sonra yurt dışına çıkar çıkmaz kendisini o ülkenin
cazibesine kaptırmakta ve ailesini unutup yüzüstü bırakmaktadır.
Kadının 1. Derecede yakınları da yok ise ya çevrenin bakımına muhtaç
hale gelmekte yada hiç de arzu edilmeyen işlerde çalışmaktadır.
Öncelikle hakimin; dilekçe de bu şekilde açık bir ifade var ise "
boşanma iradelerinde tarafların samimi olmadığı" gerekçe gösterilerek
yasanın açık hükmü karşısında davanın reddine karar vermesi gerekir.
Ancak çoğu zaman dilekçede böyle bir gerekçeye yer verilmemekte, dava
MK.166/3 maddesinde ki aranan şartlara uygun olarak açılmaktadır. İşte
kadının ve çocukların geleceğini teminat altına almak için kanımca
hakim mutlaka protokole müdahale etmeli ve çocuklar ve kadın için belli
miktarda nafakaya hükmetmelidir. Zira hakim olayın niteliğine göre
"mekaniklikten" ve "katı usul hukuku kurallarından" kurtulmalıdır.
Kaldı ki özellikle yasa maddesi, boşanma davalarında hakime geniş
takdir yetkisi tanımaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Boşanma Davası ile ilgili merak ettikleriniz
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
»  Boşanma Davası ve Nafaka
» (Vücut Geliştirme) Püf Noktalar Merak ettikleriniz!
» Adın ve soyadın değiştirilmesi hakkında merak ettikleriniz
»  İsmin ve soyadın değiştirilmesi hakkında merak ettikleriniz
» Boşanma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Danışmanlık ve Yardımlaşma :: Hukuk-
Buraya geçin: