Resulullah (sav) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve: ''Allahu ekber, Elhamdülillâhi hamden kesîran tayyiben mubâraken fîhi. (Allah büyüktür, çok temiz ve mübarek hamdler Allah'adır!)'' dedi. Resulullah (sav) namazı bitirince: ''Şu kelimeleri hanginiz söyledi?'' diye sordu. Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resulullah (sav): ''(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zira fena bir şey söylemiş değil'' dedi. Bunun üzerine adam: ''Ben, ey Allah'ın Resulü!'' dedi. Resulullah (sav) da: ''Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah'ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı. [Müslim, Mesacid 149, (600); Ebu Davud, Salat 121, (763); Nesai, İftitah 19, (2,132, 133)]
Hz. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: Resulullah (as) buyurdular ki; “İki kelime vardır, bunlar dilde hafif, terazide ağır, Rahman’a da sevimlidirler: Sübhânallâhi ve bihamdihî sübhânallâhi’l-azîm. (Allah’ım! Seni hamdinle tesbih ederim, Yüce Allah’ım seni tenzih ederim) kelimeleridir. [Buhari, Daavat, 65]
İbni Ömer’den (ra) şöyle rivayet edilmiştir: “Biz Resulullah (sav) ile beraber namaz kılarken o anda cemaatten biri, “Allahu Ekber kebîra ve’l-hamdulillahi kesira ve subhanallahi bukreten ve esîla (Allah’ı son derece tekbir ederim. Allah’a çokça hamd ederim ve sabah akşam Allahu Teala’yı tesbih ederim.)” dedi. Bunu duyan Resulullah (sav), “Şu sözleri söyleyen kimdi?” diye sordu. O kişi, “Bendim ya Resulallah.” diye cevap verince Efendimiz (sav), “Bu kelimelere şaşırdım. Çünkü gök kapıları bu kelimelere karşı açıldı.” buyurdu. İbn-u Ömer (ra) buyurdular ki: “Resulullah’tan (sav) bunu duyduğumdan beri bu kelimeleri terk etmedim.” (Tirmizi, hadis no: 3592)
Ebü Zer'üen (Radıyallahu Anh) bize rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu: "Allah katında en sevimli olan sözü sana bildireyim mi? Allah'a en sevimli olan söz: (Sübhânelîâhi ve bihamdihî) dir." ve bir rivayette, de: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e soruldu, hangi söz daha faziletli*dir? Peygamber buyurdu: "Allah Tealâ'nın melekleri için yahud kulları için seçtiği şu sözdür: Sübhânelîâhi ve bihamdihî (Allah'a hamd ederek onu noksanlıklardan tenzih ederim).
Semüre b. Cündeb'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah Sallal*lahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Allah katında sözlerin en sevimlisi dörttür: Sübhânelîâhi, Elhamdü-lillâhi, Lâ ilâhe illallâhü, Allâhu Ekber. Bunlardan hangisi ile (Zikre) başlarsan zarar vermez."
Sübhânellâh: Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir. Elhamdü-lillâh: Bütün hamdler (övgüler) Allah'a mahsustur. Lâ İlahe İllallah: Allah'tan başka ilah yoktur. Allâhu Ekber: Allah her şeyden yüce ve büyüktür.
Ebû Mâlik El-Eş'ârî'den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygam*ber Sallallahu Aleyhi ve Seîlem şöyle buyurmuştur: "Temizlik îmânın yansıdır; Elhamdü Lillâh (Hamd Allah'a mahsus*tur), sözü teraziyi doldurur; Sübhânellah (Allah noksanlıklardan münez*zehtir) ve Elhamdü Lillâh, sözleri göklerle arz arasını doldururlar (yahud doldurur)."
Aynı kitabda müminlerin annesi Cüveyriyye'den (Radıyallahu An-ha) rivayet edilmiştir: Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir sabah vaktinde sabah na*mazı için Cüveyriyye'nin (Radıyallahu Anha) yanından çıktı; Cüveyriyye de namazgahında oturuyordu, (zikrediyordu. Sonra Cüveyriyye aynı na*mazgah üzerinde otururken (zikrederken) Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem kuşluk vakti (eve) dönmüş oldu. Bunun üzerine Peygamber efen*dimiz hanımına şöyle buyurdu: "Bugün senden ayrılalı beri hep bu hal üzere mi durdun?" Cüveyriyye: Evet, dedi. Buna karşılık Hazreti Peygamber: "Ben senden sonra üç kere, dört kelime söyledim ki, eğer senin gün boyu söylediklerinle onlar tartılaydı, söylediklerine ağır basardı. (Üç kere söylediğim sözler şunlardır): (Sübhânellâhi vebihamdihî, adede haîgıhî ve rızâ nefsihî ve zînete arşihî ve midâde kelimâtihî).
Allah'ın yaratıklarının sayısınca, Allah'ı noksanlıklardan tenzih ve O'na hamd ederim.
Allah'ın zâtının razı olacağı kadar, Allah'ı noksanlıklardan tenzih ve O'na hamd ederim.
Allah'ın arşının ağırlığınca, Allah'ı noksanlıklardan tenzîh ve O'na hamd ederim.
Allah'ın kelimelerinin miktannca, Allah'ı noksanlıklardan tenzîh ve O'na hamd ederim.
Bir rivayette de şöyledir:
"Sübhânellâhi adede halgıhî, sübhânellâhi nzâ nefsihî, sübhânellâhi zînete arşihî, Sübhânellâhi midâde kelimâtihi.
(Allah'ın yaratıklarının sayısınca Allah'ı tenzih ederim, Zâtının rızâsınca Allah'ı tenzih ederim, Arş'ının ağırlığınca Allah'ı tenzih ederim, kelime*lerinin miktarınca Allah'ı tenzih ederim.)
(Hazreti Peygamberin, müminlerin annesi Cüveyriyye'ye Radiyalia-hu Anha - öğrettiği) o sözlerin lâfzı şudur: "Dikkat et, o söyleyeceğin sözleri sana öğreteyim: "Sübhânellâhi adede halkını, Sübhânellâhi adede halkıhî, Sübhânellâhi adede halkıhî"
(Mahlûkatının sayısınca Allah'ı noksanlıklardan tenzîh ederim), üç de*fa...
"Sübhânellâhi rıdâ nefsihî, Sübhânellâhi rıdâ nefsihî Sübhâneîlâhi ndâ nefsihî"
(Zâtının rızâsınca Allah'ı noksanlıklardan tenzîh ederim), üç defa...
"Sübhânellâhi zînete Arşihî, Sübhânellâhi zînete Arşihî, Sübhânellâhi zînete Arşihî"
(Arş'ın ağırlığınca Allah'ı noksanlıklardan tehzîh ederim), üç defa...
"Sübhânellâhi midâde kelimâtihî, Sübhânellâhi midâde kelimâtihî, Sübhânellâhî midâde kelimâtihî"
(Kelimelerinin miktarınca Allah'ı noksanlıklardan tenzîh ederim), üç defa..."
Yine Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygam*ber Saîlallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: (Sübhânellâhi velhamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber) (Allah'ı tesbih ederim, Allah'a hamd olsun, Allah'dan başka ilâh yok*tur ve Allah her şeyden büyüktür) desem, bu benim için güneşin üzerine doğduğu her şeyden (bütün varlıklardan) daha sevimlidir."
Ebû Eyyûb El-Ensarî (Radıyallahu Anh) Hazretlerinden nakledildi*ğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Şu sözleri on kerre söyleyen kimse, İsmâîl (Aleyhisselâm) evladın*dan dört kişiyi âzât etmiş gibi olur (o kadar sevabı kazanır): "Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehülmülkü ve Lehülhamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr” (Allah'dan başka ilâh yoktur, yalnız. O vardır, ortağı yoktur. Mülk O-nundur, hamd O'nundur ve O, her şeye kadîrdir.)
Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Re-sûllüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Kim bir günde yüz defa: "Lâ ilahe illallâhu vahdehû, lâ şerike leh, lehülmülkü ve lehülhamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr" (Allah'dan başka ilâh yoktur; yalnız O vardır. O'nun ortağı yoktur. O'nundur Mülk, O'nundur hamd. O, her şeye kadirdir), derse, onun için âzâd edilen on köle sevabı olur, ona.yüz iyiliğin sevabı yazılır ve ondan yüz günah silinir ve o gün akşamına girinceye kadar şeytandan korunması*na vesile olur. Bu kimsenin söylediklerinden daha faziletlisini hiç kimse getirmiş olmaz; ancak ondan daha fazla olarak (bu sözleri) söyleyen müs*tesna..."
Yine Peygamber (Aleyhissalâtü vesselam) buyurdu: "Kim günde yüz kerre: "Sübhânellâhi ve bihamdihî (Allah'a hamd ederek O'nu noksanlıklardan tenzih ederim) derse, günahları deniz köprükleri kadar olsa bile hepsi silinir. "
Cabir b.Abdullah'dan (Radıyallahu Ânhüma rivayet edildiğine gö*re, Cabir demiştir ki, Resûlüllah sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle bu*yurduğunu işittim: Zikrin en faziletlisi, "Lâ ilahe illallah" (Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur), sözüdür."
Sa'd b.Ebi Vakkas'dan )Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Bir Bedevi, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip dedi ki, Ba*na söyleyeceğin bir söz öğret. (Buna cevaben Peygamber) buyurdu: "(Şunu) söyle: "Lâilâhe illallâhu vahdehû , lâ şerîke lehû, Allâhu ekber kebîrâ, vel*hamdü lillâhi kesîra, ve sübhânellâhi rabbi'l-âlemin. Lâ havle velâ kuv*vete illâ billâhi'l-azîzi'l-hakîm." (Allah'dan başka ilâh yoktur; yalnız O vardır. Allah'a çok hamd ol*sun, Alemlerin Rabbı olan Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir. İbâ*det etmekte güç ve günahtan sakınmada kuvvet ancak Azîz, Hakîm olan Allah iledir.)"
A'rabî (Bedevi) dedi ki, bu sözler benim Rabbim içindir, benim için hangisi? (Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu: "(Şunu) söyle: "Allâhümmeğfirlî, verhamnî, vehdinî, verzuknî." (Allah'ım! Beni bağışla, bana merhamet et, bana hidâyet ver, bana rızık ver)."
Sa'd b, Ebî Vakkas (Radıyallahu Anh) şöyle anlatmıştır: Biz, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanında idik. şöyle bu*yurmuştu: "Siz, hergün bin hasene (sevab) kazanmaktan acizmisiniz?’’ Meclisinde oturanlardan biri sordu: Bin hasene (sevab) nasıl kazanılır? Peygamber (s.a.v) buyurdu: "İnsan yüz tesbih (Sübhanellah) yapar da ona bin hasene yazılır ya-hud ondan bin günah düşürülür."
Ebû Zerr'den (Radıyallahu Ânh) rivayet edildiğine göre, Resûlül*lah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Sizden her birinizin âzâları (organları) üzerinde bir sadaka (vermek) vardır: Her tesbîh (Sübhânellâh) bir sadakadır, her hamd (Elhamdülillâh) bir sadakadır, her tehlîl (Lâ ila*he illallâh) bir sadakadır, her tekbîr (Allâhu Ekber) bir sadakadır, iyiliği emretmek bir sadakadır, kötülükten alıkoymak bir sadakadır. Bunların hepsine de kuşlukta kılacağın iki rekât namaz kifayet eder."
Yani bütün bunların hepsini, 2 rekatlık kuşluk namazı kılarak kazanabilirsiniz.
Ebû Musa El-Eş'ari'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine gö*re, demiştir ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana şöyle buyurdu:"Cennet hazinelerinden bir hazine edinme yolunu sana göstereyim mi?" Ben, Evet (göster) ya Resûlallah, dedim. Şöyle buyurdu: "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" (İbâdete güç yetirmek ve günahlardan korunmak ancak Allah'ın kuv*veti iledir), söyle."
Sa'd b. Ebi Vakkas dan (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, kendisi Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bir hanımın ya*nına vardı ki, onun önünde tesbih çekmekte olduğu çakıl yahut çekirdek taneleri vardı. Hazreti Peygamber ona şöyle buyurdu: "Dikkat et ey hanım! Sana şu yaptığından daha kolay yahud daha faziletli olan şeyi bildireyim mi?" dedi. Sonra buyurdu (Şöyle dersin): "Sübhânellâhi adede mâ haleka fissemâi, Sübhânellâhi adedemâ haleka fi'larzı, Sübhânellâhi adede mâ beyne zâlike, Sübhânellâhi adede mâ hüve hâlikûn. (Gökte yarattığı şeyler sayısınca Allah'ı noksanlıklardan tenzih ede*rim, yerde yarattığı şeyler sayısınca Allah'ı tenzih ederim, semâ ile arz ara*sında olanlar sayısınca Allah'ı tenzih ederim, yaratacağı şeyler sayısınca Allah'ı tenzih ederim. Allahu Ekber de bunun gibi, Elbamdü Lillâh da bunun gibi, Lâ ilahe illallah da bunun gibi, Lâ havle velâ kuvvete illâ bil*lâh da bunun gibi), (söylersin)."
Muhacirlerden sahabiye Yüseyre hanımdan rivayet edildiğine gö*re, "Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem kadınlara (Tekbîr, Takdîs, Tesbîh) ve Tehlîl getirip bunları gözetmeyi (ihmal etmemeyi) ve parmak uçları ile saymalarını (böylece zikir sayısını doldurmalarını) emretmiştir; çünkü parmaklar ve (bütün iş organları) yapılanlardan sorumludurlar ve yapılan işleri haber vermek için konuşturulurlar), buyurdu. "
Abdullah b.Ömer'den (Radıyallahu Anh) hasen bir isnadla riva*yet edildiğine göre Abdullah (Radıyallahu Anh) şöyle demiştir: "Ben, Rasûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in parmak bitiştirerek Tesbîh yaptı*ğını gördüm." Bir rivayette de: "Sağ eliyle (parmak bitiştirip tesbih yap*tığını gördüm)." şeklindedir.
Ebû Sa'îd El-Hudrî'den (Radiyalîahu Anh) rivayet edildiğine gö*re, Rasûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim ki: (Rab olarak Allah'a, dîn olarak İslâm'a ve Resul olarak Muhammed'e razı oldum) derse, ona Cennet vâcib olmuştur. [Radîtü billâhi rabben, vebil İslâmi dînen, vebi Muhammedin Rasûlen]
İbni Mes'ûd (Radıyaliahu Anh) Hazretlerinden yapılan rivayetde demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "***ürüldüğüm İSRA (ve Mi'raç) gecesinde İbrahim Aleyhis-sellem ile karşılaştım. Dedi ki: Ey Muhammedi Ümmetine selâm söy*le ve onlara haber ver ki, Cennetin toprağı hoştur, suyu tatlıdır, orası düz*lüktür, ağaçları da: Sübhânellâhi ve'l-hamdülillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhu ekber' dir. (Bu tesbihler sebebiyle Cennetin ağaçlarına ve nimetlerine kuvuşulur.)"
Cabir'den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle byurmuştur. "Kim: Sübhânellâhi ve bihamdihî (Allah'a hamd eder olduğum halde O'nıı noksanlıklardan tenzih ede*rim) derse; onun için Cennette bir hurma ağacı dikilir:’’
Ebû Zerr (Radıyallahu Anh) Rasülüllah Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem'e şöyle sorduğunu rivayet ediyor: Ya Resûlallah! Allah'a en sevimli olan söz hangisidir? Buyurdular: "Melekleri için Allah'ın seçmiş olduğu şu sözlerdir: Sübhâne rabbî ve bihamdihî, sübhâne rabbî ve bihamdihî. (Rabbim sana hamd ederek Seni noksanlıklardan tenzih ederim, Rabbim Sana hamd ederek Seni noksanlıklardan tenzih ederim."