Yeminin şer'i mânâsı; bir işi yapmak ve yapmamak husûsunda iki ihtimalden birisini kuvvetlendirmek için Allâhü Teâlâ'nın adına yapılan vallâhi, billâhi gibi kasem veya boşama, köle âzâd etme vb. bir şeye bağlamak sûretiyle yapılan anddan ibârettir.
Meselâ, "Vallâhi şu işi yapmayacağım" veya "Şu işim olursa kölem hür olsun" gibi.
Yeminin sebebi; yapmak veya yapmamak istediği bir işin olmasını istemektir.
Yeminin hükmü; yemin eden kimsenin Müslüman olması, mükellef olması ve yemin ettiği şeyin aklen mümkün olup, yemininde durabilmesidir.
Bununla birlikte, dînî bir vazîfe yerine getirilecekse veya insanlar için bir fayda varsa, yemin bozulur ve keffâreti ödenir. Meselâ bir kimse, "Vallâhi bugün öğle namazını kılmayacağım" diye yemin etse, bu kimsenin yeminini bozması vâcip olur. Çünkü Peygamber Efendimiz (S.A.V.); "Her kim Allah'a itâat etmemeye yemin ederse, Allah'a itâat etsin (ve yeminin keffâretini versin) ve her kim âsî olmaya yemin ederse Allah'a âsî olmasın (ve yeminin keffâretini versin.)" buyurmuşlardır.
Yine bir Müslüman (bir mü'minle konuşmayıp, selâmlaşmayacağım) diye yemin etse, o kimsenin yeminini bozması daha fazîletlidir. Zîrâ Peygamber Efendimiz (S.A.V.); "Kim bir şey üzerine yemin eder de başka bir şeyi yemin ettiği şeyden daha hayırlı görürse, hayırlı olan şeyi yapsın, yemininden dolayı keffâret versin." buyurdular.
Yemin sözleri; "Vallâhi","Billâhi","Tallâhi" gibi Cenâb-ı Hakk'ın ism-i şeriflerine yâhut da "Verrahmâni","Verrahîmi","Vel-Hakkı", gibi sıfat-ı ilâhiyyeye yemin yapılır.
Yeminin keffâreti; Yaptığı yemine bağlı kalmayan Müslüman'ın uygulaması gereken zorunluluğudur.
Keffâretin miktarı;
1. (Orta derecede bir miktar ile) 10 fakiri doyurmak veya giydirmek.
2. Bir köle âzâd etmek (serbest bırakmak).
3. Oruç tutmak (3 gün).
Keffâret ödenirken, yukarıda sıralananların bir tanesini uygulamak yeterlidir.