Jensen
Giriş Tarihi : 30/03/09 Yer : İstanbul Yaş : 34 Mesajlar : 14824 Rep Puanı : 14472 Rep Gücü : 6503
| Konu: Referanduma Neden ''Hayır'' Demeliyiz Cuma Tem. 30, 2010 9:46 am | |
| Referandumda ''HAYIR'' demeliyiz.Çünkü:
1 AÇILIM KARANLIĞINDA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ‘REFERANDUM’ VE TÜRKİYE 2 Açılım Ne Zaman Başladı? Gül, Prag’daki temaslarının ardından gezisini takip eden gazetecilere açıklama yaptı.. 09/05/2009 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “İster terör, ister Güneydoğu, ister Kürt meselesi deyin, bu Türkiye'nin en önemli meselesidir. Mutlaka halledilmesi lazımdır. Bu Türkiye'nin birinci meselesidir” dedi. 3 Cumhurbaşkanı Gül’ün Konuşması, Açılımın Başladığının İlk İşaretidir! “İyi gelişmeler olması lazım ve olabilir. Herkes işin çok daha farkında. Önce böyle bir çalışma anlayışının olması lazımdı. Devletin içinde herkes birbiriyle çok daha açık seçik konuşuyor. Herkes derken, asker, sivil, istihbarat, hepsi için söylüyorum. Böyle bir ortamda iyi şeyler olur. O yüzden iyi şeyler olacak diyorum. Bir fırsat var, fırsatın kaçmaması lazım. Hem dün (önceki gün) dediğim gibi dış meselemizde, hem de bu iç meselemizde.” 09/05/2009 Radikal Gazetesi 4 Açılımı Planlayan Aktörler Kimlerdir? Üstteki gelişmelere bakıldığında görüşme trafiğinin konularını anlamak hiçte zor olmayacaktır. Herkes rolünü üstlenmiş; Açılım konusunda ABD, AKP, PKK, BDP, Barzani arasında uzlaşma sağlanmıştır. 5 Açıklama Sonrası Gelişmeler ABD Başkanı Obama Türkiye’yi ziyaret etti. Abdullah Gül, Kürt meselesinin çözümü için DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk’le görüştü. PKK geçici karşılıklı silah bıraktığını ilan etti. CHP Genel Başkanı, Kürt taleplerinin karşılanması için açıklamalarda bulundu. ABD Başkanı, PKK’nın siyasi sözcüsüyle özel görüşme yaptı. 6 AÇILIM BAŞLIYOR! İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 29 Temmuz'da bir basın toplantısı düzenleyerek Kürt sorunu için demokratik açılım süreci başlattıklarını açıkladı. Atalay, hazır bir çözüm önerileri olmadığını, sorunu demokratikleşmeyle aşacaklarını belirtiyor, tüm kesimlerin görüşlerini alacaklarını söylüyordu. Açıklamanın ardından hükümet Atalay'ı açılımın koordinatörlüğüne atadı. İÇİ BOŞ, SÖZDE BİR AÇILIM İLAN EDİLDİ! 7 Askeri birlik bölgelerindeki “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazılarının silinmesi kararı alındı. Güneydoğu bölgesindeki köylere Kürtçe adlar verilmesi için Meclis’e teklif verildi. Trafik levhalarına Türkçe’nin yanında Kürtçe isimlerin de yazılması için Meclis’e teklif verildi. Açıklama Sonrası Gelişmeler CHP, devletin Kürtçe dilekçe alması teklifini desteklediğini açıkladı. 8 AÇILIM İSMİNDEKİ OYUN! KÜRT AÇILIMI MI? PKK AÇILIMI MI? DEMOKRATİK AÇILIM MI? MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK PROJESİ Mİ? Açılıma verilen Kürt ismi, halkın tepkisini neden olunca; sonrasında bilinçli olarak seçilen isimler, toplumun her kesimine mesaj verme oyununun malzemesi olarak kullanılmıştır. İsim değiştirme kamuoyunu meşgul ederken, açılım elçileri oyuna başlayarak ihanet senaryosu, İmralı canisi ve PKK odaklı uygulamalarla başlatmıştır. 9 AÇILIMIN SAHİBİ KİMDİR? Açılım, yakın gelecekte Irak’tan çekilecek olan ABD’nin politik açılımı olup, uygulayıp hayata geçirmesi için AKP’nin önüne koyulmuş bir yıkım projesidir. ABD Başkanı Obama’nın Türkiye ziyaretinin arkasındaki gerçek; Ahmet Türk ve Tayyip Erdoğan’a planlarını kabul ettirip ve Türkiye üzerinde planlanan karanlık oyunu başlatmaktır. 10 AÇILIM TAŞERONLARI KİMLER? Tayyip Erdoğan’ın etnik kimlikleri kaşıması, Abdullah Gül’ün farklılıklar vurgusu, demokrasi eksikliğinin değil; üstlenilen taşeronluğun ifadesi olarak algılanmaktadır. PKK, BDP, BARZANİ, GÜDÜMLÜ MEDYA VE TÜRK DÜŞMANI SÖZDE AYDINLAR DA İHANET PROJESİNİN İŞÇİLERİDİR. 11 AÇILIM PROJESİ BİLGİLERİ Proje Alanı : Türkiye Proje Sahibi : ABD Denetmen : Avrupa Birliği Taşeron : AKP Proje Hedefleri - PKK’nın Siyasallaştırılması - Dağdaki Teröristin Şehre İndirilmesi - Kültürel Haklar Adıyla Federatif Alt yapı Hazırlanması - Etnik Kimliklerin Öne Çıkarılması - Türk’çe Duruş Gösterenlerin Sindirilip, Yok Sayılması - Anayasayı Değişikliğiyle Kurumların Etkisizleştirilmesi - Katil Apo’nun Affedilmesi - SEVR’i Uygulayarak Ülkenin Bölünmesi 12 PKK’nın İstekleri Yerine Getirildi! Katil Apo, açılım için yol haritası hazırladı. Kamuoyunun tepki göstereceği endişesi ile AKP, katilin isteklerini halktan gizledi. Bölge halkı, PKK ve teröristlerin insafına bırakıldı. PKK, 25 yılda başaramadıklarını AKP Hükümeti eliyle elde etmiş ve Habur’da bir ihanet provası sergilenmiştir. Terörist kıyafetleriyle dağdan inen katiller, medyada Apo'nun barış elçileri olarak takdim edilmiştir. AKP’NİN BU İHANETİNİ UNUTMAYACAĞIZ, HESABINI SORACAĞIZ! 13 Teröristlere Af Mahkemesi Kurdular! AKP, Barzani ve ABD aracılığı ile PKK ile görüşmeler yaptı. Kandil’den gelecek teröristlerin affı için pazarlık yaptı. Türk Bayrağı indirtilen sınıfta kurulan seyyar mahkeme katilleri akladı ve salıverildiler. Af pazarlığını mahkemede anlattı: PKK’lı Hatip Dicle “Bakan Atalay, 15 Ekim'de Türk'le görüştü ve ona “Müsteşarımı Diyarbakır'a gönderdim. Hâkim ve savcılar ayarlandı. PKK'lılar geldiği gibi geçecek” dedi.” 14 AKP, PKK’ya Teslim Olmuştur! 2002 yılında ülkeyi sıfır terörle teslim alan AKP, politikaları ile terörü azdırmıştır. Geçen 7 yılda terörle mücadeleden vazgeçen AKP İktidarı, müzakere ve mütareke sürecini başlatarak PKK’ya teslim olmuş, Türkiye’yi bölmek isteyenlere cüret ve mevzi kazandırmıştır. 15 Tayyip Erdoğan Habur İçin Ne Dedi? Tayyip Erdoğan: "Habur Sınır Kapısı'nda yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu bir umuttur. Türkiye'de iyi güzel şeyler umut verici gelişmeler oluyor. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum." Dedi. (20 Ekim 2009 / AKP Grup Konuşması) Sen Umutlandın, Türk Milleti Kan Ağladı Tayyip Bey! 16 AKP, Şehitlerimizin Kemiklerini Sızlattı. PKK, isteklerini kabul ettirmek için eylemlerine ara vermedi. Vatan evlatlarını şehit etmeye devam ettiler. Halk, şehit cenazelerine katılmak isteyen bakanlara sert tepki gösterdi. 17 Anayasayı Değiştirme Nedenleri? - ABD’ye köle ruhu ile teslim olan Tayyip Erdoğan’ın, Yüce Divan korkusu ile yargıyı ele geçirerek hesaptan kurtulma telaşı - Devlet kurumlarını etkisizleştirerek, Türk Milletinin direncini kırma isteği - Orduyu pasifleştirmek ve PKK karşısında aciz bırakmak - Açılım ihanetiyle uğradığı oy kaybından dolayı, bir daha bu güce sahip olamayacağını anlaması ve iktidar gücünü ne pahasına olursa olsun sonuna kadar kullanarak aldığı emirleri yerine getirmesi 18 Muhalefet Ne Yapıyor? CHP, açılım sürecinin başında tepki gösterirken, parti yönetimindeki değişiklik sonrasında yaşadığı kırılma ile tavrından vazgeçmiştir. SP, BBP, BDP gibi partiler de, açılım sürecini desteklediklerini açıklamışlar, özellikle BDP isteklerinin kabul ettirmek için, en hızlı aktörler arasında yer almaktadır. Türk Milletini sonsuza dek yaşatmak adına hareket eden tek parti kalmıştır. 19 Açılım İhanetine Karşı Olan Tek Parti Milliyetçi Hareket Partisi 20 MHP Bakışıyla Açılım Nedir? AKP, Açılım adını verdiği ve kendisi için dönüşü olmadığını açıkladığı yolda, kendi gündemini hayata geçirmek için imkân ve zemin arayışlarından en önemlisi anayasa değişiklikleridir. Hükümetin ABD, Peşmerge, İmralı ve Kandil'le işbirliği yaparak ve rol paylaşarak yürüttüğü PKK açılımıyla birlikte, √ Etnik bölücülük meşru bir siyasi amaç sayılmaya başlanmıştır. √ Terör örgütü, zemin kazanarak bölünme dinamikleri harekete geçirilmiştir. √ Etnik kimliklerin vatandaşlığın yerine geçirilmeye çalışılması ile etnik temelde siyaset yolu ardına kadar açılmıştır. √ Bölücü terör, kimlik sorunu olarak tanımlanarak PKK'nın siyasi hedeflerini meşru gören taviz ve çaresizlik yaşanmaya başlanmıştır. 21 Anayasa Değişikliği, Açılımın Parçasıdır. AKP, açılım sürecinin başlangıcında olduğu gibi yine kendi bildiğini okuyarak TBMM’de sahip olduğu sandalye sayısı ile toplumsal mutabakatı yok sayarak Anayasa değişikliğine gitmektedir. Anayasaların toplumların ortak sözleşmesi olduğu bilincini taşımayan AKP zihniyeti, demokratik haklar arkasına gizlediği çirkin emellerini gerçekleştirmek ve hesaptan kaçmanın yolu olarak yargıyı ele geçirmek için Türkiye’yi küresel güçlerin oyuncağı haline getirmektedir. Toplumun her kesiminin duyarlı olduğu konuları referandum paketinde istismar etmeye çalışan Erdoğan, “kafatasçı, ırkçı, faşist” diye hitap ettiği Ülkücü Şehitleri istismar etmekten geri kalmayarak Ülkücü Hareketin yaralarını kanatarak oy avcılığında sınır tanımaz bir haysiyet eksikliği göstermektedir. 22 Kimin İçin Anayasa Değişikliği? Halk için yapılıyor olsa, her madde şeffaf olur ve TBMM’nde olduğu gibi halka da madde madde oylatılırdı. Yasalar da var olan demokratik haklar kalkan görevi için pakete koyulmazdı. Referandum, halk için olsaydıhalkın yoksulluğuna ya da geçim sıkıntısına katkı sağlardı. Anayasa Değişikliği ve açılımdan en çok mutlu olanlar, AB, ABD, Barzani’dir. YA HALKIN MENFAATLERİ VE İSTEKLERİ NEREDE? MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞINA DOKUNAN VAR MI? 23 Geçmişte Masum Talepler Olarak Görülen Dayatmaların Bedelini Ağır Ödedik! Osmanlı Döneminde masum talepler olarak görülenlerin altı yüzyıllık bir koca imparatorluğu dağıtacağını, etnik kimliklerin dirileceğini, kaynakların sömürüleceğini ve yüzyıl içinde toplumların birer birer ayrılarak, devleti Anadolu'ya hapsedeceğini istemiyorlardı ve beklemiyorlardı. Onların gerisinde ders alacakları yaşanmış tecrübeler yoktu. Ama bir asır sonra aynı küresel oyunlara bir kez daha düşenler için masum diyemeyeceğimiz gibi, cahil veya gafil tanımı bile bunları karşılamaya yetmeyecektir. Geride kalan yüzyıllarda başımıza nelerin geldiğini bilerek yine aynı karanlık yollara sapmak isteyenleri bugün tanımlayacağımız tek kavram kalmıştır: O da ihanettir. 24 YÜZ YILLIK ÇÖZÜLMENİN BÜTÜN AKTÖRLERİ BUGÜN DE KARŞIMIZDADIR! √ Dayatmalara teslim olmuş idareciler, √ İşbirlikçi basın mensupları ve lobiler, √ Batı'ya tapınan yabancı hayranı yerli misyonerler, √ Çareyi dışarıda arayan çağdaş muhip cemiyetleri, √ Geri kalmış olmayı milletine vehmeden taklitçiler, √ Paris'te, Londra'da olanı kullanarak, takarak, giyerek gelişeceğimizi zanneden ahmaklar, √ Kalkınmayı yalnızca parlamento, gelişmeyi yalnızca demokrasi, zenginliği lüks semtlerdeki vitrinlerden ibaret görenler, √ Yabancıların denetim ve kontrolüne geçmiş elitler, √ Kurtuluşu ve çözümü dış dünyanın vizyonunda arayanlar ile √ Nihayet o gün ülkemizi çöküşe elbirliğiyle, ama bilerek ama bilmeden ***ürenlerin tamamı bugün de mevcuttur. 25 BUGÜN VAROLAN MUAZZAM KUDRETİN ADI: MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ'DİR. Ama ne mutlu ki, o gün bu yıkım yaşanırken olmayan tek güç bugün mevcuttur. Milletimizin talihidir ki, o şartlarda olmayan kuvvet bugün vardır ve iftiharla söylüyorum ki buradadır. Bu muazzam kudretin adı Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Türk tarihi açısından önemimiz ve varlık nedenimiz de budur. O gün bu uyarıları yapacak, gidişata engel olacak bir siyasal duruş mümkün olabilseydi tarihin çehresi değişecek, milletimizin talihi dönüşecekti. Bu açıdan, partimizin milletimizin bekası açısından ne anlama geldiğinin hala farkına varmamış olanlar var ise onlara diyeceğim şudur: √ Bugün partimizin hiç olmadığını, üç hilalin hiç parlamadığını düşünün, √ Ülkemizin en ücra köşelerinde bile bize gönül vermiş arkadaşlarımızın hiç bulunmadığını varsayın, √ Ve Türkiye'nin, nelere gebe olacağını, hangi akıbetlerle, hangi musibetlerle yüz yüze geleceğini, meydanı boş bulanların nasıl at koşturacaklarını da hesaba katın ve kendinizle gurur duyun, kendinize güvenin. 26 ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ ATEŞE ATAMAYIZ! Biz, başkaları; √ Günübirlik çıkarların peşinde koşuyor diye, √ Ucuz hesaplaşmaların tuzağına takılıyor diye, √ Küresel bir sarmalın dibine çekiliyor diye, √ Başımıza gelecek felaketleri öngöremiyor diye, √ Sırf siyaset olsun diye, ülkemizin geleceğini ateşe atamayız. Bundan yaklaşık yüz otuz yıl önce milletinin güvencesi olmuş, milli tarihin derinliklerden beslenen köklü bir Türk Milliyetçiliği fikriyatının, mesela Meclis-i Mebusan'da bulunacağını var sayarsanız, nelere engel olunabileceğini de tahmin etmiş olursunuz. 27 RECEP TAYYİP ERDOĞAN, PKK VE UZANTILARI KARŞIMIZDADIR! Dün "halklara özgürlük" diyerek Ülkücülere kurşun sıkan hainler karşımızdaydı. Verilen mücadele millet adına bunlarlaydı. Bugün ise aynı sloganın yeni sahibi, milletimizi otuz altıya bölmek isteyen Recep Tayyip Erdoğan karşımızdadır. Milletimizi kimliklere ayırmak isteyen PKK ve uzantıları karşımızdadır. Bugün demokrasi içinde vereceğimiz mücadele yine bu yıkıcı ve bölücü zihniyetlerledir. Bu itibarla, geçmişte verdiğimiz şerefli mücadeleyi de, maruz kaldığımız Haksızlıkları da hatırlayacağız, Hatıralarını yaşatmaya devam edeceğiz. Önce, oyunu yukarıdan, kaynağından, yedi düvelin bitmeyen hesaplarından bozacağız. Küresel güçlerin bölgemizdeki kanlı tezgahlarını dağıtacağız. Milletimizin önündeki asırlık tuzakları bir bir yıkacağız. Bize düşen öncelikli görev budur. Milliyetçi Hareket Partili olmanın, tarihi Sorumluluğu da buradadır. 28 PKK VE AKP'NİN SİYASİ HEDEF VE TALEPLERİ ÖRTÜŞÜYOR! √ Türk milli kimliğini yeniden tanımlayarak değiştirmek ve vatandaşlık kavramını üst kimlik olarak benimsemek, √ Türkçe dışındaki dillerin kademeli olarak eğitim sistemi içine alınması ve kamu hizmetlerinde kullanılmasını sağlamak, √ Etnik kimlikle siyaset ve örgütlenme hakkını tanınmak, √ Teröristlere, af çıkartılarak siyasal ve toplumsal hayata katılmalarını sağlamak, √ "Yerinden demokratik yönetim" adı altında eyaletler sistemine geçişin altyapısının hazırlamak, PKK’nın bu hedefleri, AKP’nin dayattığı sözde açılımın adımlarıdır. 29 12 EYLÜL HESAP ZAMANI AKP ANAYASASINA HAYIR! 30 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE NEDEN HAYIR DİYORUZ? Anayasalar toplumsal mutabakatla, toplumun her kesiminin katıldığı görüşle, demokratik tartışma iklimi ve üslubu ile hazırlanmak durumundadır. Bu nedenle toplumu oluşturan herkesin azami talep ve beklentilerini önce dinlemek, sonra değerlendirmek ve sonra da karara varmak esas olmalıdır. TBMM’de çoğunluğa sahip AKP Grubunun gerek Komisyonlarda ve gerekse Genel Kurulda tek taraflı kararı, sonucu belirlemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, milletimizin önceliklerine ve taleplerine cevap vermeyen ve dışarıdan sipariş edilen Anayasa Değişikliklerine “Hayır” oyu verecektir. 31 Anayasa Değişikliği İçin Uygun Ortam Mevcut Değildir! Bugün siyaset tıkanmış, çözüm üretme kabiliyetinden uzaklaşmıştır. Tek başına iktidar gücünün yetkilerini başına buyruk kullanan ve muhalefeti dikkate almayan bir iktidar iş başındadır. Ülkemiz ağır sosyal, siyasal, ekonomik ve ahlaki buhran yaşamaktadır. Devlet kurumları arasında ağır suçlamalar ve çatışmalar vardır. Toplum özellikle hükümet eliyle etnik tahriklere maruz kalmış, kutuplaşma ve cepheleşme sürecini yaşamaktadır. Siyasi normalleşme süreci başlatılmadan ve Türkiye'yi yönetme kabiliyetini kaybetmiş bugünkü hükümete dayalı siyasi tablo değişmeden, yeni anayasa hazırlanması doğru değildir. Anayasa değişikliklerinin 24. dönem TBMM'ne bırakılmasına yönelik haklı talebimizin gerekçesi de budur. 32 Yüreğinde millet sevgisi olan hiçbir arkadaşımız bunlara kanmayacaktır! Elbette ki 12 Eylül 1980'le hesaplaşacağız. Çekilen çileleri hafızalarımızda taşıyacağız. Haklarımızı asla helal etmeyeceğiz. Bunlar bizim iki cihanda namusumuza emanettir. Ve bu emanete asla hıyanet etmeyeceğiz. Hayır, yüreğinde millet sevgisi olan hiçbir arkadaşım; buna, “Yedi buçuk yıldır milliyetçi kadrolara her görevde, en az ihtilal hükümeti kadar kan kusturan” bu alçaklara inanmaz. Bunların yıllar sonra, neden bizim peşimize düştüklerini sorgular. Neden başka hiçbir konuda bizleri önemsemiyorken,konu sözde ihtilalle hesaplaşmaya gelince ülkücüleri sahaya sürmeye çalıştıklarını düşünür. Ülkücü olduğu için, sırf partimize yakın bulunduğu için; işinden atılmış, sürgün yemiş, kimliğini gizlemek zorunda bırakılmış, görevinden alınmış, terfisi engellenmiş, çoluk çocuğundan ayrı düşürülmüş, mahkemelere gönderilmiş mağdurlara bakar ve utanır. 33 Anayasa Değişikliği, Halkın Sorunlarından Uzak Bir Dayatmadır! Halkın Sorunları Bölücü Terör Ekonomik Kriz Yoksulluk İşsizlik Yolsuzluk Eğitim Sağlık “Anayasa kavramının anlamı gereği bu değişimin toplumun iç dinamiklerinden doğması, toplumsal ihtiyaçları kendi taleplerinden karşılaması esas olmalıdır. Oysa ki, son anayasa değişikliklerinin doğmasında kaynak, milletin ihtiyaçlarından öte yabancı dayatmalar karşısında AKP zihniyetinin teslimiyetidir.” REFERANDUM İÇİN HALKIN OYUNA SUNULACAK ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİ İÇİNDE, HALKIN SORUNLARINA ÇÖZÜM GETİRECEK TEK BİR MADDE MEVCUT DEĞİLDİR. 34 12 EYLÜL’DE NEDEN ‘HAYIR’ DİYECEĞİZ ? Referanduma Hayır demek; AKP’nin Uzlaşmaz ve itici tavırlarına, Başına buyruk siyaset anlayışlarına, - Dayatmacı ve tehditkâr üslubuna, - Milli kimliğimizi tahribat arayışlarına, - Özürlü demokrasi algısına, - Bölücü terörle girdiği sıcak ilişkilere, - Etnik ayrımcı fikirleri temsil eden yıkıcı projelere, - Farklı düşüncelere yönelik aşağılayıcı tutumlarına, Uluslararası dayatmalara karşı teslimiyetine ‘HAYIR’ demektir. 35 AKP’nin Anayasa Paketi, Milletin İhtiyaçlarından kaynaklanmıyor! Anayasa değişikliğinin kaynağı, milli nitelik taşımadığında yabancı dayatmalarla toplum ihtiyaçlarının dışında, parti anayasası gibi görünecektir. Bugün milletimizin önüne getirilen değişikliklere bakıldığında, toplum ihtiyaçlarından kaynaklanmadığı çok açıktır. AKP, AB ve ABD’nin istekleri doğrultusunda, Türk Milletinin ihtiyaçlarından kaynaklanmayan bu anayasa değişikliğini milletimize dayatmaktadır. Bu dayatma, toplum menfaatlerinden uzak bir tahribat yaratacaktır. Toplumun duyarlılıklarını ve acılarını istismar eden maddelerin pakette yer alması ise tesadüf değil; oy avcılığı için özellikle gündeme getirilmektedir. Bu, toplumda acıların yeniden yaşanmasına ve cepheleşmeye neden olabilecek tehlikeler içermektedir. 36 AKP’nin Anayasa Paketi, Dış Kaynaklı Bir Sipariştir! Demokratik haklar arkasına gizlenen tuzak maddeler, toplumdan saklanmaktadır. Anayasa, sicili bozuk, sabıkaları kabarık, lekelenmiş ve şaibeli zihniyetlerin değiştireceği bir metin değildir. AKP, ak diye topluma yutturmaya çalıştığı karanlık 8 yılın hesabını vermekten kurtulmak için anayasa değişikliğinde, telaş içinde her şeyi istismar edecek kadar korku yaşamaktadır. Bugün yapılan anayasa değişikliği öncesinde 2007 yılında AKP’nin kamuoyunda tartıştırdığı dış kaynaklı sipariş anayasa taslağının, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üniter, siyasi yapısı ve kimliğine uygun olmadığı, bu temelleri sarsacak kabul edilemez hükümler içerdiği bilinmektedir. 37 Anayasada Zaten Mevcut Olan Düzenlemelerle Halk Yanıltılıyor! AKP Anayasa paketinin birinci maddesinde getirilen değişiklikler, Anayasanın sosyal devlet ilkesi gibi maddeleri ile Türk Ceza Kanunu gibi mevcut birçok kanunda zaten düzenlenmiş olan konulardır. Eşitlik ve çocuk hakları gibi mevcut Anayasada veya kanunlarda var olan, yeni düzenleme gerektirmeyen bazı düzenlemeler ile, Türk halkının gözü boyanmaya çalışılmaktadır. Türk İnsanı bu oyuna gelmeyecek ve bu oyunu kuranların başına geçirecek olgunluktadır. AKP Türk insanını saf, cahil yerine koymaktadır. Anayasa’nın 61. maddesinde yaşlı ve özürlülerin korunması konusunda zaten bir düzenleme vardır. Birleşmiş Milletlere üye olan ülkeler, uluslar arası antlaşmalara imza atmış ve her ülke kendi anayasasını uyumlu hale getirmiştir. Bizim anayasamızda yer alan 90. madde de kadınlar, yaşlılar ve çocuklar ile sendikal haklar ve disiplin cezaları hakkında düzenleme mevcuttur. Uygulamayan ise AKP’dir. 38 AKP, Başörtü ve Katsayı Meselelerini Çözmek İstemiyor! AKP eşitlik konusunda en önemli sorun olan üniversiteli bayan öğrencilerin başörtüsü yasağı veya liselerdeki katsayı sorunlarını gündeme dahi getirmemiştir. Anayasa paketinde başörtüsü yasağı, imam hatip okulları mezunlarının yaşadığı sıkıntılar gibi, eğitimde fırsat eşitsizliğine yol açan yasakların kaldırılması yoktur. Bu konudaki MHP’nin teklifleri de Mecliste Anayasa görüşmeleri sırasında AKP’lilerce reddedilmiştir. Diğer deyişle MHP milletvekilleri, üniversitelerdeki bayan öğrencilerin başörtü yasağının kaldırılması tekliflerinin, bu madde kapsamında pozitif ayrımcılık adına eklenmesini defalarca dile getirmiş ve konuşmalarda vurgulamış olmasına rağmen AKP çoğunluğu bu taleplere kulaklarını tıkamış ve teklifleri reddetmiştir. 39 AKP, 12 Eylülcülere Yargı Yolunu Kapatmıştır! MHP, AKP’nin 2007 yılında gündeme getirdiği anayasa değişikliği tartışmaları sırasında 2 Ekim 2007 tarihinde TBMM’ne 12 Eylül zalimlerini koruyan geçici 15. madde ile ilgili önerge vermiştir. MHP’nin “Geçici 15. maddenin anayasadan çıkarılmasının, 12 Eylül zulmünü yapanları yargılamaya yetmeyeceği belirtilerek, yasanın yürürlüğe girmesinden sonra zaman aşımının başlatılması” konulu önergesi AKP tarafından reddedilmiştir. AKP, MHP’nin ‘zaman aşımı’ önergesini reddederek, 12 Eylülün işkenceci katillerini hesap vermekten kurtarmıştır. “AKP, 12 Eylülü istismar etmektedir!” Ahbaplarıyla sorunları Yoktur! 40 Memurlara 2002’de Söz Verdikleri Grev Hakkı Yok! AKP 2002 yılında memurlara grev hakkı getirileceğinin sözünü vermesine rağmen aradan geçen 8 yıldan sonra, referandum paketinde memurlara grev hakkını vermemiştir. Yıllardır yapılan toplu görüşme, toplu sözleşme olarak yeniden düzenlenmiştir. Toplu sözleşme hakkı getirilmiştir. Ancak bu toplu görüşmeden farklı sonuçlar doğurmayacaktır. Çünkü toplu sözleşmede anlaşma sağlanamaz ise, Uzlaştırma Kurulu’na başvurulacak, kurulun vereceği karar kesin olacaktır. Uzlaştırma Kurulunun seçimi de yine hükümetin iradesi ile gerçekleşecektir. AKP, grev hakkını vermeyerek kamu çalışanı memurların elinde olması gereken yaptırım gücünü gasp etmiştir. Grev hakkı olmadan, toplu sözleşme hakkı taleplerin yerine gelmesini sağlamayacaktır. 41 Bölücülere Sınırsız Milletvekilliği Hakkı Tanınıyor! Parti kapatılması ile ilgili maddenin oylamada reddedilmesiyle hayal kırıklığına uğrayan AKP, yüce milletimizi yalanlarına inandırmaya çalışmaktadır. Partiler kapatılacak ancak referandumda “hayır” denilmemesi halinde suçu işleyen milletvekillerinin milletvekilliği devam edecektir. Bölücülük, ayrımcılık ve rejim düşmanlığı yapan partinin duvarları kapıları mıdır da, partiler kapanacak ama suçu işleyen yöneticilerine ve milletvekillerine dokunulmayacaktır? Anayasa Mahkemesi ile ilgili değişiklikte, Yüce Divan kararlarına yeniden inceleme yolu açılarak bölücülük ve PKK ile işbirliği suçundan milletvekilliğinden düşürülen Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk adlı PKK yandaşlarına milletvekillikleri geri iade edilecek ve TBMM’ne geri döneceklerdir. PKK destekçisi milletvekillerini kurtarma görevini üstlenen AKP, Türk Milletinin ve devletinin bekasını korumaktan uzak, bölücülere sınırsız bölücülük yapma şansı tanımaktadır. 42 AKP, Demokrasi Kalkanıyla Diktatörlük Kurmaktadır! AKP Hükümeti, TBMM’de sahip olduğu milletvekili sayısının çokluğu nedeniyle, yasama görevinin sağlıklı yürütülmesini, tehdit ve korku yaratarak engellemiş, meclis başkanının görevine müdahale etmiş, başbakan kendisini yürütmenin başı ilan edip cumhurbaşkanını yok sayarak AKP Hükümetinin memuru durumuna düşürmüştür. Yasama ve yürütmeyi kontrol altına alan AKP, yargıyı da ele geçirmek istemektedir. Bunun nedeni ise, 8 yıldır kabarmış olan suç dosyalarından dolayı yargılanma ihtimaline tedbir olarak Yüce Divan üyelerini kendi memuru yapma telaşıdır. Kuvvetler ayrılığının ortadan kalkmasının adı, diktatörlüktür. AKP, diktatörlük kurmaya çalışmaktadır. Anayasa Mahkemesi ve HSYK (Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu)’nın yapısı değiştiriliyor. Üye sayıları ve üyelerin atama yöntemlerinin değiştirildiği bu iki kurumun üstüne siyasallaşmanın ve iktidarın gölgesi düşüyor. 43 AKP, Yandaş Yargı Oluşturma Yolunu Açıyor! AKP anayasa paketindeki Anayasa Mahkemesi ve Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili düzenlemeler, AKP yöneticilerinin yaptıkları talan düzeninin hesabını vermekten kaçma operasyonudur. Anayasa Mahkemesine kendilerine uygun hâkimler atayarak, Yüce Divanda kendi adamlarına hesap verir gibi yapıp, kurtulmayı amaçlamaktadırlar. Yine, Taslağın 18. Maddesiyle, “Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir” şeklinde Türk hukuk sisteminde olmayan bir uygulama getirilmektedir. Bu düzenleme ile siyasi yasaklı bazı kişilere! Af yolu açılmaktadır. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu da, adalet bakanının emrinde bir kurul haline getirilerek, yargı tamamen siyasete teslim edilmekte, yandaş Yargı oluşturulmaktadır. Her siyasi iktidarın doğrudan yargıya müdahalesine imkân tanıyarak, toplumun adalete güveni yok edilmektedir. 44 Suçluların Yurt Dışına Kaçışı Serbest Oluyor! Anayasa'nın 'Seyahat Hürriyeti' başlıklı 23. maddesinde yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması nedeniyle ve hâkim kararıyla sınırlandırılıyor. Mahkemelerin ağır aksak çalıştığı ülkemizde adı bir suça karıştığı mahkemece tescil edilmemiş suçlulara yurt dışına kaçış kapılarını açan AKP sayesinde, beyan edildiğinde idari bir suç olarak kabul edilen vergi kaçırma fiilini işleyenler, hem milletin sırtından para kazanacaklar; hem vergi vermeyecekler; hem de ellerini kollarını sallayarak yurt dışına kaçabilecekler. Suç işlemeye teşvik eden bu madde, toplum yararından uzaktır. Şirket ortaklığı ve ticari birlikteliklerden doğan AKP zihniyeti, kendileri içinde kurtuluşu yurt dışına kaçmakta mı görmektedirler? Bu değişiklik, kabul edilebilir olmadığı gibi, devletin de menfaatlerine hizmet etmekten uzaktır. 45 Kamu Denetçiliği Kurumu, AKP’nin Kadrolaşma Oyunudur! İdari işlemlerin denetimi bakımından Kamu Baş denetçisine başvuru yolunun açılması devletin demokratikleşmesi konusunda olumlu bir adım olarak takdim edilirken, yargıyı ele geçirmek için her türlü yola başvuran bir zihniyetin bağımsız bir kurum oluşturma ihtimali de yoktur. Kamu Denetçiliği Kurumu, AKP için kadrolaşma alanı olarak kullanılacaktır. Hizmet üretemeyecek bu kuruma yandaşlar istihdam edilecektir. Görev ve yetki tanımı bile net olarak yapılamamış olan kurumun görev ve yetkilerinin yasa ile belirlenecek olması, bu kurumun sembolik bir nitelik taşıyacağının ifadesidir. Devletin işleyişini denetleyecek bir kurumun görev ve yetkileri AKP tarafından belirlenecek olursa, memleketin başı dertten kurtulamayacak demektir. 46 Bölünmeye Yasal Zemin Hazırlayan Anayasa Değişikliğine ‘HAYIR’ ! Türk milleti, referandumda HAYIR oyu kullanarak: Bölünmeye, parçalanmaya, ayrışmaya, farklılaşmaya ve kutuplaşmaya hayır diyecektir. Teröristle kucaklaşmaya, terörle yaşamaya, teröre boyun eğmeye, teröre teslimiyete, açılım denilen yıkıma hayır diyecektir. Milli devletin, üniter yapının, milli kimliğin, milli dilin yıkılmasına, milli birliğin tahribine hayır diyecektir. Türk milletinden yeni milletler çıkartmak için girişilen alçakça tahriklere ve otuz altıya bölme arayışlarına hayır diyecektir. İçerden ve dışardan tam bir husumet kuşatmasına maruz kalarak milli birliğimiz ve milli bekamıza yönelmiş hain emellerin gerçeklemesine hayır diyecektir. Toprak bütünlüğüne ve devlet yapısına yönelik tehditlere ve saldırılara karşı teslim olmuş yönetime hayır diyecektir. Milli kimlikte değerlerin istismarı ve alt kültürlerin okşanması ile ortaya çıkan ağır tahrikler ve yozlaşmaya hayır diyecektir. Dış işlerde taviz ve teslimiyete, iç işlerde, çaresizlik, ilkesizlik, kayırmacılık ve aymazlığa hayır diyecektir. 47 “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” Yazısını Dağlardan Silenlere ‘HAYIR’ ! Türk milleti, kendisi ile yarım kalmış hesabı olanlara, ecdadımızın şanlı tarihinden utanç duyanlara, vatanımızı Sevr şartlarına ***ürmek isteyenlere hayır diyecektir. Şehide kelle, katile sayın, eşkıyaya abi diyenlere ve İmralı’dan terörü yönetmeyi demokratik bir hak, Kandil’den saldırıları meşru görenlere hayır diyecektir. Vatan için hayatını vermiş evlatlarımızın ardından Anadolu’dan yükselen “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” haykırışlarını tahrik sayanlara hayır diyecektir. Türk milletini çözmek, Türk devletini bölmek için dayatma projeleri üreten güçlerin oluşturduğu kutsal ittifaka hayır diyecektir. “Tarihle yüzleşme” adı altında ecdadımıza yapılan hakaretlere, isyan elebaşlarını alkışlayan zihniyetlere hayır diyecektir. Yıllardır kurtulamadığı yokluğa, yoksulluğa, yolsuzluğa, bunları örtmek için oynanan oyunlara hayır diyecektir. Annelerimizin gözleri yaşlı, gençlerimizin umutsuz, yetişkinlerimizin işsiz, çocuklarımızın eğitimsiz, toplumun karamsar ve pusulasız olmasına hayır diyecektir. 48 Milletin Çocukları İşsiz Gezerken, Gemicik Sahibi Olanlara ‘HAYIR’ Türk Milleti; Yolsuzluk yapanlara, yetim hakkına el uzatanlara ve buna seyirci kalanlara hayır diyecektir. Vurguncuların, soyguncuların, haram lokma yiyenlerin hesap vermekten kaçmasına hayır diyecektir. Toplumsal huzursuzluk alanlarının genişlemesine, cephelerin derinleşmesine, ülkemizin yeni bir kriz sarmalına sürüklenmesine hayır diyecektir. İhanet, talan ve yıkım şebekelerinin tahribatı sonucu, Türkiye’nin daha ezik, daha yoksul, daha çaresiz ve daha bitkin bir ülke durumuna düşürülmesine hayır diyecektir. Sözde darbelerden hesap sorma, vesayet kaldırma, demokrasi getirme gibi değerler üzerinden yapılan istismarlara hayır diyecektir. Demokrasi adına paketin içine serpiştirilmiş cazip tuzaklara düşmeyecek, nihai oyunu görerek karanlık niyetlere hayır diyecektir. Defalarca değişen anayasalara rağmen bir türlü değişmeyen kara talihinin devamına mutlaka hayır diyecektir. 49 Emekliyi Açlığa Mahkum Eden Zihniyete ‘HAYIR’ Türk Milleti; Referanduma evet demenin sekiz yıllık yıkım sürecinin artarak devamının geleceğini bilecek, kaderine biçilmek istenen kefene hayır diyecektir. Açlığa, adaletsizliğe, ahlaksızlığa ve asayişsizliğe hayır diyecektir. Yokluğa, yoksulluğa, yozlaşmaya, yabancılaşmaya ve yalanlara hayır diyecektir. Çürümeye, çözülmeye, çöküşe ve çaresizliğe hayır diyecektir. Krize, kargaşaya, kaosa, korkuya, kutuplaşmaya, kavgaya, karanlığa hayır diyecektir. Peşmerge ile işbirliğine hayır diyecektir. Kanlı küresel oyunlara hayır diyecektir. Bölünmüş Türkiye projelerine hayır diyecektir. Yeni Habur törenlerine hayır diyecektir. Anayasa değişikliğine Hayır diyerek, AKP’ye hayır diyecektir. Anayasa değişikliğine Hayır diyerek, Başbakan Erdoğan’a hayır diyecektir. Lütfen bir kerede tarafsız düşünün.Lütfen bir kerede menfaat ilişkinizi düşünmeyin.Lütfen bir kerede diğer insanların halini düşünün.Lütfen bir kerede ülkeniz için milliyetçi düşünün.
Bu Anayasa değişikliği tamamen Recep Bey in Yüce Divan dan kaçışıdır.2002 de ilk işimiz dokunulmazlıkları kaldırıcaz diyen Recep Bey neden acaba dokunulmazlığı kaldırmıyor?
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Bu Videoyu izleyin mutlaka!
ALINTIDIR
| |
|