hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Sümame Bin Üsal

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Sümame Bin Üsal 2duy3hj

Sümame Bin Üsal Empty
MesajKonu: Sümame Bin Üsal   Sümame Bin Üsal EmptyÇarş. Tem. 28, 2010 3:55 am

Hicretten sonra Medîne'de İslâmiyet hızla
yayılıyordu. İslâm güneşi gittikçe daha fazla insanı hidâyet
nuru ile aydınlatıyordu. Peygamber efendimiz çevre kabîlelere
elçiler gönderiyor, onları İslâmiyete da'vet ediyordu.
Onlardan gelen elçileri kabûl ediyordu.

Bir gün Sümâme bin Üsâl da Resûlullahın ziyâretine geldi.
Sümâme, Basra Körfezi yakınlarında yaşayan Yemâme kabîlesinin
reisi idi. Asıl maksadı Resûlullahı öldürmekti.

Nitekim Resûlullahın huzûrunda iken, Peygamber efendimize
saldırmaya teşebbüs etti. Ancak Eshâb-ı kirâm araya girerek
buna mâni oldu. O kargaşa esnâsında Sümâme kaçmaya muvaffak
oldu. Resûlullah efendimiz onun yakalanarak cezâlandırılması
için emir verdi ve yakalanması için duâ etti.

Kim olduğunu biliyor musunuz?

Hicretin altıncı yılı başlarında, Sümâme bin Üsâl, umre için
yola çıkıp, Medîne yakınlarına gelmişti. Resûlullahın
süvârileri onu burada yakalayıp, Peygamberimize getirdiler.
Yakalayanlar onu tanımıyorlardı. Peygamber efendimiz onlara
buyurdu ki:

- Siz bunun kim olduğunu biliyor musunuz? Bu, Sümâme bin
Üsâl'dir. Ona iyi esir muâmelesi yapınız. Kendisini
incitmeyiniz!

Sümâme, mescide habsedildi. Resûlullah kendi evine geldiklerinde, mübârek hanımlarına:

- Sizde yemek olarak ne varsa toplayıp Sümâme'ye gönderin! buyurdular.

Böylece Sümâme'ye yiyecek gönderdikleri gibi iyi muâmelede
bulundular. Ancak Sümâme'yi bulunduğu yerden bir tarafa
ayırmadılar.

Peygamber efendimiz mescide çıktıklarında buyurdu:

- Yâ Sümâme, yanında ne var, gönlünden ne geçiriyorsun, benden ne bekliyorsun?

Sümâme cevap verdi:

- İçimde hayır ümidi var. Çünkü sen affedicisin. Eğer beni
öldürecek olursan, bir câniyi öldürmüş olursun. Öldürmez de
affedip, beni bağışlarsan, iyilik bilen, ni'mete şükreden
birisine ihsân etmiş olursun. Eğer benden kurtuluş fidyesi
olarak mal istiyorsan, işte malım. İstediğin kadar al.

Resûlullah efendimiz, üç gün üst üste gelerek aynı soruyu
sordu ve aynı cevabı aldı. Bunun üzerine âlemlerin efendisi
olan Peygamber efendimiz yine yüksek merhametini gösterdi ve
Sümâme'nin hayâl bile edemiyeceği bir şekilde buyurdu ki:

- Artık Sümâme'yi salıveriniz!

Bu emir üzerine Eshâb-ı kirâm onu serbest bıraktı. Sümâme
bırakılıp, serbest kalınca, gönlüne İslâmiyetin sevgisi
düştü. Hemen Kelime-i şehâdet getirdi. Resûlullah efendimize
biat etti.

En sevimli dîn

Resûlullah efendimiz ona, hemen gidip gusletmesini emretti.
Sümâme hemen gidip gusledip, sonra mescide girdi.
Resûlullahın huzurunda şunları söyledi:

- Vallahi, akşamleyin, yanına geldiğim zaman, bana senin
yüzünden daha çok kızdığım bir yüz yoktu. Fakat sabah olunca,
senin şehrin bana, en sevimli şehir oldu. Vallahi
akşamleyin, senin dînin, bana en sevimsiz din idi. Sabahleyin
en sevimli bir din olmuştur.

Böylece dünün azılı bir müşriki Peygamberimizin engin
merhameti sâyesinde Müslüman olmuş hidâyete kavuşmuştu.

Hz. Sümâme hicretin altıncı yılında Resûlullahın huzûrunda Müslüman olduktan sonra Peygamber efendimize:

- Yâ Resûlallah! Ben umre yapmak için giderken süvârilerin
beni yakalamıştı. Şimdi ne buyuruyorsunuz? diye arzetti.

Resûlullah onu dünya ve âhiret saâdetiyle müjdeleyip, umresini yapmasını emretti.

Hz. Sümâme, Mekke'ye, telbiye ederek girmişti. Bunun üzerine
müşrikler onu yakaladılar, neredeyse boynunu vuracaklardı.
Fakat o sırada birisi:

- Bırakınız onu! Siz yiyecekleriniz husûsunda Yemâme halkına
muhtaçsınız. Ona bir şey olursa hepimiz aç kalırız, dedi.

Hak dîni kabûl ettim

Bunun üzerine müşrikler Sümâme'yi serbest bıraktı. Sonra müşriklerden birisi ona dedi ki:

- Demek, dinden çıktın hâ!

Hz. Sümâme şöyle karşılık verdi:

- Hayır, ben dinden çıkmadım. Bilâkis ben hak din olan
İslâmiyeti kabûl ettim. Muhammed aleyhisselâmı ve Onun
getirdiklerini tasdik ettim. Vallahi Allahın Resûlünden
izinsiz buğday alamıyacaksınız. Siz Ona tâbi olmadıkça,
Yemâme'den faydalanamıyacaksınız!

Sümâme umresini yaptıktan sonra Yemâme'ye gitti. Yemâme
halkının, Mekke'ye erzak göndermelerine mâni oldu. Bu yüzden
müşrikler çok sıkıntıya düştüler. Müşrikler bu sebeple
Resûlullaha mektup yazıp, çektikleri sıkıntıları ve erzak
gönderilmesine müsâade edilmesini istediler. Hattâ, Ebû
Süfyân Medîne'ye kadar gelerek, Peygamber efendimize:

- Âlemlere rahmet olarak gönderildiğini söylüyorsun, diyerek
bu husûsta müracaatta bulunup, hallerini uzun uzun anlattı.

Resûlullah, müşriklerin bu talepleri üzerine Yemâme halkının,
Mekkelilere, yiyecek göndermelerine mâni olmaması için
Sümâme'ye mektup gönderdi. Hz. Sümâme bu emre uyarak, engel
olmaktan vazgeçti.

Resûlullah efendimizin vefâtından sonra, Sümâme bin Üsâl ve
onunla beraber olanların dışında bütün Yemâme halkı İslâmdan
çıkıp, mürted olmuşlardı. O sırada Sümâme bin Üsâl Yemâme'de
bulunuyordu.

Karanlık bir iştir

Halkı, Peygamberlik dâvâsına kalkışan Müseyleme'ye tâbi
olmaktan, onu desteklemekten alıkoymaya çalıştı. Onlara dedi
ki:

- Ey Hanîfeoğulları! İslâmdan dönüş, nursuz, çok karanlık bir
iştir. Bundan sakınıp, uzak kalınız. Son Peygamber Hz.
Muhammed aleyhisselâmdır. Ondan sonra Peygamber gelmiyecek,
Ona ortak da olmıyacaktır.

Sonra Mü'min sûresinin ilk üç âyetini okudu ve:

- Ey Yemâme halkı! İşte bu Allahü teâlânın kelâmıdır, dedi.

Yemâme halkı onun bu nasîhatlarını dinlemedi. Onlar
Müseyleme'ye uymakta birlik hâlinde idiler. Bu sırada, Alâ
bin Hadramî komutasında bir İslâm ordusu, Bahreyn'e doğru
gidiyordu. Yemâme tarafına da uğradı. Sümâme bunu duydu.
Orada bulunan Müslümanlarla birlikte Alâ bin Hadramî'nin
ordusuna iştirak ettiler.

Temim kabîlesinden de bir hayli asker katılıp, Alâ'nın ordusu
iyice kuvvetlendi. Alâ bin Hadramî, bu ordu ile, Hatam
komutasındaki mürted ordusu ile çarpışmaya başladı. Nihayet,
bir gece müşrik ve mürtedlerin sarhoş oldukları bir vakitte
İslâm ordusu gece baskını yaptı. Müşrik ve mürtedler perişan
olup, bir kısmı öldürüldü, bir kısmı esir edildi. Diğerleri
kaçtılar. Müslümanlar harbi kazandılar. Hz. Sümâme bu
savaştan dönerken yol kesiciler tarafından şehîd edildi.



Esselam.net
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sümame Bin Üsal
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: İslam ve İnsan :: Peygamberlerin, Evliyaların, Sahabelerin hayatları-
Buraya geçin: