Vatan yazarı Mustafa Mutlu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği
düzenlemeleri “Demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı”
bulduğunu, bunun da AKP için yeni bir kapatma davası açılmasına gerekçe
olabileceğini yazdı.
Mustafa Mutlu’nun bu konudaki görüşleri şöyleydi:
“Anayasa Mahkemesi, Anayasa’da yapılan değişiklikleri CHP’nin başvurusu
üzerine görüştü ve “kısmen” iptal etti...
Daha doğrusu bazı sözcükleri ve cümleleri metinden çıkararak adeta yeni
bir anayasa değişiklik metni hazırladı...
Yaklaşık 24 saat boyunca tüm haber kanallarını izledim. Onlarca
hukukçunun, siyasetçinin, gazetecinin, aydının yorumunu dinledim.
Ama kimse çok önemli iki konuya değinmedi:
***
1) Anayasa Mahkemesi, bu kararla “yasa yapıcılığa” soyundu... Bazı
sözcüklerin ya da cümlelerin üzerini çizerek, değişiklik metninin
içeriğini değiştirdi.
Bu müdahale kesinlikle Anayasa Mahkemesi’nin yetkisinde değildir ve
demokrasinin olmazsa olmazı olan “güçler ayrılığı” ilkesine aykırıdır.
Anayasa Mahkemesi’ne düşen görev, içinde “cumhuriyetin temel
niteliklerine aykırı” düzenlemeler saptadığı bir metni, tümüyle iptal
etmekti... Ama Yüce Mahkeme bunu yapmadı!
2) Anayasa Mahkemesi’nin kararını açıklayan Başkan Haşim Kılıç
referandum paketinde iptal ettikleri ifadeleri, Anayasa’nın
değiştirilemez maddesi olan “demokratik hukuk devleti ilkesi”ne aykırı
bulduklarını söyledi.
Tarihi bir saptamadır ve bu durumda AKP’nin kapatılması için dava
açılması kaçınılmazdır.
Çünkü Anayasa’nın değiştirilemez maddesini değiştirmeyi öngören ya da
buna kalkışan partilerin kapatılması gerekir.
Ne ilginçtir ki Anayasa Mahkemesi’nin kararında, “kapatma”dan söz bile
edilmedi!
Bir anlamda top, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na atıldı...
Eğer Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı şimdi AKP için bir kapatma davası
açar ve gerekçe olarak da Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın bu ifadelerini
dosyaya koyarsa; bu durumda AKP’nin kapatılması kaçınılmaz olur!
***
Geçen defaki kapatma davasının AKP’yi nasıl “mazlum ve mağdur”
pozisyonuna soktuğunu hepimiz çok iyi biliyoruz...
Eminim ki benzer yöndeki yeni bir dava, tam da seçimler öncesinde AKP
tarafından yine kullanılacak ve oya tahvil edilecektir.
Bu yüzden böyle bir davaya kesinlikle sıcak bakmıyorum!
Ama...
Hukukun temelinde de hiçbir suçun karşılıksız kalamayacağı kuralı var...
Bu yüzden de “anayasanın değiştirilemez maddesini değiştirmeye kalkan”
AKP için yeni bir kapatma davasının açılması an meselesi...
Peki; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Anayasa Mahkemesi’nin kararını
görmeme ve dava açmama gibi yetkisi var mı?
Bana göre kesinlikle yok!
Çünkü eğer öyle bir şey yaparsa, bu kez kendisi hakkında “görevi ihmal
suçu”ndan dava açılabilir!
***
Kısacası...
Önceki akşam açıklanan karar önümüzdeki belirsizliği gidermedi...
Tam tersine, Türkiye’yi çok daha büyük bir siyasi krizle ve
dalgalanmayla karşı karşıya getirdi...
Peki; bundan sonra ne mi olacak?
Bekleyip göreceğiz!”
Odatv.com