[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]ncelememe
başlarken siz okurlardan birkaç noktada anlaşmamızı rica ediyorum. Bu
incelemede bir kıyaslama yapılacaksa bu PES 2010 ile değil, Fifa 10 ile
yapılacaktır. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gereklidir. Oyunun
incelendiği platform Xbox 360’tır. Bu sebeple inceleme ancak Xbox 360
ve Playstation 3 platformları için üretilmiş Fifa World Cup 2010
versiyonlarına referans olabilir. PC’den PES’i, konsoldan Fifa’yı eksik
etmeyen bir yazar olarak objektifliğime ve samimiyetime inanacağınızı
umuyorum. PES-Fifa tartışmasının bu ortamda; fanatizmin olgun
zihinlerde yeri yoktur. Böylesine sert bir giriş yapmamın sebebi,
insanların eğlenmesine yönelik oyunların zihinlerini köreltip boş
kavgalar yaratmasına olanak veren oyuncu kesimidir. Oyuncudan önce
insan olduğumuz, tartışma denen olgunun saygı ve mantık ortamında
yapılmasının gerekliliği unutulmamalıdır. Şimdi lütfen tüm
önyargılarınızı, dertlerinizi bir kenara bırakın ve bilgisayar
sandalyenize yayılıp yazının tadını çıkarmaya başlayın.
Kimler okumalı, kimler oynamalı?Sadece PES oynuyorsanız Fifa’nın Dünya Kupası çıkarması hakkında fikir
edinmek adına okuyabileceğiniz, PES ya da Fifa’nın dinamiklerini
beğenmiyorsanız şöyle satır atlayarak da olsa göz gezdirebileceğiniz,
Fifa’yı beğeniyor fakat konsolsuzluk sebebiyle mahrum kalıyorsanız
sitemkârlığınızı arttırabileceğiniz, Fifa’yı seriden seriye oynuyor ve
“Adı Fifa olsun yeter.” diyorsanız karşı koyamayacağınız bir yazı
sizleri bekliyor. Dünya Kupası heyecanını yaşamaya ramak kala futbolu,
pek tabii Dünya Kupası’nı ve bilgisayar oyunlarını seven herkesi okur
tribününe çağırıyoruz. “Kimler oynamalı?” sorusunun cevap alanı çok
geniş çünkü futbolu seven herkes bu oyunu oynamalı. PES sevse de yeni
tatlar aramak, günümüz futbol oyunlarını sevmese de önyargısını yeniden
sorgulamak adına herkes solumalı bu oyunun havasını. Fanatizm
cehaletine düşmüş oyuncuları ve bahsi geçen kategoriler dışındakileri
incelemeyi okumadan puana bakıp hüküm vermeye yönlendiriyoruz.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]En güzel yaz mevsimiYaz mevsimi ilk etapta deniz, kum, güneş biçimindeki şeytan üçgenini
akla getirse de 2 yılda bir bu tabir değişir. Avrupa Şampiyonası ya da
Dünya Kupası olur yazın adı. Bu yaz da yine Dünya Kupası yaptık bu
ismi. Hayatımızdaki önemli olayları hatırlarken bu 2 yıllık
aralıklardan yardım alırız. “Hangi yıl sınava girmiştim?” sorusunun
cevabı, bir uluslararası futbol turnuvasının yılında yahut sonraki yılı
şeklinde hafızada yer eder. Mutlaka hayatınızdaki önemli sınavlardan
birisi rasgelmiştir bu turnuvalara ve sohbet esnasında “Abi sınavdan
çıkıp hemen televizyon başına koşmuştum.” cümlesiyle zihninizde
tekerrür edersiniz o günleri. Maçtaki iki hareketiyle size yıllar boyu
unutamayacağınız bir an yaşatan o yıldız futbolcuların ve şanslıysanız
ülkeniz futbolcularının hepsini karşılıklı maç yapacakken izleme
şansına nail olmak, senelerce her muhabbet geçtiğinde saniyesi
saniyesine izlediğiniz maçlardaki heyecanınızı paylaşmak, şenlik
atmosferi içinde çılgına dönen insanları televizyondan izleyip gıpta
etmek ve niceleridir çünkü bu turnuvalar. Amerika ve Afrika kıtalarının
dillere destan takımlarının da turnuvaya eklenmesi, Brezilya, Arjantin
gibi yıldız çıkarmaya alışkın kadroları da izleyebilecek olmak, dünya
çapındaki en büyük futbol organizasyonu olması gibi etkenler sebebiyle
Dünya Kupası her zaman daha bir başkadır Avrupa Şampiyonası’na göre.
Türkiye gibi genellemede futbol aşığı bir ülkedeyseniz Dünya Kupası,
diğer her şeyden daha bir başkadır. Denize gitmek varken arkadaşlarla
kendimizi eve kapattığımız, televizyonu bilgisayarın yanına koyup
sabahtan akşama kadar maçları aralıksız takip ettiğimiz, bilgisayarda o
maçların aynısını yaptığımız yahut teknik direktörlük oyunlarında
ülkemizi şampiyonluğa taşıyarak tatmin olduğumuz günleri unutmak mümkün
değil. Ülkemiz yine yok ve bizler yine hayallerimizi oyunlarda gerçek
yapmaya çabalayacağız. 2010 Fifa World Cup bize bu gayemizde ne kadar
yardımcı olmuş, bakıp görelim.
Garson bey, menüde neler var?Oyunumuzu sürücüye yerleştirip sürekli oynayacağımız için sabit diske
kopyaladıktan sonra klasik takım logoları ve EA Sports reklamı
ikilisini seyredip menüye ulaşıyoruz. Fifa serilerindeki gibi direk “Be
a Pro” antrenmanı gelmiyor önümüze. Menüler konusunda Fifa’nın
ustalığını biliyoruz. Turnuva maskotu Zakumi, kupanın Güney Afrika’da
olması sebebiyle ağırlıkta olan
sarı ve yeşil renkler, kupa konseptine uygun olarak maça giriş ekranındaki
ara bilgiler, takım seçiminde Fifa’daki ülke-kulüp düzeninin kıta-ülke
biçiminde aktarımı kusur bulunmayacak derecede iyi yerleştirilmiş
menülere. Ara bilgilerde rasgele ülkelerin nüfusları, Dünya Kupası
başarıları gibi bilgiler ekrana geliyor. Görsel kalite menülerden belli
etmeye başlıyor kendisini.
Menü seçeneklerine göz attığımızda; en tepedeki seçenek her zaman
olduğu gibi “Kick Off” seçeneği ve takım, stadyum vs. seçip maça
başlamamızı sağlıyor. Küçük bir ayrıntı olarak, grup, eleme, final gibi
maç türü belirleyip stadın atmosferini, spikerlerin konuşmalarını ve
maç sonunu değiştirme imkânımız var. Diyelim ki grup maçı seçtik, maç
bitiminde beraberlik olsa bile maç bitiveriyor. İkinci seçeneğimiz,
“2010 Fifa World Cup” seçeneği ki adından belli olacağı üzere Dünya
Kupası’na istediğimiz ülkeyle elemeler dahil ya da atlayıp direk
turnuvaya gidecek biçimde katılmamızı sağlıyor. Bize verilen hazır
kadroları değil, genel kadro içinden 23 kişilik turnuva kadrosunu
seçerek başlıyoruz. Bu da oyuncu alternatiflerinin bulunması açısından
yerinde bir detay.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]İyi oyna da baban gibi kaptan ol“Captain Your Country” menümüzün üçüncü seçeneği ve kısaca, ülke
takımının kaptanı olmaya dayalı “Be A Pro” versiyonu. Fifa 10’da
kaydettiğiniz oyuncunuzu bu seçenekte kullanabiliyorsunuz. Kadroya
alınma adına hem saha içi hem de saha dışı uğraşlar veriyorsunuz. Aktif
11’de olmasanız bile takımı motive etmek adına saha dışı görevleriniz
var. Nitekim her şey yolunda giderse turnuva 23’ünün ve ilk 11’in
kaptanlığına kadar ilerliyorsunuz. Tabii bu nokta biraz şüpheli. Yeni
bir oyuncuyu sırf iyi oynuyor ve yedek kulübesinden bağırıyor diye kaç
maçtır turnuvaya katılmak için çabalamış takımın oturmuş kaptanının
yerine koymak Dünya Kupası tarihinde sık rastlanmış bir durum değil.
Takımın kaptanı yerine yıldızı olmak adına çabalasak daha gerçekçi
olabilirmiş.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]2010 Dünya Kupası elemelerinde zoru başaran takımların hikâyelerini
yaşamak adına “Story of Qualifying” seçeneği sunuluyor. Türkiye ismini
arıyoruz bu seçeneklerde ancak bulduğumuzda pek sevinemiyoruz çünkü
Türkiye-İspanya karşılaşmasında oynamamız gereken takım İspanya. 1-0
yenikken Xabi Alonso’nun penaltı kazandığı pozisyonda maça dahil
oluyoruz ve Türkiye’yi yenmemiz gerekiyor. Oynamadan çıktım hemen.
Türkiye’yi mi yenecektim bir de? Düşene bir de vur hesabı, neyse.
Gerçek rakipler, gerçek turnuvaOyunun en can alıcı kısmı “Online FifaWorldCup”. Fifa 10’daki birçok
hatadan arındırılmış bu çevrimiçi çoklu
oyuncu seçeneğinde 2010 Fifa World Cup seçeneğinin çevrimiçi uyarlaması
sunuluyor bizlere. Öncelikle turnuva boyunca değiştiremeyeceğimiz bir
takım seçiyoruz ve 23 kişilik kadromuzu belirliyoruz. Grup maçları
karşımıza geliyor ve sistem bizim için aynı aşamada olan bir rakip
bulup eşleşme sağlıyor. Eşleşme sağlandığında rakiplerin bölgelerine ve
bağlantılarına göre erişim gücü gösteriliyor. Kırmızıdaysa oyunun çok
miktarda kasılması, sarıysa nadiren kasılmalar görülmesi olası.
Yeşildeyse kasılma tereddütü olmadan devam edebilirsiniz. Biliyoruz ki
Fifa, çevrimiçi çoklu oyuncu işini iyi beceriyor ve uygun bağlantıya
sahip rakiplerle yan yana akıcılığında oynayabiliyorsunuz. Bu şekilde 3
rakiple maç yaptıktan sonra grup sonuçlarımız belli oluyor ve ilk 2
takım içerisindeysek gruptan çıkıyoruz. Daha sonra gruptan çıkmış,
eleme maçı düzenindekilerle, ondan da sonra çeyrek finalde çeyrek
finale çıkmış rakiplerle diye diye finale geldiğimizde, karşımızda aynı
bizim gibi zorlukları yılmadan geçmiş ve finale ulaşmış bir rakip
bulunuyor. Gruptan çıkış maçları, ortalamanın üstünde oynayan bir
oyuncu olarak beni pek heyecanlandırmasa da sonraki maçların kader maçı
niteliği taşıması son dakikalarda çok ter dökmeme sebep oldu. Dün gece
120 dk sonunda 5-5 biten ve penaltılarda kaybettiğim yarı final
maçının hüznü ile finaldeki rakiple uzatmanın ikinci yarısına beraber
girip 4-1 skoruyla kazandığım kupanın sevincini yaşıyorum hâlâ. Bu
kupaları ve maçları kazanmak bir yandan da bize puan kazandırıyor.
Kazandığımız puan başta seçtiğimiz takımın gücüne göre değişiyor.
Güçsüz bir takımla kupaya ulaşmak daha yüksek puan elde etmek demek.
Sonrasında bu puanlar oyun çapında toplanıyor ve ülkeler kazanılan
puanlara göre sıralanıyor. Bu sıralamayı ve en çok puan kazanan
oyuncuları görebiliyoruz.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Böylesine detaylı ve eğlencenin zirve yaptığı bir seçenekte hata
olmaması düşünülemez. Başta kadro seçip ilk 11’i yerleştirmemize rağmen
(ilk maç hariç) her yeni rakiple karşılaştığımızda kadro varsayılan
ayarına dönüp varsayılandaki oyunculardan herhangi birisini 23 kişilik
kadroya almadıysanız onun yerine en uygun alternatifi koyuyor. Bu
durumda, her maçta yeniden kadroyu ayarlamakla zaman kaybediyorsunuz.
Yamayla düzeltilecek bir hata olsa da boşa zahmet verdiği aşikâr. Bir
diğer hatası da donma problemi. Nadiren rastlansa da maçta oyun
donabiliyor ve rakip ya da sizden birisi çıkana kadar öyle ekrana
bakıyorsunuz. Fifa 10’daki keyfe göre oyundan kaçmayı bu oyunda düzelten
EA, oyundan maç bitmeden çıkan tarafı fark 3’ten fazlaysa son skorla,
daha az ise 3-0 ile hükmen mağlup ediyor ve çıkmayan kazanıyor. Bu
sayede başlarda donma problemi olduğunda çıkmak konusunda iki taraf da
inat ediyordu. Şu an ise EA, bu donma hatasında oyundan çıkıldığı
takdirde gönderilen hata raporuna göre işlem yapıyor. Bir nebze
düzeltilmiş olsa da maçın tamamlanamaması açısından donma hatası oyunu
baltalıyor. EA umarız ki bu sorunu tamamen düzeltmeyi başarır.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Çevrimiçi dostluk maçı yapmak için “Xbox Live”, değişen penaltı
sistemine alıştırmak amacıyla konulmuş “Penalty Shootout”, her türlü
antrenman seçeneği için “Training Ground”, oyun ayarlarını değiştirmek
için “My Fifa World Cup” ve sizi soyup soğana çevirmek için “2010 Fifa
World Cup Store” kalan menü seçeneklerimiz. Bu seçeneklerden sadece
penaltı seçeneği üzerinde biraz durmak gerekli çünkü önceki serilere
göre farklı bir penaltı deneyimiyle karşı karşıyayız. Penaltı 2 adımdan
oluşuyor; ayarla ve yönlendir. Öncelikle topun hedeflediğimiz noktaya
gitmesi için aşağıda sağa sola hareket eden ibremizi doğru zamanda tuşa
basarak ideal şut ayarı olan yeşile ya da yakınına getirmemiz
gerekiyor. Penaltı kullanan oyuncunun yeteneğine göre bu denge noktası
aralığı değişiklik gösteriyor. Lampard için bu aralık genişken Sabri
için daha dar misalen. Vuruşu dengeledikten sonra oyuncumuz vurmak için
topa yaklaşırken yön tuşları yardımıyla görünmez hedefimizi topu
vuracağımız noktaya götürüyoruz. Bu hedefi zihnimizde canlandırmamız
gerekli ki Penalty Shootout seçeneği bu sebeple yer alıyor. Penaltı
antrenmanı yaparken o hedefi görünür hale getirebiliyorsunuz ve hedefin
hareket mekanizmasına alışıyorsunuz. Hedefin hızlı ya da yavaş hareket
etmesi de yine oyuncu yeteneğine bağlı. Biraz uzun süre bastığınızda
Lampard köşeye ancak varıyorken Sabri 2 kere aut noktasını görmüş
oluyor. Bu uygulamayı mantıklı buldum. Bu sayede ne penaltılar çok zor
ne de eskisi kadar kolay. Sadece daha fazla konsantre olmayı
gerektiriyor. Bu da penaltılardaki heyecanı körüklüyor oyuncu
açısından.
Oyundan ne haber?Bol miktarda seçenek mevcut ama oyun dinamikleri bize bu seçeneklerden
zevk alma imkânı tanıyor mu, bunu sorgulayacağız. Fifa 10’dan farkları
var ancak Fifa 11 düzeyinde bir değişim beklemeyin. Top fiziğinde Fifa
10’a aşina olanların fark edebileceği bir düzeltme yapılmış. Topun
yerden sekmesi ve havadan toplarda topun aşağıya inişi esnasında bu
farkı hissediyorsunuz. Zaten top mevzusunda eski “balon top” imajını
tarihe gömen Fifa, mükemmelleştirme adına çalışmalar yapıyor artık.
Yerden paslarda net bir değişiklik göze çarpmıyor. Oyuncunun arkası
dönükken isabetli pas atması normale göre biraz daha zor olsa da bu
zorluk yeterli değil. Neyse ki EA, Fifa 11’de bu eksikliği
düzelteceğini açıkladı. Havadan topların daha çok işe yaradığını,
“Şöyle yapsam olur mu ki?" dediğimiz atakları gerçekleştirebildiğimizi
görüyoruz. Oyun, yaratıcı ataklar yapmayı sevenlere büyük bir özgürlük
imkânı veriyor. Futbolcular daha seri; topu aldıkları zaman Fifa 10’a
göre daha hızlı harekete geçiyorlar. Gelişine vurma sorunu düzeltilmiş.
Gelişine vuracağında bile Fifa 10’da belirli bir düşünme payı
bırakırken artık direk vuruş yapabiliyor atak oyuncuları. Savunma
oyuncularının da uzaklaştırmadan önce kontrol etme huyları düzeltilmiş
neyse ki. Bu sayede eskisi gibi forvetlere pozisyon hediye etmiyoruz.
Göze çarpan diğer değişiklik de ikili mücadeleler ve hakemin tepkileri.
Oyuncular topu elde etmek konusunda çok daha istekli ve omuz omza
mücadeleler oyunun her anında yaşanıyor. Hakem de Fifa 10’daki gibi
üstüne gelen topla kucaklaşmak yerine pozisyon bölgesine etki
edebilecek her türlü hareketten kaçınıyor. Yine de topun hakeme
çarptığı anlar yaşanıyor zaman zaman. Oyuncu ve kalecilerin ara sıra
yapay zekâlarını kaybetme sorunu henüz düzeltilmemiş. Önünde duran topa
bakıp ellerini kullanabildiğini unutan kaleci mi dersin; dibinde top
dururken yerden kalkmakta sahilde uzanan adam görüntüsü çizen son
savunma oyuncusu mu dersin, çileden çıkartıyorlar insanı. Çok sık
karşılaşılmasa da kritik anlarda, bilhassa çoklu oyuncu seçeneğinde
meydana gelmesi maçın tüm dengesine etki ediyor.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Rakip ülke takımlarının agresif oynamaları detayı da oyunun artıları
arasında. Bazen ikili mücadelelerde silahlar çekilecek, kaleciler
kaçırılacak sanıyorsunuz. Tabii “Futbol kardeşliktir.” vs. deyip sosyal
mesajımızla bu detayı yumuşatıyoruz. Futbolcuların sahaya yayılmaları
bir miktar da olsa düzenlenmiş. Fifa 10’daki kadar dağılıp bölgelerini
savunmasız bırakmıyorlar. Oynanabilirlik bahsettiğim detaylar haricinde
Fifa 10 ile aynı doğrultuda ilerliyor.
Takım dengelerine baktığımızda; İngiltere, İspanya, Arjantin gibi
kadrolar, özellikle forvetleriyle rakip savunmalar çok kaliteli değilse
ezip geçiyorlar. Türkiye ile çevrimiçi turnuva deneyimine
girişecekseniz sabrınızın sınanacağından ve “Karşı takım çok güçlü ya!”
cümlesinin ağzınızda sakız olacağından emin olabilirsiniz. Bir de
üstüne oyuncularımızın yüzlerinin benzetilememesi vakasının devam
etmesi, içinizdeki Türkiye’yi şampiyon yapma isteğini azaltıyor. Zira
şampiyon yaptığınız takımın Türkiye olduğu konusunda şüpheye
düşebilirsiniz. Neyse ki takımı tanımamız için teknik direktörleri de
ekleme adetini bozmamış EA ve Fatih Terim’i bizimkileri azarlarken
gözlemleyebiliyoruz. Pozisyonlarda, gol sonralarında, oyun
duraksadığında teknik direktörler yakın çekime alınıyor.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Seslere ve atmosfere gözümüz kapalı tam puan vereceğimizi bile bile göz
atma zahmetine girecek olursak; Fifa’nın özellikle uluslararası
turnuva oyunlarında güzelce becerdiği stadyum atmosferi bu oyunda da
kendisini gösteriyor. Tezahüratlar, tepkiler, envai çeşit ses aleti
derken kendimizi gerçekten Dünya Kupası atmosferinde hissediyoruz.
Üstelik seyirciler de Fifa 10 gibi yerinde durmuyor, kameranın ara sıra
yaptığı yakın çekimlerde ve gol sonralarında deliye dönüyorlar.
Yüzlerinde ülkelerinin renkleri, üstlerinde ülke bayrakları ile
“Parasını verdik, eğleniyoruz.” havasında inletiyorlar her yeri. Göz
okşayan bir yenilik olsa da Fifa’nın stadyumun farklı bölgelerine yakın
çekim yapıp daha çeşitli seyirci animasyonları göstereceği günleri
umut ediyoruz. Clive Tyldesley ve Andy Townsend ikilisi yorumcu
koltuğunda iyi işler yapsalar da hâlâ pozisyon tekrarlarında
yorumlarını duyamıyoruz ve bazı noktalarda suskunluğa gömülüyorlar.
Detaylara bu kadar önem veren bir seride bunların da es geçilmemesini
umuyoruz artık. Saha içi bağrışmalar, sert hareketlerde oyuncu
tepkileri, pozisyonlar karşısında değişen ambiyans, anonslar ve birçok
ses efekti saha içi atmosferine dahil ediyor bizleri. Müziklerde de
yerecek nokta bulmak zor. EA yine müzik konusundaki titizliğini
yansıtmış. Ayrıca “Speech Assistance” denilen sesli yardım seçeneği de
mevcut. Bazı yardım gereken noktalarda yazılı bilgi vermek yerine sesli
olarak size yardımcı oluyor bu seçenek.
Atmosferden, seyircilerden bahsetmişken grafikleri incelemeye geçelim.
Stat tasarımları ve oyun içi animasyonlar fevkalade. Fakat şu kupa alma
animasyonunu tam yapamıyorlar bir türlü. Oyuncuların sevinmeleri
gerçekçi dursa da kupa kazanınca herkes ayrı telden seviniyor gibi bir
sahne oluşuyor maalesef. Fifa 10’un üzerine konulan kısım,
ışıklandırmalar ve oyuncu fizikleri. İkili mücadelelerin bolluğu
sayesinde fark edeceksiniz ki
oyuncular artık daha gerçekçi fiziklere sahip. Bu esnadaki omuz darbelerinin
kusurlu hareket olup olmadığını diğer oyuncunun tepkisinden rahatlıkla
görebiliyorsunuz. Birbirleriyle sürtüşmeleri esnasında topa ortak
hamleleri animasyon adına şahane bir görsellik katıyor oyuna. Oyun içi
animasyonların gerçekçiliğinden bahsetmemize gerek yok. Yükselen
balonlar, atılan ve saha kenarına biriken konfetiler, patlayan havai
fişekler, seyirci animasyonları ve tam anlamıyla bir Dünya Kupası sizi
bekliyor.
Kaliteden fazlası gerekliİyi bir yapımın başarılı bir yapım olabilmesi için satış stratejisini
iyi belirlemeniz gerekir. EA, her gün daha çok oyuncunun antipatisini
kazanmasına rağmen bu sayede istikrarını sürdürüyor. Oyunun Fifa 10’dan
eksiklerine ve fazlalıklarına dikkat edelim. “Captain Your Country”
seçeneğinde çevrimiçi özelliği olsaydı Fifa 10’un çevrimiçi “Virtual
Pro” seçeneğinin değeri kalmayacaktı. Aynı şekilde, oyunda kulüplerin
olmaması Fifa 10 satışlarındaki düşüşü azaltıyor. Fifa 10’daki Virtual
Pro karakterimizi bu oyuna aktarabilmemiz de Fifa 10’da karakterini
geliştirenleri yeni oyunu almaya yöneltecek bir etken. 2010 Fifa World
Cup’ta umduğumuz değişiklikler yapılsa ve Fifa 10’a göre çok farklı
olsaydı bu hem Fifa 10’un piyasada tutunmasını engeller hem de Fifa
11’deki beklentileri yükseltirdi. Oysa öyle bir denge çizildi ki şu an
biz Fifa 11’den büyük şeyler beklemek yerine küçük umutlarla hareket
ediyoruz. “World Cup’ta bile gelişim gösterdiyse...” mantığı
yerleştirildi oyuncuların zihinlerine. Her kupaya ayrı oyun yaptığı için
EA mantalitesine kızarken bir taraftan da her turnuvaya ayrı özenle
oyun hazırlandığı için kabullenemediğimiz bir memnuniyet
hissetmekteyiz. Sonuçta hem yeni oyun gayet iyi satıyor hem de önceki
oyun piyasadaki varlığını devam ettiriyor. Bu konudaki başka bir komplo
teorimiz de Fifa 11 üzerine. Eğer bahsedildiği gibi Fifa 11 tüm
platformlarda aynı olacaksa bunun şu an duyurulmamasının en büyük
nedeni konsol alımlarına zarar vermemektir. Futbol oyunlarının konsol
alımlarındaki etkisini hepimiz biliyoruz. Nitekim benim de konsolumu
almamdaki en baskın sebeplerden birisi futbol oyunlarıydı. Konsol
alımlarını düşürmeyerek daha yüksek orijinal satış yüzdesine sahip
konsol oyunlarının getirisi azalmayacak, diğer cephede de yıllardır
Fifa’nın konsol versiyonlarından mahrum bırakılan PC oyuncuları
portföye kazandırılacak böylece. Yazının başında dediğim gibi; Sezar’ın
hakkı Sezar’a. Bugün Fifa’nın piyasadaki başarısının kaynağında oyunun
kalitesi kadar EA tarafından uygulanan tutarlı satış politiklarının da
payı var. Sevsek de sevmesek de kabullenmek zorundayız.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Oyun bitti; seyir zamanıTüm otoritelerce günümüzün en iyi futbol serisinin son oyunu makinamıza
konuk oldu ve gördük ki şampiyonluk adına formunu kaybetmemiş.
Menülerdeki, atmosferdeki, ses, grafik gibi genel kriterlerdeki, oyun
içi detaylardaki sağlam işçiliğin yanında günün bir parçası haline
gelecek çevrimiçi turnuva keyfi ve penaltılara farklı bir soluk
getirecek penaltı sistemi ile turnuva sona erse de Fifa 11’e kadar
oynamaya devam edeceğimiz bir oyun olmuş 2010 Fifa World Cup. Çevrimiçi
donma, kadro problemlerini, Captain Your Country’nin kurgusal
yanlışlarını, bazı oyuncu yüzlerine hâlâ gereken özenin
gösterilmemesini, yapay zekâdaki duraksamaları ve spiker konusundaki
eksikliklerini göze alarak puan verme işlemini tamamlıyor ve izninizle
televizyonumu monitörümün yanına almaya koyuluyorum. İçinizdeki futbol
ve oyun aşkının kaybolmasına izin vermeyin. İyi seyirler, iyi oyunlar
efendim.
Biraz uzun ama hepsini okuyun derim gerçekten güzel bir oyuna benziyor
ALINTIDIR