hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Güneşin Ulaşamadığı Okyanus Diplerinde Canlılar Nereden Enerji Alıyor?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Güneşin Ulaşamadığı Okyanus Diplerinde Canlılar Nereden Enerji Alıyor? 2duy3hj

Güneşin Ulaşamadığı Okyanus Diplerinde Canlılar Nereden Enerji Alıyor? Empty
MesajKonu: Güneşin Ulaşamadığı Okyanus Diplerinde Canlılar Nereden Enerji Alıyor?   Güneşin Ulaşamadığı Okyanus Diplerinde Canlılar Nereden Enerji Alıyor? EmptyC.tesi Haz. 12, 2010 7:43 am

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Güneş ışınlarının ulaşamadığı zifiri karanlık bir ortam, yüksek basınç,
zehirli gazlar, aşırı yüksek ya da aşırı düşük sıcaklık ve yanardağ
etkinlikleri.....

Uzun yıllar boyunca derin denizlerdeki bu ortamda canlı yaşamının
olmadığı düşünülüyordu. Ancak bilim adamları yaptıkları araştırmalar
sonucunda verimsiz olduğu düşünülen okyanusların derinliklerinde oldukça
sosyal bir canlı yaşamıyla karşılaştılar.

Derin denizlerin verimsiz olarak değerlendirilmesinin en önemli
nedenlerinden biri, ışıktan tamamen yoksun olmasıdır. Ancak güneş
ışınlarının ulaşabileceğinden çok daha derinlerdeki zorlu koşullar
yalnızca zifiri karanlıkla sınırlı değildir. Aynı zamanda yüksek basınç,
aşırı yüksek ve düşük sıcaklık, yanardağ etkinlikleri gibi birçok
olumsuzluğa rağmen, derinlerde yaşayan tüm canlılar bu koşullara
kolaylıkla uyum sağlamaktadır.

Bugün daha tam olarak keşfedilememiş olan bu derin dünyada yapılan her
yeni araştırma, derin denizlerde hayranlık uyandıran yaşamın tanınmasına
vesile olmaya devam ediyor.

Derin Denizlerin Keşifleri

Günümüz teknolojisi ile yapılan ölçümlere göre, güneş ışığının %3-30'u
deniz yüzeyinden yansıtılır. Bu ışınların geri kalan kısmı, denizlerde
ancak 200-300 metre derinliğe kadar ulaşabilmektedir. 1000 metrenin
altındaki derinliklerde ise artık hiçbir şekilde ışığa rastlamak mümkün
değildir. Okyanus canlıları da bu nedenle 200-300 metrelik derinlikteki
kendilerine büyük yarar sağlayan aydınlık kuşakta yaşamayı tercih
etmektedirler. Bu aydınlık kuşakta üretilen besinin ve canlı
artıklarının bir bölümü daha sonra okyanusun derinliklerine ulaşır ve
daha aşağılardaki canlıların yaşamasını mümkün kılar.

Ancak deniz altında araştırma yapan ilk bilim adamları, 600 metreden
daha derin yerlerde canlı yaşamı olmadığını ileri sürmüşlerdir. Çünkü
eğer derinlerdeki canlılar yalnızca yukarıdaki canlılardan arta kalan
yiyecekler sayesinde yaşıyorlarsa, belli bir derinlikten sonra besinler
tükenecek ve derinlerdeki canlılar yaşamlarını yitireceklerdi. Ancak
ilerleyen yıllarda yapılan araştırmalarda, bilim adamları beklemedikleri
bir görüntü ile karşılaştılar.

Okyanusun Derinliklerinde Hangi Canlı Türleri
Keşfedildi?


20. yüzyılın son çeyreğinde okyanusların derinliklerinde bulunan sıcak
su ağızlarında yapılan araştırmalar sonucunda, okyanusların en derin
yerlerinde bile canlıların yaşadığı belirlenmiştir. Sıcak su ağızları
yoğun bir şekilde omurgasız canlılarla çevriliydi. Bu canlıların bir
bölümü, daha önceden tanınan midye gibi canlıların çok daha
büyükleriyken, bir bölümü de ilk defa karşılaşılan dev tüp
solucanlarıydı.

Yapılan keşifte bilim adamlarını en çok şaşırtan, sıcak su ağızlarındaki
kompleks yaşam ve canlı çeşitliliğiydi. Ancak bilim adamlarında merak
uyandıran konu, güneş ışığı da dahil tüm besin kaynaklarından uzak olan
bu ekosistemin nereden beslendiği olmuştur. Bu doğrultuda yapılan
araştırmalar sonucunda ise mucize gerçek ortaya çıkmıştır: Okyanusun
derinliklerindeki sıcak su ağızlarında besin için ne ışığa ne de suyun
yüzeyinden aşağıya çöken besin ve canlı artıklarına ihtiyaç vardır.
Sıcak su ağızlarında, kimyasal olarak besin üreten canlılar
bulunmaktadır.

Kimyasal Besin Üretimi Nasıl Gerçekleşiyor?

Sıcak su ağızlarındaki harikulade doğal yaşam keşfedilinceye kadar, bu
tarz ekosistemlerdeki besin üretiminin ancak ışık enerjisi ile mümkün
olduğu düşünülmekteydi. Ancak bu araştırma sonucu keşfedilen bir diğer
gerçek, sıcak su ağızlarında yaşayan ve besin üreten canlıların, basit
moleküllerdeki kimyasal enerjiden yararlanan bakteriler olduğuydu.
"Kemosentez" olarak adlandırılan bu işlemde bakteriler, sıcak su içinde
çözünmüş hidrojen sülfür, hidrojen ve metan gibi gazlardaki kimyasal
enerjiyi kullanıp karbondioksitle suyu birleştirerek besin
üretiyorlardı.

Simbiyotik (Ortak) Yaşam Alanı

Yapılan araştırmalar sonucu kimyasal enerjiden besin üreten bakterilerin
ardından, birçok canlı ve olağanüstü sistem daha keşfedilmiştir.
Bunlardan biri de sıcak su ağızlarında yaşayan canlılar arasındaki ortak
yaşam ilişkisidir.

Ağızdan çıkan sıcak suyun okyanusun soğuk suyu ile karışması sonucu,
ağız çevresinde yaşama ve ortak yaşama imkan sağlayan bir ortam oluşur.
Sıcak su ağızlarında yaşayan canlıların büyük bir bölümü, sıcaklığı
10-200C arasında değişen bu ılıman bölgede yaşar. Kemosentez yapan
bakterilerin aşırı sıcağı sevenleri ise sıcaklığın 1000C'yi bulduğu
bölgelerde yaşar.

Okyanus derinliklerindeki sıcak su ağızlarında yaşayan canlıların
başlıcaları, eklembacaklılar, yumuşakçalar ve solucanlardır. Önceleri bu
canlıların yaşamlarının av-avcı ilişkisine dayandığı düşünülmüşse de
araştırma ilerledikçe bu açıklamanın yeterli olmadığı ve burada yaşayan
canlılar arasında ortak yaşam ilişkisi olduğu ortaya çıkmıştır.

Sıcak su ağızlarındaki doğal yaşamın en dikkat çekici canlılarından
biri, ne besin alacak bir ağzı ne de aldığı besinleri sindirecek bir
sindirim sistemi olmayan dev tüp solucanlarıdır. Araştırmalar sonucunda
dev tüp solucanlarının, trofozom adı verilen organında kemosentez yapan
bakteriler olduğu ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda bilim adamları sıcak
su ağızlarındaki yaşamın önemli bir sırrını aydınlatmışlardır. Dev tüp
solucanı kendi hücreleri içinde yaşayan bakterilere kimyasal madde
sağlarken, bakteriler de solucana besin sağlıyordu. Bu bilimsel gerçeğin
bulunmasının ardından midye ve tarak gibi ağız çevresinde yaşayan diğer
pek çok canlının da kemosentez yapan bakterilerle benzer bir ortak
yaşam ilişkisi içinde olduğu keşfedilmiştir.

Derin Karanlıklardaki Zorlu Koşullar

Yeni bir sıcak su ağzı oluştuğu andan itibaren o bölgedeki doğal yaşamda
birçok zorlu koşul oluşur. Okyanusun en alt tabakasında yeni bir ağız
meydana geldiğinde, buraya ilk yerleşen canlılar kemosentez yapan
bakterilerdir. Oldukça fazla sayıda ve hızla çoğalan bu bakteriler, ağız
çevresinde kalın bir tabaka oluştururlar. Bu oluşumun ardından diğer
canlılar da zamanla ağız çevresine yerleşmeye başlarlar. Besin
kaynaklarından bu denli uzak ve soğuk olan bu bölgelere daha sonra
sırasıyla karides benzeri amfipod ve kopepodlar, karides ve
salyangozlar, tüp solucanları, ıstakozlar, ahtapotlar, midye ve taraklar
yerleşir.

Ancak her zaman için bu bölgelerde yaşam koşullarını olumsuz etkileyecek
şartlar oluşabilir. Örneğin buradaki canlılar, sıcak su ağzında
etkinliğin çok artmasıyla haşlanabilirler. Ya da ağıza su sağlayan
kaynağın yön değiştirmesi ya da tıkanmasıyla ağızdaki canlı yaşamı sona
erebilir. Bu durumda mevcut besin kaynakları yok olacağı ve suyun ısısı
aniden düşeceği için sıcak su ağzının çevresinde yaşayan tüm canlılar
büyük zorluklarla ve hayati tehlikelerle karşı karşıya kalırlar. Bu
noktada yapılabilecek tek şey yeni bir sıcak su ağzı bulmaktır. Ağız
çevresinde yaşayan canlılar ya bir yere tutunarak yaşadıkları ya da çok
yavaş hareket ettikleri için yeni bir ağız bulmaları oldukça zordur.
Ancak bu duruma rağmen hareket edemeyen canlılar, yüzebilen larvalarının
yeni bir ağız bulmaları sayesinde mucizevi bir şekilde soylarını devam
ettirirler.

Derin Denizlerde Yaşayan Canlıların %95'i Hala
Tanımlanamamıştır


Bilim dünyasında büyük yankı uyandıran sıcak su ağızlarının keşfi,
önemli bir gerçeği gözler önüne sermektedir. Bu ağızlarda yaşayan
canlıların bir bölümü incelenmiş ve tanımlanmış olsa da % 95'i henüz
tanımlanamamıştır. Sıcak su ağızlarındaki bu yaşam ve canlı çeşitliliği,
Yüce Rabbimiz'in evrenin her noktasındaki hakimiyetini, ilmini ve
rahmetini sergilemektedir. Evrendeki herşeyi yaratan, evrenin her
köşesinde sonsuz aklını tecelli ettiren Yüce Allah'tır. Allah'ın ilmiyle
her yeri kuşattığı Kuran'da şu şekilde bildirilmektedir:

"Sizin İlahınız yalnızca Allah'tır ki, O'nun
dışında İlah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır."(Taha
Suresi, 98)


Kuran�a Bildirilen "Denizlerdeki Karanlık"

Günümüz teknolojisi kullanılarak üretilmiş olan denizaltı gibi araçlar
ve çeşitli özel aletler, denizlerin genel coğrafi yapısı, derinliği gibi
bilgilere ulaşmakta kullanılan en önemli unsurlardır. Ancak bir insanın
teknolojik aletler olmadan 70 metreden daha derine dalması çoğunlukla
mümkün değildir. Bununla birlikte bir insanın yardımsız olarak
okyanusların 200 metre civarındaki karanlık derinliklerinde yaşaması da
kesinlikle mümkün değildir. Bu nedenle bilim adamları denizler
hakkındaki detaylı bilgileri çok yakın zamanlarda keşfetmişlerdir. Oysa
engin denizlerin karanlık olduğu, Kuran'da bundan 1400 sene önce Nur
Suresi'nde bildirilmiştir.

Hiçbir teknolojinin, dolayısıyla insanların denizlerin derinliklerine
dalacak araçlarının olmadığı bir dönemde, böyle bir bilginin verilmiş
olması şüphesiz Kuran mucizelerinden biridir. Denizlerdeki karanlıkların
bilgisinin geçtiği Kuran ayetinde şöyle buyrulmaktadır:

"Ya da (inkar edenlerin amelleri) engin bir
denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun
üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı
üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse
göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur."(Nur
Suresi, 40)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Güneşin Ulaşamadığı Okyanus Diplerinde Canlılar Nereden Enerji Alıyor?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mars'ta okyanus varmış!
» Okyanus Tuzlu Olması Sebebi
» Gençler tavsiyeyi internetten alıyor
» Güneşin En yakın Görüntüleri
» Güneşin en yakın görüntüleri!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Enteresan Olaylar-
Buraya geçin: