hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün DÜŞÜNCELERİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün DÜŞÜNCELERİ 2duy3hj

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün DÜŞÜNCELERİ Empty
MesajKonu: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün DÜŞÜNCELERİ   MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün DÜŞÜNCELERİ EmptyPtsi Haz. 07, 2010 9:51 am

Türkiye'de
Yahudiler aleyhine hareketler olduğu sıralarda Atatürk Çanakkale'ye
gelir. Kalabalığın arasından bir yahudi sıyrılarak: "Paşam, bizi
kovuyorlar, biz ne yapacağız?" der. Bunun üzerine Atatürk yahudiye kim
olduğunu sorar ve cevabını alır.

-Sizi kim
kovuyor? der, polis mi, asker mi hükümet mi?

Yahudi şaşırır:
-Hayır, halk
kovuyor!

Bunun üzerine
Atatürk şu üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken sözünü söyler:

-Halk isterse
beni de kovar!

Ve uzaklaşır..”



“Hayattaki yegane
üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu

tavsiye ederim
ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar

çıkaracağı
adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok

iyi tahlil etmek
dikkatinden bir an feragat etmesin."



“Biz doğrudan
doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz.

Cumhuriyetimizin
dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri

ne kadar Türk
kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet

de o kadar
kuvvetli olur”



“Beni olağanüstü
bir kişi olarak yorumlamayınız. Doğuşumdaki tek

olaganüstülük
Türk olarak dünyaya gelmemdir”



--"Ben her şeyden
önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle

öleceğim. Türk
birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır.

Ben görmesem
bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde

kapayacağım. Türk
birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının

tarihi, yeni
fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu

bu fasıllar
içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne aleme yeni

ufuklar açacak,
güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."



--"Bu memleket,
dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir

müstesna
mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu

sahne 7 bin
senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın

rüzgarlarıyla
sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın

yağmurlarıyla
yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden,

yıldırımlarından,
kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra

onlara alıştı;
onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir

gün o tabiat
çocuğu baba oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu.

Türk budur.
Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”



“Hayattaki yegane
üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu

tavsiye ederim
ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar

çıkaracağı
adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asli'yi çok

iyi tahlil etmek
dikkatinden bir an feragat etmesin."



“Biz doğrudan
doğruya millet severiz ve Türk milliyetçisiyiz.

Cumhuriyetimizin
dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri

ne kadar Türk
kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet

de o kadar
kuvvetli olur”



“Ülkeniz
sizindir, Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk‘tü bugün de

Türk’tür ve
sonsuza dek Türk olarak yasayakcaktir”




“Yetişecek
çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu

ne olursa olsun,
en evvel, herşeyden evvel Türkiye'nin istikbaline,

kendi benligine,
millî an'anelerine düşman olan bütün unsurlarla

mücadele etmek
lüzumu öğretilmelidir”



“Milliyetin çok
belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk

milletindenim
diyen insan, her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe

konuşmalıdır.
Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluğuna

bağlılığını iddia
ederse buna inanmak doğru olmaz."



“Ulusal
varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine

karşı...'Türk'üm
ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!' diyelim”



“Milletin
varlığını devam ettirmek için fertleri arasında düşündüğü müşterek bağ,
asırlardan beri gelen şekil ve mahiyetini değiştirmiş, yani millet, dinî
ve

mezhebî bağlar
yerine Türk milliyeti bağı ile fertlerini toplamıştır”


“Türk milleti
kurtuluş savaşından beri, hattâ bu savaşa atılırken bile mahkûm
milletlerin hürriyet ve bağımsızlık dâvalariyle ilgilenmeyi, o dâvalara
yardım etmeyi benimsemiştir. Böyle olunca kendi soydaşlarının hürriyet
ve bağımsızlıklarına kayıtsız davranması elbette uygun görülemez. Fakat
milliyet dâvası şuursuz ve ölçüsüz bir dâva şeklinde mütalâa ve müdafaa
edilmemelidir. Milliyet dâvası siyasî bir mücadele konusu olmadan önce
şuurlu bir ülkü meselesidir. Şuurlu ülkü demek, müsbet ilme, ilmî
usullere dayandırılmış bir hedef ve gaye demektir. O halde
propagandalarda müsbet usullere müracaat etmek şarttır. Hareketlerin
imkân sınırları ve sıraları mutlaka hesaba katılmalıdır. Türkiye dışında
kalmış olan Türkler, ilkin kültür meseleleriyle ilgilenmelidirler.
Nitekim biz Türklük dâvasını böyle bir müsbet ölçüde ele almış
bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin
lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki
Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz.”


"Mazinin
kararsız, çürümüş zihniyeti ölmüştür. Bütün dünya bilmelidir ki, Türk
milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmağa kadirdir. Türk
vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa
kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanın bir avuç toprağına vuku
bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını artık
Türk milletinin farketmediğini sanmak hatadır."



“Arzumuz dışarıda
bağımsızlık, içeride kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan
ibarettir. Millî egemenliğimizin hattâ bir zerresini bozmak niyetinde
bulunanların

kafalarını
parçalayacağınızdan eminim”



“...Efendiler,
arazi meselesi ve hudut meselesi Misak-i Milli'nin malim-i aliniz
birinci maddesinin daireyi şümulüdür, Misak-i Milli şu hat bu hat diye
hiçbir vakit hudut çizmemiştir, o hududu çizen şey milletin menfaati ve
heyeti celilenin isabetli kararıdır. Musul meselesinin hallini
muharebeye girmemek için bir sonraki talik etmek demek ondan sarfi nazar
etmek demek değildir. Belki bunun istihsali için daha kuvvetli
olabileceğimiz bir zaman intizardır. Bugün sulh yaparız, bir ay sonra
iki ay sonra Musul meselesini haletmek için kıyam ederiz.”



1933 yılında,
Amerikalı General McArthur'un "Sizin Türkiye'nin geleceği hakkında
tasavvurlarınız nedir?" sorusuna, Büyük Önder Atatürk, "Allah, nasip
eder, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve adaları geri alacağım. Selanik
de dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım" cevabını
verir.



...İzmir'de 30
Ocak 1923'te basın mensuplarına beyanat veren M. Kemal Paşa görüşlerini
kesin ifadelerle dile getirir:


"Musul vilayeti,
Türkiye Devleti'nin milli sınırları içindedir. Buraları anavatandan
koparıp şuna buna hediye etmek hakkı kimseye ait olamaz. Cemiyet-i Akvam
ile bu meselenin münasebeti yoktur!"



''Bugün Sovyetler
Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Fakat yarın ne
olacağını bugünden kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı
Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde
sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir
dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir...”


“Bizim bu
dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz
vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü
susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl
hazırlanır? Manevi köprülerini
sağlam tutarak. Dil bir köprüdür.
İnanç bir köprüdür. Tarih bir
köprüdür. Köklerimize inmeli ve
olayların böldüğü tarihimizin içinde birleşmeliyiz. Onların (Dış
Türkler'in) bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız
gerekli...''


29 EKİM 1933
Mustafa Kemal
ATATÜRK



ATATÜRK'ÜN
YAZDIĞI ŞİİR


HAKİKAT NEREDE?

Gafil, hangi üç
asır, hangi on asır

Tuna ezelden Türk
diyarıdır.

Bilinen tarihler
söylememiş bunu

Kalkıyor örtüler,
örtülen doğacak,

Dinleyin sesini
doğan tarihin,

Aydınlıkta
karaltı, karatıda şafak

Yalan tarihi
gömüp, doğru tarihe gidin.


Asya'nın
ortasında Oğuz oğulları,

Avrupa'nın
Alplerinde Oğuz torunları

Doğudan çıkan biz
Nerde olsa, ne
olsa kendimizi biliriz

Türk sadece bir
milletin adı değil,

Türk bütün
adamların birliğidir.

Ey birbirine diş
bileyen yığınlar,

Ey yığın yığın
insan gafletleri

Yırtılsın
gözlerdeki gafletten perde,

Hakikat nerede?

Mustafa Kemal
Sinop, 25 Kânunu
Evvel 321



“TÜRK MİLLETİ!..
Sen ANADOLU denilen yurda sonradan gelme değil; ilk yerleşip medeniyet
kuranların çocuklarısın!..”



“Asla şüphem
yoktur ki, TÜRKLÜĞÜN unutulmuş BÜYÜK MEDENİ VASFI ve MEDENİ KAABİLİYETİ
âtinin yükselen medeniyet ufkunda bir GÜNEŞ GİBİ DOĞACAKTIR!.. (3) Bu
söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten
dileğim şudur: BENİ HATIRLAYINIZ!.. (29.10.33)”



“Bugün bizim
Sovyetler yönetiminde DİL bir, İNANÇ bir, ÖZ BİR KARDEŞLERİMİZ VARDIR...
ONLARA SAHİP ÇIKMAYA, onları arkalamaya HAZIR OLMALIYIZ!..”



30 Ağustos 1922
tarihli Fransız Le Figaro gazetesinde ise Atatürk’ün şu ifadelerine
vurgu yapılıyor:


“Avrupa’da,
İstanbul ve Meriç’e kadar Batı Trakya, Asya’da Anadolu, Musul arazisi ve
Irak’ın kuzeyi. Arkada kalan ve sırf Türk olan her yeri isteriz.
Bunları kurtarmaya azmettik ve kurtaracağız.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün DÜŞÜNCELERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: M.Kemal Atatürk ve Cumhuriyetimiz-
Buraya geçin: