Önce “Işık Hızını” Aşan Bilimadamları, Şimdi de
“Işığı Durdurmayı” Başardılar…
20. yüzyılın fizik yasalarını
alt üst edecek bir deney gerçekleşti ve Işık hızının bilinenden 300 kat
hızlı seyahat edebildiği kanıtlandı. Amerikalı bilim adamları, fizik
kurallarını altüst eden bir deney gerçekleştirerek ışık hızının
aşıldığını kanıtladılar. Laboratuvar koşullarında ışık hızının, bilinen
sınırı olan saniyede 300 bin kilometreyi 300 kat aştığını açıklandı.
Princeton Üniversitesi'nde yapılan deneylerde "ışığın gideceği yere daha
seyahatine başlamadan önce vardığı" saptandı. Başka değişle ışığın
zamanda ileri doğru atladığı tespit edildi.
Sezyum Gazı Testi:
Princeton NEC Enstitüsü'nün
uzmanlarından Dr. Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir
ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış sezyum gazı bulunan test
ortamına gönderilmesiyle yapıldığını söyledi. Wang'ın verdiği bilgiye
göre, aşırı hassas zaman ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık
demeti, daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı. Işık
demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20 metre devam ettikten sonra,
ortama daha o anda girdiği belirlendi. Wang, bir başka deyişle, ışık
demetinin, iki yerde aynı anda bulunduğunu söyledi. Yani ışık daha test
ortamına girmeden dışarıya çıktı. Test sonuçlarını inceleyen Berkeley
Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin "inanılmaz
bir duruma işaret ettiğini" söyledi. Bilinen fizik kurallarına göre her
türlü veri, en fazla, saniyede 300 bin kilometre olarak kabul edilen
ışık hızıyla iletilebildiği gibi, zaman da, bu ışık hızıyla göreceli
olarak hesaplanıyor.
Etki- Tepki Yasası:
Wang'ın deneyinin geçerli kabul
edilmesi halinde, fiziğin temel kanunlarından olan ve "neden sonuçtan
önce gelir veya bir olgunun sonu başından sonra gelir" şeklinde
özetlenebilecek "etki-tepki" yasasının da geçersiz kalacağına dikkat
çekiliyor. Bu durumda, bir olgunun sonucu, onu yaratan nedenden önce
geliyor.
Ve başlamadan bitmesi mümkün
olabililiyor. Deney sonuçları bilinen zaman kavramının "çökeceğine"
işaret ediyor.
Köln Üniversitesi Dr. Guenter
Nimtz de, konuyla ilgili yaptığı açıklamada böylece "bilgi"nin ışıktan
daha hızlı bir şekilde ulaştırılabileceğinin kanıtlandığını söyledi.
Lijun Wang ve ekibinin araştırmasının tüm ayrıntıları, ünlü bilim
dergisi Nature tarafından satın alındı.
Uzay - Zaman Ayrımı Yok ;
Test sonuçlarını inceleyen
Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin
"inanılmaz bir duruma işaret ettiğini" söyledi. Wang'ın deneyinin
fiziksel dünyanın şimdiye kadar doğru kabul edilen kurallara göre
davranmadığını kanıtladığını ifade eden Chiao, modern bilimin, atomdan
küçük parçacıkların aynı anda iki ayrı yerde birden bulunduğunu
keşfetmeye başladığını bildirdi. Chiao, böylelikle uzay - zaman
ayrımının ortadan kalktığını vurguladı.
Avrupa'daki deneyler ; Bu
arada, İtalya'da Ulusal Araştırma Konseyi'nden bir grup fizikçinin
mikrodalgalar üzerinde yaptığı araştırmalar da ışık hızının
aşılabileceğini gösterdi. İtalyanlar ışık hızını yüzde 25 oranında
geçtiler. Almanya'nın Köln Üniversitesi uzmanlarından Dr. Guenter Nimtz
de yaptığı deneylerde benzer sonuçlara ulaştı.
Işık hızı aşılınca neler olacak
:
• Evrenin yapısı hakkındaki tüm
bilgiler değişecek, yeni bir model geliştirilecek.
• Zamanda yolculuk mümkün
olabilecek.
• İnsan ömrü binyıllarla ifade
edilebilecek, ölümsüzlüğe adım atılacak.
• Öteki yıldızlar veya
galaksilere gidilebilecek.
IŞIK Durduruldu
Fizikçiler, çok kısa bir süre
için de olsa ışığı tamamen durdurdular ve sonra tekrar “yoluna”
gönderdiler. Harvard Üniversitesi’nde yapılan deneyde, araştırmacılar,
bir ışık demetinin tüm enerjisini almadan sabit tutmayı başardılar.
Foton olarak da bilinen ışık parçacıklarının hareketini denetleyebilmek,
kuantum bilgisayarların geliştirilmesini sağlayabilir.
2001’de yapılan bir önceki
deneyde, ışık parçacıkları, bir gaz kütlesinin içindeki atomlar
tarafından “alınmış” ve böylelikle ışık demetleri kısa süreliğine
“depolanabilmişti”. Harvard’daki deney, ışığı ve onun enerjisini bir
anlığına “dondurduğu” için daha büyük bir başarı anlamına geliyor.
Deney nasıl yapıldı?
Fizikçiler, “sinyal atımı” adı
verilen bir ışık demetini, kapalı bir cam silindirin içinden
gönderdiler. Bu silindir, rubidyum elementinin atomlarını içeren sıcak
bir gazla doluydu ve “kontrol demeti” olarak bilinen güçlü bir ışık
demetiyle aydınlanıyordu. Sinyal atımı rubidyum gazının içinden
geçerken, araştırmacılar kontrol demetini durdurdu. Böylece, rubidyum
atomları üzerinde sinyal atımının holografik bir baskısı çıktı.
Daha önce, bu aşamaya
gelindiğinde tek bir kontrol demeti yollanıyor ve sinyal atımı tekrar
yaratılıyor, ışık da yoluna devam ediyordu. Ama son araştırmada
fizikçiler, iki kontrol demeti kullandılar. Bu da, bir dizi ayna etkisi
yaratan bir müdahale yarattı. Tekrar canlanan sinyal atımı cam silindir
içinde ilerlemeye çalışırken fotonlar ileri-geri sıçradılar, ama genel
olarak sinyal atımı sabit kaldı. Kısacası ışık, dondurulmuştu.
Bir an için...
Araştırmacılar, fotonları bu
tuzağın içinde 10-20 mikrosaniye boyunca sabit tutmayı başardı. Bu
önemli deneyi gerçekleştirenler; Mikhail Lukin, Michal Bajcsy ve
Alexander Zibrov.
Bajcsy, ışığın kontrol edilmesi
sayesinde, gelecekte güçlü kuantum bilgisayarlar üretilebileceğini
belirtiyor: “Kuantum bilgisayarlarında, bilgiyi fotondan fotona
aktarmanız gerekir. Bunu yapmak için de fotonları, birbirleriyle
etkileşim içinde olmalarını sağlayacak biçimde, kesin bir denetim altına
almalıyız.”
A&M Üniversitesi’nden
Profesör Süheyl Zübeyri, Harvard ekibinin deneyinin, kuantum
bilgisayarlar ve kuantum şifreleme yolunda önemli bir adım olduğunu
belirtiyor.
Kuantum şifreleme; çok güvenli
elektronik şifreleme yolları sunabilir. Çünkü elektronik bir mesajı
dinleme işleminin kendisi, mesaja zarar vererek onu okunmaz hale
getirecektir. Böylelikle, mesaja müdahale edilip edilmediğini
anlayabiliriz.
alıntıdır