Jensen
Giriş Tarihi : 30/03/09 Yer : İstanbul Yaş : 34 Mesajlar : 14824 Rep Puanı : 14472 Rep Gücü : 6503
| Konu: Eksüdalı kalp, dış zarı iltihabı Cuma Mayıs 14, 2010 3:29 pm | |
| Eksüdalı kalp, dış zarı iltihabı Eksüdalı kalp dış zarı iltihabı,bahsettiğimiz dış kalp zarı iltihaplarının en önemliside eksüdalı kalp dir, belirtiler iltihaplı katmanlar arasındaki küçük damarlardan kan plazmasına benzer bir sıvının eksüda sızarak kalp kalp dışı zarı boşluğunda birikmesi sonucunda ortaya cıkar. Kalp Üzerindeki Etkileri İlk olarak kalp fizyolojisinin bir Özelliğinden söz etmek gerekir. Kalbin hacmi kasılma evresinde küçülür, gevşeme ve yeniden dolma evresinde ise büyür. Kalbin işlevini düzenli yapabilmesi için zorunlu olan bu hacim değişiklikleri kalp dış zarının esnekliği sayesinde gerçekleşir. Kalp dış zarı katmanları arasında sıvı birikmesi durumunda bütün bu süreç etkilenir. Gerilen katmanların esnekliği önemli ölçüde azalır. Böylece kalp esneyemez ve katı duvarlarla çevrilir. Kalbin gevşeme evresinde genişlemesi engellenir ve karıncıkların kulakçıklardan gelen kanla dolması sınırlanır. Kalp bu koşullarda hacmi değişmek-sizin kasılıp gevşer. Bu durumun en önemli sonucu her gevşemede kalbe giren kanın azalması, doğal olarak her kasılmada da kalpten çıkan kan miktarının aynı oranda azalmasıdır. Öte yandan vücut dokuları sınırlı miktarda kan gelmesine uyum sağlayamaz. Dokulara daha çcfe. kaça giteMai için Vslp utun “razı mUa. İşte kalp dış zarı iltihabının belirtisi olan kalp atım hızı artışı (taşikardi) böyle oluşur. Kasılma sırasında vücuda pompalanan kan miktarının azalmasıyla birlikte büyük tansiyonun da düştüğü görülür. Hastalığın kalp dolaşım sistemindeki bir başka sonucu da toplardamarlar basıncının normalin çok altında olmasıdır; kalbin itici gücü karim atardamarlar boyunca ilerlemesi ve kılcal damar engelini aşması sırasında tükenir. Kılcal damar düzeyinde kan ile dokular arasında değişim gerçekleşir, burada damar boşluğu çok küçük, dolayısıyla direnç çok yüksektir. Kanın toplardamarlarda ilerlemesi için gerekli olan itici güç de çok sınırlıdır. Kan kalbe yaklaştıkça itici güç daha da azalarak, toplardamar sisteminin kalbe varış noktası olan sağ kulakçıkta basınç sıfıra yakın bir düzeye ve nefes alma sırasında sıfırın altına düşer. Bu olay çok önemlidir; çünkü kulakçık basıncının sıfırın altına düşmesi, toplardamarda bir çeşit girdap oluşturarak kanın kalbe girişini hızlandırır. Kulakçıklardaki kan basıncı kalp dış zarına kan dolması sırasında değişir. Bu değişim kas kitlesi az olan kulakçık duvarlarını dışardan baskıya uğratır. Böylece kulakçık basıncı artar. Kan kulakçığa dolabilmek için bu engeli aşmak zorlaşır ve itme gücünü artırması gerekir. Bu gücün toplardamar sistemi dışından sağlanması olanaksızdır, damar sistemi içinde itici güç yaratmak için çevrel toplardamarların yeterince gelişmiş olan kas katmam kasılarak duvar gerginliğini artırır ve kanı daha büyük bir güçle kalbe doğru iter. Böylece toplardamar basıncı yükselir, ama kanın dolaşım hızı, toplardamar sistemi kulakçığın yüksek basıncını aşmcaya değin değişmez. Kanın dolaşım hızının azalması, çevrel toplardamarlarda belirgin bir kan göllenmesine yol açar; bunun sonucunda bacaklarda ödem (şişlik), karın boşluğunda sıvı birikimi (assit) ve kalp yetmezliği tablosu ortaya çıkar Bu acil tablonun en çok etkilediği organ karaciğerdir. Karaciğerdeki kan dolaşımı, çeşitli özellikleriyle öbür or-ganlannkinden farklıdır. En önemlisi vücudun öbür bütün organlarına atardamar kanı girip toplardamar kam çıkarken, karaciğere karaciğer atardamarı ile gelen atardamar kanından daha çok kapı toplardamarı ile toplardamar kanı gelir. Karaciğerden çıkan kanın ilerlemesinde, olağan koşullarda toplardamar kanının ilerlemesini sağlayan kalbin itici gücünün önemi çok azdır, oysa daha önce sözü edilen kalbin girdap etkisi bu açıdan belirleyici önem taşır. Kalp dış zan iltihabı hastalarında, sağ kulakçıkta oluşan yüksek basınç nedeniyle bu etkinin azalmış olması karaciğerde kan gÖUenmesi-ne yol açar. Eksüdalı kalp dış zan iltihabının en Önemli belirtilerinden biri olan büyümüş, ağnlı, kanla dolu ve göllenen kanın birikmesiyle gerilmiş bir karaciğer bu süreç sonucunda ortaya çıkar. Belirtileri Akut kalp dış zan iltihabının kuru evresinin ardından hızla eksüdalı evre gelir. Bu aşamada kalp dış zarının iki yaprak arasında sıvı birikir, bu sıvının hacmi birkaç santimetre küpten iki litreye kadar değişebilir. Sıvı birikimi hızlı geliştiğinde, hastalık belirtileri gürültülü bir biçimde ortaya çıkar; sıvı miktarı çok fazla olmasa da hasta çok acı çeker: Yüzü acı çeken, morarmış ya da soluk bir görünüm alır; soğuk soğuk terler, gözleri dışarı fırlamıştır, belirgin ve sıkıntılı nefes darlığı (dispne) ortaya çıkar. Hasta bu nedenle her zaman öne eğilerek oturur, nabız hafiflemiştir, bazen duyulamaz; kalp bölgelinde şiddetli ağrılar vardır, bayılma eğilimi görülür. İltihap etkenine (verem, romatizma vb) bağlı olarak ateşin şiddeti ve süresi değişir. Kalbin boşalmasının engellenmesi sonucunda biriken kan nedeniyle boyun toplardamarlarında hastalığa özgü bir dolgunluk görülür. Yavaş gelişen sıvı birikimi olgularında, kalp dış zarının yapısı iltihaplanmalar sonucunda yavaş yavaş değişir; sıvı basıncının aylara yayılabilen bir süre boyunca giderek artması zarın yapısını aşamalı olarak değiştirir. Kalp dış zarının aşamalı olarak genişlemesi nedeniyle, akut ve gürültülü belirtilere neden olmadan büyük oranlarda (iki litreye kadar) sıvı birikebilir. Hastalığın başlangıcında ağrı ve nefes darlığı gibi belirtiler çok hafiftir; dikkat çekmeye başladıklarında kalp dış zarında biriken sıvı zaten büyük oranlara ulaşmıştır İncelemeler Kalp dış zan iltihabı tanısı göğüs filmi ve ekokardiyografi ile konur. Göğüs filmi ancak belli miktarda sıvı biriktikten sonra hastalığın belirlenmesine yardımcı olur; kuru kalp dış zarı iltihabı olgularında bu yöntemle sonuç alınamaz. Ekokardiyografi ise en kesin ve güvenilir yöntemdir; az miktarda bile olsa, kalp dış zan sıvısının miktarının ve kalp hareketleri üzerindeki olası etkisinin değerlendirilmesini sağlar. Kalp dış zan iltihabı tanısında çok yararlı olmayan kan tahlillerinin hastalık etkeninin ortaya konması açısından vazgeçilmez bir önemi vardır. Elektrokardiyografi, ekokardiyografi ile konan kalp dış zan iltihabı tanısını doğrular ve kalp kasındaki olası değişikliklerin de-netlenebilmesini sağlar. Tanı Akut olgularda bile kalp dış zarı iltihabının klinik tablosu hastahğa özgü değildir ve kalp enfarktüsü, akciğer zan iltihabı ya da bronş-akciğer iltihabı ile kolayca kanştınlabilir. Göğüs filmi ve özellikle ekokardiyografi kesin tam konmasını sağlar. Kalp dış zan iltihabı bir başka hastalık sürecinde ortaya çıkmazsa hastalık etkenini belirlemek çok daha zordur. Beklenen Gidişi (Prognoz) Akut evre geçtikten sonra en büyük tehlike, iki kalp dış zan katmanının birbirine yapışması ve tek bir katman halinde kaynaşması (concretio cordis) ya da komşu dokularla aynşmaz bir kitle oluşturmasıdır (accretio cordis). Bu olgularda kalp hareketleri çok sınırlanır ve ancak bir cerrahi girişim kalbi bu sınırlanmadan kurtararak hastayı rahatiatabilir. Tedavi Kalp dış zan iltihabı romatizma ve verem gibi başka hastalıklar sonucunda geliştiğinden, tedavi özellikle birincil hastalığa yönelik olmalıdır. Yatak isti-rahati zorunludur, ağnlar genel ağn kesiciler ile hafifletilir. Bazı eksüdalı kalp dış zan iltihabı olgularında iğneyle kalp dış zan boşluğuna girip biriken sıvıyı almak gerekebilir. Kronik kalp dış zarı iltihabı Kronik kalp dış zan iltihabı, kalp hareketlerinde ağır bozukluklara yol açan sert bağdokusu yapısında bir kabuğun oluşmasına bağlı bir hastalıktır. Seyrek olarak eksüdalı kalp dış zan iltihabı sonucunda da oluşur. Genellikle verem ya da bir romatizmal hastalık sonucu gelişir. Kalbin çevresinde bağdokusundan bir kabuğun oluşması karıncıklann daha az dolmasına neden olur, kalp atım hızı azalır, aynca toplardamar kanının kalbe dönüşü de engellenir. Bu değişiklikler sonucunda klinik olarak büyük ve küçük tansiyon değerleri arasındaki fark azalır ve kalp atım hızı artar. Kronik kalp dış zan iltihabı sonucunda kanın kalbe dönmesinin engellenmesi nedeniyle boyun toplardamar-lan şişer, karaciğer büyür, ayrıca morarma ile birlikte nefes darlığı gelişir. Bu olgularda yalnızca cerrahi tedavi uygulanır. | |
|