3
Mayıs 1481'de Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine Amasya'da
bulunan
Şehzade Bayezid ve Konya'da bulunan Cem Sultan'a sadrazam
Karamani
Mehmed Paşa tarafından ulaklar gönderildi. Ancak Cem
Sultan'a
gönderilen haberci, yolda Anadolu Beylerbeyi Sinan Paşa
tarafından
yakalandı.
Cem Sultan, babasının vefatını dört gün
sonra
öğrenebildi. Bu olayların yaşanması üzerine yeniçeriler
ayaklanıp
Karamani Mehmed Paşa'yı öldürdüler (4 Mayıs 1481). Şehzade
Bayezid'in,
İstanbul'da bulunan oğlu Korkut'u saltanat naibi ilan
ederek onu tahta
çıkardılar.
Şehzade Bayezid, 21 Mayıs 1481
günü İstanbul'a varır
varmaz devlet idaresini eline aldı. Cem Sultan
ise 4000 kadar askeriyle
birlikte 27 Mayıs 1481'de İnegöl önlerine
geldi. Sultan İkinci Bayezid,
Ayas Paşa idaresindeki bir orduyu Cem
Sultan'ın üzerine gönderdi.
28
Mayıs'ta yapılan savaşı kazanan
Cem Sultan Bursa'da padişahlığını ilan
etti. Kendi adına hutbe
okutarak para bastırdı. Çok geçmeden Sultan
İkinci Bayezid'e bir
mektup gönderen Cem Sultan, Osmanlı topraklarını
eşit olarak
paylaşmayı teklif etti. Kabul edilemeyecek bu teklif
karşısında
harekete geçen Sultan İkinci Bayezid, ordusuyla birlikte Cem
Sultan'ın
üzerine yürüdü. Yenişehir Ovası'nda yapılan savaşı kaybeden
Cem
Sultan, Konya'ya geldi. Burada da kalamayacağını anlayan Cem
Sultan,
yanına ailesini de alarak Kahire'ye doğru yola çıktı. Kahire'de
iken
Hac mevsiminde Hicaz'a gitti.
Hac'dan sonra tekrar
Kahire'ye
gelen Cem Sultan, ağabeyi Sultan İkinci Bayezid'den bir
mektup aldı.
Bu mektupta, padişahlıktan vazgeçtiği takdirde kendisine
bir milyon
akçe ödeneceği belirtiliyordu. Ancak Cem Sultan bunu kabul
etmedi.
İkinci bir teklifi de geri çeviren Cem Sultan, tekrar ülkesine
döndü.
27
Mayıs 1482'de Konya'yı kuşatan Cem Sultan, Sultan
İkinci Bayezid'in
yaklaşması üzerine kuşatmayı kaldırarak Ankara'ya
gitti. Oradan da
tekrar Mısır'a gidecekti, ancak yollar tutulmuştu. Bu
sırada Rodos
şövalyelerinden Pierre d'Aubusson onu Rodos'a davet etti.
29
Temmuz
1482'de Rodos'a giden Cem Sultan, yapılan antlaşma gereğince
istediği
zaman adadan ayrılacağını düşünüyordu. Ancak sahtekar
şövalyeler
buna hiçbir zaman izin vermediler ve Cem Sultan esir hayatı
yaşamaya
başladı. Cem Sultan'ın Rodos şövalyelerinin eline düşmesi, hem
kendisi
hem de Osmanlı tarihi için talihsiz bir olay olmuştur.
Cem
Sultan
daha sonra, Fransa'ya gönderildi. Cem Sultan'ın Fransa'dan başka
bir
ülkenin eline geçmesini Osmanlı Devleti açısından sakıncalı gören
Sultan
İkinci Bayezid, Fransa'ya bir elçi gönderek Cem Sultan'ın
Fransa'da
tutulmasını istedi.
Cem Sultan'ı kullanmak
isteyenlerden
birisi de Papa VIII.Innocent'di. Papa, Cem Sultan'ı
bahane ederek
Osmanlılara karşı bir haçlı seferi düzenlenmesini
istiyordu. Ancak
bunda başarılı olamayınca Cem Sultan'a Hıristiyan olma
teklifinde
bulundu. Buna karşılık Cem Sultan ona şöyle cevap verdi:
"Değil
Osmanlı Saltanatı, hatta bütün dünyanın padişahlığını verseniz dinimi
değiştirmem".
Cem Sultan, abisi Sultan İkinci Bayezid'e yazdığı
bir şiirinde ona şöyle seslenir:
"Sen bister-i gülde yatasın şevk
ile handan,
Ben kül döşenem külhan-ı mihnette sebeb ne"
(Sen
gül döşenmiş yatakta neşeyle gülerek yatarken,
ben zahmet ve
eziyet içinde küle batayım, neden)
Sultan İkinci Bayezid ise ona
şöyle cevap verir:
"Çün rüz-i ezel kısmet olunmuş bize devlet,
Takdire
rıza vermeyesin böyle sebeb ne,
Haccacü'l-Haremeynüm deyüben
da'va kılarsun,
Ya saltanat-i dünyeviye bunca taleb ne"
(Bize
ezelden saltanat kısmet imiş,
sen ise kadere rıza göstermedin
buna sebep ne,
Hacca gittin kendini temizlemek davasına düştün,
peki
dünya saltanatı için bunca hırs niye"
Cem
Sultan vakası
Osmanlı tarihinde Yıldırm Bayezid'in Timur'un elinde esir
düşüp,
demir kafese hapsedilmesinden sonra ikinci büyük trajik
hadisedir.
Rumeli'den tekrar Osmanlı topraklarına gelmek isteyen Cem
Sultan, 13
yıl esir hayatı yaşadı. En son Papa'nın elinden Fransız
Kralı
tarafından kurtarılmış, ancak büyük bir ihtimalle zehirlendiği
için
bir hafta içinde yolda vefat etmiştir.
Papa'nın bir haçlı
seferine
kumanda ederek Osmanlı devleti ile savaşma teklifini
reddettiğinde
Papa'nın dilini anlamadı zannettiği Cem Sultan'a:
"Öyleyse burada
it gibi sürün" demesine karşılık olarak Cem Sultan, Papa'ya şöyle
demiştir:
"Sizin elinize düşen itten beter olmayacağıdı da ya
nice olacağıdı" ve Papa'yı utandırmıştır.
Cem
Sultan'ın bakım
masrafları için Papa, Sultan İkinci Bayezid'den yılda
40.000 altından
fazla para kopartmayı başarmış, Cem Sultan'ı serbest
bırakma
tehditleriyle de Osmanlı fetihlerini durdurmuştu. Bu olay
ileride
Şehzade katli için de önemli bir mesnet teşkil etmiştir.
Cem
Sultan,
bunca olaydan sonra 25 Şubat 1495'de vefat etti. Sultan İkinci
Bayezid
bu olaya çok üzüldü ve üç gün yas ilan etti ve Cem Sultan'ın
gıyabında
cenaze namazı kıldırdı. Sultan İkinci Bayezid Cem Sultan'ın
naaşını
alabilmek için çok uğraştı.
Vefatından 4 yıl sonra 1499
yılının
Ocak ayında Cem Sultan'ın cenazesi Osmanlı topraklarına
getirilerek
Bursa'da kardeşi Şehzade Mustafa'nın yanına gömüldü.
Böylece yıllar
süren macerası sona erdi ve en azından cenazesi kendi
topraklarına
defnedildi.