hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 TAYLAND / Asya Kıtası

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
TAYLAND / Asya Kıtası 2duy3hj

TAYLAND / Asya Kıtası Empty
MesajKonu: TAYLAND / Asya Kıtası   TAYLAND / Asya Kıtası EmptyCuma Mayıs 07, 2010 9:59 am

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]







Ülke Coğrafyasının Genel
Görünümü




Tayland, karmaşık ve bazı kaygı verici yanları da
olan bir gercek gizler:


Kambocya' daki savaş,sınırların
ötesine taşmıştır, sınır bölgeleri de mültecilerle doludur


ve Khmer ve Vietnam birlikleri arasındasık sık
catışmalar olmaktadır.


Kuzeydoğuda Cin yanlışı silahlı gruplar orduyu kanlı
gerilla eylemlerinin icine cekmektedirler.


Laos ve Birmanya sınırındaki "Altın Ücgen" , kacakcı
cetelerinin


ve afyon satıcılarının eline gecmiştir.

Birmanya' daki ic catışmalardan dolayı, ülkeye belli
aralıklarla binlerce Karen mülteci gelmektedir.


Buna bir de güney uctakı cengellerin Malaysia yanlışı
müslüman gerillaların elinde olduğu


ve Siyam körfezindekorsanların
kol gezdiği eklenirse, durumun ne kadar tehlikeli olduğu ortaya cıkar.


Bu tedirgin alanların tümünün ülkenin kenarlarında,
sınır boylarında olduğu ileri


sürülse bile, toplum içindeki

calkantıların ve gerilimlerin günden güne artması,

ülkeyi patlamaya doğru giden bir barut fıcısına
benzetmektedir.




"Özgür insanlar ülkesi" ( Tayland sözcügü bu anlama
gelir ), birleşik bir coğrafi bütün oluşturmaz.


Merkezi, ülke topraklarının aşğı yukarı 1/3' ine eşit
olan ve Cao Phraya


( Chao Phraya ) ırmağının sularıyla sulanan orta ovadır, gerek halkın büyük bölümü,

gerek devletin bütün iktisadi etkinlikleri bu ovada
toplanmıştır.




Chao Phraya...[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ...ile kolları
Tayland' in kuzeyinden güneyine kadar inerler:


Taşıdıkları alüvyonlu birikintiler ırmağın ağzına yaklaştıca 100 m kalınlığında bir tabaka oluşturur

ve ırmağın ağzı her yıl Siyam körfezine doğru 30 m
ilerler.


Siyam körfezi cok geniş ve sığlıktır, deniz gelgit
sırasında kabardıkca,


dalgalar ırmakların ağızlarından kilometrelerce
iceriye girer,


birikintilerin temizlenmesine yardımcı olurlar.



Pek yüksek olmayan bir dağlar dizisi ( Dong Phraya ),
orta ovayı doğu bölgesinden


( Khorat ) ayırır, doğuda yer yer alcak tepeler
görülen geniş bir yayla Mekong


ve Laos' a doğru yavaş yavaş alcalır.



Yörede alüvyon birikintileri azdır, toprak kolaylıkla
aşınabilen çok ince bir hümüs tabakasıyla örtülüdür.


Gözenekli topraklar, zaten ülkenin başka
yerlerindekinden daha az olan yağmur sularını pek iyi tutamaz.


Güneybatıdan gelen yaz musonlarının etkisi doğuya
doğru azalır.


Cao kadar sürer Dong Phraya dağlarınınkuytuluğundaki doğu bölgesindeyse,

1,5 ay önce kesilirler

( üstelik, coğunlukla öylesine düzensizdirler ki, ya
ürünlerin
kurumasına ya da korkunc su
baskınlarına yol acarlar ) .


Mart tan mayısa kadar iklim sıcak ve kuraktır (..[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]..Bangkok' ta


ortalama 30° ) , kasımdan subata kadar sıcaklık biraz
düser ( 24° C ), kasımdan şubata kadar


sıcaklık yer alan dağlık bölgelerde,
özellikle kuzeyde, su altında kalan pirinc tarlalarının


Mekong' un kollarının vadileriyle sınırlı olduğu
yerlerde,
kışlar serin gecer.



Dağlar, ülkenin yaklaşık yarısını kaplayan ormanlarla
örtülüdür.


Dağlılar bitki örtüsünü ateşe verdikten sonra
toprağın gecici verimliliğinden yararlanır, sonra da


başka yerlere göc ederler.

Coğu yerde aşınım olgusu nedeniyle ormanların yeniden
büyümesi engellenir


ve toprak verimini
bütünüyle yitirir. Meseler, bambular ve daha yükseklerde kozalaklı
camlar,


kuzey kesiminin her yanına yayılmışlardır.



Güneye doğru gidildikce dağların yağış alan
yamaclarında düz


ve iri gövdeli ağacların bulundugu yüksek ormanlar yer alır ( aralarında kerestesi değerli ağaclar
da vardır ) .


Khorat yaylasındaysa ağaclar daha alcaktır ve kurak
mevsimde yapraklarını dökerler.






Ülkenin yarımada uzantısı yılın öbür aylarında da
yağış alır, her yeri çok gür bir ekvator ormanıyla kaplıdır,


dev ağacların boyları 60 - 70 m' yi bulur. Bu sık
bitki örtüsünde son derece cesitli bir hayvan topluluğu yaşar:




[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]...Papaganlar,
maymunlar, ucan sincaplar daldan dala sıcrarlar, sürüngenlerin


ve sülüklerin kaynaşltığı
ağac diplerinin


üstünde binbir renkte kelebekler ucuşur. ..[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]...Orkide
türlerinin



saysı bini bulur.

Batılıların hic alışık olmadıkları bicim ve lezzette
meyveler vardır, muz türlerinin sayısı oturzu bulur.


Hint Okyanusu' na bakan batı kıyısı dağlık ve cok
girintili - cıkıntılıdir binlerce kücük adayla sarılıdır,


yağmur en cok yaz aylarında
yağar: Yağış oranı Birmanya sınırındaki Ranong' da yılda 6 700 mm' yi
bulur:


Bunun 810 mm' si temmuz ayında düşer ( orta ovadaysa yagis ortalamasi 1 200 mm dir)

Yarimadanın doğusu da aynı derecede yağışlıdır, ama
en cok yağış ekim - ocak ayları arasında görülür:


Genellikle kuru ve serin hava getiren kuzey
rüzgarları, Siyam körfezini aştıktan sonra yöreye nem taşırlar.


Malaysia sınırından Kambocya sınırına kadar uzunluğu
asağı yukarı


2 000 km' yi bulan Siyam körfezinin kıyıları genellikle alcaktır, sık sık koylara ve denizkulaklarına
raslanır.


Bircok bölümü mangrovlarla kaplıdır, mangrovlarin birbirinin icine girip yumaklar

oluşturan kökleri, deniz alcaldığında suların birkac
metre üstünde kalır


ve yılanların yaşamasına
son derece elverşsli bir ortam oluşturur:


Bangkok' ta cok önemli bir panzehir merkezi
kurulmuştur.



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




Ülke Tarihine Genel Bakış




Başlangıcta Güney Cin ' de ( Yunnan ) yerleşmiş olan
Tay ( Thay ) halkı, Cinlilerin yayılması üstüne, XII. yy' da


güneye kaymaga başladı. Kücük toplulukların göcü,
Kubilay Han' in tahta cıkarak


"Göksel Imparatorluğun " sınırlarındaki halkları
boyunduruk altına almak istemesiyle gercek bir kitle göcüne dönüştü.




Cao Phraya' nin vadisinde o dönemde doğuda Angkor
Khmerleri ve Monlar yaşıyorlardı ( Iravadi' nın bütün vadisini


denetim altına almaya calışan Birmanların baskısı
karşısında buralara itilmişlerdi ) .


Catişmayı Taylar kazanarak Suhotay' i ( Sukhothai )
kendilerine başkent yaptılar ( 1238 ) .


Yendikleri halkların dinlerini, kültürlerini,
dillerini özümseyerek özgün bir uygarlık yarattılar ve kısa süreli
olmakla


birlikte cok parlak bir dönem yaşadılar: Daha 1320'
de bu uygarlık cökmeye yüz tutmustu, devlet iktidar kavgalarıyla


sarsılıyor, halk salgın hastalıklardan kırılıyordu.
Aynı yüzyıllın ortalarında, güney doğru ilerleyen bir Ciang Ray prensi,


Ayutthaya' da yeni bir krallık kurdu, eski baskente
egemenligini kabul ettirerek, yeni bir kararlılık dönemini başlattı.


Devlet, merkezleşmiş bir piramit biciminde örgütlendi
( piramidin tepesinde Tanrı gibi tapılan kral bulunuyordu ) ,


saray yasamı ve derebeylerin gücü kesin kurallara
bağlandı.




XVI. yy’ da ülkede Batı
etkisi duyulmağa başlandı :



Orduda hizmet eden Portekizli paralı askerler yeni ve
öldürücü savaş tekniklerini yöreye taşıdılar,


Fransızlar, Ingilizler, Hollandılılar ülkeyi baştan
başa dolaştılar, Konstantinos Phaulkon adlı bir Yunanlı başbakanlığa


kadar yükseldi, saray muhafiz alayıysa katolikliği
benimseyerek ülkelerinden kacmış olan Japonlardan oluşuyordu.


Saray entrikalari ve ayaklanmalarıyla sarsılan
krallığı Birmanlar, 1767’ de Ayutthaya’ yı ele gecirerek yerle


bir ettilerse de, krallık birkac yıl sonra yeniden
canlandı :


Eyaletlerden birinin valisi olan Sin Tak, Birmanları
ülkeden kovarak, günümüzdeki Bangkok’ un hemen batısında yer alan


yeni başkent Thonburi’ de tac giydi. Ama birkac yıl
sonra cıldırdı ve 1782’ de öldürüldü.




General Cakrı, Rama I adını alarak yeni bir sülale
kurdu ve Bangkok’ un temellerini attırdı.





O tarihten başlayarak ülke modernleşmeye başladı ve
Rama IV ( 1851 – 1868 ) ile Rama V ( 1868 – 1910 )


dönemlerinde önemli reformlar yapıldı :

Ordu ve yönetim Batı modeline uyularak yeni baştan
örgütlendi, kölelik kaldırıldı, ticaret geliştirildi,


ilk üniversite kuruldu.

Ama asıl büyük başarı, ülkenin sömürge olmamayı
başarmasıydı :




Fransızların Vietnam’ a Laos’ a ve Kambocya’ ya
egemen olmalarına ve Ingilizlerin doğudan ( Birmanya ) ve


güneyden ( Malezya ) yaptıkları baskılara karşın,
Tayland büyük bir ustalıkla tampon devlet rolünü sürdürdü.




1930 ‚ daki büyük dünya bunalımı sırasında, başlıca
dışsatım ürünü olan pirinc fiyatlarında ki düsme, Tayland’ ı


enflasyona ve ic istikrarsızlığa sürükledi. Kral bir
anayasa hazırlatmak zorunda kaldı




( 1932 ) iktidar birkac yıl sağcılar ile solcular
arasında el değiştirdikten sonra Japon ulusculuğundan esinlenen sağcılar


sonunda üstünlük sağlamayı başardılar. Ikinci Dünya
savaşından önceki yıllarda ülke, yayılmacılık ve


ırkcılık eğilimleriye sarsıldı :

Birmanya’ da Cin de ve Laos ta bulunan Taylandlıları
tek bayrak altında birleştirecek bir taybirliği ilkesinin propagandası


yapıldı ve Japon orduları Güneydoğu Asya yı işgal
edince, bu ilke gerceklesme yoluna girdi:


Cao Phraya nın vadisi, Büyük Britanya ve Fransa nın
sömürgelerini ele gecirmek icin bir hareket üssüne dönüştü.


Üstelik Taylan, Japon imparatorluğun bozguna
uğramasından da pek zarar görmedi.




Savaşı izleyen on beş yılda, ordudaki cesitli
kümelesmelere bağlı, kralın az cok desteklediği bir dizi otoriter
hükümet


birbirini izledi.

Kamu yaşamının değişik kesimlerinde rüsvet olayı
kaygı verici oranada yayıldı.


Ayrıca A.B.D. ne verilen bazi asker ödünler, durumu
büsbütün ağırlaştırdı :


Tayland da bazı A.B.D üsleri kuruldu ve ülkeye sel
gibi dolar akması sonunda bazı bölgelerin iktisadi kökünden değişti.


Iktidar kavgası da bu arada sürüp gitti :

1932 den bu yana kimi kanlı, kimi kansız 17 hükümet
darbesi yapıldı, anayasa da tam on iki kez değistirildi.




Vietnam savaşının ardından ülkeyi terk etmeleri
istenilen Amerikalilarin cekilmesinden sonra


( 1975 ) iktisat büyük ölcüde sarsıldı ve ic gerilim
artti :


1976 Ekiminde Bangokok taki öğrencilerinin 1963 ten
1973 e kadar iktidarda kalan diktatör Kittikachorn un yönetimi


yeniden ele almasını protesto etmek icin giriştikleri
eylemler cok kanlı bicimde bastırıldı.




Siyasal yaşantida karşıt güclerin cekismesi günümüzde
hala sürmektedir.


Bir yandan , son elli yıldır siyasal yaşama egemen
olan ordu, büyük rütmeli tutucu subaylar ile daha kücük rütbeli,


demokrasi değil reform isteyen kücük rütbeli subaylar
arasında bölünmüştür,


öte yandan kral, oldukca ilerici anayasayı uygulamak
istemekte,


ama Özel Konsey indeki tutuculara söz gecirememektedir.

Yaşama gücü, genel secimlerle işbaşına getirilen bir
millet meclisi ile kral tarafından


atanan bir senatonun oluşturduğu parlamentodadır

( başbakanı, dokuz üyeli bir Özel Konsey in yardımci
oldugu kral secer ).


Ülkenin iç kesimlerinde uluşlararası durumdan güc
alan gerillalar şiddet eylemlerini sürdürmektedirler.


Amerikalıların gidişinden sonra kömünist ülkelerle
dostluk ilişkileri yeniden kurulmuştur,


ama Kambocya yla sürüp giden savaş

ve bunun sonuncunda kitle halinde kacan insan
toplulukları, sınırı asan askeri birlikler,


Tayland i da günden güne cekişmenin icine doğru
sürüklemektedir.




Iktisat


Yüzyıllar boyu kendi göreksinimini üretmeye yönelik
bir iktisadın sınırlarını asmayan Taylan,


XX.yy. başlarından sonra modern
bir ticaret iktisadı cercevesi icine girdi


ve 1950 yıllarına kadar dünyanın en büyük pirinc
üreticilerinden biri olarak
kaldı.



Ikinci Dünya savaşından sonra Ingilizlerin
cekildikleri Birmanya da tek Tipp ürün olarak pirinc yetiştirilmesinden


vazgecilmesi, dolayısıyle de üretimin düşmesi,
Tayland ın işine yaradı.


Vietnam ve Kambocya daki savaş da, öbür iki tehliklei
rakibi uluslararası pazardan sildi.


Ama bütün bu elverişli koşullara karşın , tarım
yöntemlerinin geriliginden dolayı ülke, dünyada altıncı sıraya indi:




Günümüzde kücük motorlu tarım aracları ve zararlılara
karşı kimyasal ürünler kullanılmaya başlanmıştır ama , işin büyük


bölümü he pelle ve mandaların yardımıyla
yapılmaktadır.




Cao Phraya ovasında her yer, sular altında kalmış
pirinc tarlalarıyla kaplıdır.


Kasım ayına kadar kabaran ırmağın suları geniş ve
karmaşık bir kanal ağıyla ( klong ) ovaya dağıtılır ( sürekli bakım


dolayısıyle çok sayıda işcinin calışmasını gerektiren
kanalların bazıları XVII. Yy’ dan kalmadır ) ama sulamayı sağlayarak


yılda iki kez pirinc ürünü alınmasına olanak verecek
barajlarin


ve depoların sayısı hala yetersizdir:



Coğunlukla, kurak mevsimde yerfıstığı ve susam
ekilir.


Kirsal kesimde, geri kalmışlığın nedenlerinden biri
de toprakların
dağılımıdır,

toprağın büyük bölümünü ellerinde tutan büyük toprak
sahipleri,


bunları kücük tarlalara ( 1 – 5 ha ) bölüp kıraya vermektedirler.

Toprak sahiplerinin ilgisizliği, aracıların
acgözlülüğü,


köylülerin yatırım gücünün yetersizliği, kıracıların, ürünün yetersiz

olduğu yıllarda tefecilerin eline düşmesine yol
acmaktadır.




Öbür ülkelerde, her zaman gelir kaynakları nüfusun
gereksinimleri karşısında yetersiz kalmış, ama Tayland,


Asya nın geri kalan bu sıkıntılı durumuna uzun süre
düşmemiştir.


Ne var ki son yirmi yıldır bu ayrıcalıklı durum
ortadan kalmaya başlamis,


1960 ta belenmesi gereken nüfus 26 milyonken,
günümüzde 45 milyonu bulmuştur.


Üretilen pirincin ülke icinde tüketilmesi sonucunda,
dışsatımda da düşme olmuştur.


Gene son yirmi yıldır, yabancı sermayenin yardımıyla
ekime acılan alanlarda bol bol üretilen mısır


ve rafine şekerse, dış pazara gönderilmektedir.

Doğu bölgelerini başkente bağlayan “ dostluk yolu”
boyunca Bangkok un doğusunda yer alan


100 000 hektarlık “ kara topraklar” , mısır ve
şekerkamışıi tarımın ayrılmıştır.




Bir başka öneli ticaret ürünü, Cinhindi yarımadasında
cok yaygın olan lastiktir.




Güneyin ekvator iklimi kaucuk yetiştiriciliğine son
derece elverişlidir, hükümet de ormandan kazanılan topraklarda


kücük köylü isletmelerinin gelişmesini
özendirmektedir.


Ülkede, komsu Malaysia dan farklı olarak, önemli
sermaya yatırımı gerektirdiği icin


( gercekten, bir kaucuk ağacının ortalama ömrü otuz
yıldır,


ama üretime gecmesi icin 7 – 8 yıl beklemek gerekir
),


bütünüyle bu tür üretime ayrılmış sömürge tipi büyük
müliyet yoktur.


Devlet fideleri dağıtır, uzmanların yardımını sağlar
ve kücük mükiyetin gelişmesine yardımcı olur.



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Kaucugun yanı sıra ( özellikle kıyıya yakın yerlerde )
hem liflerinden, hem yağından yararlanılan hindistancevizi palmiyesi
yetiştirilir.




Ülkenin geri kalan kesimlerinde, palmiyenin pek
yaygın olmadığı yerlerdeyse,


lifinden yararlanılan jüt ve bir kenevir türü olan
“dah” yağından yararlanılan susam,


yefıstığı, pamuk ve soya tarımı yapılır.

Halkın beslenmesi icin gerkli porteinin büyük bölümü
soyadan sağlanır,


çünkü bütün Asya’ da olduğu gibi, Tayland’ da da
hayvan yetiştiriciliği gelişmemiştir,


dolayısıyle hayvansal protein tüketimi yetersizdir.

Ama birkac yıldır, pirinc üretimi yapılan tepelerde
sığır beslenmeye başlanmıştır.




Ülkenin orman zenginlikleri günden güne azalmaktadır:


Değerli kerestelerin ( tek, yang, abanoz, sanal )
elde edildiği


yerler aşırı işletilmiş, kesilen ağacların yerine
planlı bir ağac dikimi yapılmamıştır.



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




1950 yıllarına kadar bazı yabancı sermaya şirketleri
ve çok sayıda Cinli tüccar, ormanları acımasızca yağmalamıştır.


Ayrıca ülkenin kenar kesimlerinde sürdürülen gezgin
tarım nedeniyle her yıl,


yüksek gövdeli ağaclar büyük zarar görmektedir.



Ülkede fosil yakıt kaynakları oldukca kıttır, 1974’
teki dünya petrol bunalımından sonra


kuzey kesimindeki ırmaklardan sağlanan hidroelektrik
potanisyelden


elden geldiğince yararlanılmaya calışılmaktadır.

Enerjinin bir bölümü Laos tan gelir: Laos ta
sermayenin bir bölümünü Tayland ın


sağlamasıyla büyük bir baraj yapılmıştır.

Malaysia ve Endonezya kıyılarına denizden petrol
cıkarma amacıyla girişilen sondajlardan iyi sonuclar alınınca,


Siyam körfezi kıyılarında
da aramalara başlanmıştır


( körfez kıyılarında doğal gaz yatakları da
işletilmektedir ) .


Başlıca yeraltı gelir kaynağı , Malezya yarımadasının
her yanında bol bulunan kalaydır.


Büyük bölümünün yöreye XX. Yy in başlarında taşınmış
olan cinli işciler tarafından,


yetersiz tekniklerle işletilmesine karşın, Tayland
kalay üretiminde


dünya dördüncüsüdür.

Doğu Tenasserim den cıkarılan tungsten de özellikle,

A.B.D. ve Japonya ya bol miktarda satılmaktadır.



Sanay ı özellikle 1960 yıllarında büyük bir gelişme
göstermiş, ülkede bol miktarda nitelikli


uzun lifli pamuk ve ipek üretildiğinden, dokuma
sanayısı büyük bir atılım yapmıştır.


Baskentte ve cevresinde toplanmış olan sanayı
etkinlikleri, bütünüyle tarım ürünlerinin işlenmesine yöneliktir,


ağır sanayi yeterince gelişmemiş olduğundan, ülke
uluslararası pazrin dalğalanmalarından


ve yabancı yatırımlardaki değişikliklerden dolayı
şiddetli sarsıntılar gecirmektedir.


A.B.D nin askeri üslerinin sökülmesi ve petrol
fiyatlarındaki artışlar, iktisadı olumsuz yönde etkilemiştir.


Ama cin ve Vietnam la yeniden kurulan siyasal
yakınlaşma, sermayenin ülke dışına kacırılmasını önlemiş,


Japonların yatırımlarıysa iktisat alanında yeni bir
atılım yapılmasını sağlamıştır.


Tayland böylece, Güney Kore, Tayvan, Filipinler gibi ,
Japon sanayı imparatorluğunun bir şubesi haline gelmektedir:


Şimdiden Japonya icin ucuz bir isgücü deposu ve düşük
nitelikli malları satın almaya hazır bir Pazar olmuştur.




Daha kırk – elli yıl öncesine kadar, ülkede ic ulaşım
yalnızca akarsu yollarından sağlanıyor,


yolculukların pek azı karadan, yaya olarak ya da fil
sırtında yapılabiliyor,


üstelik böyle bir ise yalnızca birkac zengin
girişebiliyordu.


Günümüzdeyse etkili ve iyi örgütlenmiş bir ulaşım ağı
kurulmuştur.


Demiryolu ülkenin en kuzeyi ile en güney ini
birleştirmektedir :


Güney de ikiye ayrılan hatlar Malasiya kıyılarından

singapur a ulaşır, kuzeydoguda Bangkok, Laos un
başkenti Vientiane la bağlantılıdır. Ayrıca doguya ( Ubon )


ve Kambocya sınırına giden
hatlar da vardır


( uzun süredir savaş, bu hattın Phnom Penh e kadar
uzatılmasını engellemiştir ) .



En cok askeri üssün bulunduğu doğu kesimindeyse,
Amerikalılar, yağmur mevsiminde ulaşımı sağlamak için çok yararlı


olan nitelikli bir yol ağı ( arasında ünlü dostluk
yolu da vardır ) düzenlemişlerdir.


Günümüzde kuzeydoğuda ulaşım ağının daha da iyileştirilmesine calışılmaktadır,

ama bazı yerlerde santiyelerin ordu denetimine
alınması gerekmektedir,


çünkü Cin yanlışı
gerillalar kendi alan ları icindeki calışmaları engellemektedirler.


Bütün ulaşım ağının bağlı olduğu Bangkok ta, Batı, Uzakdoğu ve Okyanusya arasında

gecis yolu olan büyük bir havalimanı kurulmuştur.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
TAYLAND / Asya Kıtası 2duy3hj

TAYLAND / Asya Kıtası Empty
MesajKonu: Geri: TAYLAND / Asya Kıtası   TAYLAND / Asya Kıtası EmptyCuma Mayıs 07, 2010 10:00 am

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]



Bölgelerin Genel Görünümü



Bankok tan kuzeye gidilirken, krallık kanallarından
gecilebilir


( krallar kanallardan gercerek Tay sanatının
başyapıtlarının yeni klasik üslupta saraylarla karşıtığı yazlık yerleri
Bang - pa - in e giderlerdi ) .




Bang - pa – in e varmadan önce, yemyeşil bir denizden
Ayutthaya nın yıkıntıları yükseleri, eskimiş yapıların kendi


ağırlıkları altında cökmelerini önlemek icin, bircok
adada tapınakların sipsivri ucları karmakarşık bir kablo düzeniyle
ayakta

tutulmaktadır.

Ama Ayutthaya ölü bir kent değildir:

Eski başkenti savunmakta yetersiz kalan yapay adanın
kıyılarında, sıra sıra yüzer evler ve lokantalar yer alır.




Orta ovaların tam ortasını oluturan yörede mayıs
sonunda, cevreye mavi gömlekli, geniş sapkalı köylüler doluşur, sıcaktan
kavrulup yarılmış toprağı işlerler.


Bir ay sonraysa, muson yağmurları tarlaları suyla
doldurur, her yan pirinc başaklarının dalgalandığı bir düzlüge dönüşür.


Kasımda sular tarlalardan cekilince, ortalık gene
hasada gelen köylülerle dolar.


Köylüler oturup sabırla yağmurun dinmesini
bekledikleri köylerden cıkar gelirler, kentte mevsimlik ise girmiş
olanlar da


geri döner.



Yaşamın aile, pirinc tarlası ve tapınak arasında
gectigi köylerden bakılınca, Bangkok Insana çok uzak gelir.


Köylülerin yaşamları son
derece yalındır, ama yoksul değildirler.




Ovadaki seyrek kentler önemli yol kavsaklarında büyük
hizmet merkezleridir.


Nakhon Sawan da, Cao Phraya nın

kollarının ( Ping, Yan ve Nan ) ırmağa kavuştukları
yerde, kuzeye uzanan demiryolu


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.].. ve karayolu
ikiye ayrılır. Cok büyüyük sallar halinde birleştirilmiı



değerli tomruklar, cengelin icindeki karsularda
aylarca sürüklendikten sonra kente ulaşırlar.




Nan ırmağının kıyısında Pitsanulok’ ta demiryolu
hattı, Cao Phraya nın kollarının havzalarını birleştiren yan hatlarla
kesişir:


Kentte yirmi yıl önce cıkan korkunc yangında
Suhotaylarin egemenliğinin son döneminden kalma gösterişli yapıların


büyük bölümü kül olmuş, geriye yalnızca görkemli
kalıntılar kalmıştır:


Ic ice üc sıra halinde surlar, derin hendekler, Khmer
etkisinin yeni Siyam estetiğinin etkisi altında ezildiği tapınaklar.




Kuzey doğru tırmanıldıkca vadiler derinleşir,
tepelerin sayısı artar, yollar seyrekleşir:


Köylerin arasındaki uzaklıklar artık kilometreyle
değil, kac saat yürüyüş gerektirdiğiyle ölcülür.




Chiang Mai ye varan demiryolunun döşendiği 1930
yılına kadar, başkentten Kuzeye gidebilmek günlerce süren bir işti:


Cavlanlar nedeniyle akarsu yollarından
yararlanılamadığı icin, taşımada yalnızca fillerden
yararlanılabiliyordu.




Günümüzde yol, yaklaşık on saat sürmektedir, ucakla
da bir saatte gidilebilir,


ama kuzeyin vahşi görünümünde hic bir değişiklik olmamıştır.



Ova Tayland geleneklerinin ve kültürün en arı bicimde
sergilendiği yerdir,


Kuzey bölgesiyse, farklı ırkların, cevredeki
bölgelerden buraya kadar


sızmış insan topluluklarının kaynaştığı bir pota
gibidir:


Dağlarda ceşitli kabileler renk renk bir mozaik
oluşturur,


kentlere ve vadi tabanlarındaki köylerde Taylar
yaşarlar.


El sanatları eskisi gibi sürüp gitmektedir:

Lake, değerli madenler, sert tahtalar gercek sanat
boyutlarına ulaşan bir ustalıkla işlenir.


Ceşit ceşit bicimler, değişik geleneklerin, Cin ve
özellikle Birmanya geleneklerinin, katkısıyla zenginleşmiştir.



Kuzey bölgesinin 300 m yükseltide yer alan ormanlık
dağlarla cevrili olan merkezi Chiang Mai de , yer yer Bangkok un


tipik celişkilerinden bazıları da gözlenir:

Kent merkezindeki sokaklar, büyük otellerin
cevresinde değersiz dönüşmüştür:


Geleneksel giysileri icinde dağ köylüleri,
dedelerinin yaşamını sürdürmektense,


gercek ya da köylerden toplanmış sahte antika
eşyaları satmayı yeğlerler.


Birkac kilometrelik bir alan icinde cevrede, kitle
turizminin hizmetine sunulmuş


„vahsilerin „ nasıl yaşadıklarını yarım günde görmeye
heveslenen meraklı turistler


için yapay bir ortam yaratılmıştır.

Ama Chiang Mai nin bütün yaşantısı turistlerin
cevresinde gecmez.



Kentin dış semtlerinde, eski pagodaların aralarinda
el sanatcılarının atölyeleri


yer alır ( bir yanda demir dövülür, bir yanda

güneşte kurumaya bırakılmış rengarenk kağıttan
şemsiyeler görülür ) .




Daracık eğri büğrü yollar olaganüstü güzellikte doğa
görünümleri arasından


dağlara tırmanır, sınırlara doğru uzanır,

ormanda yalnızca göcebe ciftcilerin yaktıkları
ateşler yer yer ağacsız


alanlar oluşturmuştur, bu kesimlerde,

kömürleşmi ağac
gövdelerinin arasında pirinc yetiştirilir.




[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]....Chiang Mai nin
doğusunda, Mae Hong Son ile Mae Sariang


arasında kalan kesimde, Taylar azınlıkta kalırlar.

Güneş alan yamaclarda yer yer kücük Karen köylerine
raslanır.




Haritaya bakılınca her türlü iktisadı etkinliğin
dışında gibi görünen en büyük köyler,


aslında Birmanya ya yönelik çok işlek bir
kacakcılığın yuvalarıdır


( Birmanya, kendi sınırlarını denetleyememektedir ).

Bu alanda gercek bir sınır cizgisi de yoktur, en
kuzeyde,


Laos ve Birmanya sınırlarındaki Altın Ücgen
bölgesinde de kesin
bir sınır

cizilmediğinden, yaşadışı ticaret büyük bir
serbestlik icinde sürüp gider,


yöre öncelikle, afyon kacakcılığında dünyada ilk sırayı alır.


Birmanya sınırına birkac kilometre uzaklıktaki Fang, „
Altın Ücgen“ in merkezidir.


Uzakbatı ile kendine özgü gizemli Doğu karması havası, kentteki yaşadışı işleri maskeler.

Irmaktan aşağı, kanolarla inilirse Laos sınırına
varılır ( ırmak, Chiang


Saen düzeyinde, ağzından daha bin kilometre icerde
bile görkemli bir görünümü olan Mekong’ a karışır ).




Birkac yıl öncesine kadar ırmak kayıklarla doluyken,
Vientiane’ da rejimin değişmesiyle cinhindi’ nin çok sıcak


noktalarından biri haline gelmiştir ve Laos – Taylan
sınırını cizen suları günümüzde bomboştur.


Birkac yüz kilometre daha güneydeki kıyılarında,
tepelerde üslenmiş ceteciler yaşar.,


hükümet kuvvetlerine sık sık baskınlar düzenler, ülkenin en kenarında kalan illerin
bağlantısıni sağlayan karayollarına saldırırlar.




Bundan önceki hükümetler gibi, günümüzdeki hükümet
de,


Kuzeydogudaki Khorat bölgesini gerilikten kurtarmayı
bşsarmakmaktadır.


Yetkililerin umursamazlığı ile doğanın cetinliği,
yöre insanlarına yaşımi zehir etmek icin ele ele vermiş gibidir,


oysa burada, ülke halkının 1/3 ini oluşturan Laos
kökenli kalabalık topluluk yaşar.


Ataları yüzyıllar önce Mekong ırmağını aşarak o
zamanlar kuskusuz daha verimli olan bu topraklarda yerleşmişler,


ama coğunlukla orman
yakarak tarla acma sistemiyle toprakların uzun süre işlenmesi sonucu,


yaylanın büyük bölümünün yozlasmasına
yol acmışlardır.


Bu yüzden yöreden baskente göc , nüfusun artışına
koşut olarak artmaktadır.


Khorat in ülkenin geri kalan kesimleriyle karayolu
bağlantısı uzun süre sağlanamamış, hatta halkı,


gercek başkent olarak Laos
daki Vientiane i benimsemiı,


yöre ancak 1960 yıllarında, iyi bir karayolu ağının
hizmete girmesiyle ülkenin


geri kalan bölümüyle
bütünleşmiştir.


Hatta A.B.D. hava kuvvetlerinin kurduğu üstlerin

ve „ Ho Si Minh yolu’ nun gözetim altında tutulması
icin modern


elektronik merkezlerin sayesinde,

o zamana kadar yalnızca kendi gereksinimini
karşılamaya yönelik olan iktisadı


oldukca canlanmış, askerler
icin cesitli eglence yerleri acılmasının yanı sıra yapı


sanayısınden ticarete kadar çok cesitli etkinlikler başlamıştır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]..Kelebek 30 cm



Böylece, siyaset ve ahlak konularındaki sakıncaları
bir yana,


ülkede Amerikalıların varlığının olumlu bir



Etkisi de görülmüş, en büyük merkezler

( Ubon Ratcha Thani, Odon Thani ve halkın bölgenin
adıyla „ Khorat „ dediği


Nakhon Ratchaşiima ) yüzyıllardır icinde bulundukları
durgunluktan kurtulmuşlardır.


Ne var ki, üsler sökülünce eski sorunlar yeniden
ortaya cikmiş, kentler yeniden sessizlik ve durgunluğa gömülmüştür.



Kuzey bölgesinin doğal güzellikleri ve başkent gibi
büyük merkezler de bulunmadığından, yöreye turist de gelmemeye
başlamıştır.


Khorat ta gecmisten kalma anıtlar bulunmakla
birlikte, coğu Laos ve Kambocya sınırında


yanı güvenlikten yoksun yerlerdedir. Pimai deki Khmer
yıkıntıları, bu eski uygarlığın en ilgi cekici ve anlamlı
kalıntılarından biridir.




Kuzeydoğudan Dang Raek tepeleriyle

ve aşağı yukarı ıssız olan Aranya cöküntüsüyle
ayrılmış bulunan başkent’ in doğusundaki kıyı alcaktır,


kücük verimli ovalara ve mangrov şeritleriyle kaplı
ırmak haliclerine raslanır.


Kıyının acığındaki sığlıklarda çok sayıda kayalık ada
( coğu olaganüstü güzellikte mercan oluşumlarıyla sarılıdır ) yer alır.


Kambocya ya yaklaşıldıkca, bölgedeki nem oranı artar:
her yan „ yang“ kerestesi elde edilen ormanlarla kaplıdır, nüfus azalır


ve sınira doğru Khmer kökenli halklar coğunluğu
oluşturmaya başlar.




Son yirmi yıl icinde tuizm, kıyı bölgesi iktisadını
günden güne daha çok etkilemeye başlamıştır.


Taylandlıların en sevdikleri kumsal olan Bang Saen
yakınında, yabancı turistlere başkent otellerinin lüksünü


ve gece yaşamının cılgın eglencelerini aratmayacak
bicimde düzenlenmiş Pattaya tatil kasabası kurulmuştur.


Kıyıdaki yerleşme merkezlerini birbirine bağlayan
rahat ve kullanışlı karayolunu. Amerikalılar Sattahip teki üslerine
ulaşmak amacıyla acmışlardır.


( Günümüzde Sattahip, Tayland in askeri limanıdir.
)Ama kıyı bölgesinde tek etkinlik turizm değildir.


Ülkede tüketilen ya da dışarıya satılan deniz
ürünlerinin büyük bölümü kıyıdan elde edilir, tropikal meyveler (
özellikle Rayong ile Chanthaburi arası, meyve bahceleriyle kaplıdır ) de
buradaki büyük tarım işletmelerinden kent carşılarına gönderilir.


Ama yörenin asıl gelir
kaynağı Tayland in en büyük safir yataklarıdır.


Chanthaburi de çok
sayıda mücevher traşlanan atölye vardır ( atölyelerde özellikle öğlenden
sonra, sıcak yüzünden meyve bahcelerinde iş durduğunda calışılır,


tarım işcilerinin tümü,
aynı zamanda da usta birer el sanatcısıdır
) .


Bir başka karlı etkinlik de orkide
yetiştiriciliğidir, Geniş seralarda büyütülen milyonlarca orkide,
dünyanın her yanına gönderilir.


Su ürünlerinin ve meyvelerin konserve yapılması ve
saklanması için cesitli besin sanayısı tesisleri de kurulmuştur


( özellikle Si Racha ve Rayong ta , Tayland
yemeklerinden hic eskik olmayan salamura balıktan yapılma acılı sosun
üretildiği fabrikalar ).


Sattahip’ ten Laem Mae Phim’ e giden kıyının yakın
gelecekte kitle tuizmine acılması beklenmektedir: ama henüz kumsallar
işsiz ve sakin, deniz tertemizdir.


Yol , resmen gecişe kapalı olan Kambocya sınırından
önceki son il merkezi olan Trat’ ta biter. Aslındaysa,


Taylan’ ın bu uc kesimini Aranyaprathet’ e
birleştiren yolda da sık sık catışmalar olur:


Yöre, gercek ya da sahte Khmer yandaşlarından,
eşkiyalara kadar her ceşit silahlı toplulukla doludur.


Ülkenin güneyinde Malaysia’ ya doğru uzanan daracık
toprak şeridi,


vahşi görünümlü kumsallarla, kayalık dağlarla
örtülüdür.


Bu kesimde pirinc tarlalarının yerini yavaş yavaş
kaucuk ekili büyük tarım işletmeleri alır, pagodaların eğri damlarından
çok,


cami kubbeleri göze carpmay abaslar. Sınıra yakın
illerde hem malezya dili, hem tayland dili kullanılır.




Tayland’ in kuzeyi gibi güneyi de uzun süre özerk
kalmış ve XX. yy’ da ülkenin geri kalan kesimiyle bütünleşmiştir,


ama söz konusu bütünleşmenin tam anlamıyla
gercekleştiği söylenemez:


Yöre halkı, devleti bölgenin gelir kaynaklarını
işletip, halkın gereksinimlerini karşılamamakla suclamakta


( kamu hizmetleri Bangkok’ tan gelen devlet memurları
tarafından yürütülmektedir ), güney illerinin Malaysia’ yla




birleşmesini isteyen ayrılıkci harekte bağlı silahlı
topluluklar, hükümet kuvvetleriyle sık sık catışmaya girmektedir.


~~

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]..Nehir'de
Pazarlar..[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




Gelişim Büyük Coğrafya Ansiklopedisinden Alıntılar,
Resimler google üzerine bulabildiklerim / 11 Aralık 2008
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
TAYLAND / Asya Kıtası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Kültür & Sanat-
Buraya geçin: