hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 ADANA

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
ADANA 2duy3hj

ADANA Empty
MesajKonu: ADANA   ADANA EmptyÇarş. Mayıs 05, 2010 5:52 pm

ADANA 'NIN TARİHİ

İlkçağda
Adana,
Anadolu'yu baştan başa geçerek Gülek boğazından Tarsus'a inen
yol
üzerinde bir konak yeriydi. Hitit tabletlerinden Hititler döneminde
kent
ve çevresinde Kizzuvatna Krallığı'nın egemen olduğu
anlaşılmaktadır.
Yöre, M.Ö. 16. yy'da Hitit Federasyonu'na, Hitit
Devleti yıkıldıktan
sonra Çukurova'da kurulan Kue Krallığı'na bağlandı.
M.Ö. 9. yy
sonlarına doğru Asur, M.Ö. 6. yy'da Pers, M.Ö. 333'te Büyük
Iskender'in
egemenliğine girdi. Iskender'in ölümünde (MÖ. 323) sonra da
Selefkiler'e
bağlandı. M.Ö. 66'da Romalı konsül Pompeius tarafından ele
geçirildi.
Roma ve Bizans dönemlerinde, elverişli konumu nedeniyle
önemli bir
ticaret merkezi durumuna gelen 704'de Halife Abdülmelik
tarafından
Emevi topraklarına katıldı. Abbasi halifesi Harun Reşit eski
ilkçağ
kalesini (Adana kalesi) yeniden yaptırdı. IX. yy'da Adana
Çukurova'nın
önemli bir kültür ve ticaret merkezi durumundaydı. Aynı
yy'da Yazman
adlı bir Türk komutan bölgeyi yarı bağımsız yönetti. Bölge
daha
sonra Mısır'daki Tolunoğulları'nın eline geçti.

Bizanslılar,
Abbasiler'in
zayıf düşmesinden yararlanarak 10. yüzyılın başlarında
kenti yeniden
topraklarına kattılar. Alparslan'in Malazgirt Zaferi'ni
(1071)
izleyen yıllarda Adana, Selçuklular'ın egemenliğine girdi
(1083-1097).
Bu dönemde Çukurova'ya Doğu'dan gelen bir çok Türk boyu
yerleşti.
1097 Haçlı seferiyle Adana'da Selçuklu egemenliği sona erdi.
14.
yy'in ilk yarısında Memluklular'ın eline geçen Çukurova'ya çok
sayıda
Türkmen oymağı yerleştirildi. 1352'de yöreye Memluklullara bağlı
Türkmen
Beylerinden Yüregiroğlu Ramazan Bey egemen oldu.
Ramazanoğulları
adını alan Beyliğin merkezi Adana'ydı.
Ramazanoğulları'nın
yönetiminde kent genişledi, camiler, hanlar, kamu
binalarıyla
süslendi. Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi (1517)
sırasında Osmanlı
topraklarına katılan Adana'yı 1608'e kadar yine
Ramazanoğulları
yönetti.1672'de Adana uğrayan Evliya Çelebi kente
ilişkin ayrıntılı
bilgi verir. Adana, 19. yy'ın ortalarına doğru
Osmanlı Devleti'ne
karşı ayaklanan Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali
Paşa tarafından ele
geçiridi ve Mısır Ordusu'nun karargahı olarak
kullanıldı. Londra
antlaşmasıyla (1840) Osmanlılar'a geri
verildi.1867'deki yönetsel
düzenlemede vilayet oldu. 1886'da
Mersin-Adana demiryolunun açılması,
pamuk tarımının ve kentin
ekonomisinin canlanmasına, nüfusun
artmasına neden oldu. Ermeniler'in
1909'daki ayaklanma girişimleri
bastırıldı. Birinci Dünya Savaşı
sırasında (1914-1918) Toros ve
Gavurdağı tünelleri ve Bağdat
demiryoluyla kent İstanbul ve Suriye'ye
bağlandı. Birinci Dünya Savaşı
sonrasında 24 aralık 1918'de Fransız
birlikleri, işbirlikçi Ermeni
çeteleriyle Adana'yı işgal etti. Türk
milis kuvvetlerinin şiddete
direnmesi, işgalcilerin önemli kayba
uğramalarına neden oldu. 20 Ekim
1921'de imzalanan Ankara
Itilafnamesi hükümleri uyarınca 5 Ocak 1922'de
Fransız işgal
kuvvetleri kentten çekildi. Bu tarih, halen Adana'nin
kurtuluş günü
olarak kutlanmaktadır.

ADANA 'NIN COĞRAFYASI

Adana
kentinin
bulunduğu Çukurova Deltası, Akdeniz kıyılarından kuzeyde Toros
Dağlari'nin
yüksek tepelerine uzanır. Yeryüzü şekilleri bakımından
farklı iki
bölümden oluşur. Güneyde, il alanının yaklaşık %27'sini
kaplayan
alçak, sıcak ve verimli ovalar yayılır. Bunların başlıcaları,
Seyhan,
Ceyhan ve Tarsus ırmaklarının yüzyıllardan beri sürüklediği
alüvyonlarla
oluşan Çukurova Deltası (Adana Ovası olarak bilinir) ve
Ceyhan
ırmağının açtığı boğaz ile Adana Ovası'ndan ayrılan Ceyhan
Ovasıdır.
İlin kuzeyi tepelikler, yaylalar ve büyük bir bölümü Toros
sistemine
bağlı dağlarla kaplı çok engebeli bir bölgedir. İl
topraklarının
yaklaşık %73'ü kaplayan bu bölümün batısında Karanfildağı
(3059 m),
Güzeller Tepesi (3461 m) ve il sınırının biraz dışında
Demirkazık
Tepesi (3756 m) gibi Orta Toros'ların, Aladağlar adıyla
bilinen, yer
yer sürekli kar ve küçük buzulların görüldüğü en yüksek
dorukları yer
alır. Doğudaki dağlar, Doğu Toroslar adıyla, Kuzey-Doğu
yönünde
birbirine koşut ve yer yer 2500 - 3000 m'yi aşan sıralar
halinde
uzanır. İlin kuzey ve güney bölümleri arasında yer
şekillerindeki bu
ayrılık iklim, bitki örtüsü, tarım etkinliklerinin
niteliği, nüfus
yoğunluğu, kentleşme derecesi gibi bir çok konuda
farlılıklara yol
açar. Denizden uzaklaştıkça karasal bir nitelik
kazanan Akdeniz iklim
etkisi egemendir. Adana, nüfus sayısı, yoğunluğu,
artışı, kentleşme
ve ekonomik gelişme hızı bakımlarından başta gelen
illerdendir. Nüfus
yoğunluğu, Türkiye ortalamasının iki katına yakındır
(95 kişi/km²).
Nüfusun yaklaşık %66'sı (1/3'den çoğu il merkezinde)
kentsel; %34'ü
de kırsal yerleşmelerde yaşar. Ilçe merkezlerinden
kimileri (Kadirli,
Kozan, Ceyhan) nüfus sayıları ve işlevleri
bakımından birer orta
boylu kent niteliğindedir. Adana ili, nüfus artış
hızı bakımından
Türkiye'de 3. sırayı alır (yılda yaklaşık
%0.36).Çalışan nüfusun
genel nüfusa oranı %40'ın üstündedir. Bunun
yaklaşık %65'i tarım, %15
işleme endüstrisi kollarında çalışır.
Türkiye'nin iç ve dış
ticaretinde önemli rol oynayan kimi tarım
ürünleri büyük ölçüde
Adana'da yetiştirilir. İl topraklarının yaklaşık
%36'sı tarıma
ayrılmıştır.

Tarımda makineleşme ve sulama çok
gelişmiştir.
Ekili alanın yaklaşık %20'sinde tarım yapılır. Bu, Türkiye
ortalamasının
iki katından fazladir. 19. Yüzyil'in ikinci yarısında
ABD'indeki
uzun iç savaşın pamuk üretimini aksatmasıyla artan dış
istem, tarımın
gelişmesinde etkili oldu. Bunun sonucunda göçerlerin bir
bölümü
kışlakları olan ovalarda yerleşik yaşama geçirildi. Böylece bir
çok
yeni yerleşme kuruldu. Komsu Içel ve Hatay illerinde de, Adana'nın
güneyindeki
bu ovalarda ekonomik bir bütünlük içinde aynı gelişme
sürecini
yasadı. 1950'den sonraki yıllarda yolların, liman ve sulama
tesislerinin
yapılması, taşkınlıklara karşı önlem alınması,
bataklıkların
kurutulması, yeni endüstri alanlarının kurulması giderek
artan ve
çeşitlenen tarımsal ürünlerin yetiştirilip işlenmesi sonucu
buraya
başka bölgelerden gelip yerleşenlerin sayısı arttı. Adana
Türkiye'nin
sürekli ya da en çok göç alan illerdendir. Her yıl
özellikle pamuk
hasadı sırasında onbinlerce tarım işçisi, geçici olarak
Adana'ya
gelir ve bunlarin birçoğu yerleşir. Son yillarda Güneydoğu
terörü
nedeniyle göç alımı daha da yogunlaşmiş durumdadir. Adana'da
işleme
endüstrisi özellikle tarımsal ürünleri işleyen kollar 1950'den
sonra
büyük gelişme gösterdi. Başlıcaları çırçır, pamuk ipliği, pamuklu
dokuma,
besin maddeleri (un ve bitkisel yağ), sabun, kereste, çimento
endüstrileridir.
Ilde ayrıca bir çok tamirhane ve dökümhane de vardır.
Türkiye'deki
endüstri işçilerinin yaklaşık %7'si Adana'dadır. Ilin, İç
Anadolu'dan
Suriye ve Mezopotamya'ya uzanan yollar üzerindeki konumu
önemlidir.
Toroslar ve Amanos Dağları Birinci Dünya Savaşı yıllarında
demir
yoluyla aşıldı. 1950'den sonra iç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu
Anadolu'ya
stratejik önemide olan düzenli kara yollarıyla bağlandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ADANA
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Adana'da iş beğendirilemiyor
» Adana'nın 'kimya'sı değişiyor
» Adana ABD konsolosluğuna saldırı
» Adana'ya çok farklı bir bakış
» Ayda ilk yürüyen astronotlar Adana'da

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Turizm ve Tatil-
Buraya geçin: