hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Kene konusunda ezber bozan araŞtirma...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Kene konusunda ezber bozan araŞtirma... 2duy3hj

Kene konusunda ezber bozan araŞtirma... Empty
MesajKonu: Kene konusunda ezber bozan araŞtirma...   Kene konusunda ezber bozan araŞtirma... EmptyÇarş. Mayıs 05, 2010 2:26 pm

KENE KONUSUNDA EZBER BOZAN ARAŞTIRMA...


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı tedavisi üzerine
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon
Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
İftihar Köksal ve ekibi tarafından yapılan çalışmalar dünyada ve
Türkiye'de ilk olma özelliği taşıyor.



Türkiye'de her yıl önemli bir sağlık sorunu olarak ortaya çıkan
ve özellikle bahar ve yaz mevsiminde ölümlerin yaşandığı Kırım Kongo
Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı tedavisi üzerine Karadeniz Teknik
Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik
Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal ve ekibi
tarafından yapılan çalışmalar dünyada ve Türkiye'de ilk olma özelliği
taşıyor.




ERSEN KÜÇÜK/TRABZON



Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. İftihar
Köksal, 2004 yılından itibaren Doğu Karadeniz Bölgesi'nde ve Türkiye'de
ciddi olarak görülmeye başlanan KKKA Hastalığı üzerine son yaptıkları
çalışmaların dünyada ve Türkiye'de ilk olma özelliği taşıdığını söyledi.
KKKA Hastalığı'nın tedavisinde tartışmalı bir konu olan hastaya
Ribavirin (virüslere karşı kullanılan bir tür ilaç) verilmesi ile ilgili
yaptıkları çalışmada Ribavirin'in hastalığın tedavisinde bir etkisi
olmadığını belirlediklerini kaydeden Köksal "Bu ilaçla ilgili dünyada
ilk kez karşılaştırmalı bir çalışma yaptık.



Bizim iddia ettiğimiz gibi hastalığın tedavisinde Ribavirin'in bir
etkisi olmadığını gösterdik. Bu çalışmamızı da uluslararası geçerliliği
çok yüksek olan bir sağlık dergisi yayınladı. Dolayısıyla yaptığımızın
doğru olduğu da ortaya çıktı. Zaten geçen yıl ki hastalarımızın
hiçbirine biz tedavi sürecinde Ribavirin vermemiştik" dedi.



Prof. Dr. İftihar Köksal, 2. olarak TÜBİTAK'a sundukları ve desteğini
aldıkları çalışma ile ilgili olarak ise yaptığı açıklamada şunları
söyledi:



"Bir saha taraması yapıldı. KKKA Hastalığı'nın görüldüğü bütün illerde
takip ettiğimiz hastalara tek tek ulaştık. Onlarla ve aynı ortamda
yaşayan kişilerden yaklaşık olarak bin kişiye ulaştık. Acaba Kırım Kongo
Kanamalı Ateşi belirtisiz olarak geçiriliyor mu ? Belirtili olarak
geçiren hastalarda koruyucu antikorlar kalıyor mu ? konularında bir
çalışma yaptık. Bunlar çok önemli veriler.. KKKA Hastalığı'nın spesifik
tedavisi bakımından İmmunglobin verilmesi çok önemli. Eğer hastalığı
geçirmiş olan kişiler kanlarında bu antikorları barındırabiliyorlarsa
temas etmiş olan insanları erken dönemde bunların serumundan hazırlanan
koruyucu İmmunglobin verilirse hastalığı geçirmeyebilirler.



Hatta aşı çalışmalarına ışık tutacak bir veriydi. Gerçekten çok güzel
sonuçlar elde ettik. Hastalarımızın yüzde 95'nin üzerinde bu antikorları
hala taşıdığını gördük. Hastalığı geçirmiş olanların koruyucu
antikorları devam ediyor. En azından 5 yıl bu antikor seviyeleri devam
ediyor. 2004 yılından itibaren bu hastalığı bölgede görmeye başladığımız
için veriler elimizde 5 yıldır bulunuyor. 5 yıllık aralarla bu
çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ayrıca hastalığın belirtisiz olarak da
geçirildiğini gösterdik. Bunlar Türkiye'de ilk defa yapılan çalışmalar.
Yaklaşık yüzde 13,5 civarında kişinin de hastalığı belirtisiz olarak
geçirmiş olduğunu tespit ettik. Enteresan olan bunlar aile içi bireyler
değil ama KKKA hastaları ile aynı ortamda yaşayan insanlar. Yani
çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşan insanlardı. Bu da bize şunu
gösterdi.



Hastalık solunum yoluyla bulaşmıyor. Bunu da ispatlamış olduk. Aynı ev
ortamında aynı havayı teneffüs eden insanlarda ayrıca bir pozitiflik ya
da yüksek oranda bir pozitiflik tespit etmedik. Ama aynı bölgede ve
coğrafyada yaşayan ve aynı işle uğraşan insanlarda hastalığın belirtisiz
olarak geçirildiğini ortaya koymuş olduk. Bunlar Türkiye açısından
önemli veriler. Ne tip önlemlerin alınacağını planlama açısından
verilerimiz çok önemli. Demek ki biz halkı biliçlendirme çalışmaları
yapmakla ve hayvanlara yönelik önlemler almakla doğru yaptığımız ortaya
çıktı. Bundan sonra bu faaliyetleri arttıralım ki KKKA Hastalığı önemli
bir sağlık sorunu olmaktan çıkabilsin."



KKKA Hastalığı geçirenlerin mutlaka bir temas öyküsü olması gerektiğine
dikkat çeken Köksal "Biz hastalara solunum izalasyonu yapıyoruz. Çünkü
hastalığın tedavisinde ciddiyet konusu önemli. Zaten KKKA geçirenlerin
mutlaka bir temas öyküsü olması lazım. Bunlar eğer kanıyorlarsa ve
kanama şeklinde görülüyorsa biz o zaman yine solunum yolu dahil tam
izolasyon dediğimiz önlemleri almak zorundayız. Çünkü çok yoğun bir
virüs çıkarımı olabilir. Hastaların kanlarında bir virüs olabilir. Ama
aynı ortamı yaşayan kişilerde de hastalık geçiriliyor ama henüz belki
daha kuluçka süresi içinde veya ağır olmayan hafif yani kanama ile
seyretmeyen bir klinik tabloda yoğun önlemler almaya gerek yok. Hastanın
ciddiyet kriterleri çerçevesince sağlık personelinin alacağı önlemleri
de kategorize edecektir" diye konuştu.



KIRIM KONGO MEVSİMİ BAŞLADI



Prof. Dr. İftihar Köksal, Kırım Kongo mevsimine girildiğini ve 14
Nisan'dan itibaren hastanelerine KKKA Hastalığı nedeniyle hastalar
gelmeye başladığını kaydederek "Geçen sene ilk vakamızı 7 nisanda
görmüştük bu sene ise ilk vakamızı 14 nisanda gördük. Mayıs ayının ilk
günlerini yaşadığımız şu günlerde de vaka sayısı giderek artış olduğunu
izliyoruz. Ancak dikkatimizi çeken bir konu ise bu sene sadece bizim
bölgemizde değil diğer bölgelerdeki meslektaşlarımızla görüştüğümüz
kadarıyla onlarda da

geçtiğimiz yıllara göre vaka sayılarında bir azalma olduğu.



Bunda bu sene havaların soğuk gitmesi ve Mayıs ayına gelmemize rağmen
hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin çok altında seyretmesinin
etkili olduğunu düşünüyoruz. Bunu iyimser olarak yorumlamak istiyoruz
ancak henüz erken olduğunu da düşünüyoruz. Özellikle Haziran ve Temmuz
aylarında hasta yoğunluğu bekliyoruz. Ancak gönül arzu ediyor ki vaka
sayısı giderek azalsın" şeklinde konuştu.



Bu sene Nisan ayının 14'ünden itibaren hastanelerine toplam 7 vaka
geldiğini kaydeden Köksal "Oldukça az sayıda vaka geldi. Bu vakaların
bir veya iki tanesi bizim riskli olarak kabul ettiğimiz Artvin bölgesi
yani Çoruh Vadisi'nden. Gümüşhane yöresi Kelkit Vadisi'nden de vaka
geldi. Şuana kadar ölüm vakamız yok. Hepsini sağlıcakla taburcu ettik.
Şuan da hastanemizde yatan ise 3 vakamız var. Yoğun bakımda tedavi gören
bir hastamız bulunmuyor" bilgisini verdi.



"Bu sene Türkiye'nin her sathında vaka olduğu bilgisini alıyoruz" diyen
Prof. Dr. İftihar Köksal "Bu ilginç bir durum. Güneydeki ve Ege
bölgesindeki meslektaşlarımızla konuştuğumuzda onların bu yönde
ifadeleri var. Hatta hasta almaya bizden daha erken başladılar. Çünkü o
bölgelerde havalar daha erken ısındı. Artık kene vakalarının tüm
Türkiye'ye yayıldığını ifade etmek isteriz. Geçen yıl ve bir önceki yıl
vakaların daha farklı illerden bildirilmiş olması zaten bu riski
gösteriyordu. Kenelerin yayılmasında kuş ve hayvan hareketleri ile insan
hareketleri etkili oluyor.Ayrıca kenenin yaşaması için uygun bir ortam
olduğu zaman da kene rahatlıklar o bölgede etkili olabiliyor"
ifadelerini kullandı.



Orta Karadeniz'deki kene vakalarında ölüm oranlarının yüksek olması ile
ilgili olarak ise Prof. Dr. İftihar Köksal "Bunda en önemli etken ya
bölgedeki virüs daha tehlikeli bir virüstür. Yani virüsün hastalandırma
kapasitesi yüksektir. Yada oradaki insanların hekime başvurmalarının
geç olması etkili olabilir. Erken destek tedavisi ve erken başvuru çok
önemli" dedi.



Prof. Dr. İftihar Köksal, KKKA Hastalığı konusunda gerek halk gerekse
sağlık personeli üzerinde artık bir farkındalık oluştuğunu hatırlatarak
"Halkımız ve sağlık personelimiz dikkatini sürdürmeli. En önemli nokta
ise kene ısırması olan hastaların ve hasta yakınlarının keneyi
kendileri çıkarmaya kalkışmadan mümkün olan en kısa sürede bir sağlık
kuruluşuna başvurmalarını öneriyoruz. Çünkü erken tanı ve erken tedavi
her zaman hayat kurtarıyor" diye konuştu.


habervitrini.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kene konusunda ezber bozan araŞtirma...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Danışmanlık ve Yardımlaşma :: Sağlık Sorunları :: Sağlık Bilgileri-
Buraya geçin: