Bel fıtığı, yaygın bir sorun olmayı sürdürüyor. Uzmanlara göre dört
nedenden ötürü ameliyat olmanız gerekebilir. Tedavisinde fizik tedaviden ameliyata kadar
değişik uygulamalar olsa da yalnızca yüzde 15’inde cerrahi yönteme
başvuruluyor. Sürekli masa başında oturanlar, bel fıtığı görülme riski
en yüksek olan grupta yer alıyor.
Kaldırma, çekme, itme hareketlerini yanlış yapanlarda ve uzun süre araba
kullananlarda da bel fıtığı oluşma riski yükseliyor. Acıbadem Maslak
Hastanesi Omurga Sağlığı ve Omurga Cerrahisi Merkezi’nden Doç. Dr.
Serdar Özgen, bel fıtığında cerrahi tedavi gerektiren durumları şöyle
açıklıyor:
• Hastanın bel fıtığından dolayı ayak ve bacaklarında ilerleyici kuvvet
kaybı ile birlikte olan geçmeyen ağrısı varsa,
• Bacak ve ayak reflekslerinde azalma varsa,
• Büyük tuvaletini, idrarını tutamıyorsa,
• Bel fıtığı teşhisinden sonra yaklaşık 2 ay süreyle tedavi seçenekleri
denenip, yine de sonuç alınamamışsa, cerrahi tedavi öneriliyor.
“Bel fıtığının tedavisinde önemli olan doğal olanı korumaktır. O
nedenle cerrahi olmayan tedavi uygulamak önemlidir. 4 yıl içinde cerrahi
tedavi gören hasta ile koruyucu tedavi gören hastaların ulaştıkları
sonuç aynı olacaktır” diye açıklayan Özgen bel fıtığı ile ilgili
sorularımızı yanıtladı:
-Bel fıtığı nedir?
Bel bölgemizde bulunan omurların arasındaki kıkırdak yapının yırtılarak,
omurilikten çıkan sinirleri sıkıştırmasıdır.
-Bel fıtığı sık görülen bir hastalık mı?
Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan bel ağrılarının sadece yüzde
5’i bel fıtığı nedeniyle oluşan ağrılardır. Halbuki her beli ağrıyan bel
fıtığı korkusuyla bize başvuruyor. Oysa bel ağrılarının yüzde 95’i
duruş bozuklukları, omurganın denge bozuklukları, bel kaymaları,
kireçlenme, bazı romatolojik hastalıklar ve kas spazmları gibi
nedenlerle ortaya çıkıyor.
- Bel fıtığı görülen her hasta ameliyat olmalı mı?
Gerçek bel fıtıklarının sadece yüzde 15’i cerrahi tedavi gerektiriyor.
Yüzde 85’i ise tutucu tedavi dediğimiz, cerrahi olmayan tedavilerle
geçebiliyor.
- Cerrahi tedavi hangi yöntemle yapılıyor?Yöntem, bacağa veya sinirlere basan diskin o kısmının çıkarması esasına
dayanıyor. Bu çıkarma işlemini isterseniz açık ameliyatla yapın,
isterseniz küçük bir kesiden lazer kullanarak yapın, uygulanan işlemler
arasında çok büyük bir fark olmayacaktır. Yapılan işlem omurların
üzerinde sinire ulaşmak için küçük bir pencere açıp, sinirin üstüne
basan kısmın çıkarılması ve sinirin bu konuda rahatlatılmasıdır. Bu işi
yaparken yaygın olarak mikroskop ve mikro teknikler kullanılıyor.
- Bel fıtığı, ameliyattan sonraki yıllarda tekrar eder mi?Tekrarlama oranı yaklaşık yüzde 10’dur. Ameliyatta, genellikle sinire
basan diskin oradaki parçası çıkarıldıktan sonra, geri kalan diskin
yüzde 20’sinin çıkarılması hedefleniyor. Amaç, tekrarlama oranını en aza
indirmek. Tamamı çıkarılmaz, çünkü o zaman iki omur birbirine sürtmeye
başlar ve düzen bozukluğu oluşur. Ameliyattan sonraki ikinci yılın
sonunda, en fazla yüzde 10 tekrarlama oranı olduğu hastalara ameliyat
öncesi anlatılıyor.
- Başarılı bir bel fıtığı ameliyatı için gerekli faktörleri
sıralayabilir misiniz?Öncelikle hastaya eğer mümkünse tedavi türünü seçme şansı verilmeli.
Cerrahi tedavi mi, yoksa tutucu, koruyucu tedavi mi istiyor, iyileşme
süreleri ve yan etkiler nelerdir anlatılmalı. Cerrahi tedavi öncesi
hastanın klinik bulguları ile filmleri örtüşmeli. Ağrının nedeni kesin
olarak belirlenmeli. İyi bir cerrahi müdahale uygulanmalı.
- Ameliyatların başarı oranı nedir?Bel fıtığında cerrahi başarı oranı doğru tanı ve doğru ameliyat ile
yüzde 95’tir. Yüzde 5 oranında cerrahi komplikasyon riski vardır. Yüzde
1’den az ihtimalle; sinirlerin zarar görmesi, enfeksiyon, kan
toplanması, anesteziye bağlı komplikasyonlar oluşabiliyor. Ölümcül olan
iç organ ya da ana damarların yaralanmasına veya aşırı kan kaybına bağlı
gelişen komplikasyonlar on binde bir oranında görülüyor.
- Bel fıtığı önlenebilir mi?Bel fıtığının en önemli nedeni, disk içi basıncın kontrolsüz bir şekilde
yükselmesidir. Genellikle disk içi basınç yatarken 25, yürürken 100,
otururken yaklaşık 150 kat fazla oluyor. Eğer oturup sağa sola
eğilirseniz rakam 250-300’lere çıkıyor. Sürekli oturan ve masa başı
çalışan grupta bel fıtığı görülme oranı yüksek oluyor. Aynı zamanda
yanlış kaldırma, çekme, itme hareketlerini kontrolsüz yapanlarda, uzun
süre araba kullananlarda bel fıtığı oluşma riski yüksektir. Son
zamanlarda genetik yapıdan dolayı omurga ve diskin yapısal
özelliklerinin de fıtık oluşmasında etkin olduğu yönünde fikirler var.
- Günlük hayatta nelere dikkat etmeliyiz?
Günlük hayatta bedenimizi, omurgamızı usulüne uygun kullanmalıyız. Ağır
şeyleri kaldırırken, iterken çekerken dikkat etmeli, uzun süre
oturmamalıyız. Omurga kaslarını güçlü tutmak ve üstüne binen yükü iyi
dengelemek için karın, bel ve bacak kaslarını da güçlü tutmamız
gerekiyor.
- Egzersiz mi öneriyorsunuz?Günlük aktivite içinde vücut kaslarını germeye yönelik egzersizleri
öneriyoruz. Mutlaka spor salonunda yapılmasına da gerek yok. Germe
hareketleri kası kasarak kanlanmasını artırıyor ve güçlendiriyor. Bu da
omurga üzerindeki yükün dengeli ve eşit paylaşılmasını sağlıyor.
Kaynak:Hürriyet