"İnsan hiçbir söz söylemez ki
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yanında onu gözetleyen yazmaya
hazır bir melek bulunmasın." (Kaf: 18)
Abdullah bin Mes'ûd radıyallâhu anh'den rivâyet edildiğine göre
Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Şüphesiz
ki doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi
doğru söyleye söyleye Allah katında sıddık (doğru sözlü) diye
kaydedilir. Yalancılık sapıklığa sürükler. Sapıklık da cehenneme
götürür. Kişi yalancılığı meslek edinince Allah katında çok yalancı
(kezzâb) diye yazılır". (Buhâri
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Müslim
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ebû Dâvûd
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tirmizi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İbni Mâce)
Hadis-i şerifteki bu tesbit
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalan konusunda son derece
dikkatli olunması için çok ciddi ve açık bir uyarıdır. Yalanın küçüğü
büyüğü olmaz demektir. Ayrıca yalancılığın ve sahteciliğin İslâm'da yeri
olmadığını ortaya koymaktadır.
Yalancılığı âdet edinen kişinin Allah katında "kezzâb" diye tescil
edilmesi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalanın insanı ne kadar
ağır ve kötü bir duruma düşürdüğünü göstermektedir. Âhirete ait sonuç
ise
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cehennem olmaktadır.
Bilindiği gibi yalan
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dile ait bir âfettir. Dil ise
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalbin sözcüsü olarak insanın
tüm organlarını ve davranışlarını etkilemektedir. Diline -en azından-
bilinçli olarak yalan söylememek konusunda hâkim olabilen kişi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] büyük ölçüde kendisini hadiste
haber verilen kötü âkıbetten korumuş demektir.
Müslüman için gerçek ve sonsuz olan hayat âhiret hayatıdır. Orada
Müslüman’ı sıkıntıya sokacak olan her şeyden burada uzak kalmak ve
böylece hem dünyada mutlu ve hem de âhirette mutlu olmaya bakmak en
akıllıca iştir. Çünkü Müslüman
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] âhiretini ihmal etmeden
dünyayı yaşayan insandır ve bu
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu diğer insanlardan ayıran
en temel farkını oluşturmaktadır. Sorumluluk bilinci de ancak âhiret
inancı ve hesap kaygısı olan kişilerde görülebilir.
Ahirette cehenneme götürmesi düşünülerek yalana ve yalancılığa asla
iltifat etmemek
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] müsâmaha göstermemek
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ondan mümkün olduğunca uzak
kalmak ve doğru konuşup dürüst olmaya bakmak her Müslüman için lâzım
hasletlerdir.
Abdullah bin Amr İbni'l-Âs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine
göre Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Dört huy
vardır ki bunlar kimde bulunursa o kişi tam münâfık olur. Kimde de bu
huylardan biri bulunursa
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] onu terk edinceye kadar o
kişide münafıklıktan bir sıfat bulunmuş olur:
Kendisine bir şey emânet edildiği zaman ona ihanet eder.
Konuştuğunda yalan söyler.
Söz verince sözünden döner.
Düşmanlıkta haddi aşar
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] haksızlık yapar." (Buhârî
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Müslim
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ebû Dâvûd
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tirmizî
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Nesâî)
Görüldüğü gibi Efendimiz aleyhissalatu vesselam
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalanı nifakın (münafıklığın)
alametlerinden saymıştır. Nifak
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] inançta iki yüzlülüktür. Yani
içinden inanmadığı halde inanıyormuş gibi davranmak demektir. Böylesi
bir inanç sahtekârlığının dışa vurumunun alametlerinden biri de
yalancılıktır.
Yalan konuşmayı
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalan dolanla iş çevirmeyi
beceri ve başarı sayanlar
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu hadîs-i şerîf'in taşıdığı
tehdit unsurunu iyice düşünmelidirler. Tabiî münafığın
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kâfirden daha beter bir
durumda olduğunu unutmadan bu değerlendirmeyi yapmalıdırlar.
İbni Ömer radiyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Efendimiz
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "En büyük yalan
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görmediği düşü gördüm diye
kişinin gözlerine iftira etmesidir." (Buhârî)
Bu hadis-i şerifte de
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] en kolay yalan söylenebilecek
bir konuya
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] rüyâ mevzuuna dikkat
çekiliyor. Ve buradaki yalanın en büyük yalan olduğu ifade ediliyor.
Zira sâdık (doğru) rüyâ nübüvvetten bir parçadır. Bu sebeple rüyâ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir anlamda ilâhî bir bildirim
niteliğine sahiptir. Bundan dolayı
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] görmediği düşü gördüm diye
iddia etmek
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Allah'a karşı bir yalan
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hatta iftira manasını taşır.
Aynı şekilde görmediği bir düşü görmüş gibi anlatan kimse aslında
gözlerine de iftira ederek onları yalanlarına şahit tutmaktadır.
(Riyazussalihin; Tercüme ve Şerhi 8. cilt)
Safvan bin Süleym radiyallahu anh anlatıyor: Biz: "Ey Allah'ın Resulü!
mü'min korkak olur mu?" dedik
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Evet!" buyurdular.
"Peki
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] cimri olur mu?" dedik
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yine: "Evet!" buyurdular.
Biz yine: "Peki yalancı olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayır!
buyurdular." (Muvatta)
Demek yalan; korkaklık ve cimrilik gibi izzet-i nefs sahibi her ferdin
tenezzül etmediği rezil hasletlerden daha aşağı ve edna bir derecededir
ki Müslüman bir şahsın katiyen tenezzül edemeyeceği bir şeydir.
İbn-i Mes'ud (radiyallahu anh) şöyle demiştir: "Kul
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalan söylemeye ve yalan
söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an gelir ki
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalbinde önce siyah bir nokta
belirir. Sonra bu nokta büyür ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda
Allah nezdinde ‘yalancılar’ arasına kaydedilir." (Muvatta)
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) burada
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] söylenen her yalanla kalpte
bir kararma olduğunu belirtiyor. Bu kara noktalar çoğalınca kalbin
tamamı kararıyor. İnsan
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalan söyleyince başlangıçta
sıkıntı duyar. Bu sıkıntının sevkiyle tövbe edip
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalancılıktan geri dönebilir.
Ama yalana
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalan söyleme
hususunda cür'ete devam ettikçe kalp tamamen kararır. Yani
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] artık yalan söylemek tabii
hale gelir
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] sıkılma
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] üzülme diye bir şey kalmaz.
Bu hale gelince Allah nezdinde
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yalancı olduğuna hükmedilir ve
o vasıfla yazılır. Hadisi şerh eden âlimlere göre
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bu vasıfla yazılması
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] mele-i a'la'da yalancı olarak
tanınıp
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanların kalplerine
de onun yalancı olduğunun ilhamen atılması
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dillere yalancı olarak konması
demektir. Bu hal
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ona alçalma olarak yeterlidir.
Behz bin Hakim radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Yazıklar olsun o kimseye ki
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanları güldürmek için
konuşur ve yalan söyler! Yazık ona
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yazık ona!" (Ebu Davud
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Tirmizî)
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanları güldürmek için
anlatılan sözlerdeki yalana bile şiddetli tehditte bulunmaktadır. Mizah
için söylenen yalan böyle şiddetli tehdide maruz ise
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanları aldatmak
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] menfaatler elde etmek veya bir
kısımlarının hukukunu çiğnemek gibi ciddî meselelerdeki yalanın manevî
müeyyidesi çok daha ağır olmalıdır.
Esma radiyallahu anhâ anlatıyor: "Bir kadın gelerek: "Ey Allah'ın
Resulü! Benim bir kumam var. Ona karşı (yalan söyleyerek) kocamın
vermediği şeyle karnımı doyurmuş göstersem bana bir mahzur getirir mi?’
diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: ‘Verilmeyenle karnını doyurmuş
gösterip övünen
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tıpkı
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] iki yalan elbisesini giyen
gibidir’ cevabını verdi." (Buhârî
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Müslim
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ebu Davud)
Yalan elbise insanı çıplak bırakır
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] rüsvay eder. (Kütüb-i Sitte
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] İbrahim canan)
Semure bin Cundeb radiyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre Resulullah
sallallahu aleyhi ve sellem bir gün gördüğü bir rüyayı anlatırken şöyle
buyurdu: “…Elinde demir çengel bulunan bir adam
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] yerde yatan bir kişinin bir
tarafına geçip elindeki çengelle avurdunu
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] burnunu ve gözünü ta ensesine
kadar yarıyor sonra öbür tarafına geçip orasını da aynı şekilde
parçalıyordu. Bir tarafını yarıncaya kadar önceki yardığı taraf eski
haline geliyor
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] adam da sürekli aynı şekilde
parçalamaya devam ediyordu. Ben: ‘Sübhânellah! Bunlar ne?’ dedim… ‘…Bu
yerde yatan adam
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] evinden çıkıp etrafa yalanlar
yayan kişidir’ dediler. (Buhari)
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Yalan konuşmak haramdır.
2. Yalanı küçük gören ve işlemeye devam eden ona alışır ve sonunda
yalancılar defterine yazılır.
3. Yalan
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] insanı cehenneme
götürür.
4. İman ile yalan birbirine tamamen zıddır. Müslüman mümkün mertebe
yalandan uzak kalmalı
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] doğru sözlülüğü ve dürüst
davranışı seçmelidir
5. Rüyâ anlatılırken bile yalan haramdır.
6. Görmediği bir rüyayı gördüm diye anlatmak
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Allah'a ve gözlerine iftira
etmek mânası taşıdığı için büyük bir yalancılıktır.
7. Müslümana yakışan
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] her türlü sahtecilikten uzak
durup gerçeklerin peşinde olmaktır.
8. Yalan söylemenin ölüm sonrasındaki cezası
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] avurtların
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] burnun ve gözün enseye kadar
demir kancalarla parçalanmasıdır.
9. Yalan konuşmak
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] münafıklığın alâmetidir.
10. Dili yalandan korumak
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kalbi nifaktan arındırmış
olmakla mümkündür.
Rabbim! Kalbimizi nifaktan
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] dilimizi de yalandan muhafaza
eyle! AMİN!
A.Kuddus Yalçın (inzar Dergisi 64. Sayı)