Kan basıncı tansiyon olarak adlandırılır. Kalbimizin kanla dolmakta
olduğu sırada damarlarımızda dolaşan kanın damar çeperine uyguladığı
sabit bir basınç vardır. Buna Diyastolik ya da küçük tansiyon denir. Bu
basınç daha çok kanın toplam hacmi ile birlikte artar ve azalır.
Saniyeler içinde dolmuş olan kalp kanı pompaladığı anda büyük bir
basınç meydana gelir. Kan hızla kalpten çıkıp tüm vucuda dağılır. Bu
pompalanma sırasında damarların çeperinde hissedilen basınç Sistolik
basınç ya da büyük tansiyon olarak isimlendirilir.
Sağlıklı bir kişide tansiyon büyük 120
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]küçük ise 80 mm cıva(Hg) basıncı olarak ölçülür. Küçük tansiyonun 60
ile 90 arası olması idealdir. Büyük tansiyon 90 ile 140 arası
olmalıdır.
Kan basıncının bu değerlerden büyük olması yüksek tansiyon olarak
yorumlanır. Düşük olması ise bir hastalık olarak tanımlanmasa da
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] göz kararmaları ve halsizliğe yol açan bir durumdur; kansızlık veya su kaybına bağlı olabilir.
Her iki durumda da kişi kendini iyi hissetmez. Özellikle yüksek
tansiyon damarların mukavemetini zorlayan bir durumdur. Hayati
organlarda damar yırtılmalarına neden olabilir. Böyle bir kan sızıntısı
ya da ani yırtılma gözde olduğunda körlüğe
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] beyinde gerçekleştiğinde ise felce yol açar.
Onlarca yıl boyunca sorunsuz çalışan damar ağının nasıl olup da
böylesine dayanıksız bir hale geldiği yoğun araştırma konusu olmuştur.
Çalışmalar damar duvarının zamanla esnekliğini yitirdiğini ve bunun
başlıca sebebinin yediğimiz gıdalar olduğunu ortaya koymaktadır.