NOKTALAMA İŞARETLERİ ya da noktala ma imleri yazılı anlatımda
kullanılır. Sözlü anlatımda, bir başka deyişle konuşurken el, yüz ve
gövde hareketleriyle sözcüklere ya da cümleye fazladan bir anlatım
olanağı kazandırırız. Öfkemizi, sevincimizi, kederimizi,
şaşkınlığımızı, kısacası bütün duygularımızı anlatırken yüzümüzün
çizgileri değişik bir biçim alır. El, kol hareketleri birçok konuda
anlatımımıza yardımcı olur. Bu tür hareketler mimik ve jest diye
adlandırılır. Bunun dışında vurgu ve ton da sözlü anlatıma yardımcı
olan öğelerdir. Yüksek sesle ya da fısıltıyla konuşmak, bir sözcüğün
hecelerini basa basa söylemek anlatımımıza olanaklar sağlar. Cümle
bittiği zaman biraz durmak, sözcükleri sıralarken ara vermek
anlatımımıza açıklık kazandırır. Bunların tümünü yazılı anlatımda
belirtmeye olanak yoktur, ama noktalama işaretleriyle bu sorun büyük
ölçüde çözümlenir. Yazılı anlatımda kullanılan noktalama işaretleri
yanlış anlaşılmayı, anlam kaymasını önler. Anlatıma açıklık ve
anlaşılırlık kazandırır.
Dilimizde noktalama işaretlerinin
kullanılması Tanzimat edebiyatı döneminde başladı. Daha sonra
Edebiyat-ı Cedide akımı sanatçıları noktalama işaretlerini daha özenle
kullandılar, edebiyat ve basın dünyasında da noktalama işaretleri
kullanımının yerleşmesini sağladılar.
Türkçe'de kullandığımız
başlıca noktalama işaretleri şunlardır: Nokta ya da durak (.); üç nokta
ya da susma işareti (...); soru işareti ya da soru noktası (?); ünlem
işareti ya da ünlem noktası (!); çift nokta (iki nokta, iki nokta üst
üste) ya da açıklama noktası (; virgül (,); noktalı virgül (; bağlama
çizgisi (kısa çizgi) ya da birleştirme çizgisi (-); uzun çizgi ya da
konuşma çizgisi (—); noktalı çizgi (.-); tırnak işareti (" "); tek
tırnak (' '); ayraç ya da parantez ( ( ) ); köşeli ayraç ya da köşeli
parantez ( [ ] ); eğik çizgi (/); sayfayı çeviriniz işareti ya da
yazının sürdüğünü belirten işaret (./ ya da ./.); dipnot işareti ya da
yıldız (*); paragraf işareti ya da çengel (§); üç yıldız işareti (***);
sıra noktalar (.................. ).
Kesme ( ' ) ve düzeltme ya da
inceltme ( ) işaretleri sözcüklerin yazımı ile ilgili olduklarından
noktalama işaretleri dışında kalır (bak. yazım kuralları).
• Noktanın (.) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Tam, bitmiş cümlelerin sonunda:
Uykusu gelince kitabı kapatıp yattı. Az sonra yağmur boşanacak.
2- Cümle değerinde olan anlatımların sonunda:
Peki. Olur. Evet.
3- Kısaltmalarda:
T.B.M.M., Dr., Öğt.
4- Konuları numara sırasıyla belirtmek için
kullanılan harf ya da rakamlardan sonra:
A., 1., III.
5- -inci, -nci ekinin yerine rakamlardan sonra:
II. Mehmed, 20. sayfa, I. Dünya Savaşı
6- Tarih atarken gün, ay ve yıl gösteren
rakamlar arasında:
29.X. 1923
7- Belli bir saat ve dakikayı gösterirken:
09.15'te, 19.30'da
8- Sayılarda haneleri üçer üçer ayırmak için:
875.956 142.690.000
9- Sayılar arasında çarpı işareti yerine:
9 . 12=108 Noktadan sonra gelen cümlenin büyük harf ile yazıldığını unutmamak gerekir.
• Üç nokta ya da susma işaretinin (...) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Çeşitli nedenlerle tamamlanamayan ya da
tamamlanmasına gerek duyulmayan cümlelerin sonunda:
Bu güzel çiçeklere hiçbir yerde rastlayamazsınız. Özenle yapılmış bahçelerde bile...
2- Bir dizi ad, nitelik, olay sıralandıktan sonra
bunların benzerlerinin de olduğunu, ama
cümlede belirtilmediğini göstermek için:
Kıra giderken her şeyi yanlarına aldılar; yiyeceklerini, bisikletlerini, toplarını...
3- Söylenmek istenmeyen sözcükler yerine:
Siz E...'nin ne kadar tembel olduğunu bilmezsiniz.
Pissu çukuru taşmış, ortalığı ... götürüyordu.
4- Cümleler arasında uzunca bir duraklama
olduğunu ya da cümlede anlatılan durumun
sürüp gittiğini belirtmek için:
Durmadan gidiyorduk... Sonunda köye vardık.
İlkbahar, yaz, sonbahar geçer ve yeniden kış başlar...
5- Alıntılarda, kullanılmayan bir önceki cümleyi belirtmek için:
... Bu temel senin en kıymetli hazinendir. (K. Atatürk)
• Soru işaretinin (?) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Soru sorulan ya da soru anlamı içeren
cümlelerde:
Nereden gelip nereye gidiyorsun? Futbol maçına mı gitmek istersin, tenis karşılaşmasına mı? Sonra?
2- Kesinliği kuşkulu olan, iyi bilinmeyen
bilgilerden sonra ayraç içinde ya da ayraçsız
olarak:
Bazı yerlerde ise köyün nüfusu 1.432 (?) olarak gösteriliyor.
3- Soru niteliği ağır basan cümlelerde ünlem
belirtilmek istendiğinde soru ve ünlem işareti
birlikte kullanılabilir:
Demek bizi bırakıp gideceksin?! •
Ünlem işaretinin (!) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- İçinde ünlem sözcüğü bulunan cümlelerde:
Ay! İçime fenalık geldi. Ah, elim yandı! Hey çocuklar gelin!
2- Şaşma, acıma, alay, küçümseme gibi duyguları belirten cümlelerin sonunda ya da bu
tür duyguları belirtmek için bir sözcükten sonra ayraç içinde:
Zavallının yiyecek bir lokma ekmeği yoktu!
O
gölgesinden bile korkar! Kendisi çalışkan (!) olduğu için ders
dinlemeye gerek görmez. Parası yokmuş, ama zengin (!) adam-_mış.
3- Ünlem niteliği ağır basan soru cümlelerinde ise hem ünlem, hem soru işareti kullanılabilir:
Yangın mı var yoksa!? • Çift nokta (iki nokta, iki nokta üst üste) ya da açıklama noktasının (
1- Açıklama yapılan ya da açıklama gerektiren madde başlıklarından sonra:
Karbon Monoksit: Kimyasal formülü CO olan renksiz ve kokusuz bir gazdır.
2- Açıklama gerektiren bir cümleden sonra:
Bu
yörede yetiştirilen başlıca ürünler şunlardır: buğday, arpa, yulaf ve
mısır. Göl için şöyle bir tanım verebiliriz: Kara ile çevrili büyük su
birikintilerine göl deriz.
Dikkat ederseniz birinci örnekte iki
noktadan sonra küçük harfle, ikinci örnekte ise büyük harfle
başlanmıştır. İki noktadan sonra bir sıralama söz konusu ise küçük
harfle, bir cümle ya da cümle değerinde bir anlatım söz konusu ise
büyük harfle başlamak gerekir. İki noktadan sonra gelen özel isimler
her zaman olduğu gibi büyük harfle başlar.
3- Birkaç olasılığın olduğunu, bir sıralama
ya da bölümleme yapılacağını belirtmekiçin:
Necati Cumah'nın çalışmalarını dört öbekte toplayabiliriz: 1. Şiir, 2. Roman ve öykü, 3. Oyun, 4. Düz yazı.
4- Bir cümleye bağlı olarak, bir kimseden
olduğu gibi aktarılmış ve tırnak içinde gösterilmiş alıntılardan önce:
Çocukları
çok seven ve çocuklara çok değer veren Tevfik Fikret bir şiirinde şöyle
der: "Siz ey feza-yı ferdanın küçük güneşleri."
5- Bir kişi ya da kişilerin konuşacağını anlatmak için konulan uzun çizgi ya da konuşma
çizgisinden önce:
Öğretmen:
—Bugün hava güzel, dedi. Dersimizi bahçede işleyelim mi? Bütün sınıf:
—İşleyelim öğretmenim! diye bağırdı.
6- Matematikte, bölme işleminde bölünen ile
bölen arasında:
36:4=9 120:6=20
• Virgülün (,) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Çeşit ya da görev bakımından birbirinin
aynı olan sözcüklerin arasına konur:
Kitabı
eline aldı, açtı, okudu ve bir kenara bıraktı. (Fiiller arasında)
Gazete, radyo, televizyon kitle iletişim araçlarındandır. (Özneler
arasında) Kedileri, köpekleri, kuşları, atları severdi. (Nesneler
arasında) Defterini odada, salonda, okulda aramış. (Tümleçler
arasında) Temiz, düzenli, çalışkan ve sevimli bir çocuktur. (Sıfatlar
arasında)
2- Çeşit ya da görev bakımından birbirinin
aynı olan sözcük öbekleri arasına konur:
Çiçek
vazoları, kül tablaları, sehpa ve masaların üstleri hep camdandı.
Şuraya güzel görünüşlü bir bitki, oymalı bir dolap, renkli bir resim
konabilir.
3- Sıralı cümlecik ya da cümleleri ayırmak
için:
Kuşlar,
balkonun bir kenarına bırakılan ekmek kırıntılarını yemek için önce
balkonun demirlerine konar, dikkatle çevreyi kolaçan eder, sakınarak
balkona atlar ve kırıntıları yemeye koyulurlardı.
4- Anlama güç katmak için kullanılan yineleme sözcüklerini, sözcük kümelerini ayırmada
ya da kendinden sonra gelen cümlenin anlatımını belirginleştiren sözcüklerden sonra
konur:
Kaptan, o eski deniz kurdu, teknelere doğru baktı.
5- Özellikle belirtilmek istenen özne ve tümleç gibi öğelerden ya da yüklemden uzak
kalmış özneden sonra:
Tren,
yalçın kayaların arasından geçip birden cennet gibi bir vadiye ulaştı.
Kent, gittikçe kalabalıklaşan nüfusu ve betonlaşan görünümüyle
insanları boğmaya başlıyor.
6- Cümlede araya konan açıklayıcı söz öbeklerinin, cümleciklerin başında ve sonunda:
Atletizmin
hız koşuları dalındaki takım yarışmaları, 4x100 ve 4x400 bayrak
yarışları, bireysel çabayı ve takım olarak uyumlu olmayı gerektirir.
Şiir, insanlığın tanıdığı belki de bu en
eski edebiyat sanatı, günümüzde de ilgi çekiyor ve gündemde kalıyor.
7- Seslenme sözcüklerinden sonra:
Kardeşim, sana uzun süredir mektup yazamadım.
Çocuklar, siz biraz oyalanın ben şimdi dönerim.
Sayın okurlar, şimdi size ilginç bir öykü aktaracağım.
8- Tırnak içine alınmamış konuşma cümlesinden sonra kullanılan demek fiilinden ve "diye" ulacından önce:
Ben bu işte yokum, dedi.
Buyrun, yemek hazır, diye seslendi.
Koyunlar kaçmış, diye bağırıyordu.
9- Cümlede bir ismin başına rastlayan isimleşmiş sıfatları ayırarak bir anlam kaymasına ya
da kargaşasına engel olmak için:
Küçük,
camlı bir dolap aldım. ("Küçük" olan cam değil dolaptır.) (Küçük ve
camlı bir dolap aldım.) Yabancı, şoföre yol soruyordu. ("Yabancı" olan
şoför değil bir başka kişidir.) (Yabancı bir kimse şoföre yol
soruyordu.)
10- Özellikle konuşma sırasında çok kullandığımız ara
cümleleri yazılı bir metinde kullandığımız zaman asıl cümleden ayırmak
için.
Burası kayalık ama, kim ne derse desin, bayağı güzel bir yer. Çocuk, Allah esirgesin, hastalanıp yatarsa bakacak kimsesi yok.
11- Ondalık sayılarda kesirleri belirtmekte:
12,200 kg, 24,360 km, 1.475,50 TL. • Noktalı virgülün ( kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Sıralı cümleler arasında:
Çoğu
benekli, uzun kulaklı cins köpekler; bir gözü yeşil, bir gözü mavi, az
bulunan cinsten Van kedileri; tüyleri renk renk muhabbet kuşları her
yanını doldurmuştu.
2- Fakat, ama, çünkü, bunun için, öyleyse,
oysa gibi sözcüklerden önce ya da bu sözcükler yerine:
Denize
bir tek bu yolla inilir sanıyor; oysa çalıların arasında bir yol daha
var. Çok güneşte kalma; hasta olursun. (Çok güneşte kalma, çünkü hasta
olursun.)
Bu su pis gibi görünüyor; tertemizdir ve içilebilir. (Bu su pis gibi görünür, ama tertemizdir ve içilebilir.)
• Kısa çizgi, bağlam», ya da birleştirme çizgisinin (-) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Satır sonunda bitmeyip alt satıra dönen
sözcüğün hecelerini ayırmak için:
İnsanların
bazı bulaşıcı hastalıkları geçirmekle o hastalıklara karşı direnç
kazandıklarını gören bilim adamları, bu doğal bağışıklığı yapay yoldan
yaratmanın çarelerini aradılar.
2- Yeni Türk alfabesiyle aktarılan eski metinlerdeki Arapça ve Farsça tamlamalarda:
İlm-i kimya (Kimya bilimi), Tarih-i Kadim (Eski Tarih).
3- Bir olayın, durumun başlangıcını ve sonunu
gösteren tarihler ve sözcükler arasında:
1923-38 arası tarihimizde Atatürk dönemi olarak adlandırılır. Trabzon-Erzurum Karayolu oldukça tehlikelidir.
4- İki ulus, iki kavram arasındaki ortaklığı, iç
içeliği göstermek için:
Camiler Türk-İslam sanatının simgesi sayılır.
Birçok olayı görme-işitme yoluyla algılarız.
5- Karşıtlıkları belirtmek için:
Yüzyıllar boyu din-bilim tartışması süregelmiştir.
Güney Afrika'da Siyah-beyaz ayrımı çatışmalara yol açıyor.
6- Dilbilgisi incelemelerinde kök ve gövdelerin sonuna, eklerin başına konur:
göz-, yaz-, çevir-, güzelleş-, tozlan- kök ve gövdeleri... -il, -leş, -di ekleri...
7- Cümle içinde bazı ayrıntıları, açıklayıcı bil-
gileri belirtmek için:
İlkbahar ile sonbahar -geçiş mevsimi olduğu için- insan sağlığı açısından önemli mevsimlerdir.
Irmağı aşmak için -geçen hafta kabaran sular eski köprüyü yıkmıştı- köylüler halattan bir köprü kurmuşlardı.
• Uzun çizgi ya da konuşma çizgisinin (—) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Konuşmaları belirtmek için:
Hakem oyuncuyu yanına çağırdı: —Böyle sert oynamayı sürdürürsen kırmızı kart görür ve oyun dışı kalırsın, dedi.
Futbolcu, hakemi sinirli bir biçimde dinledikten sonra:
—Yalnız
ben sert oynamıyorum ki! dedi. Ama bundan sonra daha dikkatli
oynayacağım... 2- Yazı içinde geçen ve art arda yazılan dizelerin
arasına ya uzun çizgi ya da eğik çizgi (/) konur:
Denizi çok seven
bu adam ne zaman denizden uzakta kalsa Ömer Bedrettin Uşaklı'nın
"Deniz Hasreti" adlı şiirini — anımsıyordu: "Nasıl yaşayacağım ey
deniz senden uzak! —Yanıp sönüyor gibi gözlerimde fenerin. —Uyuyor mu
limanda her gece sallanarak —Altından çivilerle çakılmış gemilerin?"
• Noktalı çizginin (.-) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Bir sıralama ya da tanımlama söz konusu
olduğunda başlık, rakam ya da harften sonra:
Mercanlar.-Denizlerin sığ kesimlerinde biriken iskeletleriyle mercanadaları ve mercan resifleri oluşturan omurgasız hayvanlar.
2- Bir rakamın kesri olmadığını göstermek
için ve özellikle de paraların rakamla gösterilmesi sırasında:
280.-TL, 1.800.-DM
• Tırnak işaretinin (" ") kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Başkasından alınmış bir sözü ya da alıntıyı
belirtmek için:
Ahmet
Hamdi Tanpınar "Bir ağacın ölümü, büyük bir mimari eserin kaybı gibi
bir şeydir" derken ağacı hem bir canlı, hem de bir yapıt gibi görüyor.
Atatürk'ün şu sözünün ne kadar önemli olduğunu bütün dünya anlamış
durumda: "Yurtta sulh, cihanda sulh!"
2- Dikkati çekmek ya da belirgin duruma getirmek için bir sözcük ya da bir terim tırnak
içine alınabilir:
Kıyılarda, yüzme bilmeyenleri uyarmak
için konulan "levhalar" vardı.
Çoğu kimse otomobile kısaca "oto" der,
geçer.
3- Yapıt ya da kurum adları tırnak içinde gösterilebilir:
Geçen gün Hüseyin Rahmi'nin "İki Hödüğün Seyahati"ni okudum; ne hoş ro-manmış!
Cihat
Burak'ın "Akvaryum ile Kedi" adlı resmindeki kedinin kavanozdaki
balıklara nasıl baktığını anımsar mısın? Ülkemizde hayır ve yardım
amacıyla kurulan ilk derneklerden biri de "Donanma Cemiyeti"dir.
4- Sıralamalarda ya da çizelgelerde alt satırda
yinelenen sözcükler yerine "denden" diye de
adlandırılan tırnak işareti konur:
Ocak ayı geliri Şubat " Mart "
Yukarıdaki
örneklerde görüldüğü gibi tırnak içine alınan cümle ya da alıntılarda
noktalama işaretlerini kullanma açısından bazı özellikler söz
konusudur. Tırnak içindeki cümle eğer ayrı bir cümle olarak kalıyorsa,
bu cümlenin sonundaki noktalama işareti aynen kullanılır. Tırnak
içindeki cümle eğer içinde bulunduğu cümlenin bir öğesi durumundaysa,
aslında bulunan noktalama işareti konmayabilir.
Bir sözcüğü ya da
terimi belirgin kılma, bir yapıt ya da kurum adı belirtme amacıyla
tırnak işareti yerine sözcükler siyah ya da italik olarak da
gösterilebilir.
• Tek tırnak işaretinin (' ') kullanıldığı yer: Tırnak içinde gösterilmiş bir alıntıda başka
bir alıntı tek tırnak işaretiyle belirtilir:
"Televizyonda konuşan hekim 'Diş sağlığı çok önemlidir' deyince benim de aklıma dişlerimi fırçalamak geldi."
• Ayraç ya da parantezin ( ( ) ) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Cümle içinde bir sözcüğün anlamdaşını, yabancı dildeki karşılığını, eskiden kullanılan
karşılığını vermek için:
Çamaşırları
ağartmak (beyazlatmak) için kullanılan çamaşır suları vardır. Bir
ülkenin iktisadi (ekonomik) yaşamında (hayatında) dışsatım (ihracat)
ve dışalım (ithalat) büyük önem taşır. Hoşgörü (tolerans) insanlar
arasında çabuk iletişim kurulmasını da sağlar.
2- Cümle içinde bazı ayrıntılar, açıklayıcı bilgiler iki kısa çizgi arasında belirtildiği gibi ayraç içinde de verilebilir:
Yemyeşil
kırlarda taylar (at yavrularına tay dendiğini biliyorsunuz) oradan
oraya koşturup duruyorlardı. 3- Sıralama ve döküm söz konusu olduğunda
rakam ya da harften sonra kapama ayracı kullanılabilir:
1) ... 2) ... 3) ... A) ... B) ... C) ...
• Köşeli ayraç ya da köşeli parantezin ( [ ] ) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Ayraç içindeki açıklamanın içinde yeni bir
açıklama gerektiğinde:
Müzik
aletleri seslerinin elde ediliş biçimlerine (vurmalı çalgılar,
üflemeli [nefesli] çalgılar, yaylı çalgılar, mızraplı çalgılar) göre
bölümlere ayrılır.
2- Cümleden ayrı bir açıklama ya da bilgiyi
göstermek için:
Ahmed Haşim konusunda daha önce verilen bilgiler bu şairin sanat anlayışına ışık tutmuştu.
• Eğik çizginin (/) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Tarih atarken gün, ay, yıl gösteren rakam
ya da sözcüklerin arasına:
14/Kasım/1940, 10/Eylül/1967, 21/Ara-hk/1970
2- Yazı içinde geçen ve art arda yazılan dizelerin arasına uzun çizgi (—) konduğu gibi eğik
çizgi de konabilir:
"Karnın
yardım kazmayınan belinen/ Yüzün yırttım tırnağınan elinen/Yine beni
karşıladı gülünen/Benim sadık yarim kara topraktır" diyen Âşık Veysel
toprağı insanın en yakın, en vefalı dostu olarak görüyor.
• Sayfayı
çeviriniz işaretinin ya da yazının sürdüğünü belirten işaretin (./ yada
./.) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-El yazısı ya da makineyle yazılmış yazılarda sayfanın sağ alt köşesine konarak yazının bitmediğini, sürdüğünü belirtmek için.
2-Dizeleri
beyit, dörtlü, beşli gibi belli sayılarda kümelenmiş şiirlerde sayfa
çevirmek gerekse bile dizelerin kümelenişi bilindiği için okumayı
sürdürmek kolaydır. Ama art arda sıralanan dizelerden oluşan şiirlerde,
belirli yerde ara verilmeyen durumlarda şiirin sürdüğünü belirtmek
gerektiğinde bu işaret kullanılır.
• Dipnot ya da yıldız işaretinin (*) kullanıldığı yerleri şöyle sıralayabiliriz:
1-Bir
açıklama ya da bilgi verme söz konusu olduğunda ilgili sözcüğün sağ üst
köşesine konur. Dipnot ile ilgili açıklama kitabın düzenine göre ya
aynı sayfanın altında ya bölümün ya da kitabın sonunda yer alır. Bölüm
sonunda ya da kitabın sonunda yer alan açıklamalar için, karışıklığı
önlemek amacıyla yıldız yerine rakam kullanılır.
2-Bazı
ansiklopedi, sözlük ya da kitaplarda sözcüklerin aynı yapıt içinde
açıklamalı olarak yer aldığını belirtmek için "yıldız ile
işaretlenmiş sözcüğe bakabilirsiniz" anlamında:
Cemil Topuzlu* hem asker hekim, hem de belediyeci olarak ülkemize çok hizmet etti.
Haritalarda ölçek* kullanılır.
•Paragraf
işareti ya da çengel (§) bir yazıda paragraf, bölüm başlarını belirtmek
için kullanılır. Bazı durumlarda aralara da konur.
•Üç yıldız
işareti (***) bir yazıda bir bölüm bitip konu değiştiği zaman bölümler
arasına konur. Sıra noktaların (....) kullanıldığı yerleri şöyle
sıralayabiliriz:
1-Bir konuyu bölümlere ayırmak için.
2-Yazılı bir anlatımda iki olay ya da durum arasında zaman geçtiğini belirtmek için.
3-Çeşitli
nedenlerle söylenemeyen, bilinmeyen, karışık ya da silik metinlerin
temize çekimi sırasında okunamayan sözcüklerin yerine:
Çok yemek yiyince midesini bozdu ve .... sonunda.
Adam .... denen aygıtı eline aldı. Kazılardan elde edilen yazıtların çoğu "Ey gök tanrısı" ve "Ey .... tanrısı" diye başlıyordu.
4-
Bir metinden alıntı yapıldığında bazı nedenlerle alınmayan, atlanan
cümleler olduğunu göstermek için.Noktalama işaretleri belli kurallara
göre kullanılmakla birlikte her yazar bu işaretleri kendi anlayışına
göre de kullanabilir. Şiirde noktalama işaretlerini hiç kullanmayan
şairler vardır. Roman ve öyküde kullanılmakta olan ve "bilinç akışı"
adı verilen anlatım tekniğin de de noktalama işaretlerinin hiç yer
almadı ya da çok az kullanıldığı görülmektedir. İnsanın
düşündüklerini, aklından geçenleri olduğu gibi yazıya dökmek isteyen
yazarlar bu tür bir anlatıma başvururlar. Yine de yazılı anlatımda
noktalama işaretlerinin anlatıma sağladığı yararları göz önünde
tutarak bu işaretleri kurallara uygun bir biçimde kullanmak gerekir.