hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 19. Yüzyılın Hezarfeni: Osman Hamdi Bey

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
19. Yüzyılın Hezarfeni: Osman Hamdi Bey 2duy3hj

19. Yüzyılın Hezarfeni: Osman Hamdi Bey Empty
MesajKonu: 19. Yüzyılın Hezarfeni: Osman Hamdi Bey   19. Yüzyılın Hezarfeni: Osman Hamdi Bey EmptyÇarş. Ocak 27, 2010 9:59 am

Türk müzeciliğinin ve arkeolojisinin kurucusu, Batılılaşma Dönemi Türk
Resminin önde gelen temsilcisi olan Osman Hamdi Bey, Türk sanatının en
önemli isimlerindendir.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




Paris’e 1860 yılında hukuk öğrenimi için gönderilen Osman Hamdi
resme olan ilgisinin ağır basmasıyla hukuk ve resim eğitimini bir arada
yürütmeye çalıştı. Fakat bir süre sonra tüm zamanını sanata ayırmaya
karar vererek Paris Güzel Sanatlar Akademisi’ne ve özel atölyelere
devam etmeye başladı. Dönemin tanınmış ressamlarından Jean Léon Gérôme
(1824–1904) ve Gustave Boulanger (1824–1888) ‘nin atölyelerini tercih
etti. Osman Hamdi 1869’da İstanbul’a döndü. 1878’te resme daha fazla
zaman ayırabilmek için, kendi tercihiyle ayrılıncaya dek devlet
memurluğu ve yöneticilik yaptı. Çalıştığı süre içinde dönemin üst düzey
yöneticilerinin takdirlerini kazanan Osman Hamdi Bey’in üstün
başarıları onun tekrar yöneticiliğe getirilmesini sağladı. 1881 yılında
Müze-i Hümayun’a (İstanbul Arkeoloji Müzeleri), 1882’de de Sanayi-i
Nefise Mektebi’ne (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) müdür olan
Osman Hamdi Bey, görevlerini 1910’daki ölümüne dek sürdürdü.

Osman Hamdi, müzede sadece idareci olmak yerine aktif olmayı tercih
ederek; Türkler tarafından yapılan ilk kazıyı gerçekleştirdi. Nemrut
Dağı, Sayda ve Lagina Kazıları’nı bizzat yönetti. Resmi olarak müze
müdürlüğüne getirilmesinden önce, ilk resmi görevi olarak gittiği
Bağdat’ta bölgenin tarihi ve arkeolojisi ile ilgili çalışmalar yaptığı
ve bazı eserleri İstanbul’a gönderdiği biliniyor.

KAZILARI
İlk olarak 1881 yılında Almanlar tarafından keşfedilen Nemrut
Tümülüsü Osmanlı İmparatorluğu’nun üst düzey yöneticilerini de
etkiledi. Osman Hamdi Bey ile Sanayi-i Nefise Mektebi öğretim
üyelerinden heykeltıraş Osgan Efendi 1883 yılında burada inceleme
yapmak üzere görevlendirildi. Osman Hamdi ve Osgan Efendi burada
yaptıkları kazının verileriyle daha önceki araştırma sonuçlarını
değerlendirerek bir kitap yayınladılar. 1883 yılı için çok önemli olan
bu Fransızca yayın kitabeler yanında, ölçekli rölöve ve o yıla ait
fotoğrafları da kapsıyor.

Osman Hamdi Bey’in 1887 yılında gerçekleştirdiği Sayda-Sidon (Lübnan
sınırları içinde) Kazısı’nda 20’ye yakın çok değerli lahdi açığa
çıkardığı biliniyor. En ünlüleri İskender, Ağlayan Kadınlar, Satrap ve
Likya Lahitleri olup bunlar günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzeleri
koleksiyonunda yer alıyorlar.

Günümüzde Selçuk Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet
Tırpan tarafından sürdürülen Lagina Kazılarını 1891-1892 yıllarında
Osman Hamdi Bey gerçekleştirdi. Osman Hamdi Bey 1892 yılında o güne
kadar toplanan ve iki yıl içerisinde kendisinin bulduğu heykel ve
kabartmaları İstanbul Arkeoloji Müzesi koleksiyonuna dâhil etti.
Kendisi ve yakın çevresindeki kişilerin gerçekleştirdiği kazılarla eser
sayısı ciddi şekilde artan müzenin daha modern bir binaya kavuşması
için destek bulan Osman Hamdi, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin ilk
kısmını 1899’da, ikinci kısmını 1903’de ve üçüncü kısmını 1907’de
ziyarete açtı. 1840 yılından itibaren Osmanlı topraklarında yabancılara
kazı yapma izni verilmeye başlandı. Fakat düzgün bir eski eser
yönetmeliği olmadığı için kazılarda ele geçen eserlerin yurt dışına
çıkışları hızlandı. Osman Hamdi Bey’in müze müdürlüğüne getirildikten
sonraki en önemli çalışması yürürlükte bulunan ‘1874 Asar-ı Atika
Nizamnamesi’ni 1883 yılında yeni baştan düzenleyerek eserlerin yurt
dışına çıkarılmasını yasaklayan maddeler koydurması oldu.

Osman Hamdi Bey 1881’de Müze-i Hümayun’un başına getirildikten bir yıl
sonra, 1882’de Sanayi-i Nefise Mektebi’nin Müdürlüğüne de atandı. Kazı
ve müze işleriyle uğraşırken diğer yandan ‘Sanayi-i Nefise Mekteb-i
Alisi’ni kurdu. Burada hocaları seçti. Bugün İstanbul Arkeoloji
Müzeleri’nin Eski Şark Eserleri Binası olarak hizmet veren binayı
Sanayi-i Nefise’nin hocalarından Mimar Vallaury ile birlikte
tasarlayarak 1883 yılında öğretime açtı.

RESSAM OSMAN HAMDİ
Osman Hamdi Bey, devlet işlerini yaparken de arkeoloji ve müzecilik
çalışmalarını sürdürürken de ressamlığını hiç ihmal etmedi ve her
fırsatta sürdürdü. Türk resim sanatının o dönem koşulları
düşünüldüğünde, en başarılı ressamlardan biri kabul edilen Osman
Hamdi’nin, günümüzde bilinen yaklaşık 200 tablosu var. Tablolarından
bazıları şunlar: Kahve Ocağı, Sultan II. Selim Türbesi, Cami Kapısında
Feraceli Kadınlar, Yeşil Türbe’de Dua, İftardan Sonra, Camiden Çıkan
Sultan, Gezintide Kadınlar, Bursa Yeşil Cami’de, Mihrap, Ab-ı Hayat
Çeşmesi, Rüstem Paşa Camii Önünde, Kaplumbağa Terbiyecisi, Mimozalı
Kadın.

Şeker Ahmed Paşa ve Süleyman Seyyid gibi çağdaşlarıyla birlikte
Paris’te eğitim gören Osman Hamdi, Türk Resim Sanatının ‘Klasikler’
olarak anılan grubuna dâhil oluyor. Osman Hamdi’nin çalışma tekniği ve
üslubu çağdaşlarından farklı. Onun sanatında, Oryantalist üslupta
eserler veren hocalarının, özelikle de Gérôme’un etkileri açıkça
görülüyor. Türk resminde, içinde insan figürü bulunan konulu
kompozisyonlar, büyük boyda figür ilk kez Osman Hamdi Bey’de görülüyor.
Resmettiği mimarinin önünde veya içinde bir ya da birkaç insan figürü
mutlaka mevcut. Osman Hamdi Bey’in, Türk sanatının başarılı eserlerini
sergileyen, bugün için belgesel nitelik kazanmış olan tabloları, zaman
zaman figür kullanımı açısından eleştirilse dahi, Türk resim sanatının
gelişim çizgisinde çok önemli bir yere sahip.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
19. Yüzyılın Hezarfeni: Osman Hamdi Bey
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Kültür & Sanat-
Buraya geçin: