hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Bencillik hastalık mı?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Bencillik hastalık mı? 2duy3hj

Bencillik hastalık mı? Empty
MesajKonu: Bencillik hastalık mı?   Bencillik hastalık mı? EmptyCuma Ocak 22, 2010 9:16 am

Her insan az da olsa bencildir. Eskilerin dediği “Önce can, sonra
canan” deyimi de bunun açık bir itirafı bence. Çocukluktan itibaren
insanı yöneten temel güdülerden biri de bu. Oyuncaklarla oynayan üç beş
çocuğu izlediğinizde bu duygunun doğuştan geldiğini anlamak hiç de zor
değil. Farklı bir durum ya da ilgisini değiştirecek farklı bir seçenek
yoksa çocuk, oyuncağını paylaşmak istemez. Her şeyin en cazibini kapmak
ister. Çoğu zaman elindeki birkaç şekerinden birini bile arkadaşına
vermek istemez.

Yaş ilerledikçe bencillik duygusu birçok
insanda yerini yavaş yavaş paylaşmaya bırakır. İnsan sosyalleştikçe
bencilliğini bastırır. Ama bu durum bencilliğin tümüyle ortadan
kalkması anlamına gelmez. Bazılarında hissedilmeyecek kadar azalsa da
bazı insanlarda belirgin bir biçimde kalır.
İnsanların bencillik düzeyini anlayabilmek için onlarla içli dışlı
olmak gerekir. Hani eskiler “Bir adamı tanımak istiyorsan ya ortaklık
yap ya yolculuk yap ya da aynı evde otur.” derler. Bu üç durumun ortak
yanı çıkar çatışmalarının yaşanılabileceği ortamlar oluşturması ve
ilişkilerin içli dışlı olmasıdır.
Çoğu insan uzun yıllar aralarından su sızmaz ilişkiler yaşadıktan sonra
evleniyor. Ama eşinin evdeki davranışları onu hayal kırıklığına
uğratabiliyor. Kur yapma ya da kendini beğendirme dönemlerinde gizlenen
bencillik, kendini beğenmişlik, nezaketsizlik gibi özellikler bir anda
ortaya çıkabiliyor. Tabii ki bu davranışlar evlilik sonrası oluşmuyor,
sadece gizlenen duygular üzerindeki baskıdan kurtulup su yüzüne çıkıyor.

Bencillik, yaşamın farklı anlarında çok değişik boyutlarda boy
gösterebilir. Bencil, kendini evrenin merkezine koyar. Herşeyin ona
göre şekillenmesini, bütün varlıkların bir güneş sistemi düzeniyle onun
etrafında dönmesini ister. Örneğin; o herşeyin en iyisini almalıdır. O
başkasının malını rahatlıkla isteyip kullanabilir ama kendi malını
kimseye koklatmaz. İşine herkes yardım etmelidir ama kendisi boş otursa
da kimsenin işine el atmaz. Olumsuz giden herşeyi başkası yapmıştır.
Doğru sonuçlanmış bir iş varsa onu mutlaka kendisi yalnız başarmıştır.

Yaşamın her anında bir köşeden karşımıza çıkan bencillerin birçok özellikleri
ortaktır. En belirgin özellikleri kendilerini özel hissetmeleri, bu
nedenle de ayrıcalık beklentisi içinde olmalarıdır. Onlar asla sıra
beklemez, kuyruğa girmezler. Her işlerini başkalarının halletmesini
beklerler. Trafikte adeta onların geçiş üstünlüğü vardır. Onların
vakitleri her zaman daha kıymetlidir. Başkaları için geçerli olan
yasaklar onlar için geçerli değildir. Onlar başkalarıyla alay
edebilirler, ama onlara şaka bile yapılmaz.
Kirlettiklerini mutlaka
başkaları temizleyecektir. Onlar dağıtırlar sadece, toplamak gibi
görevleri yoktur. Herkes uyurken onlar şarkıyı son ses açabilirler ama
onlar uyurken kimsenin çıt çıkarmaya hakkı yoktur.

Bencilleri kimse üzmemelidir. Ama onların herkesi üzebilme ve üzüntüyle
başbaşa bırakıp gitme hakları vardır. Kin, öfke ve kıskançlık
duygularını abartabilirler ama başkasında bu duyguların zerresine bile
tahammül edemezler. Hatta acıma ve bağışlama gibi duyguları bile kendi
çıkarları doğrultusunda kullanırlar.

Alçakgönüllülükleri bile egoizm kokar. Karşıdakiyle asla empati
kurmazlar. Herhangi bir olumsuzlukta, karşıdakinin ne hissettiği hiç de
önemli değildir onlar için.

Bencil, arkadaşlarıyla buluşacaksa herkes buluşma gününü ve saatini ona
göre ayarlamalıdır. Gidilecek mekanı da çoğu kez o seçer. Bir yemeğe
gidilecekse gruba bir anda onun beğenileri hakim olur. Canı et
istiyorsa et lokantasına, balık çekiyorsa balıkçıya gidilmelidir. Hatta
gruptakilerin tümünün beğenileri rafa kaldırılabilir onun güzel hatırı
için.

Konuşmaya başlarsa herkes onu dinlemeli ve anlamaya çalışmalıdır. Onun
sözünü kimse bölemez. Ama o, kimseyi dinlemek zorunda değildir.
Başkalarını dinlemek durumunda kalınca ya çok yorgun olur ya da çok işi
vardır.
Kendisi ders çalışmıyorsa hiçbir arkadaşı ders çalışmamalıdır.
Kendisinin canı kitap okumak istiyorsa herkes susmalıdır. Televizyon
kumandası ona zimmetlidir. O hangi kanalı izlemek istiyorsa odadakiler
de ona uymalıdır. Maçsa maç, diziyse dizi. Önemli olan başkalarının
değil onun neyi sevdiğidir. Geçen gün havaalanında en az yirmi kişi bir
haberi izliyorduk. Orta yaşlı bir hanımefendi görevliden kumandayı
istedi ve bizi bir diziyle baş başa bıraktı. İçimizden bir teşekkür
etmek “Ne iyi oldu hanımefendi, bizi bu sevimsiz konulardan
uzaklaştırdın.” demek geçti ama “La havle” çekip oturduk hepimiz.

Neyse uzatmayayım eminim ki hepiniz yakın çevrenizde böyle örneklerin
yüzlercesini görüyorsunuz. Ben anlatırken gözünüzde birçok örnek
canlanıyor.

Biraz yumuşatmak için espri katsam da bencilliğin aşırısı önemli bir
hastalık. Psikolojide bencilliği ilerlemiş kişilere “narsist” diyorlar.
Normalden uzaklaşmanın önemli bir türünü oluşturuyor narsizm.
Bencillik, çoğu kez insanları öne çıkaran bir avantaj gibi görünse de dostlukların erimesinde ve bireyin yalnızlaşmasında en önemli
sebep durumunda. Turgenyev “Bencil insan, tek başına kalmış meyvesiz
ağaç gibi kurur gider.” diyor. Günlük yaşamda ben bunun çok belirgin
örneklerini gördüm. Nice dostluk, arkadaşlık, evlilik, ortaklık,
akrabalık bu hastalık nedeniyle yıprandı.

İlk cümlede de
belittiğim gibi “bencillik” her insanın doğasında var biraz. Önemli
olan bunu kontrol edebilmek, hastalık haline dönüştürmemek. Keser gibi
hep kendine yontmamak, testere gibi olabilmeyi denemek. Mutlulukları,
imkanları, sıkıntıları paylaşabilmek. Yazımı Balzac’ın bir sözüyle
bitirmek istiyorum; “Bencillik dostluğun zehiridir.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bencillik hastalık mı?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bu hastalık tanınmıyor
» 7 kişiden birinde bu hastalık var
» Sinsice yaklaşan hastalık
» Menapoz Hastalık Değildir
» Kadınları seven hastalık: Tiroid

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Danışmanlık ve Yardımlaşma :: Sağlık Sorunları :: Sağlık Bilgileri-
Buraya geçin: