hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 En ilginç canlılar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
En ilginç canlılar 2duy3hj

En ilginç canlılar Empty
MesajKonu: En ilginç canlılar   En ilginç canlılar EmptyPtsi Ocak 11, 2010 3:31 pm

KOMODO EJDERİ

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Komodo,
Güney-Doğu Asya'da, Endonezya'ya bağlı bir adadır; daha çok burada
olmak üzere çevredeki bir kaç adada dev kertenkeleler yaşamaktadırlar.
Bunlar, ortalama boyları üç metre ve ağırlıkları yüzelli kilogram kadar
olan hayvanlardır. (3.50 mt boy ve 166 kg'lık ağırlıktaki bir örnek de
bilinmektedir.)
Adaları paylaşıp birlikte yaşadıkları bütün diğer hayvanlar varanların
besin listelerinde yer almaktadırlar. Yemek konusunda garip sayılacak
bir davranışları vardır. Salyalarıysa çok mikroplu ve zehirlidir. Göz
koydukları avlarını yakalayıp öyle çıtır-çıtır yemezler. Onlara hiç bir
ard niyetleri yokmuş gibi yaklaşırlar ve birden bir yerlerini
ısırıverirler. Isırır ve bırakırlar, yâni peşlerinden koşmaz,
kovalamazlar. Bırakırlar, çünkü bilirler ki ısırdıkları hayvan şiddetle
zehirlenmiştir ve o hayvan yirmidört saat içinde ölecektir. Aynı
çevreden ayrılmadıkları için de ölen hayvanı kolaylıkla bulup
yiyeceklerdir. Tabiatıyla, bütün varanlar bunu böyle yaptıklarından
birbirlerinin avlarına da karışmış olabileceklerdir.
Yukarıki fotoğrafta, zehiriyle ünlü olan kobra yılanı bir varanın
ağzına düşmüş görmekteyiz. bu kez yılan bir varana av olmuş bulunuyor.
Hem de, varan onu eline geçirdiği için bırakmayacak, orada hemen
yiyecektir. Bunun böyle olduğunu TV'de görmüşüzdür. Yaban hayâtı budur
işte; hak-hukuk orada ne gezer! Gücü, gücü yetene!..


İNSAN YÜZLÜ BALIKLAR

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Burada gördüklerimiz, aslında normal bir süs balığıyla, gene normal ve eti yenebilir birer balıktırlar.
Ne var ki, diğer balıklardan farklı olarak yüzleri insanı andırmakla hayli ilgi çekmektedirler.



ORANGUTAN AVLANIYOR
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Mâlûm... Beden yapıları, zekâ düzeyleri ve sosyal davranışlarıyla
insana en yakın hayvanlar maymunlar oluyorlar. Tabiat bilginleri,
bunları da; orangutan, şempanze (ve bonobo), babun olarak sıralıyorlar.
Bonobolar şempanzeye çok benzeyip onun biraz küçük modelidirler.


Fotoğrafta, bir akarsuda balık avlayan maymunumuz ise bir orangutandır
Yer, Borneo'nun Kaja adasıymış. Bu hayvanın insanlar tarafından
rehabilite edilip, yeniden doğaya bırakıldığı düşünülmekteymiş.
Her ne olur ve nasıl olursa... Orangutanın gösterdiği zekâ ve bunun uygulaması, doğrusu hayli şaşırtıcı bir durum.



[b]DEVÂSÂ KAPLUMBAĞA
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Burada, bir TIRın üstünde görülen bu kamlumbağa gerçek bir devdir.
Ağırlığı inanılası gibi değil; tam tamına dörtbuçuk ton! Bu ne
demektir? Bu kadar ağırlık bir su aygırına, bir file uygun düşmektedir.
Ama bu bir kaplumbağa!
Îran'ın kuzeyinde, Hazar denizine yakın bir yerlerde köylülerce
görülmüş. İlglisine haber verilip Tahran'a getirilmiş. Orada
incelenecekmiş. İnsan, gayri ihtiyârî bunun yaşını da merak ediyor,
değil mi? Ama şimdilik onu bilmiyoruz. İster misiniz taş devrinden
kalmış olsun!


DEV GİBİ KARAKUŞ[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Bu fotoğraf, ABD'nin bir tabiat târihi müzesinden alınmıştır. Ancak, ne
tür bir kuştur, ne zaman yaşamıştır, nasıl ölmüştür veyâ nasıl
yakalanmıştır? Bunları bilmiyoruz.









[b]YAKIŞIKLI BİR TIRTIL!
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tabiatın güzel hayvanlarından biri de, hiç kuşku yoktur ki
kelebeklerdir. Pekiyi, kelebeklerin önceki hayatlarında bir tırtıl
olduklarını, kelebekliğe buradan geçtiklerini bilmeyen var mıdır?

Çoğumuzun iğrendiği bu tırtıllardan, hiç kimsenin çirkin bulmadığı ve hattâ hayran oldukları güzelim kelebekler doğmaktadırlar.

Burada da bir tırtıl görmekteyiz. Fakat, bize
göre çirkin bir tırtıl değil. Tırtılın, o tüylü, kıvrak ve tiksindirici
imajını silmek istiyor gibi! Acâip bir şey de çirkin değil. Ya siz ne
dersiniz?





[b][b]BUNLAR BİRER KÖPEKTİR!



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Bilineceği üzere... Kedilerle birlikte, insanlara en yakın iki
hayvandan biri köpeklerdir. Bunlar değişik boylarda olabilirlerse de,
bir aslan kadar olanını acaba kaç kişi görmüştür!
Fakat! Şu soldaki fotoğrafı görünce fikrimiz değişecektir. Gerçek, demek ki öyle değilmiş.

Evet, burada inanılmaz büyüklükte bir köpeği görmekteyiz. Diğer yandan bunun cinsi nedir, huyu nedir?.. Bunları bilmiyoruz.

Sayfamızın alt sıralarında da böyle iri bir köpek vardır. Bu ikisi aynı
boylarda görünüyorlarsa da, aynı türden midirler? Kim bilir!
Gelelim
diğerine... O ise, iri değil ama yüksek bir köpektir. Hakkındaki
kayıtlar, köpek ayağa kalktığında boyunun 2.80 mt olduğunu
bildirmektedirler. Yâni buna göre, o da kendine göre başka bir dev
olmaktadır.

[b]ASLAN BOYUNDA KÖPEK

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Daha önce, iki defâ bu boyutta köpek gördüğümüzü hatırlıyoruz. İkisi de
kediden daha kadar sâkin ve uysal idiler. Bu da öyle duruyor. Fakat
fotoğraf çekeni çok merak etmiş, pür dikkat bakmakta.


Kimbilir, bu görünüşü belki de geçicidir. Belki de sâhibinin emirlerine
göre davranıyordur. Sâhibi,"ham yap!" dese... Acaba ne olurdu?...




DEV YENGEÇ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Buraya bir kaç dev resmi koyduk. İşte bu da yengeçin devi oluyor! ne
kadar büyük boyutta olduğu bir insanın elinde daha iyi anlaşılmakta.









[b]BUKALEMUNUN DİLİ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bukalemunlar, dillerini boylarının bir veyâ bir buçuk katı kadar
uzatabilirler. Üstelik bu dil yapışkandır. Böylece yakaladıkları böcek
ve sinekleri avlamış olurlar. Burada, tabiatta çok seyrek
rastlanabilecek bir olayı görmekteyiz.
Bukalemun bir kuşu avlamış!
Avlamış da, bunu ne yapacağını bilemeyip düşünmekte!
Çünkü, bu boydaki bir hayvanı ağzına sığdıramaz.
Kuş da, bundan sonra ne olacağını bekliyor.
Pekiyi, acaba ne olmuştur? Kimbilir!

























[b]BU DA DEV BİR "KALAMAR"
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Kalamar, bildiğimiz gibi ahtapotun akrabâsı bir deniz hayvanıdır.
Bizim Ege ve Akdeniz sularında da yaşamaktadır.
Ne
var ki, bizim kalamarlar yâni mürekkep balıkları bir el boyundalarken,
buradaki bir insandan daha büyüktür ve okyanusların deriliklerinde
bundan da büyüklerinin olduğu bilinmektedir.






























[b][b]BİR DENİZANASI
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Fotoğrafta bir derin deniz hayvanı görmekteyiz. Bunlar daha çok soğuk
sularda yaşamaktalar. Yakınındaki kameralı insan ise, biraz geride bile
olsa boyutu hakkında bir fikir veriyor. Deniz anası da dediğimiz
medüsalar gibi yumuşak ve şeffaf bir şey olduğu belli. Hayvanı tanımak
adına daha başka bir bilgimiz ise bulunmuyor. Meselâ... Zararlı mı,
yoksa zehirli mi? gibi.





[/b]

[/b]
[/b]
[/b]
[/b]
[/b]
[/b]
[/b]
[/b]
TEK GÖZLÜ HAYVANLAR

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Gerek insan ve gerekse hayvanlarda görülen anomaliler arasında bir de tek gözlülere rastlanıyor.

Hayli
seyrek de olsa durum böyle. Yukarıda görülen ikisinden küçük ve siyah
olanın hangi türden bir hayvan olduğunu tespit edemedik. Maymuna
benziyor ama, acaba?.. Diğeriyse, 28.12.07'de ABD'de doğmuş bir
kedidir. Kedinin burnu da yokmuş. Gerçi diğerinin de burnu yok gibi.
İki yerine bir göz olunca, bunun boyu da iki katı oluyor. Acaba, görme
yeteneği de iki katına çıkıyor mudur? Hayvanların sağlık durumları
hakkında da bilgimiz yoktur. Fakat, hâlen hayatta olmadıklarına âit bir
bilgi de bulunmuyor.



SEVGİYE BAKIN HELE!
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Burada gördüğümüz hayvan (bunlar, bir tür kertenkele olmalılar) çifti,
doğal ortamlarında değiller. Anlaşılacağı üzere, bunları zevk için
besleyen birileri var. Göründükleri yer ise, bir ev veyâ ofisteki
yuvaları olsa gerektir.
Gelelim verdikleri insanca pozlarına... Bu poz, onlara sâhiplerince
verdirilmiş olabilecektir. Sanırsınız ki, iki genç sevgili pikniğe
gitmişler. (Hoş, bunlar da gençtirler ala insan değil. Biz burada genç
diye insandan bahsetmekteyizdir!) Orada da, altında oturabilecekleri
bir ağaç var. Ağacın altına sermişler postu. Gerisi mi?.. O zâten
görünüyor canım! Söylenecek bir şey kalmış mı ki? Gerçekten ilgi çekici
bir sahne yâni.















BALIKÇIL YUTAMIYOR
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Fotoğrafçı son derecede ilgi çekici bir olaya tanık olup, onu da çekebilmiş. Burada onu görüyoruz.
Balıkçıl... Adını bile nafakası olan balıktan alıyor. Yâni balık yiyip,
balıkla geçinen bir hayvan. Fakat buradaki durum farklı.
Nasıl olmuşsa, balıkçılın kısmetine bu defâ bir kertenkele düşmüş. Onu
ağzına almış, tam mîdeye indirecekken karşıdan bir îtiraz gelmiş.
Kertenkele olmaz! diyor. Dört ayağıyla gagayı karşılamış, kapanmasına
izin vermiyor. İyi de, bu böyle ne kadar sürecek? Balıkçıl yorulup vaz
mı geçecek? Yoksa, kertenkele tükenip kaderine râzı mı olacak?


BÜYÜK ve KÜÇÜK ATLAR
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Fotoğrafta altlı-üstlü iki at cinsi görüyoruz. Her zaman ve her yerde
rastlanamayacak atlar bunlar. Büyüğüne "Radar" deniyormuş; boyu da bel
hizâsında iki metreye varıyormuş. Buna göre kalçası daha yüksek,
başıysa en yüksek oluyor.

Diğeriyse "Thumbelina" cinsiymiş ve boyu sâdece 43 santimmiş. Orta boy köpek kadar bir şey yâni.

Bu
ikisi bir araya gelince ilgi çekici bir görüntü oluşmuş. Bir şey
normalinden büyük veyâ küçük olursa, tabı4atıyla hayli ilgi çekiyor.
Aynı sahnedeki oğlanın sevimliliği de ayrı bir husus. O da kendine göre bir tür!



CANAVAR GÖRÜNÜMLÜ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Alışılmışın dışında ve hayli ilgi çekici bir hayvan.

Biz bu hayvanı ilk olarak görmüyor ve onu tanıyoruz. Ancak adı hatırımızda değildir.

Pulları ve
dikenleriyle, eski devirlerin hayâlî canavarlarını düşündürüyor.
Nedendir ve bunun kendisi için anlamı nedir? bilinmez. Kuyruğunu ağzına
almış. Bunun sonucunda da halka şekline girmiş.

Kokulacak bir hayvan olmasa gerek. Zâten öyle olsaydı, yabancı kalmaz onu bugüne kadar duymuş olurduk.

Kimbilir, bunu alıp evinde besleyenler bile vardır. İnsanoğlu yılan bile besledikten sonra!..



BUNLAR BALIK AĞZIDIR
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Bu hayvanların hangi sularda yaşadığını bilmediğimiz gibi, cinsini de
bilmiyoruz. Ama bu ağızlarının çok orjinal olduğunu görüyoruz.
Balıklarımız, dünyânın garipliklerinden birileri oluyorlar. Birinin alt
çenesi bayağı köpek balığına benziyorsa da, üste bakınca kafalar
karışmakta. Diğeriyse başka bir âlem: O, büyük ve küçük olarak iki
ağızlıdır!



İKİ BAŞ, İKİ AĞIZ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

İnsanlarda bile görülünce... İki başlı canlıların varlığına artık
neredeyse alışmış oluyoruz. Şu da var ki, bunların gövdeleri ve bunun
içindeki mîdeleri ortak olduğundan, ayrı-ayrı ikisinin birden yemesi
gerekmiyor. Biri yeyip diğeri baksa bile kıyâmet kopmuyor!

Burada ise istisnâî bir durum görmekteyiz. Yılanın iki başı da fâre
yiyorlar ve hem de aynı anda! Lokmalar biraz sonra aynı boğazda
buluşacaklar. O zaman trafik tıkanacak! Pekiyi, ya sonrası?.. Doğrusu,
bu da bir merak konusudur.! Ne olur acaba?



DÜNYÂNIN İKİ DEVİ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Burada
iki böcek görmekteyiz. Bunlar, kendi türlerinin en büyükleri, diğer bir
anlamda ise dünyânın böcek türündeki devleri oluyorlar. Soldakinin boyu
onbeş santimetredir. Sağdakinin boyuysa, üstünde bulunduğu insan eliyle
kıyaslanınca ortaya çıkıyor.
Pekiyi, bunların yarârı bir yana zararları var mıdır. Şimdilik o bilgiye ulaşabilmiş değilizdir!



ŞÂHİN YILAN KAVGASI
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yer Adıyaman'ın Gerger ilçesi... Gökte süzülen bir şâhin, yerde sürünen
bir yılanı görüyor. Yılan onun en sevdiği avlardan biridir. Belki
içgüdüsüyle ilk olarak, belki de kaçıncı kere bir yılana saldırıyor.
Olması gerektiği üzere kafasından kavrıyor. Fakat... Fakat bu sırada
yılan boş durmayıp savunmaya geçiyor. Vücûduyla şâhinin kanatlarına
sarılıp onun hareket kâbiliyetine engel oluyor. Bu ise ender rastlanan
bir durum mudur, yoksa olağan mı?.. Bilemiyoruz. Ancak, yılanın şâhini
kilitlediğini ise bilmekteyiz. Evet, şâhin bundan sonra hareket
edemiyor ve öylece sonu belirsiz bir bekleyişe giriyorlar.
Şu da var ki, yalnız değildirler, orada tesâdüfen bulunan bir takım
vatandaşlar onları görüp seyretmektedirler. Taraf tutulacaksa, hiç
şüphe yoktur ki bu taraf şâhin olacaktır. Nitekim de öyle olmuştur.
Vatandaşlar şâhinden yana tavır koyup, ele geçirdikleri bir sopayla
yılanı gevşetince, şâhin de onu kavrayıp yükselmiştir. Yükselmiştir de,
daha önce yerdeyken sarf ettiği efor onu bir hayli yormuştur. Bu
yüzden, ağzındaki yılanı yere bırakmıştır. Yere düşünce omurları
çıkması ve felç olması gereken yılan ise böyle olmamıştır. Sersemleyip
vatandaşlara doğru yönelince de, şâhinden kurtarabildiği canını oradaki
vatandaşlar almışlardır!



ŞU GENİŞ YAPRAKLI ŞEY
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Yanda geniş yapraklı bir bitki görmekteyiz. Bir su (deniz olabilir) bitkisi, yâni bir yosun.
Değil denizin başka bir hayvanı, biz insanların bile ilk bakışta bunu
böyle göreceğimiz şüphesizdir. Oysa, bu bir hayvandır. Evet, bir
hayvan! Bildiğimiz deniz atının bir çeşidi olabilecektir. Şu da var;
tabiat onu korumak için öyle bir saklanmak yeteneği vermiş ki... İşte
buradaki gibi, biz insanlar bile böyle yanılabilmekteyiz.



OTUZ METRELİK YILAN!
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Buna "dev yılan" diyoruz ama, yılanımız o kadar büyük, o derecede büyük
bir boyuttadır ki, aslında bu deyim bile yeterli olmayacaktır!
Borneo... Burası, coğrafya derslerinden bildiğimiz dünyânın en büyük
adalarından biri oluyor. Türkiye'ye çok yakın (743,330 km2) yüz
ölçümüyle bu açıdan üçüncü sıradadır. Güney-doğu Asya'da olup Endonezya
ile Malezya'ya âit ise de... Malezya tarafındaki dar bir alanda Brunei
Sultanlığı da yer almaktadır.
Ada, tropikal bölge olduğundan bol yağışlı ve sık ormanlarla kaplıdır.
Üstündeki insan ve hayvan hayatı, dünyânın diğer köşelerine göre hayli
yaban bir durumdadır. Burada, zaman-zaman yeni bir insan grubu veyâ
yeni hayvan türleri keşfedilirler. Öyle ki... Ada'da belki bugün bile
kendilerine henüz ulaşılamamış yaban insanlar bulunabileceklerdir!
Tropikal dünyânın belli-başlı hayvan türlerinden biri de, insanların
adını duyduklarında bile ürperdikleri yılanlardır. İşte, Borneo da
diğer bir takım özellikleri yanında... Çeşitli, bol-bol ve boy-boy
yılanlarıyla da tanımaktadır. Bunların arasında dünyânın en büyük türü
olan pitonlar da yer alırlar. Ada da yakın zaman önce yağan şiddetli
yağmurların verdiği zarârın tespiti amacıyla, havadan keşif yapmakta
olan bir helikopter, bir akarsu yatağında yukarıdaki görüntüleri tespit
etmiştir. Yılanın orantıyla hesaplanan boyu otuz metredir! Evet, tam
otuz metre! Kalınlığı da aynen ona göre...
Bu arada bir takım kimseler, bu fotoğrafların gerçek olmayıp düzenleme
olduğunu söyleseler de, görüntüler gerçeğe benzemektedirler. Kim
bilir... Belki de, yılanın haberiyle moralleri bozulan yöre halkını
yatıştırmak için böyle konuşmaktadırlar. Çünkü, halkın uykularının
kaçtığı da gelen haberler arasındadır!






ÜÇ BEDENLİ KURBAĞA!
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Daha
önce, normalden fazla uzvu olan insan ve hayvan örneklerine
rastlamıştık. İki hattâ üç kafalı olanı bile görmüştük. Nitekim,
bunlardan bu sayfada dahi vardır.
Yukarıki fotoğrafımız ise, İngiltere'de ele geçmiş üç bedenli bir
kurbağayı gösteriyor. Üstteki asıl fotoğraf iken, altta da şematik
olarak durum açıklanmak istenmiştir. Her nasıl olmuşsa, ana kurbağanın
üç yumurtası ayrılamayıp birbiriyle kaynaşmışlar. Doğumları da bu
hâlleriyle gerçekleşmiş. Hemen de ekleyelim. Bunların ortak olarak
sâdece altı ayakları bulunuyor. Fakat iki ayakları da sırtlarındadır!
Evet, birbirleriyle yapışık değil, tam anlamıyla kaynaşık olarak hayâtı paylaşan üç kurbağa kardeşler!



[b]BU BOYDAKİ BİR LARVA


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

[Mynet'ten alınıp aktarılmıştır.]
Türkçede kurtçuk dediğimiz bir anlamda da tırtıl demek olan larvalar,

bâzı böceklerin hayatlarındaki ilk evreyi ifâde ederler.
Bunların ne kadar bir boyda olabileceklerini de hepimiz biliriz. Küçük mü küçüktürler.
Buradaysa... İngiltere'deki bir akvaryumda kendiliğinden ve tesâdüfen
yetişmiş tam tamına bir metre yirmi santimlik bir lavayı görmekteyiz.
Bu boy, bugüne kadar duyulmamış bir ölçü olmaktadır. Yâni, burada gene
olağanüstü bir yaratıkla karşı karşıya bulunmaktayız. Bir çok yılan
türünün boyu bile bu kadar uzamamaktadır. Meselâ, korkulan ve zehirli
bir tür olan engerek bile ancak altmış santim olabilmektedir.



[b]TİMSAH-PİTON SAVAŞI


[b][Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Burası, ABD'nin Florida
eyâletindeki "Everglades" millî parkı. Buranın başlıca yerel hayvanı
timsahlar oluyorlar. Ancak, bu timsah onlardan biri midir? Bunu
bilemiyoruz.
Çünkü... ABD'liler evlerinde hayvan beslemeye pek meraklılar. Üstelik
de, büyüdüğü zaman insan için tehlikeli olabilecek yılan ve timsah gibi
hayvanları da besliyorlar. Pek çoğu da, bu hayvanlar büyüyüp tehlike
arz edince, tutup bunları Florida bataklıklarına, yâni bu parka
atıyorlar. Orada daha da büyüyen pitonlar, kendilerine boyları uygun
timsahları av seçip yiyorlar. Buna "yemek" değil, "yutmak" denir ya,
neyse...
İşte burada da öyle olmuş, bir piton timsahı kendine av seçmiş. Ne var
ki bu defâ yanılmış! Timsahın boyu ve gücünü hesap edememiş! Bu bizimki
bir tahmin, belki de doğrudan timsah saldırıya geçmiştir. Öğrendiğimize
göre timsah yılandan üstün çıkıp bu savaşı kazanmış. Burada da öyle
görünüyor zâten; piton orta sahayı timsaha kaptırmış, bel bölgesi onun
ağzında. Timsahın ödülü de, rakip pitonu iştah ve damak zevkiyle fakat
çiğnemeden yemek olmuş!

Normal,
yâni eşit şartlarda... Bu her iki hayvanın da yetişkin olmaları
durumunda, pitonun hattâ Amerika'nın anakondalarının zâten hiç şansı
olmayacaktır. Bu büyük yılanlar, ancak timsahların yavrularıyla,
timsahların cüsse olarak küçük diğer çeşitlerine diş
geçirebilmektedirler.
Burada pitona ne olursa olsun da... Doğrusu, o güzelim derisine yazık olmuş!

Not: Yeryüzünde, timsah ve akrabâlarının boy-boy tam yirmisekiz çeşidi
bulunmaktadır. En büyük türleriyse Nil nehri ve Avustralya'da
yaşamaktadırlar.



[/b]

[/b]

[/b]TİMSAH YOLU ŞAŞIRMIŞ!

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Su aygırı ve timsah... Bu ikisi, hayvanlar âleminin iki ünlü üyesi
oluyorlar. Su aygırlarının vatanı Afrika... Timsahlar ise, Avrupa
dışındaki her dört kıtada yaşıyorlar ve yirmisekiz de çeşitleri var.
Burada, su aygırlarıyla birlikte görülen çeşit ise tabiatıyla bir
Afrika timsahı.
Timsahlar, dünyânın belli-başlı canavarlarından biri; menülerinde hep
et vardır! Su aygırlarıysa otçul hayvanlar, bitkilerle besleniyorlar.
Yaratıcı güç tarafından böyle düzenlenmişler. (Gerçi, arada bir insan
bile yedikleri bilinmektedir! O a başka...) Su aygırı ve timsahlar
amfibik hayvanlardır; yâni hem karada, hem suda yaşarlar. Tabiat bu
açıdan, ikisi için aynı ortam ve şartları uygun görmüş. Ne var ki, su
aygırları dâimâ temiz suları seçerken, timsahlar bu konuda pek de
seçici değiller. Hangi suyu bulurlarsa oraya dalıyorlar.
Bu iki çeşidin timsahına canavar dedik ama, insanlara zarar vermekte
aygırlar çok daha ön sıradadırlar! Öncelikle asabî hayvanlar; kafaları
kızdı mı önüne durulamıyor. Birkaç tonluk gövdeleriyle timsahları bile
öldürmeleri işten değil.
İşte burada böyle takıştıkları bir sahneyi görmekteyiz. Aynı suları
paylaşan aygırların bir istirahat ânında, şaşkın bir timsah her nasılsa
suya girerken onların üstüne çıkmış. Eee, aygır bu; Şu duruma
katlanabilir mi hiç! Nitekim dişlerini geçirmiş bile. Sonuç mu? Yâni,
timsah bu saldırıdan sağ kurtulabilmiş mi? Bakın, onu bilemiyoruz!

FÂRE YILANI YERSE...


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Konumuz gene yılan.
İnsanları korkutan, adı bile ürküten hayvanların başında herhâlde
yılanlar gelirler. Bunlar, zehirleri ve ölümcül yanları bir yana
görünüş olarak da sevimsiz hayvanlardır. Söz gelişi, hayvanların kralı
olarak nitelenen yırtıcı aslanlar bile bu derecede ürkütücü
değillerdir.
Boy-boy yılanların çoğu, bir-iki metre boyunda zehirli ve zehirsiz
türlerdirler. Bunların başlıca yiyecekleriyse fâreler olup, bu açıdan
insanlık için çok faydalıdırlar. Mâlûm... Yılanların kimi avlarını
sıkıp boğarak, kimi de ısırıp zehirleyerek öldürmektedirler. Buradaki
fotoğrafımızda da bir yılan ve bir fâre görmekteyiz. Ne var ki, bu kere
roller tersine dönmüş! Yılan av olmuş! Alışılmışın aksine, fâre yılanı
başından kavramış. Kavramış ve yemeğe başlamış bile!
Eee... Demek ki, öyle fâre deyip de geçmemeliymişiz! Değil mi!? Arada böylesi de varmış.
Bundan ayrı olarak... Yılan fâreyi yerse, bu dünyâ kurulduğundan beri
yaşanan bir gerçektir, normal bir olaydır. Dolayısıyla hiç bir haber
değeri yoktur. Fakat, ya buradaki gibi bunun tersi olursa?...



KENDİNİ YUTAN YILAN!


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Burada, olağan dışı ve
son derecede ilgi çekici bir sahneyi görmekteyiz. Fotoğrafta hiç bir
aldatıcı unsur bulunmayıp, çekim tamâmen gerçektir. Bu inanılmaz olay
belki de birilerince özel olarak hazırlanmıştır. Yâni, bir başlangıç
olarak kuyruğu ağzına verilen yılan, sonra bunu yutmaya devâm etmiş
olabilecektir.
Öyle veyâ böyle, fakat inanılmaz bir sahneyle karşı kaşıya
bulunmaktayız. Ayrıca, yılanın sonu da merak konusudur. Bu halka
durumuyla ölebileceği gibi, bilinen yeteneğiyle yuttuğunu kusup normale
de dönebilecektir. Bu sahne birilerince düzenlenmiş bir senaryo idiyse,
herhâlde yılanı böylece ölüme terk etmeyeceklerdir.
Bu sahne uzman veyâ meraklı birilerince ve deneme amaçlı olarak da
düzenlenmiş olabilecektir. Bir ihtimâl olarak bu dahi akla
gelebilmektedir.



İKİ KÜÇÜK KEDİCİK

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[

Fotoğraflarda, biri günümüz ve diğeri geçmişten iki kedi yavrumuz var. Yavru olmaları önemli değil tabiî ki.
Biz, burada onların gösterdikleri alışılmadık gayri tabiî durumlarına
bakmaktayız. Birinci ve renkli fotoğrafın açıklanacak bir yanı yoktur.
İkinci ve siyah-beyaz için şunları diyebiliriz: Bir kafadaki iki yüzün
tek eksiği iki kulaktır. Yâni, iki yüzün ikişer kulağı yerine burada
birer kulak vardır. Eksik olan da bundan ibârettir.



DEVE KUŞU HİNDİSİ [Cassowary]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Şuna,
kestirmeden "deve hindisi" demek daha doğru olacaktır. Fakat, biz onun
adını kaynağında gördüğümüz şekliyle başlığa aldık.
Yeni Gine'nin yağmur ormanlarında yaşayan bu kuşların, kuzey, güney ve
cüce denilen üç türü bulunmaktadır. İlk ikisi insanlara pek
görünmezlerse de, güneydeki iyi bilenen bir kuş türüdür. Aynı tür boy
olarak deve kuşundan sonra ikinci, ağırlıktaysa birincidir. Daha iri
parlak tüylü olan olan dişileri boyda iki metreye varırken, yetmiş
kilogram da ağırlıkta olabilirler. Uçamazlar ise de, birbuçuk metreye
kadar atlayabilip, çok iyi de yüzerler. Gagaları ve üç parmaklarından
ortadaki, tam anlamıyla öldürücü birer silâhtırlar. Gagaları üstünden
başlayıp kafaları üstünde devam eden çıkıntı ibik olmayıp, bildiğimiz
kemiktir. Orta parmakları oniki santim boyunda olabilir. Ucunda hançer
gibi de bir tırnağı bulunur.
Bunlar genellikle çekingen ve utangaç kuşlardırlar. Fakat bir tehlike
sezdikleri veyâ bunu var saydıkları zaman insanları bile
öldürebilirler. Nitekim, ikinci dünyâ savaşları sırasında bu ormanlara
yolu düşen bir takım askerler bu hayvanlar tarafından öldürülmüşlerdir.
Menülerinde her türlü yiyecek bulunmaktadır. Bitki ve hayvan olarak güçlerinin yettiklerini yemektedirler.



LEYLEK-KARTAL SAVAŞI


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Burada
iki Marabu leyleğiyle bir kartalı görmekteyiz. Önlerindeki bir leşi
yerken anlaşamayıp, leyleğin biriyle kartal kavga ediyorlar. Biz bu
fotoğrafı uzun yıllar ötesinden hatırlıyoruz. Fotoğraf bir olmayıp,
ard-arda çekilmiş iki veyâ üç sayıdaydı. Sağdaki leylek gagasını aynen
bir makas gibi kullanarak kartalın kafasını kesip koparıyordu!
İnternette bu fotoğrafa rastlayınca anlattığımız sahneyi hatırlayarak,
o diğer fotoğrafı aradıysak da, bulamadık.
Bulamayınca da, işte böyle sâdece anlatmakla yetinmekteyiz. Tabiî...
Buradaki genel bir savaş olmayıp, iki hayvanın aralarındaki kavgadan
ibârettir.



ASLAN, GAZEL ve KUZU
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Aslan... Karada yaşayan hayvanların tartışmasız kralı. Kas gücüyle
böyle, asil tabiatıyla gene böyle. Bu söz, elbette ki bizim kendi
kanaatimiz değildir. İnsanlar ne kadar zamandan beri var idilerse...
Aslanlarla nasıl, nerede, ne zaman ve ne şartlar altında
karşılaşmışlarsa... Sonuçta böyle bir kanaate varmışlardır. İşte, şimdi
biz de burada bunu naklediyoruz.
Pekiyi ne yapıyor aslanlar? Diğer her canlı gibi, yaşadıkça ve yaşamak
için bir şekilde doğal ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Bu çerçevede
acıkınca da bir şeyler yiyorlar elbet.
Ne var ki, bunların yedikleri öyle sap-saman, ot-orman türünden şeyler
değil. Menülerinde, çevrelerinde yaşayan diğer hayvanlar var. Aslan,
genellikle kendinden büyük ve ağır hayvanları avlıyor. Manda gibi,
zebra gibi. Buna, az da olsa filleri, zürâfâları, gergedan ve su
aygırlarını ekleyebiliriz. Bu yüzden, aslanla bu ve benzeri hayvanları,
dostça ve yanyana görmek değil, düşünmek bile mümkün olmaz.
Nihâyet fotoğraflarımıza gelmiş bulunuyoruz. Buraları öyle, hayvanat
bahçesi veyâ sirk filân değil, görünen yerler aslanların kendi
habitatları, kendi hayat sahalarıdır. Evet, burada görünenler yukarıda
anlattığımız aslan târifine uymayan sahnelerdir. En babasından iki
erkek aslan ve önlerinde... Ayrı-ayrı her ikisi de birer mâsumiyet
sembolü olan yavru bir ceylan ile gene bir yavru olan kuzu vardır.
Bilinen odur ki... Erkek aslanlar, Osmanlı erkeği gibidirler! Kendi
yavrularına bile pek yüz vermez, bu kadar babacan yaklaşmazlar!
Pekiyi ya bu sahne nedir? derseniz... Bunun cevâbını biz de bilmiyoruz.
Doğrusu çok da merak ediyoruz. Acaba sonra ne olmuştur? Kim bilir!?.

[b]TAVŞAN YUTABİLEN KUŞ!

[/b]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Tabiattan inanılmaz bir manzara daha... Hemen de açıklayalım ki, bu kuş
bu hemen aşağıdaki pabuç gagalı leylek değildir. Önce, bu fotoğrafın
dünyânın neresini gösterdiğini bilmemekteyiz. Fakat tropikal bir
bölgeye benzemektedir. Afrika'dan bir yer olacağını düşünmek mükündür.
Dev kuş ise, sularda avlanan bir tür olsa gerektir. Bulunduğu yer ve
gaga yapısı bunu düşündürmektedir. Ne var ki, su kuşu olması onun
karadan uzak durduğu anlamına gelmiyor demek! Yakınındaki bir tavşanı
görünce, hiç tereddüt etmemiş, bu "benim menümde bunun yeri yok"
dememiş!

[b]PABUÇ GAGALI LEYLEK



[/b]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]...veyâ
kısaltılmış olarak "pabuç gaga". Yâni Türkçedeki adı bu. "İngilizcesi
shoebill ve o da aynı anlama geliyor. "Balaeniceps Rex" ise Latince ve
bilimsel adı.

Yerden yüksekliği bir metreden fazla, 1.25 mt kadar
var. Dünyânın en büyük kuşlarından biri, deve kuşları dışında belki de birincisi. Leyleklerle de akrabâ oluyormuş. Fakat, bu tam bir kâtil!
Daha önce belgesellerde rastlamış, görmüştük. Fakat ne yeyip ne
içtiğini bilmiyorduk. Şimdi öğrendik ki, menüsünde ördek bile varmış!
Hem de çiğnemeden yutuyormuş!

DEVÂSÂ BİR KEREVİT
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Buraya, sıra dışı ve genellikle de büyük boyutta hayvanları alıp koymaktayız.
Şimdi de bir kereviti görüyoruz. Bu, Ülkemiz dışından bir fotoğraftır.
Tropikal bir yerden olabilecektir. Ülkemizin İskenderun körfezinde,
küçük bir muz büyüklüğündeki kerevitlerin çıktığını bilmekteyiz. Enez
sâhillerindeyse, baş parmak kalınlığında ve on santime yakın boyda
olanlarını bizzat görmüşüzdür.
Buradakiyse, inanılacak gibi değil. Oradaki bir çift ayakla mukâyese edildiğinde ne kadar iri bir şey olduğu anlaşılıyor.

İNANILMAZ BİR SAHNE

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Görülen bu fotoğraf Avustralya Queensland'da
çekilmiş. Gene Avustralya'daki bir hayvanat bahçesi görevlisi olan Joel
Sheakaspeare ise... Ne kadar büyük olursa olsun, bir örümceğin kuş
yemesinin pek normal olmadığını, bunun ender rastlanan istisnâî bir
durum olduğunu söylemiştir.
Burada ne olduğu merak edilmekteyse, örümceğin karnını doyurana kadar
kuşu yediğini bildirelim. Sonrasını ise bilemiyoruz. Yarına mı
bırakmıştır, yoksa "ben doydum, bundan sonra kim isterse o yesin" mi
demiştir!
Şakası bir yana... Doğrusu bir örümceğin, ağıyla kuş tutabilmesi ve onu yemesi dehşet verici bir durumdur.
Tabiatta bâzı hayvanların alışılmamış boyutta böyle devleri
bulunabiliyor. Onlar da inanılmaz olayların kahramanları olabiliyorlar.
GERÇEKTEN DEV BİR AYI!



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Gene siyah-beyaz, yâni geçmişten kalan bir fotoğraf. Oldukça da eski gâlibâ. Avlanıp yere serilmiş bir ayıyı gösteriyor.
Yerde yatan bu ayı tam bir alâmet! Onun boyutunu anlamak için yanındaki
iki insana bakmak yeterli oluyor. Bu hayvan öylesine büyük görünüyor
ki, ağırlığı bir tondan daha az olmasa gerektir.
Bilindiği gibi, ayılar biyolojik olarak insanlara oldukça yaklaşan
yaratıklardır. Yemek tarzları da öyledir. İnsanlar gibi hem otçul, hem
de etçildirler.
Şimdi burada bu devi görünce... Bu hayvan ne yer, ne içer ? diye
düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Aşağıdaki bir diğer ayı insan yemişti
ya!..
Kara hayvanları içinde, fil, su aygırı ve gergedandan sonra bu geliyor olsa gerektir.

SİNCAPLA SIĞIRCIKLAR
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tabiatta,
bizim bilgimiz dışında öyle şeyler cereyan ediyor ki... Biz bunların
sâdece bir kısmından ve ancak bâzan haberdar olabilmekteyiz.
İşte burada da, son derecede komik ve sevimli bir sahne yer alıyor.
Komik ve sevimli... Bir yer sincabı her ne yemekteyse, bunu gören
sığırcıklar yediğine ortak olmak istiyorlar! Etrafını sarmışlar,
neredeyse mamasını ağzından alacaklar!
Kim bilir, belki de almışlardır bile!




UÇAN BİR BALIK: VATOZ


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Meksika'nın
doğusu, Cortez Denizi... Burada, yarasa benzeri kanatları olan bir tür
vatoz balığı yaşıyor. Bu balık cinsi, zaman-zaman sudan fırlıyor ve bir
süre kuş gibi süzülüyorlar.
Uçanın bir balık olduğu bilinince, ilginç ve şaşırtıcı oluyor tabiî. Şaşırtıcı ama gerçek.
Mobulidae âilesine mensup uçan vatozların bazı türleriyse hayli
tehlikeli. İğneleri ve öldürücü zehirleri var. Üreme döneminde su
yüzeyine yakın bulunup, havada takla atarken doğuran bu türlerin
kuyrukları da çok uzun

İŞ MAKİNESİ GİBİ!
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bu yaratık, insanlığın yeni tanıştığı bir hayvan türüymüş. Ne gibi bir ismin uygun görüldüğünü ise bilmiyoruz.
Hayvanın vücut yapısına bakılınca, ne gibi bir mârifet gösterdiğini de
anlamak mümkün! Mübârek, kazıcı bir iş makinesi gibi! Kimbilir,
köstebeğin yeni bir versiyonu mudur acaba!? 2008 modeli yâni!
Yüzünü de göstermek istemiyor olmalı. Mahçûbiyetten midir, yoksa başka
bir sebebi mi vardır? Fakat, nedendir bilemiyoruz ki, bize biraz
sevimli de görünmüştür.

ALİNA VE PENGUENLER...

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Güney
kutbu Antarktika'da çekilmiş bir fotoğraf. Bir katil balina, buzun
üstüne tünemiş havayı emerek penguenleri kendine çekiyor ve yutuyor.
Gösterdiği zekâ ve beceriye bir îtirâzımız yoktur. Ancak... Bu balina
tam anlamıyla dev bir hayvandır. Penguen dediğimiz ise nedir ki? En
büyüğü diz boyunca oluyor. Bunlar ise güvercinden biraz büyükler.
Sen, o koskoca gövdenle git kendine göre avlar bul, değil mi? Boyundan
bosundan hiç utanıp sıkılmadan, çerez gibi penguen avlamak yakışıyor
mu? Eee, ayıp yâni! Vallâhi ayıp!



İNSAN YİYEN TİMSAH


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
En
güçlü yırtıcılardan biri olan timsahların menüsüne, ne yazıktır ki
bâzen insanlar da girebilmektedirler. İşte burada öyle bir örneği
görüyoruz. Suçüstü yakalanan timsah öldürülmüş, karnı yarılmış,
kabahati açıkça ortaya çıkmış. Fakat her şey olup bittikten sonra.
Timsahı öldürmek, onun bundan sonra işleyeceği benzer suçları önlemek
bakımından önemli olmuştur. Yoksa, bu insanı yemiş olmasının cezâsı
değil!



ARI BİR YILAN [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Buradaki yılanımız Orta Amerika'dan. Ülkesi pek de farketmez ama Kosta Rika gâlibâ.
Rengi ve türü her ne olursa olsun, yılanın adı bile insanda ürperti uyandırıyor.
Ancak... Bu yılan, yeşiller arasındaki böyle bir sarı renkte olursa...
Yeşil ve sarı renklerin uyumu doğrusu bir hârika! Öylesine öyle de,
sonuçta bu bir yılan, tablo değil ki...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
En ilginç canlılar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Enteresan Olaylar-
Buraya geçin: