hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Zekanızı geliştirmek ister misiniz?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Zekanızı geliştirmek ister misiniz? 2duy3hj

Zekanızı geliştirmek ister misiniz? Empty
MesajKonu: Zekanızı geliştirmek ister misiniz?   Zekanızı geliştirmek ister misiniz? EmptyCuma Ara. 18, 2009 9:45 pm

Peki terfi ya da maaş zammı almak? O halde buyrun bu yöntemi deneyin

Birşeyi hızlı öğrenmek mi istiyorsunuz? Veya ağrılarınızdan
kurtulmak, zekanızı geliştirmek, başarılı olmak, karşınızdakilerle
iletişimizi geliştirmek ve bunun gibi olumlu birçok özelliği bünyenizde
barındırmak nasıl bir duygu olurdu? Bunları istiyorsunuz ama bir türlü
başarılı olamıyor musunuz? O halde NLP'nin gizemli dünyasına sizi davet
ediyoruz. Uluslararası Hipnoz Birliği İHA'nın Türkiye'deki tek öğretim
üyesi, NLP ve Hipnoz Eğitmeni Doktor Celalettin Uzuner bize bu kapının
anahtarını verdi... Okumak ve uygulamak size kalmış...

Begüm ÇELİKKOL / HABERTURK.COM

NLP'nin çalışan kesime nasıl faydaları vardır?

Çalışanların işteki her durumu sakinlikle, rahatça, duyarlılıkla ve
gerilim yaşamadan ele almalarını sağlar. Çünkü gerçek anlamda empati
kurmasını öğrenirler. Çalışma saatleri boyunca kendilerini rahat ve
sakin hissederek hareket ederler. Ne olursa olsun, her sorunu sakin ve
duyarlılıkla çözebilme yetenekleri gelişir. Sorumluluk alanları ile
ilgili karar verebilme becerileri ve verdikleri karara güvenmeleri
sağlanır. Çalışma saatlerinde tüm dikkatlerini işlerine verebilirler,
hızlı ve büyük bir enerjiyle çalışırlar. Çünkü zihinsel ve duygusal
çeldiricilerle nasıl başa çıkacaklarını öğrenmiş olurlar.
İş görüşmeleri sırasında rahat, kendinden emin bir durumda olurlar.
Böylece tüm kişilik özelliklerini ve bilgilerini işe yansıtarak iş için
gerekli olan ve işverenin aradığı özellikleri ortaya koyabilirler.
İşlerine duydukları ilgi arttığı için ellerinden gelenin en iyisini
yapmaya başladıklarından işyerindeki huzurları ve mutlulukları artar.
Bu verimi olumlu etkilediğinden terfi ve maaş zammı gibi maddi ödülleri
bir mıknatıs gibi kendilerine çekerler.

Başarılı bir insan olmayı ve başarının tadını çıkarmayı öğrenirler. Bu
da özel hayatlarında pozitif gelişmeleri kendiliğinden getirir. Ayrıca
iş ve özel hayata ait zaman algıları keskinleştiği için eve iş götürmek
veya evdeki sorunları işe taşımak ya tamamen ortadan kalkar ya da
olabilecek en alt seviyeye iner.
NLP davranış biçimi midir? Eğer öyleyse nasıl bir süreçten geçilmeli?
Evet, Kesinlikle. Ama burada şöyle bir ayırım yapmakta fayda var: NLP
öğrenen ile NLP’den bir probleminin çözümü için yararlanan.
NLP, onu öğrenen kişinin öğrendiklerini içselleştirmesi ile bir
davranış biçimi haline gelir. Eğer kişi, öğrendiklerini sadece davranış
değiştirme teknikleri olarak algılıyor ve böyle yaşıyorsa NLP onda
hayat bulmamış demektir.
NLP’den sadece probleminin çözümünde yararlanan kişiden böyle bir şey
beklemek ise açıkça orantısız bir beklenti içine girmek olur.
Böyle olunca NLP’nin davranış biçimi haline gelmesi için NLP eğitim
aşamalarından geçilmesi ve her aşamadan sonra bir sonraki adım için
kişinin kendisine aldığı eğitimi sindirmesi için zaman tanıması
gerekir. Bu zaman içinde aslolan teknikleri ezberlemek değil, yaşam
felsefesini NLP ile yeniden düzenlemektir.

Zekâya bir katkısı var mı?


Evet, kesinlikle var… İnsan beyni yaklaşık yüz milyar hücreden oluşur
ve bunun sadece yine yaklaşık on beş milyarı sinir hücresidir. Bununla
birlikte bir insanın zihin kapasitesi (zekâyı böyle kabul edersek) onun
beynindeki nöron sayısına değil, nöronlar arasında kurduğu bağlantılara
bağlıdır.
Doğduğumuzda milyarlarca nöronun gövdeleri hazır olarak beynimizde
mevcuttur. Yeni öğrenmelerimiz ile var olan bu nöronlar arasında yeni
bağlantılar oluşur. Gördüğümüz, okuduğumuz, duyduğumuz kısacası beş
duyumuzla beynimize gönderdiğimiz her şey, beynimizde yeni bir bağlantı
oluşturur. Önce zayıf olarak kurulan bağlantı, aynı uyaran beyne tekrar
tekrar gönderildikçe güçlenir. Ve sonunda o bilgiye tahsis edilmiş bir
otoban haline gelir. Kişi bu bilgiye her ihtiyaç duyduğunda en hızlı
şekilde ona ulaşır. Buradan hareketle bazı öğrencilerin neden daha az
ve bazı öğrencilerin neden daha başarılı olduğu ipucu –biyolojik temel
üzerine- yakalanmış olur.
İşte NLP, bu bağlantıları güçlendirecek tekrarları daha kısa sürede ve
kalıcı bir şekilde gerçekleştirme imkânını sağlar ve gerekli teknikleri
sunar. Böylece nöronlar arası bağlantıları çok daha fazla olan birinin
daha zeki ve daha başarılı olması kaçınılmazdır.

Bununla birlikte NLP uygulamaları daha çok beynin sağ lobuna yönelik
olduğundan beynin o kısmının özelliklerini harekete geçirir. Sol ve sağ
lob fonksiyonları birlikte kullanıldığında kişinin zekâsında gözle
görülür bir artış ortaya çıkar. Burada söylemek istediğimiz NLP’nin
zekâya dışarıdan bir şey kattığı değil, var olan potansiyeli açığa
çıkardığı ve bunun için gerekli donanıma sahip olduğudur.

Beyin hücrelerini artırıcı özelliği var mı?


Hayır. Beyin hücrelerini artırıcı bir özelliği yok. Böyle bir özelliğe
sahip herhangi bir bilim disiplini de yok. Sadece daha önce de
söylediğimiz gibi beyinde sinir hücreleri arasındaki bağlantı sayısının
artırılmasında rol oynar.

Hafızayı güçlendirir diye duymuştum. Doğru mu? Hafızayı güçlendirmek için neler yapılabilir bu anlamda?

Evet, doğru… NLP uygulamaları nörolojik temel üzerinde çalıştığı için
yeni bağlantılar oluşturarak zihinsel gücünüzü ve verimliliği artırır.
Özellikle hafıza ile ilgili problemlerin çözümünde beynimizin sağ
lobunu devreye soktuğumuzda, listeleri, isimleri, yüzleri veya
sayfalarca dokümanı rahatlıkla hafızamıza alabiliriz.

Yapılabilecek şeyleri belirlemek için önce kişinin hafıza verimini
nelerin düşürdüğünü tespit etmek ve bunları gidermek gerekir. Örneğin
motivasyon eksikliği, hafızasının zayıf olduğu inancı, zihin
dağınıklığı vs. Bu ve benzeri engeller NLP uygulamaları ile ortadan
kaldırıldıktan sonra sol ve sağ beyin loblarını birlikte kullanan
hafıza teknikleri öğrenilmelidir.

Hayal gücü önemli mi NLP'de? Hayalle neler yapılabilir?


Einstein’ın dediği gibi: “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.” Böyle
olunca hayal gücü NLP içinde vaz geçilmez bir enstrüman olur. Bununla
birlikte NLP’de hayal gücü dediğimizde, günlük hayatta kurguladığımız
silik, puslu hayalleri kast etmeyiz. Öyle bir hayal kuracağız ki
beynimiz bunu gerçeğinden ayırt edemeyecek ve bizim istediğimiz tepkiyi
verecek. Bunu sağlamak için mümkün olduğunca beş duyumuzu ve
duygularımızı işin içine katmalıyız. Nasıl mı? Bunu “Kendini
Gerçekleştiren Kehanet” kavramını açıklayarak yanıtlayalım:

Kendini gerçekleştiren kehanet kavramı, ilk kez 1948 yılında Kolombiya
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden Robert K. Metron tarafından yazılan
bir makaleyle ortaya atılmıştır. Bu kavrama göre, doğru ya da yanlış
herhangi bir inanç veya beklenti, içeriğini doğrulayacak yeni bir
davranış ortaya çıkarmakta ve bu, olayın sonucunu veya kişinin
davranışını etkilemektedir. Başka bir ifadeyle uygun olmasa bile
herhangi bir beklenti oluştuğunda, kişiler beklentileri ile uyumlu
hareket etmeye çalışırlar. Sonuçta, beklentileri gerçek olur.

Neden? Çünkü beklenti veya inanç bir kez oluştuktan sonra kişi bunu
düşünürken zihinsel canlandırmalar yapar ve çoğu zaman bunun farkında
bile değildir. Bilerek veya bilmeyerek yaptığı bu zihinsel
canlandırmalar yani kurduğu hayaller sinir sistemini etkiler. Ve bir
süre sonra bu etki, davranışlarında kendini göstermeye başlar. Bu etki,
eğer zihinsel canlandırma olumsu ise yararlı, olumsuz ise zararlı
olacaktır. İşte bu nedenle zihinsel canlandırma yeteneğimiz başıboş
bırakılamayacak kadar önemlidir. Ama birçok insanın kadersizliği,
mutsuzluğu veya başarısızlığı buna bağlı olduğu halde ne yazık ki bunun
farkında değiller.

Olumsuz durum için Denis Waitley, Empires of the Mind adlı kitabında
ilginç bir örnek aktarmaktadır: Nick güçlü ve sağlıklı bir işçi, demir
yolu işletmesinin tamir-bakım bölümünde aktarmaktadır: Nick güçlü ve
sağlıklı bir işçi, demir yolu işletmesinin tamir-bakım çalışıyor.
Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi, işini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne
var ki kötümser biri. Her şeyin en kötüsünü bekler ve başına kötü
şeyler geleceğinden korkar. Bir yaz günü tren işçileri, ustabaşının
doğum günü nedeniyle bir saat erken işten çıkarlar. Tamir için gelmiş
olan bir soğutucu vagonun içine giren Nick, yanlışlıkla kapıyı kapatır,
kendini soğutucuya kilitler. Diğer işçiler ise onun kendilerinden önce
çıktığını düşünürler. Nick kapıyı tekmeler, bağırır ama kimse duymaz.
Duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda olduklarından
kulak vermezler.
Nick burada donarak öleceğinden korkmaya başlar: “Eğer dışarı
çıkamazsam, burada kaskatı donacağım.” Diye düşünmeye başlar. İçerde
yarısı yırtılmış bir karton kutunun içine girip titremeye başlar. Eline
geçirdiği bir kâğıda ailesine son düşündüklerini yazar: “Çok soğuk,
bedenim hissizleşmeye başladı. Bir uyuyabilsem! Bunlar benim son
sözlerim olabilir.”

Ertesi gün vagonun kapısını açan işçiler, Nick’in donmuş bedenini
bulurlar. Yapılan otopsi, onun donarak öldüğünü gösterir. Fakat bu
olayı olağanüstü yapan, vagonun soğutma motorunun bozuk olduğu için
çalışmamasıdır. Vagonun içindeki ısı 18 dereceydi, aynı zamanda vagonda
bol hava vardı. Nick’in korkusu kendini gerçekleştiren kehanet olarak
karşısına çıkacak biçimde bilinçaltına işleyince bilinçaltı da onu
gerçeğe dönüştürmüştü!

Olumlu duruma örneği de 1984 olimpiyat atlama şampiyonu Sylvie Berner’
ın ağzından dinleyelim: “ Yatmadan önce atlayışlarımı kafamda
canlandırırım. İlk atlayışım tıpkı bir olimpiyatta olması gereken
gibiydi. Aynı atlayışı zihnimde yaşıyor gibiydim. Bütün duygularım
aynıydı. Atlayışımda bir hata varsa hemen zihnimdeki filmi geri sarıp
hatayı düzeltiyor ve mükemmel bir atlayışa geri dönüyordum. Bana
sorarsanız, bu çalışma antrenmandan daha önemlidir. Bazen hafta sonları
antrenmanlardan izin alır, gün beş kez, on dakikalık bir zihinde
canlandırma çalışması yapardım. Gerçi mükemmel canlandırma yapmam uzun
zaman aldı ama bu işi önce zihnimde başarmıştım. Bir yıldan uzun bir
süre hep bunları yaptım. Önceleri atlayışımı hayal ederken zihnimde
kendimi hiç göremezdim. Başkalarını ya da hata yapan kendimi
görebiliyordum. Bir süre sonra başardım. Olimpiyatta mükemmel bir
atlayış yapabildiğimi görebiliyor, hatta kalabalığın tezahüratını
işitiyordum. Sonra tramplene çıktım ve arzu ettiğim atlayışı
gerçekleştirdim. Bunun için çok çalıştım. Bütün atlayışlarımı
kolaylaştırana kadar çalıştım. Bazen birileriyle sohbet ederken bile,
olimpiyattaki mükemmel atlayışımı zihnimde canlandırıyordum.”

Kısacası hayal gücünüz size, istediğiniz şeyi zihninizde canlı bir
şekilde deneyimleme imkânı verir. Geleceğinizin nasıl olmasını
istiyorsanız tam olarak o şekilde hayal etmenizi sağlar.
Gerçekleşmesini istediğiniz bir şeyin açık ve net bir görüntüsünü
yaratmak için hayal gücünüzü kullanmalısınız. Bunu bir kez yaptıktan
sonra hayal ettiğiniz şey gerçekleşene kadar, yani istediğiniz şeyi
elde edene kadar bu görüntülü fikre düzenli olarak odaklanmayı
sürdürmelisiniz.

Fiziksel, duygusal veya ruhsal düzeyde kendinizle ilgili herhangi bir
şeyi hedefleyebilirsiniz. Örneğin kendinizi yeni evinizde veya son
model otomobilinizde hayal edebilirsiniz. Belki de hedefiniz yeni ve
daha kazançlı bir iş olabilir. Ya da evlilikle sonuçlandırmayı
istediğiniz mutlu bir ilişki hayal edebilirsiniz. Bütün bunların
dışında eğer öğrenciyseniz kendinizi harika hafızanız ve öğrenme
yeteneğinizle başarıdan başarıya koşarken hayal edebilirsiniz. Ya da
ideal kilonuza ulaşmış halinizi hayal edebilirsiniz. Eğer yukarıda
söylediğimiz özelliklere uygun hayaller kurabilirseniz bilinçaltınız
siz farkında olmasanız bile sizi hedefinize doğru yönlendirecektir. Ve
siz, sanki hiçbir şey yapmadan hedefinize ulaşmış hissedeceksiniz.
Dikkat dağınıklığında nasıl bir rol oynar bu sistem?
Bu durum, dikkat dağınıklığı yaşayan kişinin içinde bulunduğu
biyolojik, psikolojik ve sosyolojik şartlarla doğrudan ilişkili. NLP
özellikle psikolojik ve sosyal şartları yeniden düzenlemede yardımcı
olur. Biyolojik şartlar, doğal olarak konuyla ilgili bilim insanının
uzmanlığını gerektirir.

Size gelen kişilerde yüzde 100 başarı sağlandı mı?
Bu soruya yanıtım evet! Başlangıçta garip gelebilir bu, ama neden böyle olduğunu açıklayınca hak verirsiniz sanırım.

Gelen kişi ile öncelikle “hedef çalışması” yaparız. Söz konusu çalışma
burada anlatamayacağım kadar uzun, bazen üç-dört oturum sürüyor. Bu
çalışma sonucunda kabaca 1-kişi bu hedefe ulaşabilmek için hangi
kaynaklara sahip ve daha hangi kaynaklara ihtiyacı var? 2- biz bu
kaynakları elde etmesinde ve hedef yolculuğunda ona gerçekten yardımcı
olabilecek miyiz? Ve üçüncüsü, bu hedefe ulaşmak; kişiye, yakın
çevresine ve uzak çevresine ne gibi etkilerde bulunacak? Sorularına
yanıt arıyoruz. Ulaştığımız yanıtlar olumlu ise devam ediyoruz ve
başarı kaçınılmaz oluyor. Olumsuz ise kişi ile bu sonucu paylaşıyoruz.
Gerekli değişiklikleri yapmak konusunda istekli ise devam ediyoruz,
değilse bırakıyoruz. NLP kişiye rağmen uygulanacak bir teknik değil,
kişiyle birlikte çalışılacak bir tekniktir. Aksi durum, NLP için etik
olmayan bir davranıştır.

Genelde size gelen kitle nasıl bir kitle? Yaş, meslek olarak…

Burada yelpaze oldukça geniş… Yukarıda NLP’nin uygulama alanlarını
saymıştık. O alanlar içerisinde bulunan her yaş ve cinsiyetten insanlar
bize gelebiliyor. Buradaki ortak nokta, aslında hemen hepsinin NE
istediklerini bilmeleri ama istediklerine NASIL ulaşacaklarının
bilgisine, yöntemine sahip olmayışları. İşte NLP tam da bu nokta da
onlara yardımcı oluyor.

Bir de kitap çalışmanız varmış sanırım, bahsedebilir misiniz?

Evet, daha önce “Yabancı Bildiğiniz Dostunuz Hipnoz” ve “Başarı Artık
Sır Değilsin” adlı iki kitabımız yayınlandı. İlki adından da
anlaşılacağı gibi hipnozu anlatan bir kitap. İkincisi ise başarı
yolculuğunda karşımıza çıkabilecek engelleri aşabilmek için NLP ve
hipnozun hangi teknikleri kullandığını anlatan bir uygulama kitabı.

Yeni kitabımız “HİPNOTERAPİ” yıllardır bu alanda aldığımız eğitimler
sonucunda öğrendiğimiz ve uyguladığımız teknikleri örnekleriyle beraber
içeriyor. Dolayısıyla öncelikle şunu belirtmek gerekiyor: Kitap bize
ait, ama içinde anlattıklarımız bugüne kadar bu alana katkısı bulunmuş,
yaşamış ve hala yaşayan dünya çapındaki hipnoterapi öncülerine aittir.
Bu kitabın yazılış nedenine gelince: Hipnoterapi alanında “şunu yaptık,
bu problemi şöyle çözdük” şeklinde yazarının reklamını yapan bir kitap
yerine Hipnoterapi alanında günümüz dünyasında kullanılan teknikleri
Türk kamuoyuna bir kaynak kitap olarak sunmaktı... Çünkü dilimizde
yeterince kaynak olmadığı gibi var olan kaynaklar da birbirine
benziyor. Biz bu alanda bu kitapla çıtayı biraz daha yükseltiğimizi
düşünüyoruz. Ama son söz her zaman olduğu gibi okuyucuya aittir

haberturk
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zekanızı geliştirmek ister misiniz?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Cesareti Geliştirmek
» Uzaya çıkmak ister misiniz?
» Resident Evil 5'e devam etmek ister misiniz?
» Blogger'da ayrı arşiv sayfanız olsun ister misiniz?
» Msn Avatarınız Büyük Olsun İster misiniz + Birçok Özellik...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Danışmanlık ve Yardımlaşma :: Sağlık Sorunları :: Sağlık Bilgileri-
Buraya geçin: