Kış aylarında vücut ve metabolizma kendini koruma altına almıştır ve
daha yavaş çalışmaya başlar. Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet
Bölümü’nden Dyt. Yeşim Çelik, "Kışın yeme ihtiyacı artan kişi çok fazla
karbonhidratlı yiyecekler yeme ihtiyacı duyar. Terleme de çok az
olduğundan dolayı metabolizma hızı minimumdur. Bu yüzden bu dönemde
dikkat edilmezse kilo artışı kaçınılmaz hale gelir" diyor.
Soğuk havalara karşı bağışıklık sistemi, hastalıklara (grip, soğuk
algınlığı, bronşit gibi) karşı kendini korumak için yağ yıkımını
engeller. Bu durumda kış mevsimini sağlıklı geçirmek için bağışıklık
sistemini biraz daha güçlendirmek gerekmektedir. Güçlü bir savunma
mekanizmasının temelinde ise yeterli ve dengeli beslenme yer
almaktadır. Kış aylarında metabolizmanın yavaşlamasına ek olarak
fiziksel aktivitenin azalması da kilo artışına neden olmaktadır.
Hormonal değişimlere bağlı olarak sindirim sisteminde kabızlık gibi
problemler oluşabilir.
Güne sıkı bir kahvaltı ile “merhaba” deyin
Metabolizmanızı iyi çalışır duruma getirmek için mutlaka güne kahvaltı
yaparak başlamanız gerekmektedir. İyi bir kahvaltı ile güne başlamak
sizin hem direncinizi koruyacak hem kilo kontrolünde siz yardımcı
olacak hem de metabolizma hızınızın yavaşlamasını engelleyecektir.
Susamadan su için
Yazın sıcaklar nedeniyle rahatlıkla içtiğimiz suyu kışın rahatlıkla
tüketemeyiz. Su vücudumuzdaki bütün metabolik reaksiyonların temel
direğidir. Kışın su kaybımız daha az olduğu için susama hissimiz
azalır, ancak su ihtiyacımızı yine de karşılamamız gerekmektedir. Kışın
metabolizmanızı çalıştırmak için susamasanız bile günde 2-2,5 ( 10-14
bardak) litre su tüketilmesi gerekmektedir.
Siyah çay ve kahve yerine bitki çayı içinizi ısıtmak için daha iyi bir seçenek
Soğuk hava nedeniyle kışın favori içecekleri genellikle sıcak
içeceklerdir. Sıcak içecek olarak genellikle kafein- tein içeriği
yüksek olan çay- kahve tercih edilmektedir. Bu konuda bizim önerimiz
bitki çaylarını tercih edilmesidir. Kuşburnu çayı C vitamini içerdiği
için, rezene çayı gaz sorunlarına iyi geldiği için tercih edilebilir.
Greyfurt, lahana ve maydanoz sizi kış hastalıklarından korur
Kış hastalıklarından korunmak, savunma mekanizmamızı güçlendirmek için
de A ve C vitamininden yeterli beslenmek gerekir. Kış sebzeleri ve
meyveleri de bu konuda bize yeterli oranda A ve C vitamini
sağlayacaktır. Narenciye ( portakal, mandalina, greyfurt ) , havuç,
kivi, lahanagiller ( karnabahar, lahana, brokoli, Brüksel lahanası ) ,
yeşil yapraklı sebzeler (maydanoz, tere, ıspanak ) A ve C vitamininden
zengin besinlerdir.
Gerek günlerin kısalması gerekse havaların soğuması ile birlikte
fiziksel aktiviteler azalmaktadır. Lifli besinlerin tüketiminin de
azalması sonucu kabızlık sorunu kendini göstermektedir. Bu nedenle kış
mevsiminin vazgeçilmez yiyeceklerinden kuru baklagillerin, kepekli
tahılların (esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna / pirinç / erişte /
un) ve özellikle C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketimine
ağırlık verilmelidir.
Yağı, şekeri azaltın!
Kış yaklaştıkça, vücudumuz ısı değişikliğine uyum sağlayabilmek adına
harcadığı enerjiyi düşürür. Azalan fiziksel aktiviteye paralel olarak
yağ ve şeker tüketimi de kısıtlanmalıdır.
Haftada 2-3 kez balık yiyin kalp ve kemik sağlığınızı garantiye alın!
Kış mevsiminde güneş yüzünü daha az gösterdiğinden, D vitamini
gereksinmesini karşılamakta sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu nedenle
havanın güneşli olduğu günlerde 20-25 dakika kadar güneş ışığından
direkt olarak yararlanmaya (hafif tempolu yürüyüşler olabilir) ve
haftada 2 - 3 kez balık yiyerek kalp sağlığınızı korumaya ve
kemiklerimizin de güneşin eksikliğini ( D vitamini yetersizliği ) daha
az hissetmesini sağlayabilirsiniz.
Tatlı sizi ısıtmaz!
Uzun süreli açlıklardan kaçınılmalıdır. Enerji ihtiyacının karşılanması
için fast food ya da yağdan, şekerden zengin gıdalara yönelmek doğru
değildir. Kış mevsiminin soğuk günlerinde “Tatlı yersem ısınırım”
mantığından vazgeçilmeli, gün içerisinde yeterli ve dengeli beslenerek
vücudun ısı dengesinin korunması sağlanmalıdır.
Hürriyet