hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler 2duy3hj

Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler Empty
MesajKonu: Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler   Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler EmptyPaz Kas. 15, 2009 9:10 am

> NOT <
Her Arkadaş Tek bir Başlıkta Açıyor Soruyor , Burda Genel Olrak
Neredeyse Her Tedaviyi Açıklıyorum.İlaç İsimleri Sadece Bilgi
Amaçlıdır.Mutlaka Doktora Gidip Bilgi Alın ve doktor kontrolü altında
kullanın ..



Hafif Akne (Sivilce) Tedavileri


Hafif akneler (sivilce) Topical jel(yüze sürülen) solüsyon ve
losyonlarla tedavi edilir. Ekstra vitamin ve minerallerin kullanımının
tedaviye faydası bulunmamıştır.

Kendiniz Neler Yapabilirsiniz;
-Yüzünüzü su ile hafif bir temizleyici sabun veya antiseptik jel kullanarak günde iki kez yıkayın
-Akne (sivilce) ürünlerini sadece akne üzerlerine nokta halinde değil tüm etkilelen alanlara yayarak uygulayın.
-Akne (sivilce) tedavi ajanları ilk 2-4 hafta kuruluk yaratabilir. Zamanla cilt bu reaksiyonları göstermez.
-Yağsız bir nemlendirici kuruma şikayeti için kullanılabilir.
-Yağlı kozmetikler, fondoten, krem ve güneş koruyucular kullanılmamalıdır.
Iyileşme 2-4 ay arasında olabilir.
-Şiddetli tahrişlerde tedavi bırakılmalı doktorunuzla görüşülmelidir.

* Hafif derecede ki Aknelerde genellikle topikal yani dışardan sürme şeklinde ilaçlar kullanılır .

Topikal Akne (Sivilce) İlaçları ;

Antiseptic Deri Temizleyicileri;
Örnek ; Sebamed Sabun , İmex Sabunu gibi ..
Antibiotikler;
Etken Maddesi = Clindamisin , Eritromisin
Örnek İlaçlar; Tetradox , Aknilox,Monodox gibi ..
Retinoidler(Soyucular):
Etken Madde ; Tretionin, Adapalene
Örnek İlaçlar ; Tretin, Acnelyse , Differin gibi ..

Orta Dereceli Aknede (Sivilce) Tedavi


Burda da topical ajanlar(yüze sürülen), yanısıra Oral(ağızdan alınan) tedavilerde uygulanır.

Antibiyotikler ;
Etken Maddesi ; Tetrasiklin, Eritromisin ,Doksisiklin
Örnek İlaçlar; Tetradox , Aknilox , Benzamycin ..
Kadınlarda Östrojen ve Antiandrojen Tedavilerde ; Diane 35 , Spirinololakton vb..
Tedaviye dirençli Aknede
Etken Maddesi; İsotretionin Olan İsotrexin.

Şiddetli Aknede (Sivilce) Tedavisi:

Şiddetli akne (sivilce) Ağızdan ilaçlarla tedavi edilir. Hasta mutlaka
dermatolog kontrolünde olmalıdır.Pek çok hasta Oral
isotretionin(Roaccutane,Zoretanin gibi.. ) ile tedavi edilir. Bu tedavi
hasta için uygun değilse Uzun süreli antibiotikler .Kadınlarda ise
antiandrojenler tedavi kullanılabilir.


Sivilce İzleri Tedavisi


Not: Leke tedavisinde en önemlisi doğru teşhistir.
-Sivilce sonrası kalan izler sivilce esnasında oluşan reaksiyonun
yaygınlığı ve derinliğinin derecesine bağlıdır. Reaksiyonun şiddeti
sivilce izlerinin tipini, derinliğini ve tipini belirler. Üç tipte iz
vardır.

- Yüzeysel Sivilce İzleri
- Derin Sivilce İzleri
- Keloid

Yüzeysel Sivilce İzleri:

Eğer Derinin Yüzeysel Tabakaları etkilenirse yüzeysel izler kalır. Bu
izler hafif kırmızı,pembe renkte ve çok az deriden çöküktür. Bazen
kahverengi renkli değişiklikler de olabilir. Bu tür izler için çok
derin işlemler gerekmez. Retinoik Asit(tretin,differin,acnelyse
türevi), Meyve Asitlerinin Deriye Uygulanması Yüzeysel peeling
işlemleri bu tür izleri giderebilir.

Derin Sivilce İzleri


- Bu tür izlerde derinin alt tabakaları etkilenir. Deriden oldukça
çökük, başlangıçta kırmızı , zaman içerinde beyaz renkte derin
izlerdir. Bu tür izlerde daha farklı ve derin işlemler yapılarak bir
dereceye kadar düzelme sağlanabilir.

- Derin Sivilce İzleri - Icepick skar ;
Icepick skar buz kıracağı ile delinmiş gibi gözüken dar, keskin sınırlı
bir sivilce izidir. Genellikle 2 mm' den dardır. İzin derinliği derinin
alt dokularına ve yağ dokusuna kadar gider. Icepick skar lazer ile cilt
soyma ve dermabrazyon gibi iz tedavilerine uygun değildir çünkü çok
derindir.

- Derin sivilce izleri- Boxcar skar ;
Boxcar (yük vagonu) skar yuvarlak veya oval şekilli, keskin dikey
kenarlı deriden çökük izlerdir. Icepick skardan farkı, izin dibi sivri
değildir. Yüzeysel boxcar skar 0.1-0.5 mm derinliktedir. Bu tür izler
derin soyma teknikleri ile iyileşebilir. 0.5 mm den daha derin izler
derin soyma tedavilerinin dışındaki diğer teknikler uygulanmalıdır

- Derin sivilce izleri - Rolling skar ;
Rolling (dalgalı) skar normal görünümlü üst derinin , alt tabakalar
tarafından çekilmesi sonucu oluşur. Bu yüzden deri dalgalı görünür.
Rolling skar subsizyon tekniği dışındaki tedavilerle iyileşmez.

Keloid ;

Nadiren bazı kişilerde sivilce bölgesinde fibroblastların ( kollajen
üreten hücreler) fazla çalışması nedeni ile deriden yukarı doğru
büyüyen kabarık yara dokusu yani keloid oluşur. Daha çok erkeklerde
gövde bölgesinde görülür.

Güncel Sivilce İzi Tedavileri
;
* Topikal Tedaviler ; Tretin , Acnelyse , Differin gibi Retinoik Asit ve Tretinoin etken maddesi içeren ilaçlar.

Diğer Başlıca Tedavi Şekilleri ;
1- Karboksiterapi ;
-Karbondioksit (CO2) gazının tedavi amaçlı derialtına enjekte edilerek
dolaşımın ve dokudaki bölgesel metabolizmanın hızlandırılması ve
yenilemesi işlemidir.

2- Dermabrazyon , Mikrobrazyon ;
- Mekanik olarak derinin yüzeysel tabakasının bir nevi tıraşlama ile
uzaklaştırılması, pigment lekelerinin yok edilmesi, yara ve sivilce
izlerinin azaltılması, ince kırışıklıkların düzeltilmesi amacıyla
kullanılan bir yöntemdir)

3- Kimyasal Peeling ;
- Kimyasal peeling sistemindeki temel amaç, cildin hasar görmemiş,
sağlıklı cilt tabakasının üstündeki hasarlı tabakayı kaldırmak, hasar
görmemiş tabakayı ortaya çıkartmak ve canlandırmaktır. sonuç ise daha
sağlıklı, daha pürüzsüz ve daha canlı bir cilttir

4- Photolazer ;
-Işık tedavisi sayesinde hem sivilce izlerinde iyileşme, aynı zamanda
lekeleri tedavi etme, kılcal damarları geçirme ve ciltte antiaging etki
yaratırlar. Cilt yüzeyi düzgünleşir, cilt daha kalın ve daha sağlıklı
görünür.

5- Lazer Tedavileri ;
* Fraksiyonel Lazer ;Bu lazer sistemi ile izin derinliklerine kadar
lazer ışını gönderilmesi hedeflenir. Bu ışın kötü iyileşmiş bu dokuya
uygulandığında bir kısmını yakarak eritir.
Fraksiyonel Lazer Nerelerde kullanılır ;
-Akne , sivilce , ameliyat , yanık ve yara izleri
-Gebelik ve doğum sonrası çatlakları
-Cilt kırışıklıkları
-Yaşlılık ve güneş lekeleri
-Cilt Sıkılaştırma ve gençleştirme

6-İPL Tedavisi ;
-IPL tedavisinde flash lambasından yoğunlaştırılmış görünürbir ışık üretilir. IPL cerrahi olmayan bir tedavi yöntemidir.
Kullanıldığı Alanlar ;
-Damarsal deri hastalıkları
-Koyu renkli lekeler
-Epilasyon

7-Kryoterapi ;
- Sıvı azot ile dondurma tedavisi, buz tedavisi..

8-Dolgu maddeleri ;
-Sivilce izler elverişli ise yapılan dolgu madde enjeksiyonları oldukça
yüz güldürücü sonuçlar verebilirler. Tedavi yöntemlerini seçerken iz
derinliği, cilt rengi oldukça önemli. Bazen tek bir yöntem tercih
edilirken bazen kombine tedaviler daha iyi sonuçlar verebilir. Yüzeysel
izlerde başarı şansı %80-%100 arasında değişirken, derin izlerde başarı
%40-%70 arasında değişir. Önemli olan doğru uzmanlara başvurarak tedavi
seanslarınızı düzenli devam etmeniz.

9-
[/b][b]Lekeler için farklı bir alternatif...(Kullanmaya Devam Ediyorum)
-Lavanta Kürü ;
Sonuç %70 başarı...
Günden güne oldu gelişmeler.
Kür esasen karaciğeri temizleme amaçlı uygulanıyor.Bu temizleme işlemi
cilt lekelerinin kaybolması olarak size geri dönüyor. Biliyorsunuz iç
organlar ne kadar sağlıklıysa cildimiz de o kadar sağlıklı.
Tamamen doğal ve hiçbir yan etkisi yok.
-Uygulanışı ;
300 gr(Yaklaşık 1 su bardağı) suda 4-5 gr.(Ortalama 1-1,5 yemek kaşığı
yapıyor) lavantayı(çiçeği olacak yağı değil) 4 dk. kaynatıyorsun.fokur
fokur değil ama kaynıyor kaynamıyor gibi kaynatacaksın.Akşam yemeğinden
en az 2 saat sonra ılık olarak içiyorsun.Yani sindirimin tamamlanması
gerekiyor.Ve her gün taze olarak hazırlanması şart.15 gün devam
ediyorsun , 15 gün sonunda süreyi azaltıyosun haftada 3 kez içiyosun.

Not: Roaccutane ile aynı anda alabiliyorsunuz
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hem sivilceleri kesiyorsunuz ilaçla , hemde lavanta çiçeği ile izleri zamanla geçiriyoruz

* Lavanta Çiçeği'ni Aktar'lardan(Bitki Satan Yerlerden) temin edebilirsiniz..


Kaynak Olarak ; Dermatoloji Sitelerindeki bilgileri birleştirdim..


En son Ŧøp Ĉámßážı tarafından Paz Kas. 15, 2009 9:11 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler 2duy3hj

Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler Empty
MesajKonu: Geri: Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler   Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler EmptyPaz Kas. 15, 2009 9:10 am

Ek Olarak Sivilce Tedavisinde En Çok kullanılan İlaç Roaccutane Hakkında Biraz Bilgi ;

DİPNOT ; İlk Önce Roaccutane Kullanan İlk Halleri Ve Tedavi Sonraki Hallerinin Resimlerini Koyayım ;

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Ek Olarak
Bunları İnternette bi Bayanın Tedaviye Başlamadan Önceki ve 4 ay
sonraki Resimleri Var,Tedavinin Bitmesine 2 ay Var daha.. ;


Önce ;
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Sonra ;
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




- ROACCUTANE piyasaya ilk olarak ne zaman sürülmüştür ve bu tarihe kadar kaç kişi tarafından kullanılmıştır?

İlk olarak İngiltere’de 1982 yılında ruhsat verilen ROACCUTANE, dünya
genelinde yaklaşık 11 milyon insan tarafından başarıylakullanılmıştır
ve Ölüm , Böbrek ,Karaciğer Yetmezliği gibi bi durumla
karşılaşılmamıştır.

- ROACCUTANE nasıl etki eder?

ROACCUTANE akneye neden olan dört faktörü etkilemektedir. Ciltteki
sebum üretimini dramatik olarak azaltır. Duktal hiperkeratinizasyonu
azaltır ve böylece siyah ve beyaz noktalar gibi iltihabi olmayan
lezyonların oluşumu azalır ve antibiyotik olmamasına rağmen bakteri
miktarında da önemli ölçüde azalmaya yol açar. Ayrıca kompleks
mekanizmalarla enflamasyon ve kızarıklığı azaltır.

- Herhangi bir etki görülmeden önce ne kadar zaman geçer?

Genellikle tedavi başladıktan birkaç hafta sonra ciltteki yağlanmada ve
yeni akne gelişiminde azalma görülmelidir. İzleyen birkaç haftanın
sonrasında ise akne çok daha iyi olacaktır.

Ancak yüzdeki lezyonlar sırt ve göğüstekilerden daha hızlı temizlenme
eğilimindedir. Dört aylık bir ROACCUTANE küründen sonra pek çok hastada
akne tamamen iyileşmektedir.

ROACCUTANE kürlerinin tekrarlanması güvenli midir ?

Spesifik çalışmalar yapılmamış olmakla birlikte, Staintorh ve
arkadaşları izotretinoinin tekrarlanan kürlerinin ilave veya dirençli
yan etkilere yol açmadığını bildirmişlerdir.

Tedavi kürünün tekrarlanması gereğinin doğması olasılığını artıran
faktörler, düşük doz başlangıç izotretinoin tedavisi, kapalı komedonal
akne, şiddetli akne, yaş ve uzun süreli akne öyküsünü kapsar.
Tekrarlanan tedavi kürlerine cevabın aynı düzeyde, yaklaşık % 80-90’da
kalması, tekrarlanan kürlere tolerans gelişmediğini düşündürmektedir.

- İzotretionin nasıl metabolize edilir?

Total plazma klirensi = 10-35 saat

Böbreklerde temizlenen fraksiyon % 1' den az

Metabolize edilme oranı % 90' dan fazla

Oral biyoyararlanım % 25' den fazla

- ROACCUTANE’nın son dozunun alınmasından ne kadar sonra izotretinoin vücuttan temizlenmektedir?

Tüm metabolitlerinin yarı ömürlerine bağlı olarak bir ay

- ROACCUTANE’nın kimyasal ve fiziksel özellikleri nedir?

Kolay tutuşan, yanıcı özellikte bir katıdır. Suda erimez, atmosferik oksijen ve ışığa çok duyarlı bir maddedir.

- Hastada yutma sorunu varsa kapsüller açılabilir mi?

Retinoidler suda erimediklerinden ve ışıktan etkilendiklerinden dolayı
bu şekilde doğal bir süspansiyon yapabilmek mümkün değildir. Ancak bazı
merkezler, yutma problemiyle karşılaşıldığında, hastalara kullanımdan
hemen önce kapsüllerin açılmasını ve içeriğinin yiyeceklerle beraber
alınmasını önermektedirler. ROACCUTANE kapsüllerinin içinde limon
kesiği benzeri bir form vardır.

Alternatif olarak, kapsül temiz bir iğne ile delinerek içeriği direk
olarak ılık süte sıkılarak boşaltılabilir. Hasta hızla karıştırılan
sütü hemen içmelidir. Bir parça acı olan bu tat, sütün miktarı
içebildiği kadar artırılarak hasta tarafından tolere edilebilir hale
getirilebilir. Zorlu bir işlem olmakla birlikte birkaç günlük pratiğin
sonunda kapsül içeriğinin tamamını çıkarmak mümkün olacaktır.

İlacın biyoyararlılığının ve etkinliğinin değişmeyeceği düşünülmekle
birlikte bu işlem ile ilgili yayın bulunmamaktadır ve bu yöntemin
bilimsel geçerliliğini destekleyen veri yoktur.

- ROACCUTANE kapsüllerindeki jelatin hayvanlardan mı elde edilmiştir?

Evet; domuzdan değil inekten elde edilmiştir.

- ROACCUTANE Çöliak hastalarında doz problemlerine neden olabilecek nişasta içerir mi ?

Hayır. Kapsül duvarının % 70' ini oluşturan Karion 83, mısır nişastasından elde edilen bir dekstroz ürünüdür.

- Böbrek yetmezliği olan hastalarda ROACCUTANE kullanılabilir mi?

ROACCUTANE böbrek yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir. Böbrek
yetmezliği olan hastalar ROACCUTANE ile yapılan klinik çalışmalara
dahil edilmemektedir. ROACCUTANE’nın bu hastalarda kontrendike
olmasının temel nedeni bu tip hastalarda ilacın kullanımına ilişkin çok
az veriye sahip olmamızdır.

Literatürden alınan verilere göre ROACCUTANE' ın, immünsüpresif tedavi
alan transplant hastaları da dahil böbrek yetmezliği olan hastalara,
semptomları azaltmak için yeterli olan dozlarda, bazı önlemler alınarak
kullanılabileceği:

Doz küçük miktarlarla başlanarak düzenli olarak artırılır. 0,3 mg/kg
veya 0,5 mg/kg/gün dozlarla başlanıp klinik etkinin görüleceği ve iyi
tolere edilen dozlara çıkabileceği; Kan lipidleri, transaminazlar,
renal parametreler gibi biyolojik parametrelerin sık kontrolünün
zorunlu olduğu; Parametrelerden biri normal sınırların dışına
çıktığında ilacın hemen kesilmesi gerektiği;önerilmektedir.

- ROACCUTANE Crohn hastalığında reçete edilebilir mi?

Bu tür hastaların dikkatle ele alınması ihtiyacını yansıtacak biçimde
mevcut verilerde kolit izotretinoin tedavisinin olası yan etkilerinden
biri olarak bildirilmektedir. Ancak iritabıl barsak hastalığı, kolit
veya Crohn hastalığında ROACCUTANE kullanımı MacDonald Hull ve Cunliffe
(1989) (ROACC853) ve Godfery ve James (1990) (ROACC 902) tarafından
bildirilmiştir. 0,7 -1mg/kg/gün dozda izotretinoin alan yedi hastanın
sadece birinin hastalığında alevlenme gözlenmiştir.

- Hastada ciddi akne alevlenmesi (acne flare) veya akne fulminans gelişirse ne olur?

Akne fulminans genellikle hafif ve orta şiddette akne vulgaris
zemininde oluşur. Akne fulminans çok şiddetli akne konglabata’ya
benzeyen ağır bir akne türüdür. Skarlaşma kaçınılmazdır ve özellikle
tedavi edilmeyen durumlarda ciddi kozmetik bozukluklara yol açabilir.

ROACCUTANE’nın akne fulminansta kullanımı ile ilgili şu faktörler düşünülmektedir.

ROACCUTANE akne fulminans agreve edebilir veya indükleyebilir ve bu
durum dozun azaltılmasını veya tedavinin sonlandırılmasını
gerektirebilir.

Akne fulminanslı hastalarda, hastalığın akut inflamatuar fazı
antibiyotikler, prednizolon ve son olarak cerrahi uygulamalar ile
kontrol altına alınmalı, relapsın önlenmesinde ROACCUTANE uygulanması
bu aşamadan sonra düşünülmelidir.

ROACCUTANE ve kortikosteroidler arasında bilinen herhangi bir etkileşim
yoktur. Kortikosteroidlerle birlikte kullanım tedaviye yardımcı
olabilir ve bu uygulama kontrendike değildir.

-ROACCUTANE tedavisi sırasında görülen kemik-iskelet sistemi problemleri nelerdir?

Çocuklarda erken epifiz kapanması dışında, izotretinoin tedavisinde,
hiperosteoz, servikal ve lomber vertebralarda osteofit oluşumu ve
tendon ve/veya ligamanlarda kalsifikasyon oluşumunu içeren çeşitli
iskelet sistemi değişiklikleri görülebilir.

Literatürde iskelet değişikliği bildirilen vakaların büyük bölümü
Darier hastalığı tedavisinde olduğu gibi uzun süreli izotretinoin
kullanan hastalardır. Güncel olarak önerilen dozlarda tedavi alan
hastaları kapsayan iki prospektif çalışmada yalnızca minimal kemik
değişiklikleri bildirilmiştir.

1999 yılında Leachman ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen
çalışmada 6 ay süreyle (standart tedavi onaltı haftadır) 1 mg/kg
izotretinoin alan hastalarda kemik dansitesinde ortalama % 4.4 oranında
azalma tespit edilmiştir.

- ROACCUTANE ve ağda (wax epilation) arasında sorun var mı?

“Cilt ve mukus dokusu en çok etkilenen bölgelerdir. Ciltteki kuruluk,
pullanma, eritem (özellikle yüzde) ve kaşıntı ile ilişkili olabilir.
Cildin hassasiyetinin arttığı tesbit edilmiştir ve friksiyonel travma
sonucu epidermal büller oluşabilir.”

-Tetrasiklinleri kullanmayı bıraktıktan ne kadar süre sonra ROACCUTANE kullanılabilir?

Tetrasiklinlerin kullanımından ve ROACCUTANE kullanımından sonra az
sayıda selim intrakraniyal basınç artışı vakası gözlenmiştir.
Tetrasiklinlerle ek tedavi bu yüzden kontrendikedir. Eğer bir hasta
tetrasiklin kullanıyorsa, ROACCUTANE’a başlamadan önce tetrasiklinin
4-5 yarı ömrü süresi kadar beklenmesi gerekmektedir. Örneğin
minosiklinin yarı ömrü 11-26 saattir ve ROACCUTANE tedavisine başlamak
için 5-6 gün süre gerekmektedir.

-ROACCUTANE kullanırken alkol alınabilir mi?
ROACCUTANE kullanmayı bıraktıktan ne kadar süre sonra alkol alınabilir?


ROACCUTANE kullanımı süresince alkol tüketimi kontrendike değildir ama
düzenli alkol kullanımı konusunda bir uyarı bulunmaktadır.

İzotretinoin bazı hastalarda alkolün kan düzeylerini
yükseltebileceğinden alkollü içecek içilmemesi ya da içilen miktarın
azaltılması önerilmektedir. Core Data Sheet’te ise “ROACCUTANE tedavisi
gören hastaların karaciğer fonksiyonları ve kan lipidleri tedaviden
önce, kullanımdan 1 ay sonra ve daha sonraki 3 aylık dönemlerde
ölçülmelidir” ifadesi kullanılmıştır. Buradan hareketle, yüksek lipid
düzeyi riski taşıyan hastalar uyarılmalı ve hastalara temel olarak
“eğer içmek zorundaysalar, bunu kararında yapmaları” söylenmelidir.

Soria ve ark. alkol alımının izotretinoinin etkisini azalttığını
gösteren bir vakaya işaret etmiştir. Alkol kullanmayan eski bir alkolik
günde 60 mg izotretinoin ile tedavi ediliyordu. İki hafta süresince
tekrar alkol almaya başladı. Bunun üzerine cildindeki lezyonlar tekrar
ortaya çıktı ve ilaca bağlı yan etkiler azaldı. Alkol almayı
bıraktığında bu senaryonun tam tersi oldu. Sebepleri tam olarak
bilinmemekle beraber, bir senaryoya göre, alkol izotretinoin
metabolizmasından sorumlu karaciğer mikrozomal enzimlerini kısa süreli
olarak indükleyerek izotretinoinin terapötik ve yan etkilerinin
azalmasına yol açmış olabilir. Bu etkileşimin genel önemi
bilinmemektedir.

- ROACCUTANE ile birlikte antibiyotikler alınabilir mi?

İntrakraniyal basınç artışı riskinden dolayı ROACCUTANE ile birlikte
kullanılmaması gereken tetrasiklinler dışındaki tüm antibiyotikler
ROACCUTANE ile birlikte kullanılabilir.

- ROACCUTANE, AIDS(HIV) tedavisinde kullanılan ilaçlarla etkileşime girer mi?

İzotretinoin’in nasıl metabolize edildiği kesin olarak bilinmemektedir
ve CYP3A4’ü kullanıp kullanmadığına dair araştırmalarla ilgili bir
yayın yoktur. Benzer olarak izotretinoin ve AZT, 3TC arasında
etkileşime dair hem bizim veritabanımızda hem de ilaç gözetimi güvenlik
veritabanında herhangi bir bildirim yoktur.

Ancak, saquinavir’in metabolizmasının karaciğerdeki metabolizmanın
%90’ından fazlasından sorumlu olan CYP3A4 spesifik izoenzimi üzerinden
sitokrom P450 aracılığıyla gerçekleştiğini bilmekteyiz. Ritonavir de
metabolizması esnasında çok sayıda majör sitokrom enzimini kullanır. Bu
yüzden, saquinavir/ritonavir ve metabolizmasında bu izoenzimleri
kullanan diğer ilaçlar arasında bir etkileşim olabilir.

Bir yayında (Padberg J et al.; Drug Interaction of Isotretinoin and
Protease Inhibitors. AIDS, 1999, 13:284-5) proteaz inhibitörleri
almakta iken, izotretinoinin toksik düzeylerine ait klinik bulgular
geliştiren bir hasta bildirilmiştir. Akne tedavisinin
değiştirilmesinden dört hafta sonra bulgular ortadan kalkmıştır.
Yayının yazarları bu ilişkide iki olası mekanizma önermişlerdir:

1. HIV proteaz inhibitörlerinin sitokrom izoenzim sistemi üzerindeki baskılayıcı etkilerine bağlı olarak metabolizmadaki azalma.
2. Hücre içindeki (intraselüler)
izotretinoine bağlanan CRABP-1’in proteaz inhibitörleri ile hücreler
arası (interselüler) blokajı.

Bu yayında izotretinoinin HIV proetaz inhibitörleri ile uyumlu olmayan
ilaçlar listesine dahil edilmesi gerekebileceği sonucuna varılmakla
birlikte, bu tür etkileşime dair bildirilmiş tek olgu budur.

--------------------------------------------------------------------------------------------
Roaccutane GENEL BİLGİLER

Formülü

Bir yumuşak jelatin kapsül 20 mg izotretinoin içerir.
Yardımcı maddeler: Titan dioksit, kantaksantin.

Farmakolojik Özellikleri

Roaccutane’ın etken maddesi olan izotretinoin, all-trans pozisyonda
olan retinoik asidin (tretinoin) bir stereoizomeridir. Roaccutane’ın
kesin etki mekanizmasının ayrıntıları henüz bilinmemektedir ancak
şiddetli aknenin klinik tablosunda gözlenen iyileşme yağ bezi
aktivitesinin baskılanması ve histolojik olarak yağ bezlerinde görülen
küçülmeyle ilişkilidir. Ayrıca izotretinoinin dermal antienflamatuar
etkisi de kanıtlanmıştır.

Etkinlik

Pilosebase ünitenin epitel örtüsünün hiperkornifikasyonu kornisitlerin
kanala dökülmesine, kanalın keratin ve sebum ile tıkanmasına yol açar.
Bunu komedon oluşumu ve sonuç olarak da enflamatuar lezyon takip eder.
Roaccutane sebositlerin proliferasyonunu baskılar; aknede düzenli
farklılaşma programını yeniden düzenleyici bir etki gösterdiği
gözükmektedir.

Sebum P. acnes’in büyümesi için majör substrattır, dolayısıyla azalmış
sebum üretimi kanalın bakteriyel kolonizasyonunu baskılar.

Farmakokinetik

İzotretinoin ve onun metabolitlerinin kinetiği lineer olduğundan tedavi
sırasındaki plazma konsantrasyonları tek doz verilerinden elde
edilebilir. Bu özellik karaciğerde ilaç metabolize eden enzimlerin
aktivitesinin izotretinoin ile endüklenmediğini de kanıtlar.

Emilim

İzotretinoinin gastrointestinal sistemden emilimi değişkendir; mutlak
biyoyararlanımı henüz bilinmemektedir çünkü bu bileşik insanlarda
intravenöz preparasyon olarak kullanıma uygun değildir. Bununla beraber
köpeklerde yapılan çalışmaların genelleştirilmesi sistemik
biyoyararlanımın oldukça düşük ve değişken düzeyde olduğunu
göstermektedir. Akne hastalarında aç hastaya günde 80 mg izotretinoin
verildikten 2-4 saat sonra kanda sağlanan kararlı durumda maksimum
konsantrasyonun (Cmax) 310 ng/ml olduğu saptandı (aralık: 188-473
ng/ml). İzotretinoinin eritrositlere girişi zayıf olduğundan plazmadaki
konsantrasyonları kandaki konsantrasyonlarından yaklaşık 1.7 kat daha
yüksektir. İzotretinoin besinlerle alındığında biyoyararlanımı açlığa
kıyasla iki kat daha fazladır.

Dağılım


İzotretinoin plazma proteinlerine ve özellikle de albümine bağlanır
(> %99.9); dolayısıyla serbest izotretinoin (=farmakolojik açıdan
aktif) oranı çok geniş bir terapötik konsantrasyon aralığında %0.1’den
düşüktür.

İzotretinoinin insanlardaki dağılım hacmi saptanamamıştır çünkü bu
bileşik insanlarda intravenöz preparasyon olarak kullanıma uygun
değildir.

Günde iki kere 40 mg ile tedavi edilen şiddetli aknesi olan hastalarda
izotretinoinin kandaki kararlı durum konsantrasyonları (Cmin, ss)
120-200 ng/ml arasında değişir; bu hastalarda 4-okso-izotretinoin
konsantrasyonu izotretinoin konsantrasyonlarından 2-5 kat daha
yüksektir. İnsanlarda izotretinoinin dokulara dağılımıyla ilgili çok az
bilgi vardır. Epidermisteki izotretinoin konsantrasyonu serumdakinin
yarısı kadardır.

Metabolizma

İzotretinoin ve tretinoin (all-trans konumdaki retinoik asit) in vivo
olarak birbirlerine dönüştürüldüğünden izotretinoinin metabolizması
retinoik asit metabolizmasıyla yakından ilişkilidir. İzotretinoin
dozunun %20-30’unun bu yolla metabolize olduğu tahmin edilmektedir.
İzotretinoinin ana metaboliti ilacın oral yolla alınmasından sonra
hızla oluşan 4-okso-izotretinoindir. Dozlama aralığının en sonunda,
izotretinoin ve 4-okso-izotretinoin genel dolaşıma geçen ilaçla ilgili
maddelerin tümünü yansıtmaz. Başka metabolitler de saptanmıştır ancak
bunların özellikleri tam olarak saptanamamıştır; bunlar büyük
olasılıkla glukuronid konjügatlarıdır. Enterohepatik dolaşım insanlarda
izotretinoinin farmakokinetik özelliklerinde anlamlı rol oynayabilir.

Eliminasyon

Radyoaktif işaretli izotretinoin oral yolla uygulandıktan sonra idrar
ve feçeste hemen hemen eşit miktarda ilaç saptanır. İzotretinoin oral
yolla uygulandıktan sonra akneli hastalarda değişikliğe uğramamış
ilacın terminal eliminasyon yarı-ömrü ortalama olarak 9 saattir ve bu
süre genelde 7-22 saat arasında değişir. 4-okso-izotretinoinin terminal
eliminasyon yarı-ömrü daha uzundur ve ortalama olarak 25 saattir
(aralık:17-50 saat). İzotretinoin fizyolojik bir retinoid olduğundan
Roaccutane tedavisi bittikten sonra yaklaşık iki hafta içinde endojen
retinoid konsantrasyonlarına ulaşılır.

Özel klinik durumlarda farmakokinetik özellikler

İzotretinoin böbrek veya karaciğer bozukluğu olanlarda kontrendike
olduğundan bu hasta popülasyonlarında izotretinoinin kinetiğiyle ilgili
bilgiler sınırlıdır.

Endikasyonları (Kullanım Yerleri)

Roaccutane şiddetli akne formlarının (nodülo-kistik formlar) ve diğer tedavilere yanıt vermeyen aknenin tedavisinde endikedir.

Kontrendikasyonları (Kullanılmaması Gereken Yerler)

Roaccutane gebelikte (Gebelik ve Emzirme Dönemi için Uyarılar bölümüne
bakınız), karaciğer ve böbrek yetmezliğinde, A hipervitaminozunda, kan
lipid düzeyleri aşırı yüksek olan hastalarda, izotretinoine ve ilacın
içindeki diğer maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılığı olanlarda
kontrendikedir.

Uyarılar/Önlemler

-Gebelik ve Emzirme Dönemi ve Kan Bağışı İçin Uyarılar

Karaciğer fonksiyonları tedaviye başlanmadan önce, bir ay sonra ve
sonrasında üç ay arayla kontrol edilmelidir. Serum lipidleri (açlık
değeri) tedavi başlamadan önce, bir ay sonra ve tedavinin sonunda
kontrol edilmelidir.

Roaccutane tedavisi gören hastalar arasında depresyon, psikotik
semptomlar ve nadiren intihar girişimleri ve intihar bildirilmiştir.
Her ne kadar bu durum ilaç ile sebep-sonuç ilişkisi açısından
bağlantılı bulunmamışsa da, depresyon geçmişi olan hastalara özel ilgi
gösterilmeli ve bütün hastalar, depresyon belirtileri açısından
izlenmeli ve gerekiyorsa uygun bir tedavi için yönlendirilmelidirler.

Kemik yapısında değişiklikler olabileceğinden her hastada risk/fayda
oranı dikkatle değerlendirilmeli ve Roaccutane tedavisi şiddetli
olgularla sınırlanmalıdır.

Mikrodoz progesteron preparatları (minipill) Roaccutane tedavisi
sırasında gebelikten korunmak için yeterli bir yöntem olmayabilir.

Atipik bölgelerde hipertrofik nedbeleşme riski taşıdıklarından deriyi
aşındırıcı maddeler Roaccutane tedavisi sırasında ve tedaviden sonra
5-6 ay süreyle kullanılmamalıdır.

Jelli epilasyon dermatit riski taşıması nedeniyle Roaccutane tedavisi
sırasında ve tedaviden sonra 5-6 ay süreyle kullanılmamalıdır.

Roaccutane tedavisi sırasında bazı vakalarda gece görmede azalma olmuş
ve nadir durumlarda tedaviden sonra da devam etmiştir (Bkz. İstenmeyen
Etkiler). Bazı hastalarda bu durumun başlaması ani olduğundan, hastalar
potansiyel problem hakkında bildirilmeli ve gece araç sürerken veya
herhangi bir aracı kullanırken dikkatli olmaları konusunda
uyarılmalıdırlar. Görmeyle ilgili problemler dikkatli bir biçimde
gözlenmelidir.

Roaccutane kullanımı birkaç psödotümör serebri (selim intrakranial
hipertansiyon) vakasıyla ilişkili olmuştur, bunların bazılarında
tetrasiklinlerle birlikte kullanım söz konusudur (Bkz. İlaç
Etkileşimleri).

Yaşamsal önem taşıyan bir akut pankreatitin 800 mg/dl’nin üzerinde
artan trigliserid düzeyleri ile ilişkili olduğu bilinen bir gerçektir,
dolayısıyla trigliserid düzeyleri tedavi sırasında anlamlı bir yükselme
gösteriyorsa bu durumu yakından izlemek gerekir (Bkz. İstenmeyen
Etkiler).


NOT :[b]Özel hasta grupları için uyarılar


Roaccutane tedavisi gören yüksek riskli hastalarda (diyabet, aşırı
şişmanlık, alkolizm veya lipid metabolizması bozuklukları olanlar)
serum lipid (Bkz. Uyarılar/Önlemler) ve/veya kan glukoz değerlerinin
sık aralıklarla kontrol edilmesi gerekebilir.

Diyabeti olduğu bilinen veya diyabetten şüphelenilen hastalarda kan
glukoz düzeylerinin sık aralıklarla kontrolü önerilir. Nedensel bir
ilişki olmasa da, açlık kan şekerlerinin yükseldiği bildirilmiştir ve
Roaccutane tedavisi sırasında yeni diyabet olguları teşhis edilmiştir.

Roaccutane ile tedavi edilmiş kadın ve erkek hastalar, tedavi sırasında
ve tedavinin bitiminden sonraki bir ay içinde kan bağışı yapamazlar.

Kısırlık geçmişi nedeniyle normalde kontraseptif önlem almayan kadın
hastalar dahil tüm kadınlara aşağıdaki önerilere göre Roaccutane
tedavisi sırasında bu tip önlemler alması uyarısında bulunulmalıdır.

Roaccutane tedavisi sırasında veya sonraki bir ay içinde bu önlemlere
rağmen gebe kalındığında fetusta çok ciddi malformasyon olma riski
büyüktür (özellikle merkezi sinir sistemi, kalp ve büyük kan damarları
etkilenir). Ayrıca spontan düşük riski de büyüktür.

Roaccutane tedavisiyle ilişkili olarak önemli fetal anormallikler
bildirilmiştir: Hidrosefali, mikrosefali, dış kulakta anormallikler
(mikropinna, dış işitme kanallarının küçük olması veya yokluğu),
mikroftalmi, kardiyovasküler anormallikler, yüzde dismorfi, timus bezi
anormallikleri, paratiroid bezi anormallikleri ve serebellar
malformasyonlar.

İzotretinoin yüksek derecede lipofilik olduğundan ilacın anne sütüne
geçmesi olasılığı fazladır. Advers etki potansiyeli taşıdığından
emziren annelerde Roaccutane kullanımı önlenmelidir.

Bu bölüm kadın hastalar içindir: Roaccutane yüksek düzeyde
teratojeniktir. O nedenle gebe veya tedavi sırasında gebelik olasılığı
olan kadınlarda kontrendikedir. Roaccutane tedavisi aşağıdaki
koşulların tümü sağlanmadığı sürece gebe kalma potansiyeli olan kadın
hastalarda kontrendikedir: Hastadaki akne standart tedaviye dirençli
olmalıdır. Hasta, ilacın kullanımına yönelik uyarıları anlayabilecek ve
uygulayabilecek durumda olmalıdır. Hasta, zorunlu kontraseptif
önlemlere uyabilecek durumda olmalıdır. Hasta, doktor tarafından,
Roaccutane tedavisi sırasında ve tedavi bitimini izleyen bir ay boyunca
gebe kalmanın tehlikeleri konusunda bilgilendirilmiş ve kontraseptif
önlemlerin başarısızlığına karşı uyarılmış olmalıdır. Hastanın
uyarıları dikkate aldığından emin olunmalıdır. Tedaviye başlanmadan iki
hafta önce hastadan negatif gebelik testi alınmış olmalı, gebelik testi
mümkünse her ay tekrarlanmalıdır. Hasta Roaccutane tedavisine
başlamadan bir ay önce, tedavi sırasında ve tedavi kesildikten sonraki
bir ay boyunca gebelikle ilgili önlemleri aralıksız uyguluyor olmalıdır
(İlaç Etkileşmeleri bölümüne bakınız). Hastanın gebe olmadığından
tamamen emin olmak için Roaccutane tedavisine bir sonraki menstrüel
dönemin ikinci veya üçüncü gününde başlanmalıdır. Relaps durumunda
Roaccutane tedavisinden bir ay önce, tedavi sırasında ve tedaviden
sonraki bir ay boyunca aynı kesintisiz ve etkili kontraseptif önlemleri
uygulamalıdır.

HASTAYA UYARILAR ;

NOT : Bu bölüm kadın hastalar içindir:

Roaccutane kullanımı sırasında kesinlikle gebe kalmayınız.
Tedaviye başlamadan önce gebe olmadığınız kesinlikle tespit edilmiş olmalıdır.
Gebelik sırasında Roaccutane kullanımı bebeğin sakat doğmasına sebep olabilir.
İlacın vücuttan geç atılması nedeniyle, tedavinin bitiminden sonra da 1
ay boyunca gebe kalmamalısınız. Tedaviye başlamadan 4 hafta önce,
ilacın kullanımı sırasında ve tedavi bittikten sonra 1 ay süresince
gebeliği önleyici önlemler almanız zorunludur. Etkili bir korunmaya
rağmen ilaç kullanırken veya tedavi sonrasındaki 1 ay içinde gebe
kalırsanız ya da böyle bir şüphe olursa derhal hekiminize başvurunuz.
Emziren anneler ilacı kullanamazlar.

NOT : Bu bölüm kadın ve erkek hastalar içindir:

İlaç kullanımı esnasında ve tedavi bitiminden sonraki bir ay boyunca kan bağışı yapmak yasaktır.
İlacı alırken A vitamini içeren diğer ilaçlar kullanılmamalıdır.
Elinizdeki ilacı eczaneden, sadece doktorunuzla birlikte imzaladığınız
“reçete ve hasta onay formu” karşılığında satın alabilirsiniz. Söz
konusu formu imzalamadan önce, arka yüzündeki uyarı ve bilgileri.tam
olarak okumuş ve anlamış olmanız gerekir.
Hekiminiz ilaç hakkında geniş bilgiye sahiptir. Tereddüt ettiğiniz konularda kendisine danışınız.
İlaç sadece sizin kullanımınız içindir, başka hiç kimseye vermeyiniz.

Yukarıdaki uyarılar sizi korkutmamalıdır. Hekiminizin kontrolünde ve
talimatlara uyarak kullandığınız müddetçe ilacınız size güvenli ve
etkin bir tedavi sağlayacaktır. İlacın belirtilen zararlı etkileri
sadece hamilelik esnasında bebek üzerindedir. Kısıtlayıcı süre olan
tedavinin sona ermesinden 1 ay sonra tekrar hamile kalabilir ve
sağlıklı bebek sahibi olabilirsiniz.

İlaç Etkileşmeleri

Roaccutane ve A vitamininin aynı anda kullanılmaması gerekir çünkü A
hipervitaminozisi yoğunlaştırabilir. Ender vakalarda Roaccutane ve
tetrasiklinlerden sonra selim intrakranial hipertansiyona bağlı
“psödotümör serebri” bildirilmiştir. Dolayısıyla tetrasiklinlerle
destekleyici tedaviden kaçınılmalıdır. (Bkz. Uyarılar/Önlemler).

Kullanım Şekli ve Dozu

Roaccutane ve A vitamininin aynı anda kullanılmaması gerekir çünkü A
hipervitaminozisi yoğunlaştırabilir. Ender vakalarda Roaccutane ve
tetrasiklinlerden sonra selim intrakranial hipertansiyona bağlı
“psödotümör serebri” bildirilmiştir. Dolayısıyla tetrasiklinlerle
destekleyici tedaviden kaçınılmalıdır. (Bkz. Uyarılar/Önlemler).

BAYANLAR İÇİN - Kullanıma İlişkin Uyarılar:

1.Tedaviye, bir sonraki normal adet döneminin ikinci veya üçüncü gününden önce başlanmamalıdır.
2.Tedaviye başlamadan önceki iki hafta içinde negatif gebelik testi
sonucu alınmalıdır. (Tedavi sırasında her ay gebelik testlerinin
yapılması tavsiye edilir).
3.Roaccutane tedavisine başlamadan önce, hekim, gebe kalma potansiyeli
olan hastalara, alınacak önlemler, çok ağır fetal malformasyon riski ve
Roaccutane tedavisi sırasında veya tedavi kesildikten sonraki bir ay
içinde gebe kalmanın muhtemel sonuçları hakkında sözlü ve yazılı bilgi
vermelidir.
4.Aynı etkili ve kesintisiz gebelik önleyici tedbirler, araya giren
süre ne kadar uzun olursa olsun, tedavinin tekrarlandığı her sefer
alınmalı ve tedaviden sonra bir ay devam etmelidir.
5.Hasta, bu önlemlere rağmen, Roaccutane tedavisi sırasında veya tedavi
bırakıldıktan sonraki bir ay içinde gebe kaldığı takdirde, fetusta ağır
bir malformasyonun görülme riski çok yüksektir (örneğin, eksensefali).

Roaccutane’a verilen terapötik yanıt ve advers etkiler dozla
ilişkilidir ve hastalarda değişkenlik gösterir. Bu durum tedavi
sırasında her hasta için ayrı doz ayarlamasını gerektirir. Roaccutane
tedavisi günde 0.5 mg/kg’lık dozla başlamalıdır. Hastaların çoğunda doz
günde 0.5-1.0 mg/kg arasında değişir. Çok şiddetli aknesi olan
hastalarda veya vücudunda akne olanlarda 2.0 mg/kg’a varan yüksek
dozlar gerekebilir. Tedavide 120 mg/kg’lık kümülatif dozun remisyon
oranlarını artırdığı ve relapsı önlediği gösterilmiştir. Dolayısıyla
her hastada tedavi süresi günlük doza göre değişir. 16-24 haftalık
tedaviyle akne tamamen remisyona sokulabilir. Normal doza şiddetli
intolerans geliştiren hastalarda tedaviye daha düşük dozla uzun süre
devam edilebilir. Hastaların çoğunda (>%60) tek bir tedavi dönemi
sonunda akne tamamen temizlenebilir. Kesin relaps durumunda, Roaccutane
tedavisinde önceki günlük dozun ve kümülatif tedavi dozunun aynısı
uygulanmalıdır. Akne, tedavi kesildikten sonraki 8 hafta boyunca
gelişebileceği için tedaviye bu süre bitmeden yeniden başlanmamalıdır.
Kapsüller öğünlerle beraber günde bir veya iki kerede alınmalıdır.

Doz Aşımı

Aşırı doz vakalarında A hipervitaminozu belirtileri görülebilir. Aşırı
dozdan sonraki ilk saatlerde midenin boşaltılması endikedir.


Kaynak : Roaccutane Resmi Sitesi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ve Roaccutane Hakkında Bilgiler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sivilce,Sivilce İzi Tedavileri ...
» Nasa hakkında bilgiler
» Smack Down Hakkında Bilgiler
» Kemik Erimesi Hakkında Bilgiler
» BÖbrek Naklİ Hakkinda Bİlgİler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Danışmanlık ve Yardımlaşma :: Sağlık Sorunları :: Sağlık Bilgileri-
Buraya geçin: