hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Araplar Osmanlıya İhanet Ettimi - Bunları Okumadan Karar Vermeyin.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Araplar Osmanlıya İhanet Ettimi - Bunları Okumadan Karar Vermeyin. 2duy3hj

Araplar Osmanlıya İhanet Ettimi - Bunları Okumadan Karar Vermeyin. Empty
MesajKonu: Araplar Osmanlıya İhanet Ettimi - Bunları Okumadan Karar Vermeyin.   Araplar Osmanlıya İhanet Ettimi - Bunları Okumadan Karar Vermeyin. EmptyÇarş. Haz. 29, 2011 8:50 pm

İnternette Gezerken Bu Yazıya Rastladım. Ve Okunuca Biraz Bana mantıklı geldi. Sizde Okuyun Yorumlarınızı Bekliyorum.


Bazı internet sitelerinde ve gazetelerde resmi tarihin kalıplaşmış bir
söylemi olan “Araplar Osmanlı’ya ihanet etti” vaveylesı tekrar
dillendirilmeye başlandı. Bunu tekrar ısıtıp önümüze getirenler aslında
şunu demek istiyorlar: “Araplar ve tabii Filistinliler gördükleri
zulümle ihanetlerinin bedelini ödüyorlar. Oh olsun!” Bazıları bunu üstü
kapalı olarak ima ederken, bazıları da alenî söylüyor.

Ayrıca yine aynı iddia sahipleri Filistinliler’in Yahudilere toprak
sattığı konusunda da bir takım söylemler içine giriyorlar. Fakat gerek
“ihanet” gerekse “toprak satma” iddiaları gerçeği yansıtmıyor. Ben daha
çok bu “ihanet” meselesi üzerinde duracağım için toprak satma konusunda
bilgilendirici bir yazının adresini vermekle yetineceğim.

Şu ihanet meselesine bakalım o halde.

Araplar Osmanlı’ya ihanet etti mi?

Bu soru birçok kişiye sorulduğunda tereddütsüz “evet” diyecektir.
Arapların Osmanlı’ya ihanet ettiğine dair söylem hemen bütün resmi
kaynaklarda sözbirliği edilmişcesine tekrarlanır durur. “Türk’ün
Türk’ten başka dostu yoktur” şovenizmiyle başlayan söylemler “Ne Şam’ın
şekeri ne Arab’ın yüzü” vaveylası ile devam eder. Pekii bu hikayenin ne
kadarı doğru temellere dayanıyor ?

Münferit çapta ihanetler olmuştur. Mesela Mekke Şerifi Hüseyin’in
İngilizlerle anlaşarak bazı bedevi kabileleri ayaklandırması gibi. Ancak
Arapların bir bütün olarak ihanet ettikleri kesinlikle söylenemez.
İhanet edenler, Arap nüfusu ile karşılaştırıldığında çok küçük yer
tutarlar, Arap kabilelerin büyük çoğunluğunun Müslümanlık bağıyla son
ana kadar Halifeye bağlılıklarını koruduklarını insaf sahibi tarihçiler
söylemektedir. Araştırmacı-Yazar Mustafa Akyol’da bu konuda sitesinde
bir yazı kaleme almıştı. Mutlaka okumanızı öneririm. O yazıda Mustafa
Akyol şöyle diyor :

“Gerçek şudur: Osmanlı’nın çöküş döneminde Türk olmayan Müslüman
unsurlar arasında gerçekten isyanlar başgöstermişse de, bu unsurların
bir bütün olarak “ihanet ettikleri” kesinlikle söylenemez. Hatta Araplar
sözkonusu olduğunda, Osmanlı’ya isyan edenlerin küçük bir azınlık
olduğunu, buna karşılık Arap kabilelerinin çoğunun Osmanlılık ve
Müslümanlık bağıyla İstanbul’a sadakat gösterdiklerini söyleyebiliriz”

Mustafa Akyol zikrettiğim yazısında Gazeteci ve Ortadoğu uzmanı Cengiz
Çandar’dan bir alıntı yapıyor. Alıntı biraz kısa, ben Cengiz Çandar’ın
sözkonusu yazısından daha ayrıntılı bir alıntı yapmak istiyorum :

[…] “Önce, en yaygın olan birinci ‘yalan’dan başlayalım. Bu o kadar uzun
yıllar üzerinde hiç tartışılmadan söylenegelmiştir ki, adeta üzerinde
tartışılması gereksiz bir ‘dogma’ haline almıştır: ‘Araplar, Birinci
Dünya Savaşı’nda bizi arkadan vurdu.! ”

Mekke Emiri Şerif Hüseyin’in Hicaz’da bazı Arap bedevi kabilelerini
ayaklandırarak 1916′da İngilizlerle işbirliği yaptığı doğrudur. Ancak,
Birinci Dünya Savaşı konusunda genel bir bilgisi ve fikri olan herkes,
bunun ‘askeri açıdan’ tayin edici bir değer taşımadığını bilir.
İngilizlerin daha sonra yerine getirmediği ‘bağımsızlık vaadi’ ile
işbirliğine çektikleri Şerif Hüseyin’in ve oğullarının komuta ettiği
bedevi kabileleri, Mekke-Maan hattında, yani ‘asıl cephenin gerisi’nde
İngiliz kuvvetlerine yardımcı olmuştur.

‘Asıl cephe’, önce Süveyş Kanalı ve Kanal Harbi’nde Türk-Osmanlı
kuvvetlerinin geri çekilmesinden sonra Filistin’de kurulmuştur.
Filistin’de tek bir Arap ayaklanmamıştır. Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da
Türk kuvvetlerini ‘arkadan vuran’ herhangi bir olay olmamıştır.
Arapların ezici çoğunluğu, İstanbul’a yani Türkiye’ye sadık kalmıştır.
Cephedeki komutan, Şam Valisi Cemal Paşa, çok sayıda Arap milliyetçisini
idam ettirmiştir. Cemal Paşa’nın ve İttihatçıların, kaba baskı
politikalarının Araplarda büyük tepki yaratmasına karşılık, Arabistan
Yarımadası’nın Hicaz bölümünden Akabe’ye kadar olan ‘cephe gerisi’
dışında, Arapların Türkleri arkadan vurduğuna dair tarihte herhangi bir
kayıt yoktur.

Peki, daha sonra İsrail’in kurucu kadroları olacak unsurların,
Filistin’de İngiliz ordularının ‘içinde’ Türklere karşı savaştığını
biliyor musunuz?

[….] Bir başka ilginç ‘tarihi bilgi’, İsrail’in kurucusu David Ben
Gurion’un anılarında mevcut. Ben Gurion, Birinci Dünya Savaşı patladığı
sırada, İstanbul Hukuk Fakültesi’nde. Amacını şöyle anlatıyor:

“… İktidar merkezine bu kadar yakın olarak, Filistin’deki Yahudilerin
durumunu geliştirebilmeyi düşünüyordum. Çeşitli yollarla Yahudi özgürlük
hareketini ilerletebilirdim; önce özerklik, nihai olarak tam
bağımsızlık elde ederek. Akıl yürütmem böyleydi. İstanbul’da rasladığım
Arap öğrencilerle bu konuda düşüncelerimin çok farklı olduğunu görmekten
şaşırdım… Bu genç entellektüel Araplar, mücadelelerinin geleceğini Türk
idaresinden bağımsızlık olarak görmüyorlardı. Hiçbiri Arap
topraklarının bağımsızlığından söz etmedikleri gibi böyle bir amaç için
çalışmıyorlardı. Tam tersine, birçoğu, daha geniş ve daha büyük bir Türk
imparatorluğu görmek istiyorlardı…” (Ben Gurion Looks Back-Talks with
Moshe Pearlman, s.46)”

Peki, 1922 sonlarında Türk Milli Mücadelesi zafere doğru yürürken, ‘bazı
Filistinli Arap liderlerin Kemalistlere başvurarak, kendi kaderlerini
tayin hakkı elde edebilecekleri Türk mandası istediklerini’ biliyor
muydunuz? Filistin, İngiliz mandası altına konulmuşken, Filistinli
Araplar, ‘Türk mandası’ istiyorlar. Kaynak, yine bir Yahudi-İsrailli
tarihçi; Y.Porath’ın ‘The Emergence of Palestinian-Arab National
Movement 1918-1929′ (Filistin Arap Ulusal Hareketinin Doğuşu 1918-1929)
adlı kitabının 160-165. sayfaları… “

Birçok akl-ı selim tarihçi aynı şeyleri söylüyor. Topyekün bir ihanetten
yada Filistinliler’in lokal bir ihanetinden bile söz edemiyoruz ki
Filistinliler’in çektiği zulmün, bu ihanetin bedeli olduğunu iddia
edebilelim. Böyle bir iddia tutarsızdır ve herhangi bir temele
dayanmamaktadır.

Bu meselenin tabii bir de başka yönü var. O da Arapların bize olan
bakışı. Ulus devletlerimizi kurma sürecinde Araplar bizi “Sömürgeci ve
talancı” biz de onları “İşbirlikçi, hain” olarak tanıdık. Bu konu da
maalesef iç açıcı değil(di.) “Değildi” diyorum çünkü artık bu ezberin
son yirmi yılda yavaş yavaş bozulduğu da ortada. Zaten gerçekte de ne
Osmanlı “sömürgeci ve talancı”ydı, ne de Araplar topyekün haindi.

Araplar ve Osmanlı arasındaki o dönemdeki karşılıklı bakışı iyi anlamak
gerek. Bu konuda Klasik yayınlarından yayınlanan “Arap gözü ile Osmanlı”
adlı 4 kitaptan oluşan seri iyi bir kaynak olabilir. İlki “Beyrut
Şehreminin Anıları (1908-1918)” İkinci kitap “İttihatçı bir Arap
Aydınının Anıları” Üçüncüsü “Bir Osmanlı-Arap Gazetecinin Anıları”
Dördüncü ve son kitapta “Biz Osmanlı’ya Neden İsyan Ettik/Arap Gözü İle
Osmanlı”

Hatıratlar bir devri anlamada fevkalade öneme sahiptir. Resmi tarihin
gözlerden kaçırdığı hususlar, hatıratların ayrıntılarında belirginleşir.
Ve bir itiraf; ben bu kitapları aldım ama hala okumadım fakat en kısa
zamanda okuyacağım. Mutlaka yararlanacağıma da inanıyorum. Bu seriden de
Ülkü Özel Akagündüz’ün Aksiyon dergisindeki yazısından haberdar
olmuştum. Akagündüz’ün kitaplar hakkındaki yorumlarını da mutlaka
okumalısınız.

Uzun lafın kısası artık şu dilimize pelesenk olmuş; “Araplar Osmanlı’ya ihanet etti” söylemini bir kenera bırakmalıyız.

Bu meselenin bir yönü.

Diğer bir yönü şayet böyle bir şey (topyekün ihanet) gerçekten vuku
bulmuş olsaydı bile İslamî bilincin ve bununla yoğrulan Osmanlılığın
gereği, bizim bu meseleye “oh olsun” şeklinde yaklaşamayacağımızdır. Biz
herzaman zulmün karşısında ve mazlumun yanında olmalıyız. Bize yakışan
budur, İslam bunu emreder ve bugün Osmanlı olsaydı geçmişte ne olmuş
olursa olsun, mazlumun yanında olurdu.

İsrail Filistinde insanlık dışı uygulamalar yapıyor. İşgal ediyor,
yakıyor, eziyor, aç ve susuz bırakıyor, çoluk - çocuk, genç - yaşlı,
erkek - kadın, asker- sivil demeden katlediyor, kartondan lütfen verdiği
evleri bile çaresiz insanların başlarına yıkıyor. Bizim buna bütün
benliğimizle karşı çıkmamız ve mazlumun yanında olmamız gerekir.

Hele hele, münferit hadiseleri genelleştirip “Araplar Osmanlı’ya
topyekün ihanet etti” şeklinde algılayarak, masum ve mazlum insanlara,
“gördüğünüz zulümle diyet ödüyorsunuz” demek fevkalade yanlış ve haksız
bir söylemdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Araplar Osmanlıya İhanet Ettimi - Bunları Okumadan Karar Vermeyin.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Zaman Erkeklerede İhanet Eder
» Karar verin
» Hiç Zor Degil,Karar Vermek
» Mehmet Ali Birand Gafları " Yarında Kimselere Vermeyin Yine Birlikte Olalim
» Dubai World için karar vakti

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Danışmanlık ve Yardımlaşma :: Türkiyeye sahip çık ..!!-
Buraya geçin: