Sübhane Rabbiye’l-Azim: "Büyük olan rabbim her türlü kusurdan uzaktır."(Azim olan Rabb’imi yaratılmışlara ait bütün eksikliklerden tenzih ederek O’nu güzel isim ve sıfatlarıyla tesbih ederim.)
Sübhanerabbiye'l-a'lâ : "En yüce olan rabbim her türlü kusurdan uzaktır."
Semiallahu limen hamideh: Allah, kendisine hamd edenleri işitir.
Rabbena lekel hamd: Hamd Rabbimiz içindir.Ey Rabbimiz sana hamd olsun.
Peygamber efendimiz (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem) cemaatle namaz kılarken; ''Semiallahü limen hamideh'' yani ''Allahü teala kendisine hamd edenin hamdini işitir, kabul eder'' deyince, ilk safta bulunan Hazret-i Muaviye (radîyallahü anh) ''Rabbena lekel hamd'' derdi.Böyle söylemesi takdir ve tahsin (iyi) buyrularak, böyle söylemek kıyamete kadar sünnet olarak kaldı. (İbni Abidin, Hindiyye)
Cemaatle namazda, imam; ''Semiallahü limen hamideh'' deyince, cemaat çok yavaşca ''Rabbena lekel hamd'' der. İmam bunu söylemez. (Halebi)
Rükûdan kalkarken Semi’allahü limen hamideh demek, imama ve yalnız kılana sünnettir. Cemaatle kılarken, cemaat, Semi’allahü limen hamideh demez, sadece Rabbenâ lekel-hamd der. (S. Ebediyye)
İmam, Semi’allahü limen hamideh demese de, cemaat Rabbenâ lekel hamd der.
İmam-ı azama göre, İmam, Rabbenâ lekel hamd demez, İmameyne göre ise der. Kitapların çoğunda, İmam-ı a’zamın kavli tercih edilmiştir. (Redd-ül-muhtar)
Hanbelî ve Şâfiî’de ise, imamın, cemaatin ve yalnız kılanın Rabbenâ lekel hamd demesi sünnettir. Mâlikî’de yalnız kılanın ve cemaatin demesi mendubdur. (Mezahib-i Erbea)
Esselâmu aleyküm: Allah'ın selamı (sizin) üzerinize olsun demektir.
Esselâmu aleyke: Allah'ın selamı (senin) üzerine olsun demektir.
ve rahmetullahi eklenirse ; Allah'ın selâmı ve rahmeti üzerinize (üzerine) olsun anlamına gelir.
ve rahmetullahi ve berekatühü eklenirse; Allah'ın selâmı ve rahmeti ve bereketi üzerinize (üzerine) olsun anlamına gelir.
Selamün aleyküm denince, Ve aleyküm selam demek farzdır. Esselamü aleyküm denince de, Ve aleykümüsselam denir. Her ikisinde de "ve" harfini söylemelidir! (Ve aleyküm...) deki "ve",(dahi) manasındadır. Yani, (Allah’ın selamı bizim üzerimize olduğu gibi, sizin de üzerinize olsun!) demektir. Sadece (Aleyküm selam) ise, sanki (Selam bize değil size olsun) gibi uygunsuz bir manaya gelebilir.
Selamı düzgün verip düzgün almak iyidir. “Ve” söylemeden de almak caiz ise de, ve'li söylemelidir.
Verilen selamı daha güzeli ile almak da farz değil ise de, çok sevaptır. Peygamber efendimiz, (Selamün aleyküm) diyen için, (On sevap kazandı) buyurdu. Başka biri, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi) dedi. (Yirmi sevap kazandı) buyurdu. Bir başkası da, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü) dedi. Bu kimse için de, (Otuz sevap kazandı) buyurdu. Bu sırada orada oturanlardan biri selam vermeden çıkıp gitti. Resulullah efendimiz, (Arkadaşınız [selamın faziletini] ne tez unuttu) buyurdu. Daha sonra, (Bir topluluğa gelince de, ayrılırken de selam verin! Birinci selam, ikincisinden daha mühim değildir) buyurdu. (Taberani)