hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 İÇ GÖÇ Özellİkle 1950 Den Sonrasi OluŞan GÇÖler,etkİlerİ Sebeblerİ (5. Sinif)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
İÇ GÖÇ Özellİkle 1950 Den Sonrasi OluŞan GÇÖler,etkİlerİ Sebeblerİ (5. Sinif) 2duy3hj

İÇ GÖÇ Özellİkle 1950 Den Sonrasi OluŞan GÇÖler,etkİlerİ Sebeblerİ (5. Sinif) Empty
MesajKonu: İÇ GÖÇ Özellİkle 1950 Den Sonrasi OluŞan GÇÖler,etkİlerİ Sebeblerİ (5. Sinif)   İÇ GÖÇ Özellİkle 1950 Den Sonrasi OluŞan GÇÖler,etkİlerİ Sebeblerİ (5. Sinif) EmptyPerş. Tem. 29, 2010 10:42 am

İç Göçün Doğuşu

1950’li yıllar; ülkemizde ekonomiden siyasete, sosyal hayattan kültürel
hayata kadar toplumu ilgilendiren her alanda ve toplumun her kesiminde
radikal değişimler ve dönüşümler yaşanmaya başlanmıştır.

v Ekonomi: Liberalizm,
v Siyaset: Çok Partili Hayat,
v Sosyal: Kent merkezlerine girmesi yasaklanan köylüden, birlikte yaşanılan ortama,
v Kültürel: Tüketim Kültürü.

Kentlerimiz açısından bu dönemin getirdiği en önemli olgu iç göç ile bu
göçün doğal sonucu olan gecekondulaşma ve çarpık yapılaşmalardır.

v Teşvik Edilen Göç : 1950’li yılarda devletçe göz yumuldu.
1. Beş Yıllık Kalkınma Planı: Teşvik
2. Beş Yıllık Kalkınma Planı: Görmezden Gelindi
3. Beş Yıllık Kalkınma Planı: Sağlıklı Değerlendirme Başladı.

Göç Çeşitleri
Göç kavramı iki kategoride değerlendirilmelidir:

a) Gönüllü Göç : Kentin çekiciliğinden kaynaklanan göç.
b) Zorunlu Göç: Kırsalın iticiliğinden kaynaklanan göç, bu da iki alt grupta değerlendirilmelidir.
b1) Sosyo-Ekonomik zorluklardan kaynaklanan göç,
b2) Güvenlik sebeplerinden kaynaklanan göç.
1980 öncesi kentin çekiciliği ve kırsalın iticiliğinden kaynaklanan göç,
1980 sonrası terör, sıkıyönetim, olağanüstü hal uygulamalarının yanı
sıra güvenlik nedeni ile köy boşaltma, bölgede yaşanan silahlı
çatışmalar, yayla yasağı uygulaması gibi sebepler kitlesel göçü
zorlamıştır.
Ek olarak da kimi siyasilerin kentlerde güç kazanabilme çabalarıyla da tetiklenmiştir.
Birinci dönem iç göçe ekonomik ve sosyal şartlar damgasını vurmuştur.
İkinci dönem göç dalgasında ise Güvenlik şartları ve siyaset belirleyici rol oynamıştır.

II- Göçün Etkileri

v Kente
v Birey’e ve Topluma
Göçlerin olumsuz etkisi hem kentler, hem toplum, hem de birey üzerinde görülmekte, taraflarda yıpratıcı etki yapmaktadır.

1- Kentlere Etkisi
Göç sebebi ile öngörülemeyen nüfusun, kentlere göç etmesinin yol açtığı hızlı nüfus artışı karşısında kentlerde,
Kentsel Yatırım Maliyetleri Artışı ve Verimsiz Kullanım
Çarpık Yapılaşma
Yetersiz Donatı ve Yetersiz Altyapı
gibi önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır.

a- Kentsel Yatırım Maliyetleri Artışı ve Verimsiz Kullanım :
Kentlerde altyapı maliyetlerinin verimli olması için nüfusun 100-300 bin
arası olması gerekmektedir. Nüfus arttıkça yatırım maliyetleri de
artmaktadır.

Plansız ve çarpık yapılaşma, sadece kentlerin altyapı ve donatı alan ve
tesisleri yönünden yetersiz kalmaları ile sonuçlanmamaktadır.
Bunun yanı sıra, kent kaynaklarının da verimsiz kullanılmasına sebep olmaktadır.
Örneğin; Planlı yapılaşmanın olduğu yerlerde yol alanlarının, toplam
alana oranı % 10-15 arasında olması gerekirken, bu oran gecekondu ve
kaçak yapılaşmanın yoğun olduğu yerlerde % 20-30 arasındadır.

Bunun Anlamı Şudur :
Gecekondu veya kaçak yapılaşmanın yoğun olduğu bölgelerdeki yol ağı,
planlı bölgelerin iki katıdır. Bu da; Atık Su, İçme Suyu, Yağmur Suyu,
Telekom Hatları, Elektrik Şebekesi, Doğal Gaz Şebekesi, Asfalt,
Bordur-Tretuvar gibi yol ile bağlantılı yatırımların iki kat olarak
yapılması demektir. Bu da, zaten kıt olan kent kaynaklarının
yetersizliğine yol açmaktadır.
Mali yönden bu kaynak israfının yanı sıra, ortalamanın iki katı bir alan
asfalt veya benzeri bir sert zeminle örtüldüğünden; ekolojik dengeye de
olumsuz etkisi olmaktadır.
Örneğin, Toplu Konut Alanında arazinin % 11’i asfalt malzeme ile kapatılırken, çarpık yapılaşmada bu oran % 28’dir.

b- Çarpık Yapılaşma :
Kentlere göç edenler tarafından, öncelikle kentlerin çeperlerindeki kamu
arazilerinin işgal edilip, üzerlerine gecekondu olarak tabir edilen
binaların yapıldığı gözlemlenmiştir.
İkinci aşamada, kent merkezi ile bu alanlar arasında, iki tarafında bazı
özelliklerini alan; ama iki taraftan da ayrışan yeni bir yapı türü
doğmaktadır. Bu tür yapıları kaçak ve sağlıksız yapılar olarak tarif
etmek mümkündür.
Göç, sadece gecekonduların yapımına yol açmakla kalmamakta, ikinci
aşamada talep artışını sağlayarak kaçak yapılaşmayı tetiklemektedir.

c- Yetersiz Donatı :
Gecekondu bölgeleri temel kentsel altyapıdan bile yoksun olarak doğmuş
yerlerdir. Her ne kadar daha sonraları bu bölgelere, yerel yönetimler
eli ile alt yapı hizmetleri getirilmeye çalışılmış ise de, plansızlık
sebebi ile bu faaliyetler de ihtiyacı etkin olarak karşılayamamıştır.
Modern bir kentin kurulabilmesi için planlı bir yapılaşma gerekmektedir.
Oysa, vatandaşlar tarafından kurulan bölgelerimiz gerekli donatıdan
yoksun, plansız ve sağlıksız olarak gelişmektedir. Sonuçta, kamu da,
vatandaş da plansız yapılanmanın zararını görmektedir.

2-Göçün Toplumsal ve Bireysel Etkisi :

İçgöç bireysel ve toplumsal sonuçlar doğurmaktadır.
v Bireyin davranış ve eğilimleri değişir.
v Mahallelilik ve komşuluk yerini iş arkadaşlığı ve rekabete bırakır.
v Geniş aileden – çekirdek aileye geçilir.
v Göçün asıl tahripkar etkisi ikinci kuşaklarda görülür.

Öncelikle Zorunlu iç göçe maruz bırakılanlar :
Güvenlik ve siyasi sebeplerle, zorunlu iç göçe maruz bırakılanların
yaşadıkları sorunlar genel olarak diğer göç nedenleri ile gelenlere göre
daha zordur. Çünkü, bu insanların bir kısmı geldiği köyünde arazi, sürü
sahibi olan ya da en azından zor da geçiniyor olsa, bir iş sahibi olan
kişiler iken, bir anda kendilerini kentlerde evsiz, işsiz, aşsız
buluvermişlerdir. (Ağrı-Solhan Örneği)
Ne hazindir ki, Göç mağdurlarının çoğuna adlarına düzenlenmiş tapu olduğu için yeşil kart bile verilmemiştir.
Bu şartlar kişilerde psikolojik rahatsızlıklara yol açmakta, onları ya
içine kapanık, ya da saldırgan kılmaktadır. Toplum da bireylerden
oluştuğu için, bu şartlar sosyolojik olarak da gettolaşma ve kent
barışının bozulması biçiminde kendisini göstermektedir.

İç Göçün bireysel ve toplumsal sonuçlarına baktığımızda;

a- Bireyin Davranış ve Eğilimlere Etkisi İç göç
sonucu kitleler, yaşadıkları yerlerden sadece coğrafi anlamda
ayrılmazlar. Bunun beraberinde yaşadıkları yerdeki sosyal, kültürel
değerlerden de ayrılış söz konusudur. As*lında göçün en önemli neticesi,
onun birey ve toplumsal davra*nışlar, tutumlar ve eğilimlerde meydana
getirdiği köklü değiş*meler ve dönüşümlerde görülür.
Kent, insanı zorlu bir hayatı yaşamaya davet ediyor. Gerçekten de
köyden şehre gelen insanın davranışlarında, eğilimlerinde ve tutumunda,
nasıl köklü değişmelerin meydana gel*diğini, günlük gözlemlerimizle
tespit etmek mümkündür.

b- Mahallelilik ve Komşuluk
Kentlerin hızla gelişmesi ile paralel olarak, birbirlerini yakından tanıyan insan birlikteliği ortadan kalkar.
Herkes kendi iç dünyasında özel bir yaşam biçimi geliştirir. Artık
birbirini tanıyan mahallelinin yerini, komşusunu bile tanımayan insanlar
alır.

c- İş Arkadaşlığı ve Rekabet
Kazanç ve refah düzeyini yükseltmek, birinci öneme sahip amaç
olduğundan, insanların hayatı evlerinden ve arkadaş ilişkilerinden çok,
iş yerinde geçmeye başlar. Akraba ve komşuluk, yerini iş arkadaşlığına
bırakır. Fakat burada da samimi dostluklar yerine, rekabet hakimdir.

d-Geniş Aileden – Çekirdek Aileye
Kent yaşamı beraberinde bireyciliği ve çekirdek aile tipini getirir.
Geniş aile tipinin ortadan kalkması ile, bireysel yaşamın ağır koşulları
altında kendilerini yalnız hissederler. Geçim ve gelecek kaygısı, onun
tüm dünyasına yön veren en önemli korkusu haline dönüşür.
Geniş ailede dayanışma, tecrübe ve birikim aktarımı, nesiller arası
bağın korunması söz konusu iken, çekirdek ailede bunlar yoktur.

e- İkinci Kuşaklarda Tepki
Kırsaldan kentlere gelenler, burada aradıklarını bulamasalar da geri dönmeyi pek düşünmezler.
Birinci kuşak, gecekondu bölgesinin olumsuz şartlarını kendi köyü ile
karşılaştırmakta ve yine de yaşantısını (Eğitim, sağlık, istihdam, vb)
daha iyi, memnuniyet verici bulmaktadır.
Ancak İkinci kuşak gecekondu bölgesinin insanı; kıyaslamayı köyle değil, yaşadığı şehrin gelişmiş bölgeleriyle yapmaktadır.
Bu da mutsuzluğu, rahatsızlığı, tepkiyi, öfkeyi artırmakta, kentsel gerilimi beslemektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İÇ GÖÇ Özellİkle 1950 Den Sonrasi OluŞan GÇÖler,etkİlerİ Sebeblerİ (5. Sinif)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Eğitim :: Ödevler Dersler Tezler-
Buraya geçin: