hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Kaşgarlı Mahmud (Sosyal Bilgiler Dersi)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Kaşgarlı Mahmud (Sosyal Bilgiler Dersi) 2duy3hj

Kaşgarlı Mahmud (Sosyal Bilgiler Dersi) Empty
MesajKonu: Kaşgarlı Mahmud (Sosyal Bilgiler Dersi)   Kaşgarlı Mahmud (Sosyal Bilgiler Dersi) EmptyPerş. Tem. 29, 2010 10:37 am

Ders:Sosyal Bilgiler
Ünite:İpek Yolu’nda Türkler
Konu:Kaşgarlı Mahmud

KAŞGARLI MAHMUD’UN HAYATI

Kaşgarlı Mahmud’un hayatı
hakkındaki bilgilerimiz eserinin önsözünde belirttiklerinden öteye
geçemiyor. Babası ve dedesi Barsganlı olmasına rağmen Mahmud Kaşgar’da
doğmuştur. Babasının buraya daha sonraları göç ettiği anlaşılıyor. Onun
ne zaman doğup, ne zaman öldüğü ise kesin olarak belli değildir. Bununla
beraber bazı varsayımlar yaparak; mesela eserin yazılış ve halifeye
sunuluş tarihini esas alarak (464-466/1072-1074) onun 11. yüzyılın
birinci yarısında dünyaya gelip, ikinci yarısında vefat ettiğini
söyleyebiliriz. Ama bu bir varsayım olmaktan öteye geçemez. Eserinin
önsözünde belirttiğine göre adının Mahmud, babasının adının Hüseyin,
dedesinin adının ise Mehmed olduğunu anlıyoruz.Yine
eserinde belirttiğine göre soylu bir aileden gelmekte, iyi silah
kullanmakta ve dilin gramerini iyi bilmektedir. Sözlerinden öyle
anlaşılıyor ki, eserini yazmak için iyi bir hazırlık devresi geçirmiş
ondan sonra eserini yazmaya başlamıştır.
Onun böyle bir eser
yazdığına bakılırsa; iyi bir eğitim aldığı, Arapça’yı ve Türkçe’yi en
ince detaylarına kadar -bir sözlük yazabilecek kadar- bildiği
söylenebilir.
Kaşgarlı Mahmud’un ne zaman ve nerede öldüğü kesin olarak bilinmemektedir.


ESERLERİ


Kaşgarlının günümüze kadar ulaşan eserinin adı Divânü Lügâti’t-Türk’tür. O, bir eseri daha olduğunu divanında söylemekle beraber bu eser henüz bulunamamıştır. Bulunamayan bu eserin adı Kitâbı Cevâhir el-Nahvi fî Lügâti’t-Türk’tür.
Kaşgarlı Divânü Lügâti’t-Türk’ü yazış amacını eserinin önsözünde şöyle
belirtiyor: “Türk dili ile Arap dilinin at başı beraber yürüdükleri
bilinsin diye...” yani o eserini yabancılara, özellikle de Araplar’a
Türkçe’nin üstün bir dil olduğunu ve diğer dillerle yarışabilecek
seviyede olduğunu belirtmek için yazmıştır. Eserini yazmak için
Türklerin bir çok şehrini gezmiş, dolaşmış ve birçok not aldıktan sonra
eserini yazmaya koyulmuştur. İyi bir hazırlanma ve çalışma neticesinde
ortaya çıkan bu eser bize XI. yüzyıldaki Türklerin tarihi, coğrafyası,
kültürü, folkloru, yaşayışı, edebiyatı, belli başlı yerleri, belli başlı
kişileri, günlük hayatta sık sık kullanılan kelimeleri vb. birçok
özelliğini yansıtmaktadır. Bu yönüyle eser, Türk tarihinde bir “hazine”
sayılmaktadır. Yazar, yukarıda saydığımız özellikleri lügatine seçmiş
olduğu kelimeleri örneklerken kullanmıştır ve bunda da çok başarılı
olmuştur. Normalde eser bir sözlük olmasına rağmen seçtiği örneklere
baktığımızda gerek savlar (atasözleri), sagular (ağıt), beyitler,
çeşitli şiir parçaları, deyimler ve gerekse de çeşitli yer adlarına ve
kişi adlarına rastlamaktayız.
Bizim konumuz
divanda geçen savlar, halk edebiyatı unsurları, beyitler ve çeşitli
şiirlerdir. Kaşgarlı lügatine almış olduğu sözcükleri açıkladıktan sonra
onları daha anlaşılır kılabilmek için sözcükleri cümle içerisinde
örnekleme yoluna gitmiştir. Bu yola başvurduğunda ise örnek olarak da
sıradan cümleler değil, o zaman halk arasında kullanılmakta olan savlar
(atasözü), sagular (ağıt), destanlar, beyitler, dörtlükler, koşuklar,
deyimler veya çeşitli edebî cümleleri almıştır. Bu yolla sözcüklerin
daha kolay anlaşılmasını ve aynı zamanda akılda daha çok kalmasını
sağlamıştır.
SONUÇ

Elimizdeki bu eser yabancılara
özellikle de Araplar’a Türkçeyi öğretmek için yazılmıştır. Kimi
dilcilerimize göre de bu eser şuurlu bir milliyetçi olan ve Türk dilinin
zenginliğini bilen Kaşgarlı’nın onun bu özelliğini başkalarına da
anlatmak istemesidir. Her ne amaçla yazılmış olursa olsun bu eser Türk
dil ve kültür tarihimizin bir “hazinesi” konumundadır. Görünüşte bir
gramer kitabı olan Divânü Lügâti’t-Türk içerik olarak çok
zengindir. Divanda o zamanki Türk dünyasının dili, kültürü, folkloru,
tarihi, coğrafyası, vb. özelliklerin verilmiş olması onu daha da önemli
kılmaktadır. Eseri asıl önemli kılan da budur zaten. Bu eser aynı
zamanda Türk dilinin ilk Türkçe sözlüğü olmasıyla da önemlidir. Eserin
tanıtımı daha iyi yapılmalı ilköğretimde, ortaöğretimde ve
yükseköğretimde öğrencilerin kapasitelerine göre yavaş yavaş verilmeli,
bu kültür hazinemiz herkese öğretilmelidir

Yukarıda
belirttiğimiz türleri örneklendirerek konumuzu sonlandırmak istiyoruz.
Eserde geçen sav, sagu, koşuk, destan parçalarından ve deyimlerden
bazıları şunlardır.
Her dörtlüğün altında kalın yazılarla türkçesi verilmiştir.

SAGU (Alp Er Tonga Mersiyesi)

Alp Er Tonga öldi mü
Issız ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur
Yiğit Er Tonga öldü mü?
Fâni dünya kaldı mı?
Zaman öcünü aldı mı?
Şimdi yürek yırtılır.

Uluşıp eren börleyü
Yırtın yaka ırlayu
Sıkrıp üni yurlayı
Sığtap közi örtilür
Erenler tıpkı kurt gibi uluşuyorlar
Yaka yırtarcasına bağrışıyorlar
Seslerinin tüm kuvvetleriyle haykırarak
Gözleri örtülünceye kadar ağlıyorlar
Bardı közüm yarukı
Aldı özüm konukı
Kandı erinç kanıkı
Emdi udın udgarur
Gözümün feri söndü
Onunla birlikte ruhum da gitti
Şimdi o kim bilsin nerelerdedir
Şimdi o, uykudan uyandırıyor.

DESTAN (Uygurlara Karşı Bir Savaş destanından)

Kemi içre olturup
Ila suvın keçtimiz
Uygur tapa başlanup
Mınglak ilin açtımız
Gemi içerisinde oturarak
Ila suyunu geçtik
Uygurlara karşı durmakla
Mınglak ilini fethettik

Ağdı kızıl bayrak
Toğdı kara toprak
Yetişü kelip oğrak
Tokışıp anın geçtimiz
Kızıl bayrak yükseldi
Kara toprak canlandı
Oğrak binicileri de yetişip
Savaşa tutuşarak geciktik

KOŞUK


Keldü esin esneyü
Kadka tükel osnayu
Kirdi bodun kasnayu
Kar bulut kükreşür

Kara buz kamu erüşdi
Taglar suvı akışdı
Kökşin bulıt örüşdi
Kayguk bolıp ögrişür

Tümen çiçek tizildi
Bükünden ol yazıldı
Üküş atıp özeldi
Yirde kopa adrışur

Günümüz Türkçesiyle:

Rüzgar eserek geldi
Kar tipisine benziyordu
Halk titreyerek (evlere)girdi
Kara bulutlar gürlüyor

Karlar ve buzlar hep eridi
Dağların suyu (seller halinde) aktı
Mavimtırak bulutlar belirdi

(Bunlar, deniz üstündeki) kayıklar gibi (Havada sallanıp duruyor)

SAVLAR


1. Aç ne yimes, tok ne times.
2. Alın arslan tutar, küçin sıçgan tutmas.
3. Bir karga birle kış kelmes.
4. Böri koşnısın yimes.
5. Ermegüke bulıt yük bolır.
6. Efdeki buzagı öküz bolmas.
7. İt ısırmaz, at tepmes time.
8. Tag taga kavuşmas, kiş kişike kavuşur.
9. Yılan kendi egrisin bilmes, tefi boynın eğri tir.
10. Kanıg kan bile yumas.

Günümüz Türkçesiyle:
1. Aç ne yemez, tok ne demez.
2. Al (Hile) ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz.
3. Bir karga ile kış gelmez.
4. Kurt komşusunu yemez.
5. Tembele bulut yük olur.
6. Evdeki buzağı öküz olmaz.
7. İt ısırmaz, at tepmez deme.
8. Dağ dağa kavuşmaz, kişi kişiye kavuşur.
9. Yılan kendi eğrisini bilmez, deve boynun eğri der.
10. Kanı kanla yıkamazlar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kaşgarlı Mahmud (Sosyal Bilgiler Dersi)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yaşadığımız Yerin İklimi (Sosyal Bilgiler Dersi)
» Sosyal bilgiler sayesinde..
» Mahmud-i Encirfagnevi
» Sosyal Kulüpler
» Hoşgörülü Bireyin özellikleri (Türkçe Dersi)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Eğitim :: Ödevler Dersler Tezler-
Buraya geçin: