hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Kur'an da İsrail ve Domuzlar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Kur'an da İsrail ve Domuzlar 2duy3hj

Kur'an da İsrail ve Domuzlar Empty
MesajKonu: Kur'an da İsrail ve Domuzlar   Kur'an da İsrail ve Domuzlar EmptyC.tesi Tem. 17, 2010 5:36 am

Kur'an da İsrail ve Domuzlar
Kur'an da İsrail ve Domuzlar

İsrailin ne kadar hain, ve nankör bir millet olduğu Kutsal Kitabımız
Kuranda bakın nasıl anlatılmış, Gösterilen olağan üstü mucizelere rağmen
gene sapkınlığı tercih etmişlerdir.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


Aşağıdaki çalışma kendi çalışmamdır. Yanlışlarım varsa Rabbim Affeylesin





Al-i İmran

28. Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu
yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak
kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah,
kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır.


Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Hatta taşlar bile,
gizlenen Yahudi'yi "Ey Müslüman şu arkamda gizlenen Yahudi'yi öldür"
diye haber verir. (Buhari)

Firavun İsrailoğullarına emsali görülmemiş zulumler ediyor, onları köle
olarak çalıştırıyordu.
Firavun bir rüya gördü: Kudus tarafından gelen bir ateş firavunun
evlerini yakıyor bir tek israiloğulları sağ kalıyordu. Kahinleri
israiloğullarından çıkacak bir erkek çocuğunun onu öldüreceğini haber
verdiler.
Bunun üzerine firavun doğan bütün erkek çocuklarının öldürülmesini
emretti.

Kur'ân-ı Kerim'de bu olay şöyle anlatılıyor: "Firavun, memleketin başına
geçti ve halkı fırkalara ayırdı. İçlerinden bir topluluğu güçsüz
bularak onların oğullarını boğazlıyor, kadınları sağ bırakıyordu. Çünkü o
bozguncunun biriydi" (el-Kasas 28/4).

Artık köle olarak çalışacak insan azalınca, bir sene erkek çocukları
öldürülsün bir sene öldürülmesin diye firavun karar verdi. Öldürülmediği
sene Hz. Harun doğdu, Öldürüldüğü sene de Hz. Musa Doğdu


Bu, Kur'an'da şöyle anlatılıyor: "Musa'nın annesine: "Çocuğu emzir,
başına geleceklerden korktuğun zaman onu suya (Nil'e) bırak. Korkma,
üzülme. Biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız" diye
bildirmiştik" (el-Kasas, 28/7).
Anneside aynı şekilde bir sandığa koyup Nil nehrine bırakıyor. Firavunun
karısı nehirdeki Musayı alıp, evlat ediniyor. Musa karnı acıkınca hiç
kimseyi emmedi süt anneler arasından gene kendi annesini emdi.

Musa Aleyhisselam Büyüyüp kendisine Peygamberlik verilince;
Firavun, küfür ve inadında, ısrar ve Musa (a.s)'nın davetine de icabet
etmemeye devam etti. Allah Teâlâ, Musa (a.s)'ya İsrailoğullarını bir
gece Mısır'dan çıkarıp Filistin diyarına götürmesini vahyetti. Bir gece
Musa ve kavmi şehirden çıkıp, Süveyş halici boyunca Kızıldeniz'e
yöneldiler. Firavun şehirde İsrailoğullarından hiç bir iz göremeyince,
kaçtıklarını anladı ve bütün ordusunu seferber ederek, peşlerine düştü.
Firavun iki gün sonra İsrailoğullarına yetişti. İsrailoğullarının
önlerinde geçilmesi mümkün olmayan bir deniz arkalarında kocaman bir
ordu vardı. İsrailoğulları "Yakalandık yâ Musa" diye yakınmaya
başladılar. Kur'ân-ı Kerim'de olay şöyle anlatılıyor: "Musa: "Hayır,
Rabbim benimle beraberdir, bana elbette yol gösterecektir"dedi. Bunun
üzerine Biz Musa ya: "Değneğinle denize vur" diye vahyettik. Hemen deniz
ikiye ayrıldı, her parçası yüce bir dağ gibiydi. İşte oraya
geridekileri de yaklaştırdık. Musa ve beraberinde bulunanların hepsini
kurtardık" (eş-Şuara, 26/62-65).
"Firavun, ordusuyla onları takib etti. Deniz de onları içine alıverdi.
Hem de ne alış!" (Tâhâ, 20/78

İsrailoğulları Çölde su bulamayıp, şiddetli bir susuzluğa kapıldılar.
Gelip Musa (a.s.)'a sitem ve şikayette bulundular. Allah, Musa (a.s)'a,
âsâsını taşa vurmasını emretti. Vurunca taşın oniki yerinden su
fışkırdı. Her Yahudi kabilesine bir göze düşüyordu. Onlar bu gözelerden
kana kana içtiler, susuzluklarını giderdiler.

Çölde Güneşten korumak için üzerlerinde hep bir bulut geziyordu.

Bir gün giysileri eskimeye başladı. Hz. Musaya geldiler, Musa Allaha’a
dua etti. Elbiseleri giydikçe daha da yenilenmeye, güzelleşmeye başladı.


Allah Teâlâ İsrailoğullarına, gökten kudret helvası ve bıldırcın eti de
gönderdi. Fakat İsrailoğullarının o ikiyüzlülükleri, bütün bu nimetlere
rağmen, kendini burada da ortaya çıkardı. Bir tek yemekle
yetinemeyeceklerini söylediler: "Ey Musa! Bir çeşit yemeğe
dayanamayacağız. Bizim için Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiği
sebze, kabak, sarmısak, mercimek ve soğan yetiştirsin" demiştiniz de,
"hayırlı olanı daha düşük şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre
inin, orada şüphesiz istediğiniz vardır" demişti" (el-Bakara, 2/61).

Sonra Allah Teâlâ Hz. Musa'ya, Filistin'e gitmeyi emretti. Orada
Heysanilerin kalıntıları ve Kenanlılardan meydana gelen zalim bir
topluluk ile karşılaştılar. Musa (a.s) kavmine, buraya girip bu
zalimlerle savaşmalarını, ve onları bu mukaddes beldeden çıkarmalarını
emretti. Fakat, İsrailoğulları buna cesaret edemedi: "Ey Musa! "Onlar
orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın,
doğrusu biz burada oturacağız" demişlerdi" (el-Maide, 5/24). Sonra orası
onlara 40 yıl haram kılındı ve dünyada şaşkın şaşkın dolaştılar.

Hz. Musa Tür Dağına Allah ile görüşmek için 40 günlüğüne gittiğinde,
Kavimdeki Samiri isimli biri bir buzağı heykeli yaptı ve ortasına bir
delik açtı. Rüzgar her estiğinde delikten ses çıkıyordu. İsrailoğulları
bütün mucizelere rağmen Allah’ı bırakıp buzağıya tapmaya başladı.

Sonra Allahutala Tür Dağını onların başları hizasına kaldırdı. Her an
Dağ başlarına düşecek diye korkuyorlardı. Namaz kılarken Alınlarını
secdeye koymak yerine yüzlerini secdeye koymaya başladılar, bir
gözleriylede dağ üzerimize düşüyormu diye gözlüyorlardı. O gün bu gündür
Yahudiler kendilerince namaz kılarken, secdeye alınlarını değil
yüzlerini koyarlar.


Musa (a.s), Tih çölünde, kardeşi Hz. Harun (a.s)'dan sonra öldü.
İsrailoğullarını Arz-ı Mukaddes'e sokamadı. Öldüğünde yüz yirmi yaşında
idi.

Buhârî, onun ölümü ile ilgili olarak şunları rivayet ediyor: "Ölüm
meleği geldiğinde, Musa (a.s) onun yüzüne dikkatle baktı. Canını almaya
gelen Azrail (a.s) korktu ve gözü karardı.
Sonra: "Yarabbi, beni bir kuluna gönderdin ki, ölmek istemiyor" diye
tazarru eyledi.
Allah Teâlâ, o hali üzerinden kaldırarak, tekrar Musa'ya gönderdi:
"Söyle, sayılı olmak şartıyla istediği kadar yaşasın". Buyurdu.
Hz. Musa: "Yarabbi, sonra ne olacak?" dedi.
"Öleceksin" buyuruldu.
"Öyle ise ölüm şimdi gelsin" niyazında bulundu.
Sonra Allah Teâlâ'dan, kendisini bir taş atımı Beyti Makdis'e
yaklaştırmasını, orada ölmesini ve oraya gömülmesini istedi.

Ebu Hureyre (r.a) şöyle diyor: "Rasulullah (s.a.s): "Eğer ben sizinle
beraber orada bulunsaydım, onun yol kenarında ve kızıl bir kum tepesinin
yanında bulunan kabrini size gösterirdim" buyurdu".


ALINTIDIR
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kur'an da İsrail ve Domuzlar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Domuzlar
» Domuzlar
» Kuran-ı Kerim Öğretimi
»  Kuran-ı Kerimi yırtan kız
» Kuran'da Dabbetü'l-arz

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: İslam ve İnsan-
Buraya geçin: