İmam Gazali Hazretleri, Dil Belası kitabında, konuşmanın ne büyük
afetler içerdiğini, ayet, hadis ve güzel sözlerle çok etkili bir şekilde
açıklıyor.
Hadisler
Susan tehlikeden kurtulmuştur. (Tirmizi,Kıyâme, 50 )
Susmak hükümdür (hikmettir), ancak yapan pek azdır. (Deylemî,Firdevsül
Ahbâr,3667)
İki çenesi arasındaki dili ve iki bacağı arasındaki tenasül uzvunu
haramdan koruyacağına söz verenin cennete gireceğine kefil olurum.
(Buhari, Rikak,23)
Muâz b. Cebel (r.a.) Resûlullah Efendimiz’e (sallalahu aleyhi ve
sellem)
“Ey Allah’ın Resûlüi söylediklerimizden sorumlu tutulacak mıyız?” diye
sorduğunda, Peygamber Efendimiz (sallalahu aleyhi ve sellem)
Allah iyiliğini versin ey İbn Cebel!İnsanları yüzleri üstü cehenneme
sürükleyen, ancak dillerinin kazandığı günahtan başka ne olabilir?
buyurdu.
(Tirmizi, İman, )
Kulun kalbi doğru olmadıkça, imanı düzgün olmaz. Dili doğru olmadıkça da
kalbi doğru olmaz. Komşusu kötülüklerinden emin olmayan kimse cennete
giremez. (Ahmed,Müsned,3;198 )
Selâmet içinde kalmak isteyen, sükuttan ayrılmasın. (Tirmizi, Zühd, 60)
İbadetin en kolayını ve bedene en hafif gelenini size haber vereyim mi?
O, susmak ve güzel ahlâktır.
(Süyûti, Câmiu’s-Sağîr,1131-1133)
Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya da sussun.
(Buhari,Edebü’l Müfred, nr 102)
Dilini tut, sadece hayır söyle;çünkü ancak bu şekilde şeytana galip
gelebilirsin. (Ahmed, Müsned,3;72)
Bir mümini, çoğunlukla sükût eder ve vakarlı olarak görürseniz, ona
yaklaşın; çünkü ona hikmet verilmiştir. (İbn Mâce, Zühd, 1)
İnsanlar üç sınıftır. Kârlı olanlar, selâmette olanlar, günahkârlar.
Kârlı olan, Allah’I (celle celaluhu) zikreden kimsedir. Selâmette olan,
sükût edendir. Günahkâr da, bâtıl ve boş işlere dalandır. (Taberâni,
el-Mu’cemü’l-Kebîr, 17/303)
Çok konuşanın hatası çok olur. Hatası çok olanın günahları çok olur.
Günahları çok olana da cehennem daha lâyık olur.
(Ebû Nuaym, Hilyetü’l Evliyâ, 3/74)
Büyüklerin Sözleri
Ebû Bekir-I Sıddîk (r.a) ağzının içine taş koyardı. Böylelikle
kendisini konuşmaktan menederdi ve diline işaret ederek şöyle derdi:
“Beni tehlikeli yerlere atan işte budur.”
Abdullah b. Mesud (r.a.) demiştir ki: “Kendisinden başka ilah olmayan
Allah’a (Celle celaluhu yemin ederim ki, uzun müddet hapsedilmeye
dilden daha fazla lâyık hiçbir nesne yoktur.”
Tâvûs (r.a.)şöyle der: “Dilim, yırtıcı canavar gibi tehlikelidir; eğer
onu serbest bırakırsam önce beni parçalar.”
Hasan-ı Basrî (r.a) “Dilini muhafaza etmeyen, dinini idrak
edemez/hakikatini bilemez” demiştir.
Yunus b. Ubeyd, “Ben, dilini korumada dikkatli olan herkesin, diğer
amellerini korumada da öyle dikkatli davrandığını gördüm.” demiştir.
Dilin insanın karşısına çıkarabileceği çeşitli afetler vardır.
Bunlar:
Birinci Âfet: MÂLÂYÂNİ KONUŞMAK
A- Hadisler
Mâlâyâniyi (kendisine bir fayda vermeyen söz ve işleri) terketmek,
kişinin müslümanlığının güzelliğindendir. (Tirmizi, Zühd;11)
Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (sallalahu
aleyhi ve sellem)’in ashabından bir kişi vefat etti bu arada bir adam o
kimse için Cennetle sevin bakalım”dedi. Bunun üzerine Rasûlullah
(sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Biliyor musun? Belki de bu
kimse kendisini ilgilendirmeyen bir konuda lüzumsuz sözler sarfetmiş
veya kendisine faydası olacak konularda harcamamış ve cimrilik
etmiştir.” (Tirmizi, Zühd;11)
B- Büyüklerin Sözleri
Lokman Hekim’e, “Senin hikmetin nedir?” diye sorulunca, şöyle buyurdu:
“Ben yapmam gerekmeyen şeyi sormam. Beni ilgilendirmeyen şeyin de peşine
düşmem.” (Ahmed,Zühd,nr:106)
Müverrik el-Acelî (radıyalahu anhu) şöyle der: “Bir şey var ki, ben
yirmi senedir ona ulaşmak istiyorum. Daha ele geçiremedim, ama
vazgeçecek de değilim.” Kendisine, “O ulaşmak istediğin nedir?” diye
sordular. “Beni ilgilendirmeyen fuzulî şeyleri konuşmamaktır” dedi.
(Ahmed, Zühd, s. 305)
İkinci Âfet: FUZÛLÎ KONUŞMAK
Ayet, Hadis ve Büyüklerin Sözleri
Onların gizli konuşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir
sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen
kimsenin konuşması müstesnadır. (Nisâ, 54)
Fazla ve gereksiz sözden dilini tutana ve elindeki fazla malını infak
edene müjde olsun.
(Hadis-i şerif, İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.43)
Hasan-ı Basrî : Çok konuşanın yalanı çok olur. Malı çok olanın günahı
çok olur. Kötü ahlâklı olana ise azap edilir.
(Zebîdî, İthaf, 9/163)
Amr b. Dînâr anlatır: “Bir adam Resûlullah’ın (s.a.v) yanında çok
konuştu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sallu aleyhi ve sellem))
ona, “Dilinin önünde kaç tane perde var?” diye sordu; adam , “İki
dudağım ve dişlerim vardır” dedi. Resûl-I Ekrem Efendimiz (sallalahu
aleyhi ve sellem), “Bunların içerisinde fazla sözlerini çevirecek
hiçbir şey bulunmadı mı?” buyurdu.
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.93)
Ömer b. Abdulaziz (radıyAllahu) der ki: “Gerçekten, beni çok
konuşmaktan meneden şey, övünmek korkusudur.
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.96)
Hikmet ehlinden biri der ki: “Bir adamın bir mecliste konuşmak nefsinin
hoşuna gidiyorsa sussun. Eğer susmuşsa ve susmak nefsinin hoşuna
gidiyorsa konuşsun (nefsine muhalefet ederek hakkı söylesin)
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.97)
İbn Ömer (r.a)) şöyle demiştir: “Kişinin, en fazla temizlemesi gerekli
şey dilidir.”
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.99)
Ebü’d-Derdâ (r.a.)) sert ve keskin dilli bir kadın görünce, “Şayet bu
kadın dilsiz olsaydı onun için daha hayırlı olurdu” dedi.
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.100)
İbrahim en-Nehaî (r.a.) der ki: “İnsanları iki şey helâk olur. Bunlar
da fazla mal ve fazla konuşmaktır.”
(İbn Ebü’d Dünyâ, Kitabü’s Samt, nr.103)
Dördüncü Âfet: MÜNAKAŞA VE MÜCADELE
Hadisler
Kardeşinle münakaşa etme! Onunla alay etme! Ona, yerine getiremeyeceğin
vaadde bulunma! (Tirmizi, Birr, 58)
Münakaşayı bırakın. Zira onunla konuşulan şeyin hikmeti anlaşılmaz ve
fitnesinden de emin olunmaz. (Taberâni, İbn Ebü’d-Dünya, Kitabü’s-Samt)
Haklı olduğu halde münakaşayı terkedene, cennetin en yüksek yerinde ev
inşa edilir. Haklı oldmadığı halde münakaşayı terkedene, cennetin
ortasında ev inşa edilir. (Tirmizi, Birr, 58)
Ümmü Seleme (r.a), Peygamber Efendimizin (sallAllahu aleyhi ve sellem)
şöyle buyurduğunu nakleder: “Rabbimin putlara tapmak ve içkiden sonra
bana yasakladığı ilk şey, insanlarla çekişmeye girip münakaşa
etmektir.” (İbn Ebü’d-Dünya, Kitabü’s-Samt, nr.134)
Bil ki kul haklı bile olsa münakaşayı terketmediği müddetçe imanın
hakikatini tadamaz. (Ahmed, Zühd, nr. 366)
Her mücadelenin kefareti iki rekat namaz kılmaktır. (Teberâni,
el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Büyüklerin Sözleri
Müslim b. Yesâr (r.a.)) anlatır: “Münakaşadan sakının. Zira münakaşa
ânı, âlimin cahillik ettiği vaktidir. O vakitte şeytan, âlimin doğru
yoldan sapmasını arzular.
(Ahmed, Zühd, s. 251)
Bilâl b. Sa’d (r.a.) demiştir ki: “Br kişiyi konuşmasında inatçı,
mücadeleci ve kendi görüşünü beğenmiş olarak gördüğün zaman bil ki o
tam bir zarara uğramıştır.”
Ebû-d Derda (r.a) der ki: “Münakaşayı bırakmaman sana günah olarak
yeter.”
Beşinci Âfet : Düşmanlık
Hz. Âişe (radıyalahu anha), Resûlullah Efendimiz'in (sallAllahu alehi
ve sellem) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Şüphesiz Allah katında insanların en sevimsizi, mücadelesinde
inatlaşaan kimsedir"
Altıncı Âfet : Yapmacık Konuşmak
Resûlullah (sallAllahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
"Benim için en sevimsiz olanınız ve meclisimden en uzak olanınız, çok
konuşup gevezelik yapan, ağzını sağa ve sola bükerek yapmacık konuşan
kimselerdir"
Yedinci Âfet : Sövmek ve Çirkin Sözler Söylemek
Resûlullah Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) buyurur ki:
"Mümin kötülemez, lânet etmez, kötü ve çirkin konuşmaz.."
Sekizinci Âfet : Lânet Etmek
Peygamber Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
Allah'ın lâneti, O'nun gazabı ve cehennemle, birbirinize lânet
okumayın."
Dokuzuncu Âfet : Şarkı ve Şiir
Onuncu Âfet : Mizah / Şaka
Peygamber Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kardeşinle çekişme ve ona sevmediği şakaları yapma."
On birinci Âfet : Alay Etmek
Yüce Allah Hucurât suresinde başkasını alaya alanları şöyle ikaz
etmiştir:
"Belki de alaya alınan kimseler, o alay edenlerden daha hayırlıdır"
On ikinci Âfet : Sırrı Yaymak
On üçüncü Âfet : Yalan Yere Söz Vermek
On dördüncü Âfet : Yalan Konuşmak ve Yalan Yere Söz Vermek
On beşinci Âfet : Gıybet Etmek
On altıncı Âfet : Söz Taşıma / Kovuculuk
On yedinci Âfet : İkiyüzlülük
On sekizinci Âfet : Övmek
On dokuzuncu Âfet : Konuşulan Sözdeki Gizli Hataların Farkında
Olmamak
Yirminci Âfet : Halkın Yersiz Soruları