Konyalı Yazar
Sinan Yağmur'un, 'Aşkın Gözyaşları-tebrizli Şems' İsimli Kitabı
Okurlarla Buluştu. Karatay Akademi Yayınları'ndan
Çıkan Kitabını Son Zamanlarda Satış Kaygısıyla Piyasaya Çıkan Kitaplara
Bir Cevap Niteliğinde Yazdığını Söyleyen Yağmur, Birçok Eserde Bu İki
Maneviyat İnsanının Yanlış Tanıtıldığını Savunuyor.
Konyalı yazar Sinan Yağmur'un, 'Aşkın gözyaşları-Tebrizli Şems' isimli
kitabı okurlarla buluştu. Karatay Akademi
Yayınları'ndan çıkan kitabını son zamanlarda satış kaygısıyla piyasaya
çıkan kitaplara bir cevap niteliğinde yazdığını söyleyen Yağmur, birçok
eserde bu iki maneviyat insanının yanlış tanıtıldığını savunuyor.
Bursa'da düzenlenen sema
gösterisinin ardından kitabını imzalayan Sinan Yağmur, kitabı Şems'in
yanlış anlatımına üzüldüğü için kaleme aldığını ifade etti. Yazar
Yağmur, "Ne yazık ki son zamanlarda çıkan bazı kitaplarda çok sığ
bilgilerle bu önemli şahsiyetler anlatılmaya çalışılıyor. Satış kaygısı
ile hazırlanan bu kitaplardaki bilgilerin çoğu yanlış. Bu kitabımı
onlara cevap vermek adına kaleme aldım." şeklinde konuştu.
Ateşbaz-ı
Veli, Sadrettin Konevi, Hüsameddin Çelebi, Şeyh Siraceddin gibi
Mevlana dostları hakkında bilgilerden de
derlemeler yapan Yağmur, "Şems'in Mevlana'ya etkisi ve Şems
hakkında olur olmaz isnatlarda bulunanlara cevap veren kitabımla,
Şems'in akıbetinden sorumlu tutulan o dönem Konya halkının da
masumluğunu açıklamaya çalıştım. Mevlana ve Şems hakkında
monolog tarzda biyografik ilk roman olma özelliği taşıyan kitabımın
şimdiden yayın dünyasında yankı bulması beni sevindiriyor. Demek ki
doğru şeyler yazmışım." dedi.
Korsan
yayınların yazarlara büyük zarar verdiğini dile getiren Yağmur, kitabın
fiyatını düşük tutarak korsanı engellemeye çalıştığını sözlerine ekledi.
"ALLAH NE GÜZEL
SEVGİLİDİR"
'Aşkın
gözyaşları-Tebrizli Şems'in okurların ilgisini çeken arka kapak metni
şöyle:
"Yedinci ve en
tesirli bıçak darbesi ensesine gelir boynu sağa doğru bükülmüştür.
Dervişler yere kapanmasını bekleye dursun. Şems, Hz. Peygamber'in şu
hadisini sesi boğuk mırıldanır: "Allah'a kavuşmayı isteyeni Allah da
sever."
Dervişlerden
birisi sırtına tekmeyi vurur. Yüzüstü taş zemine kapanır, dudağı
patlamış, dişleri zemine dökülmüştür Siyah feracesi kanlar içinde
bordoya dönmüştür. Saçlarından tutarak kafasını kaldıran dervişin niyeti
Şemsin başını gövdesinden ayırmaktır. Baş derviş engeller. Bırakın son
nefesini versin, sonra da en yakın bir kuyuya atın. Kıyafetine sarıp
atın. Avluyu yıkayın. Sabah ile yola çıkarız.
Şems hala son
nefesini vermemiştir Sille taşının üzerindeki başını hafifçe göğe
kaldırır ve: "Allah ne güzel sevgilidir. Rabbim sana aşığım. Ve bu canı
sana hediye ediyorum."
Ertesi
gündür. Mevlana odasından içeri girer, kendisine
gönderilen mendili koklar eli titreyerek açar. İçinden san kağıda
yazılmış bir not çıkar: "Yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde
olmasını isterdim. Gör ki aşk için ölmek ne demekmiş." Mevlana olduğu yere düşüp
bayılmıştır.
Geceden sonra
doğan ve kalplerin çöllerini cennetlere çeviren bir gözyaşı bu.
Çoraklaşmış ve çöle dönmüş kalpler; açın sadrınızı! Aşkın gözyaşları,
serin serin, sağanak sağanak, üzerimize damlıyor; bakın gökyüzüne, nasıl
da aşk yağıyor."
(Cihan Haber Ajansı)
ALINTIDIR