hukuk.forum.st
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

hukuk,hukuki,adliye,dava,müvekkil,hukuk haberleri,avukat,savcı,hakim,forum
 
AramaLatest imagesAnasayfaKayıt OlGiriş yap

 

 Dünyayı Yöneten Yahudi Aile : Rotschild Ailesi,Kukla Diktatör Hitler,Kennedy Suikasti

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Jensen
Hukuk Forum
Jensen


Giriş Tarihi : 30/03/09
Yer : İstanbul
Yaş : 34
Mesajlar : 14824
Rep Puanı : 14472
Rep Gücü : 6503
Dünyayı Yöneten Yahudi Aile : Rotschild Ailesi,Kukla Diktatör Hitler,Kennedy Suikasti 2duy3hj

Dünyayı Yöneten Yahudi Aile : Rotschild Ailesi,Kukla Diktatör Hitler,Kennedy Suikasti Empty
MesajKonu: Dünyayı Yöneten Yahudi Aile : Rotschild Ailesi,Kukla Diktatör Hitler,Kennedy Suikasti   Dünyayı Yöneten Yahudi Aile : Rotschild Ailesi,Kukla Diktatör Hitler,Kennedy Suikasti EmptySalı Haz. 15, 2010 10:55 am



BİLİNEN TARİHİN
BİLİNMEYEN YANLARI


DÜNYAYI
YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ

Hitler,dünya tarihine gelmiş geçmiş en faşist ve psikopat lider olarak
bilinir..Çoğu kişi Hitler’in şizofrenin eşiğinde olan fanatik Alman
milliyetçisi psikopat bir lider olarak tanır ancak gerçekte hiç kimse
Hitler hakkında bildiklerinin kendilerine anlatılan resmi tarih
senaryosundan başka bir şey olmadığını bilmez.. Hitler,hakkında en çok
komplo teorisi uydurulan tarihi liderlerden(kuklalardan)
birisidir..
ABD’de
sivri çıkışları ve dürüst kişiliği ile tanınan Texas Üniversitesi tarih
profesörlerinden
Texe Marrs’ın 2007 Mayısı’nda çıkan olan kitabının adı Bilinen Tarihin Bilinmeyen
Yanları..
Kitapta:
Dünyayı yöneten yahudi ailesi:Rotschild, Osmanlı devletinin planlı
olarak nasıl dağıtıldığı,Arap birliğinin nasıl parçalara ayrıldığı,
1.Dünya Savaşı, Kukla Diktatör Hitler, 2.Dünya Savaşı, İsrail devletinin
kuruluşu, Kennedy Suikastı, MOSSAD suikastları ve 11 Eylül saldırıları
olmak üzere 10 bölüm yer alıyor.
Bu
bölümlerde yazarın savunduğu iddialar basit bir komplo teorisi gibi laf
dolması bilgilerle değil fiziki kanıtlar ve şahitler eşliğinde net bir
biçimde ortaya koyuluyor.. Öncelikle son yıllarda Türkiye’de hızla
yükselen bir trend haline gelen ”Hitler hayranlığı ve Türk nasyonel
sosyalizmi” gibi kavramların ortaya çıkmasına bir cevap olarak Hitler’in
tarihi kimliğinin arkasında yatan karanlık
bağlantıları kaba hatları ile sizlere aktarmaya çalışacağım..

DÜNYAYI
YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ


Çoğu kişi Rotschıld
ailesinin adını bile bilmez..Bu ailenin adı ne Forbes dergisinin
düzenlediği ”Yılın Zenginleri” bölümünde yer alır nede dünya
jet-sosyetesinin partilerinde adları geçer..Ancak birçok ülkenin
diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş dakika durmak
zorundadır.Çünkü bu aile dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri
vardır ve dünya bu yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri neticesinde
bugünkü şeklini almıştır..Çoğu kişi dünyada hiçbir ailenin böylesine bir
gücü elinde tutabileceğine inanamaz..Çünkü bir ailenin böylesine siyasi
ve ekonomik bir gücü nasıl elde ettiğini anlayamaz.. Öncelikle şunu
belirtmeliyim ki aile derken üç-beş kişilik çekirdek bir aileden
bahsetmiyorum.. Roschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi
olduğu bilinmektedir. Bu aile fertlerinin her biri dünyanın gelişmiş
olan yada gelişecek olan ekonomilerine sahip olan ülkelerinde çok derin
faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır.Dünyada olan her siyasi ve
ekonomik olan gelişmeyi İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek
şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir..
Ailenin geçmişi 16.yüzyıla dayanıyor.. Aile İngiliz Kraliyet
Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor
önceleri..Kralın stratejik ve ekonomik danışmanlıklarını,izlemesi
gereken siyasi tutumlarını ve dış politika stratejilerini bu aile
belirliyor..Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet
saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla
sonuçlandırıp hatırı sayılır bir servetin de sahibi oluyorlar.. Bu
ticari faaliyetlerin yanı sıra yaptıkları her ticari ve siyasi
faaliyetten yüklü komisyonlar da almayı ihmal etmiyorlar..
İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları
astronomik paralarla tarihin ilk bankacılık faaliyetini gerçekleştirip,
İngiliz çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye
başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse İngiltere devletinden daha
zengin bir hale geliyorlar..
Faaliyet alanını iyice geliştirip, derinleştiren Rotschıld ailesi
Avrupa’daki tüm imparatorlukların saraylarında söz sahibi olur hale
geliyorlar..Sadece İngiltere’de değil Avrupa’nın dört bir yanında
tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi vererek,altın ve gümüş
komisyonculuğu yaparak servetlerini iyice katlıyorlar.. Ekonomik gücü
aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rotschild
ailesi daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyorlar.. İşin adı ”Savaşa
giren devletlere faizle borç vermek”..
Bu işin ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşında
gerçekleştiriyorlar..İngiltere’ye savaşa girmesi için sermaye olarak 35
ton altını faizle borç olarak veriyorlar.. İngiltere,Fransa karşısında
yeniliyor ve Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyemiyor.. Bunun
karşısında borcun oluşturduğu mükellefiyetten dolayı İngiliz Merkez
Bankası yani Bank of England ödenemeyen borç karşılığında Rotschıld
ailesine devrediliyor.. Rotschıld ailesi İngiliz devletinin bu devir
etme işlemini bir şartla kabul ediyor: ” İngiliz sterlinini kendilerinin
basması şartı ile..”.İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek
zorunda kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bir yahudi ailesine
veriliyor.. Görünüşte ekonomi hakkında
pek bilgisi olmayan arkadaşlar için bu durum pek bir şey ifade
etmeyebilir..
Para basma yetkisini başka bir kuruluşa yada şirkete vermek demek aynı
zamanda ülkenin bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir..Çünkü bir
ülkenin bankası o ülkenin parasını basarken bastığı para karşılığında o
ülkenin hazinesine değerli maden koymak zorundadır..Örneğin Türkiye
Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 TL basıyorsa eğer devlet
hazinesinde 20 TL değerindeki altını,elması yada petrolü koymak
zorundadır.Aksi halde basılan para kağıt parçasından başka bir şey
olmaz..İşte Rotschıld ailesinin de yaptığı şey budur..İngiliz sterlinini
basarak İngiliz hükümetine faizle borç olarak vermiş ve karşılığında
altın ve elmas almıştır.. Bu şekilde bir yılda 12,000 ton altın kar
ettiği ekonomi tarihçileri tarafından bilinmekteydi. .Rotschıld
ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile
Amerika’daki kolonilerin savaşı olmuştur..Savaş sırasında Rotschıld
ailesi çok gizli bir biçimde Amerikan kolonilerini desteklemişlerdir..
Amerika’nın İngiltere’ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü
miktarda silah yardımı yapılmış, İngiltere’nin bu savaşta yenilmesinin
sağlanacağı garanti edilmiş ve karşılığında kurulacak olan Amerika
devletinin resmi para birimini basma yetkisi istenmiştir..İngiltere ile
savaş konusunda çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu karlı
teklifi hiç düşünmeden kabul edilmiştir ve
böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan Amerikan dolarını basma
yetkisini alarak bir hayli karlı bir işe imza atmışlardır..
Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika’dan elini
ayağını çekmek zorunda kalmıştır..İngiltere-Amerika savaşından yenik
çıkan İngiltere bu sefer Amerika’ya yardım ettiğini düşünerek Fransa’ya
saldırmıştır.. İngiltere,Rotschild ailesinin kendilerine finansal
destekte bulunacağına güvenerek bu savaşa girdiyse de Rotschıld
ailesinden umdukları desteği
bulamamışlardır..
Rotschıld ailesi el altından Fransa’yı destekleyerek Amerikan
kolonilerinin bağımsızlığını garanti etmek istemiştir..Bir taraftan da
bu aile İngiliz borsası üzerinde spekülasyona
girişmiştir..İngiltere-Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir
hareketlenme olmuş ve borsaya oynayan halk İngilizlerin
savaşı kazanacağını düşünerek girişimlerini arttırmışlardır..Bunu fırsat
bilen Rotschild ailesi ”İngilizlerin savaşı kazandığı” iddiasını ortaya
atarak İngiliz halkının herşeyini borsaya oynamasını sağlamıştır..Ancak
generaller ve ordudan geriye kalanlar İngiltere’ye döndüğünde gerçekler
ortaya çıkmış ve İngiltere’nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır..
Borsa nominal seviyesi,herkesin malını kurtarmaya çalışıp mal
hisselerini geri almaya çalışmasından dolayı anormal derecede yükselmiş
ve böylece kağıtları elinde tutan Rotscild ailesi bu ticaretten en karlı
çıkan isim olmuştur..İngiliz tarihçilerin ”Kara eylül” diye
nitelendirdiği bu olay ile Rotschild ailesi
adeta İngiltere devletinin mülkiyetini ele geçirmiştir..Bu ekonomik
faaliyetleri sonucu iyice gelişen Rotschıld ailesi,Kenan diyarında
Tanrı’nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail devletini kurmak için
gerekli olan şablonu hazırlamaya başlamıştır.. Osmanlı devletinin
parçalanması için gerekli olan her şeyi yapmışlardır.. Osmanlı devletine
komşu olan ülkeleri sürekli olarak finanse ederek Osmanlı’ya karşı
savaşmaları için kışkırtmışlardır.. Böylelikle sudan bahanelerle
Osmanlıya saldıran Rusya,Avusturya ve diğer komşu devletler, Osmanlının
askeri ve ekonomik güç bakımından iyice yıpranarak azınlıkların
ayaklanmasını sağlamışlardır.. Osmanlı devleti nereye koşacağını
şaşırmış ve neticede azınlıkların ayaklanarak ayrı ayrı devletler
kurmasına engel olamamışlardır.. Osmanlının en çok dış borcu Rotschıld
ailesinin sahibi olduğu Bank Of England bankasınadır.. Osmanlı
Devleti,Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyecek durumda
olmadığından Rotschıld ailesi bunu fırsat bilmiş Osmanlıya iğrenç bir
teklifte bulunmuşlardır..Sultan 2.Abdülhamit ile görüşen Lord Baron
Rotschıld ”Kudüs şehrinin,Filistin’in,Suriye’nin ve Güneydoğu Anadolu
bölgesinin yeni kurulacak olan yahudi devletine verilmesi karşılığında
Osmanlı devletinin tüm
dış borcunu silme ve balkanlarda, Afrika’da kaybettikleri toprakları
geri verme” teklifinde bulunmuş ancak Abdulhamid teklifi şiddetle
reddetmiştir.. Abdulhamid, dinen böyle bir tutum sergileyerek büyük bir
sevaba girmişse de Osmanlı devletinin yıkılma sürecini
hızlandırmıştır..Daha sonraları Enver
Paşa,Abdulhamid’in bu tutumunu tarihi bir hata olarak
değerlendirmiştir..
Enver Paşa’ya göre Kudüs şehri ve Kenan diyarı yahudilere geçici olarak
verilmeli ve Osmanlı tekrar eski gücüne kavuştuktan sonra bu topraklar
geri alınmalıydı.. Ulu önder Atatürk’e göre ise Osmanlı devleti böyle
bir şey yapmış bile olsaydı yıkılmaktan kurtulamazdı çünkü Osmanlı
üzerine korkunç oyunlar oynanıyordu üstelik devlet her kademesi ile
adeta kokuşmuş bir haldeydi. Özetleyerek
anlattığım bu süreçlerden sonra Rotschıld ailesi 1.Dünya savaşının
çıkmasında çok aktif bir şekilde rol almış ve savaşın çıkması için
gerekli olan tüm tezgahı sağlamıştır..Rotshıld ailesinin hesaplarına
göre 1.Dünya savaşı ve Arabistanlı Lawrence’in faaliyetleri Arapların
birçok parçaya bölünmesi İsrail
devletinin kurulması için yeterliydi.. Savaş gerçekleşmiş,Almanların
önderliğindeki İttifak devletleri grubu savaşı kaybetmişlerdi..
Rotschıld ailesinin tüm hesapları tutmuş ve İsrail devletinin resmi
kuruluşunun ilan edilmesinden başka bir şey kalmamıştı ortada..Ancak
tarihi rüyaya çeyrek kala Rotschild ailesi ayrıntılarda küçük bir
hesaplama hatası yaptığını fark edememişti.. İsrail devleti kurulmaya
hazırdı tamam ama dağ ve ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında kim
yaşayacaktı?? Sürekli olarak gelişmiş Avrupa kentlerinde yaşamış olan
yahudiler İsrail’de yaşamaya nasıl ikna edilecekti?? Esas sorun buydu..
Bu sorunun giderilmesi için Rotschild ailesi radikal kararlar aldı ve
yeni bir savaş için gerekli olan ortam hazırlanmaya başlandı..

KUKLA DİKTATÖR HİTLER’İN ORTAYA ÇIKIŞI VE 2.DÜNYA SAVAŞI


Almanya devleti Birinci
Dünya savaşından adeta bir enkaz halinde oldukça demorolize bir biçimde
çıkmıştı..Devlet tüm ekonomik ve askeri gücünü savaş sonrasında
kaybetmişti..Ve tüm bunlara ilave olarak birde çok ağır yaptırımlar
içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı…Ancak Almanya’nın
borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85′i Rotschild ailesine ait
olduğundan
Almanya sadece yahudi Rotschild ailesine borçluydu..Rotschıld ailesi
Almanların bu yüklü borcun onda birini dahi ödeyemeyeceklerini adı gibi
biliyordu..Rotschıld ailesi enkaz halindeki Almanya’ya Alman merkez
bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında dış borçlarının
silinmesini teklif ediyordu ve Almanlar borcu ödeyemeyeceklerini
bildikleri için teklifi kabul etmek zorunda kalıyorlardı..
Aslında bu durum sonun başlangıcıydı. Bırakın savaşacak parayı ve
silahı, savaşta asker olarak kullanılacak erkek vatandaşı bile kalmayan
Alman devleti enkaz haldeyken tekrar sivrilerek tüm dünyaya kafa tutacak
gücü nereden ve nasıl bulabilirdi?? Bunun için ancak Tanrının yardımı
gerekirdi..
Ancak onlar intikam için plan yapmadan Rotschild ailesi onlar için çok
gizli bir plan yapmıştı bile. Bu plana göre sahte ama çok inandırıcı bir
faşizm rüzgarı Avrupa’da esecek ve yahudilere en ince ayrıntısına kadar
planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail’e göç etmeye
mecbur bırakılacaklardı..Bu planın ilk parçası Almanya’nın ekonomisinin
ayağa kaldırılması ve Almanya’nın
hızla silahlanmasının sağlanmasıydı..Almanya yıllar boyu A’dan Z’ye her
konuda finanse edilmiş, 2.dünya savaşında savaşmak üzere neredeyse
çocukluktan askerler yetiştirilmiştir. Muazzam bir ekonomik ve askeri
güce kavuşan Almanya’nın başına ise 1.Dünya savaşında er olarak savaşan
fanatik milliyetçi Hitler getirilmiştir..İtalya ise Almanya’da
başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan ve adına faşizm denilen
rüzgarın etkisi altında kalmış ve iktidara Mussoloni gelmiştir..
Mussoloni’nin iktidara gelmesi Rotschild ailesinin bir planı değil
kendiliğinden gelişmiş bir olaydı ama bu durum Rotschıld ailesinin
ekmeğine yağ sürmüştü.. Hitler iktidara gelir gelmez müthiş hitap
yeteneği ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden
yemişe peşinden koşturmuştur..Hitler’in konuşmalarında ve
toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef
yahudilerdir..Hitler’in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi bir arada
yaşayan Alman ve yahudi halkları birbirlerine hiçbir zararlarının
dokunmamasına rağmen oluşturulan yapay kaos ortamı
yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir..Savaştan önce
yahudi işadamlarına Nazi gençlerinin düzenlediği saldırılar, ev
kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir. Zengin olan
yahudiler bir yolunu bulup Almanya’yı terk etseler de fakir olan
zararsız yahudiler bir yere gidecek
paraları olmadığından oldukları yerde kalakalmışlardı ..
O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya’nın dışına çıkmak için
büyük paralar ve bazı önemli bağlantılar şarttı..Fazla gereksiz detaya
girmeden Hitler savaşı başlatmış ve Almanya’nın sahte intikam harekatı
başlamıştı..Almanya savaşın ilk yıllarında anormal bir başarı göstermiş
ve Fransa, Yugoslavya, Çekoslovakya, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerin
tamamını çok kısa sürede ele
geçirerek Nazi ordularının gücünü ortaya koymuştur.. Özellikle Paris
kentine 2 saatte giren Nazi orduları İngiltere ve İspanya’nın iyice
ürkmesine neden olmuştur..İngiltere’yi hava saldırıları ile darmadağın
eden Nazi orduları bir taraftan da sözde yahudi soykırımı yapmaya
başlamıştır..
Yahudiler bir bir katledilmiş ve imha fırınlarında yakılmıştır..Ortada
öyle korkunç bir ortam vardır ki savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen
Amerikalı generaller bile uçaklarından iner inmez havadaki pis kokudan
dolayı hava alanına kusmuşlardır.. Havadaki pis kokunun nedeni ise
sürekli olarak yakılan insan cesetleri ve çürümüş cesetlerdir.. Savaştan
sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya’da
ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç yahudi bırakılmamıştır.
Ancak
Sovyet araştırmacılar durumun hiç de öyle olmadığını savaşta
atledilenlerin sadece %15′in yahudi olduğunu net ve çarpıcı belgelerle
kanıtlamışlardır..
Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu Çingene ve
Polonyalılardı..Geriye kalan zengin yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu
paravan şirketler aracılığı ile Amerikan askerleri denetiminde gizlice
Amerika’ya değil İsrail’e kaçırılmışlardır. İsrail’e getirildikleri
dönemden İsrail devleti kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse
Allah’ın dağında prefabrik usulü yapılmış evlerde kalmışlar ve büyük
zorluk çekmişlerdi.. Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat’ın
emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir. Neticede yaratılan sahte
milliyetçi bir hava ile sözde yahudi soykırımı yapılmış, tüm dünyada
yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve yahudiler İsrail’e
göç etmek zorunda bırakılmışlardır. Yani Rotschild ailesi 1.Dünya
savaşında yarım bıraktığı işi 2.Dünya savaşında
tamamlayabilmiştir..Aşırı dindar bir aile olan Rotschild ailesi
kendilerine göre Tanrı’ya olan sözünü yerine getirmişlerdir..



BAŞKAN
KENNEDY’NİN ORTADAN KALDIRILMASI


2.Dünya savaşından sonra
kurulan İsrail devletinde her şey 1960 yılında John Fitzgerald
Kennedy’nin Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir.. Kennedy
Amerikan tarihinin en genç başkanıdır ve aynı zamanda Amerikan başkanı
olmuş ilk Katolik kişiydi.. Kennedy’den önce Amerika’da Katolik bir
başkan hiçbir zaman olmamıştır.. John F Kennedy’nin babası olan Joseph
Kennedy de politikacı olup
aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmış olan Katolik bir
büyükelçiydi.. Ne babası, ne de başkan Kennedy yahudilerle iyi
geçinemiyorlardı. Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra’da
Yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldırılara maruz
kalmıştır.. Kennedy de Amerika’da başkan seçilmeden önce Sigmund
Rotschild’in kendisine yapmış olduğu ”başkan seçildiğinde orta doğuda
İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında milyonlarca
doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılayacaklarını
belirtmiştir..” Ancak Kennedy böyle bir teklifin bir daha kendisine
yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış gibi hissettiğini
belirttirmiştir..Kennedy İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindeki
faaliyetlerinden anormal derecede rahatsız bir
politikacıydı. Kennedy’e göre lobilerin Amerika’daki faaliyetleri
Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir darbeydi..

KENNEDY İLE
İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON’UN NÜKLLEER KAVGASI


İsrail kurulduğu günden
beri orta doğuda hep bir süper güç olma hayali ile hareket etmiştir..Bu
yüzden İsrail Devleti orta doğuda hızlı bir ”nükleer silahlanma
programı” izlemeye başlamıştır.. İsrail’in Dimona çölünde kurduğu
nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı
füzeler
üretmesi özellikle başkan Kennedy’i anormal derecede rahatsız etmiştir..
İsrail’in nükleer füzelerinin Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve
Riyad gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması Kennedy
yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır.. Kennedy, Ben Gurıon’a
yazdığı sert bir uyarı mektubunda ”İsrail’in nükleer programını
durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım uygulamaktan
kaçınmayacağını belirtmiştir”..Ben Gurıon’da cevap olarak gönderdiği
mektupta Kennedy’e ”genç adam” diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda
bulunmuştur.. Bu mektuplaşmalar iyice çığırından çıkmış ve
hakaretleşmeye dönüşmüştür.. Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurıon
istifa etmiştir..Ünlü yahudi politikacı Henry Kissenger ”İsrail’in
nükleer programına son vermesi İsrail’e büyük zarar verir” diyerek
Kennedy’i ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır..
Kennedy bununla da yetinmemiş 4 Haziran 1963′te Amerikan temsilciler
meclisine danışarak çıkarttığı 11110 sayılı kanunla Amerikan dolarını
basma yetkisini Rotshild ailesine ait olan Federal Reserve Bank’ın
elinden alarak Amerikan Merkez Bankası’na vermiş ve ”bir ülkenin
parasının denetimin şahısların elinde olmasının büyük bir sorun
olduğunu” belirterek kendi sonunu hazırlamıştır.. Federal Reserve Bank
ve dolar İsrail’in en büyük gelir kaynağıdır tabiri caizse şah
damarıdır..Kennedy, doları basma yetkisini Federal Reserve Bank’ın
elinden alarak adeta İsrail’in şah damarını kesmiştir..Neticede İsrail
için Kennedy’nin etkisiz hale getirilmesi farz olmuştur..Kennedy’nin
seçimleri kaybetmesini beklemek boş bir umuttu çünkü Kennedy halktan
büyük destek görüyordu..
Kennedy’e seçimler kaybettirilse bile sonradan kazanması yüksek
ihtimaldi.. Üstelik Kennedy’nin kardeşi de gelecek vaat eden bir
politikacıydı..Dünyada hiçbir aile böylesine politik bir gücü elinde
tutmayı başaramamıştı..Tek bir çare gözüküyordu..O da suikasttı..
Kennedy bir şekilde öldürülürse Amerikan yasaları gereği yerine
yardımcısı getirilecekti.. Kennedy’nin yardımcısı Lyndon
Johnson’dı.. Johnson tam bir İsrail taraftarıydı..Kendi politik hırsları
yüzünden İsrail’e gözünü kırpmadan yardım edebilirdi..Üstelik Kennedy
ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere göre Kennedy kendisini kovmaya
çalışıyordu..
İsrail Kennedy yok etmek için suikast kararı alır ve kararı Amerikan
derin devleti için derin bağlantılarını kullanarak çok gizli bir biçimde
uygulamaya koyar.. Kennedy’i öldürmek için en uygun ortam seçim
kampanyaları için geleceği Dallas’tır. Dallas’ta her zamanki gibi üstü
açık araba ile halkı selamlayacak olan Kennedy’i korumakla görevli CIA
ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın
güvenliği sabote edilecekti..Böylece suikast çetesi Kennedy’i rahatlıkla
öldürebilecekti.. Suikast çetesi için değişik rivayetler vardır.
Kimileri Kennedy’i Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü,kimileri ise
Kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder ancak kesin olan bir şey var
ki Kennedy’i öldürenler çok
profesyonel ve acımasız keskin nişancılar(sniper)’lardan oluşan bir
suikast timidir.. Kennedy Dallas’ı ziyaret etmeden önce akşam yani 21
Kasım 1963 akşamı Dallas’ta gökten boşalırcasına yağmur yağmıştır..
Ancak şehir halkı buna rağmen başkanı en iyi şekilde karşılamak için
elinden geleni yapmıştır.. 22 Kasım 1963 sabahı Washington D.C’den Air
Force One uçağı ile Dallas’a gelen başkan Kennedy ve eşi, sabah 9′ta
şehir merkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı ettikten
sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır..
Tam 6 aracın olduğu kortejde en son arabada başkan Kennedy ve vali
Connaly vardır..Önde motosikletli SS korumalar ve yanda CIA ajanlarının
bulunduğu arabalarla Kennedy’nin arabası Kortejle birlikte Elm
caddesinden
Houston’a doğru beklenmedik bir dönüş yapar.. O sırada silah sesleri
yükselmeye başlar.. Polisler telsizle anons etmeye başlar..”Korteje ateş
ediyorlar yere yatın” diye..Tam 6 el silah sesi duyulur..Birinci mermi
arabayı komple ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund Harris adındaki
taksi şöförünün kulağını parçalar..İkinci mermi Kennedy’i tam omzundan
vurur..Üçüncü mermi Kennedy’i
ıskalayıp ön koltuktaki vali Connaly’i omzundan vurur..Dördüncü mermi
Kennedy’i boynundan vurur,aynı mermi başkanın vücudundan çıkıp Vali
Connaly’i sırtından vurur.. Beşinci mermi arabayı ıskalayıp dikiz
aynasını kırıp dışarı çıkar..ve Altıncı mermi…Altıncı mermi başkan
Kennedy’i tam kafasından vurur..Başkanın kafasını parçalayan mermi
bulunamaz.. Suikastten sonra yapılan araştırmalarda Kennedy’i sözde
komünistlerden vatan haini Lee Harvey Oswald’ın vurduğu iddia edilir..
Ortada altı mermi olmasına rağmen Oswald’ın tek katil olduğu görüşüne
verilir..İddialara göre Oswald Texas Okul kitapları bürosunun altıncı
katındaki pencere dibinden İtalyan yapımı Manlicher Caracano marka
keskin nişancı tüfeği ile başkan Kennedy’i ve Vali Connaly’i altı kez
vurarak başkanı öldürmeyi başarmıştır.. Sözde suikastçi Lee Harvey
Oswald’ın vurduğu başkan Kennedy feci şekilde can vermiş ve Lee Harvey
Oswald apar topar hapsi boylamıştır.. Ortadaki deliller birden çok
keskin nişancının olduğunu göstermesine rağmen İsrail denetimindeki
Amerikan derin devleti suçu Lee Harvey Oswald’ın üzerine
atarak delilleri bir bir yok etmiştir. Suikastı gören 57 kişi ya bir
kaza ile yada intihar ile ölü bulunmuştur..
Lee Hervey Oswald ise suikasttan iki gün sonra mahkeme çıkışında
yüzlerce FBI ajanı ve polisin arasında yahudi bir bar işletmecisi olan
Jack Ruby tarafından öldürülmüştür..Bu Amerikan milliyetçisi yahudi,Lee
Harvey Oswald’ı öldürmesinin nedenini ise ”komünistlerden Amerika’nın
aldığı intikam” olarak yorumlamıştır..
Birden çok keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy’nin, otopsisini
Amerikan ordusundaki üst düzey amiral ve generaller yürütmüş ve
otopsideki suikast delillerini bir bir sabote etmişlerdi.. Ailesi
Kennedy’nin kafasının kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek
suikastçıların bulunmasını istediğinde ise Amerikan birimleri konuyu
şiddetle reddetmişlerdir..Kennedy apar topar gömülerek konu ört pas
edilmiştir..
Başkan Kennedy’nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı
olan kardeşi senatör Robert Kennedy de bir basın toplantısı sırasında
İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından kurşunlanarak
öldürülmüştür…




KENNEDY
SUİKASTİNİN SONUÇLARI


Kennedy’nin kapattığı
İsrail Dimona çölündeki nükleer santrali tekrar açılmış ve İsrail
nükleer silah üretimine eskisi gibi iyice hız vermiştir..
Federal Reserve Bank’ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan
başkan Kennedy’nin çıkarttığı 11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve
Amerikan dolarını basma yetkisi tekrar Rotschıld ailesine ait olan
Federal Reserve Bank’a verilmiştir..
II.Dünya savaşından sonra ılımlı ve sakin bir politka izleyen Amerika
devleti özellikle Kennedy suikastından sonra soğuk savaş sürecini de
aşlatmıştır..Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki soğuk savaştan tüm
dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir..Amerika ile Sovyet
Rusya arasındaki silahlanma rekabeti adeta bir sidik yarışına
dönmüştür..

Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve
Vietnam’a
saldırmıştır..Vietnam’da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu
savaştan dolaylı olarak zarar görmesine neden olmuştur..
Amerika’da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde söz
sahibi olmuştur..Amerika İsrail devletinin yaptığı katliamlara sesini
çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya
başlamıştır..En basitinden örnek vermek gerekirse İsrail devletinin çok
gizlice yürüttüğü ”Samuel Vanunu’yu kaçırma operasyonu” na istemeden
şahit olan bir Amerikan Firkateynindeki 23 deniz
piyadesi İsrail hücum botları tarafından açılan ateşle
öldürülmüştür..Denize düşüp kaçmaya çalışan askerler bile İsrailliler
tarafından öldürülmüştür..Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve
yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını konuyu haber bile
yapmamıştır..
CIA tüm dünyada ”komünizmle mücadele” doğrultusunda adına GLADIO denilen
ve Beyrut’taki gerilla kamplarında eğitilen katillerden ve paralı
askerlerden oluşan gizli bir ordu hazırlamış ve bu paralı katilleri
maaşa bağlayarak dünyanın her yerinde!! komünistleri ve sol
düşüncelileri öldürmekle görevlendirmiştir..
Bu bağlamda
Türkiye’deki sağ-sol çatışmaları,siyasi amaçlar için işlenen
cinayetler,katliamlar,terörist eylemler,Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının
idam edilmesi ve 12 Eylül darbesi hep Gladıo’nun eserleridir.. Gladıo
ordularının kurulması ne tesadüfse Kennedy suikastinden hemen sonraya
denk gelir..




Amerika’nın
büyük ortadoğu projesi başlamıştır..Büyük Ortadoğu Projesinin diğer adı
ise Büyük İsrail Devleti projesidir.. Kennedy suikastinden sonra Büyük
İsrail Devleti Projesine hız verilmiştir. Büyük İsrail Devleti Tevrat’ta
Tanrı Yehova’nın yahudilere vaat ettiği topraklardan oluşmaktadır. 11
Eylül2001 saldırıları, Münih’teki eylemler ve daha birçok terörist eylem
aslında Büyük İsrail Devleti projesinin bir parçasından başka bir şey
değildir..
Bazı arkadaşlar Büyük Ortadoğu projesini sanki yeni bir şeymiş gibi
algılıyorlar. Bu arkadaşlar kitap falan pek okumadıkları için ne
duysalar ona inanıyorlar. Büyük Ortadoğu projesi yeni bir şey değil.
Yüzyıllardır var olan bir proje…Osmanlıların yıkılması,Arapların
parçalanarak bir sürü ülkeye bölünmesi,Türkiye’deki terör eylemleri,
istikrarsızlık ve Irak, İran gibi ülkelerin periyodik olarak
neredeyse her 10 yılda bir sorun çıkarması rastlantı olmasa gerek !!


ALINTIDIR.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dünyayı Yöneten Yahudi Aile : Rotschild Ailesi,Kukla Diktatör Hitler,Kennedy Suikasti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
hukuk.forum.st :: Kültür ve Sanat :: Kültür & Sanat-
Buraya geçin: